Kariyer Kariyer

Moda Yatırımcıları Nasıl Yatırım Yapar?

Moda yatırımcıları, markaları çeşitli portföylerden değerlendirip hisse senedi seçer gibi seçerler. Seçimlerini ise moda tasarımcılarını ürün, pazarlama, ekonomik yapı, popülerlik yönlerinden değerlendirerek yaparlar. Markaların onlarla çalışma amacı ise sermayelerini arttırmaktır.

Moda Yatırımcıları

Moda yatırımcılarının varlığını öğrendiğimde büyük markaların bile hisselerinin tamamını ya da bir kısmını onlara satmasına çok şaşırmıştım. Türkiye’de moda yatırımcılığı çok yaygın olmasa da dünyada örnekleri oldukça fazla. Örneğin LVMH ; Louis Vuitton, Moet Henessy ile birleşerek yıllık cirosunu yaklaşık 20 milyar avronun üzerinde bir miktara çıkarmıştı. Diğer markalara bakacak olursak Donna Karan, Phillip Lim ve Jean Paul Gaultier moda yatırımcıları ile çalışan markalardan.2012 yılında İtalyan modaevi Valentino’yu Permira şirketinden satın alan Katarlı Mayhoola For Investments, 2015 yılında Boyner Perakende ve Tekstil Yatırımları’nın yüzde 30.7’lik bölümüne 885 milyon lira ile ortak olacağını açıklamıştı. Yine Güney Afrikalı Yatırım Şirketi Brait, New Look’u 2015 yılında 3 milyar dolara satın aldı.Yatırımlar aslında 1990 yılında LVMH’nin Fendi ve Givenchy markalarını alması ile başladı. Gucci ise o yıllarda Balenciaga, YSL ve Sergio Rossi’yi almıştı. 2006 yılında ise Apax Partners Tommy Hilfiger’ı  1.6 milyar dolara satın aldı.En basit anlatımıyla moda yatırımcıları, markaları çeşitli portföylerden değerlendirip hisse senedi seçer gibi seçerler. Seçimlerini ise moda tasarımcılarını ürün, pazarlama, ekonomik yapı, popülerlik yönlerinden değerlendirerek yaparlar. Markaların onlarla çalışma amacı ise sermayelerini arttırmaktır. Moda yatırımcıları her zaman lüks markalara yatırım yapmanın karlılığına inanıyor olsa da en güncel örneklerden biri olan Prada'nın, 31 Ocak 2015 tarihinde açıklanan 2014 yılının cirosu %1 düşüşle 3,552 milyar euroya geriledi. Prada’nın patronu Patrizio Bertelli moda yatırımcılarının bu düşüşten etkilenip finansal desteklerini çekmemesi için belli oranda kar payı dağıttı.

Köklü Moda Evlerinin Satılması

Ünlü Fransız moda evi Paul Poiret, Güney Koreli Shinsegae International tarafından satın alındı. Yatırımcının alma nedeni ise markayı modern tüketicileriyle yeniden şekil vererek buluşturmaktı. Pierre Mallevays ve Luvanis SA. ‘in planları moda ürünleri ve aksesuardan önce koku ve kozmetiğe önem vermekti. Mallevays konu hakkında “Yatırımcılar markanın DNA’sına yeniden şekil verip, markayı bugün ile ilişkilendirmek istiyorlar. Onlar Koreli marka oluşturmak istemiyorlar. Markanın Paris dışına çıkıp uluslararası pazarda da pay sahibi olması için satın aldılar. Gerçekten tecrübeliler ve markalardan anlıyorlar. “ demişti.Schiaparelli'nin 60 yıllık sessizliğini bozduğu Paris Moda Haftası defilesi Schiaparelli 60 yıllık sessizlikten sonra Paris Moda Haftasına 2014 yılında geri döndü. 1954 yılından bu yana markanın geleneği hale gelen Elsa’nın istakoz elbiseleriyle ilk koleksiyonunu oluşturdu.Markayı, İtalyan lüks kral Diego Della Valle’nin satın aldı ve bu yatırımcının da amacı pazarlama aracı olarak yeni tasarımcılarla çalışıp eskinin üzerine yeni modeller inşaa etmekti. Yatırımcı, Marco Zaninive Camilla Schiavone ile çalışmaya başladı. Böylece istenilen profile ulaşıldı ve hazır giyim konsepti ile Mart ayında Paris Moda Haftası’na katılacakları bildirildi. Fransız tasarımcı Jean-Paul Gaultier defile ile ilgili “ Tüm zıtlıklar ve beklenmedik detaylar ile aynı anda çok kadınsı ve sürrealist yeni bir Schiaparelli idi” yorumunda bulundu.Goga Ashkenazi ise Vionnet markasını satın aldı ve baş tasarımcının kendisi olacağını belirtti. Şirketi satın almasının nedenini Goga’nın Londra’da stilistlik yapan arkadaşı Gianluca Longo şu cümlelerle açıklar:

“Goga kıyafetleri çok sever. Bu yüzden ünlü eski şirketleri satın alır.”

Goga AshkenaziGoga’nın en yakın arkadaşı Eva Cavalli, tasarımcı Roberto Cavalli ile evli ve Roberto Cavalli bu geçiş evresinde, Goga’ya gayri resmi olarak danışmanlık hizmeti verdi. Goga uzun süre markayı tekrar canlandırmak için oldukça uğraştı. Madam Vionnet tasarımcıların mimarı olarak bilinmesine rağmen Goga, kadınların elbiselerinin hepsinde korse ve katmanlar oluşunu eleştirdi. Goga en sonunda Chanel ve Gucci ile daha önceden çalışmış GeorgeCortina ile stilisti olması için anlaştı. İlk koleksiyonu oldukça beğenildi.2011 yılında Kuveyt merkezli Global Investment House (GIH),  aile şirketi olan Yargıcı’nın %55 ini satın aldı. Türk markalara yatırım fonlarının ilgisi ne kadar 2007 yılına dayansa da 2012 yılı en çok yatırımcıların konuşulduğu yıl oldu. Bilmeyenler ya da hatırlamayanlar için küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum; Temmuz 2007’de Citigroup Venture Capital Investment’ın (CVCI) Boyner Mağazacılık’ın %30’unu ve Beymen’in yüzde %50’sini 189 milyon dolara almasıyla başlamıştı. Daha sonra İtalyan devi Miroglio İpekyol ve Twist’in sahibi Ayaydın Group’a %50 ortak oldu. Türkiye’de yurtdışına açılan ilk markalardan olan Mavi, %35 hissesini girişim sermayesi olan Turkven’e 2008 yılında sattı.Turkven’in CEO’su Seymur Tarı, Türk markalara yatırım ilgisini şu sözlerle açıklıyor:

“Türkiye’nin yükselen hayat standardı ve genç nüfusu, Türk markaları için çok sağlam bir temel oluşturuyor ve bu temelin üstüne kabiliyetli yöneticiler ve sistem oturtabilen Türk firmaları, dünya çapında başarılı olacaklar. Bizim görevimiz de, ekip ve sistem kurmada destek olmak ve riski paylaşmak”

Dünyadan ve Türkiye'den örnekler bitmek bilmiyor. Son olarak, Türk markalara yatırım yapanlar arasında üretici ve marka sahibi olanlara örnek ise 2011 yılının Ağustos ortasında, Flormar’ın %51 hissesini satın alan Fransız kozmetik devi Yves Rocher.2012 yılında Dubai merkezli olan Eastgate Capital Group’u, Silk&Cashmere’in %45’ine ortak oldu. Koton ise yine aynı tarihlerde %50 hissesini Turkven’e sattı. Satın alma ve birleşmelerde yaşanan hızın en yeni örnekleri Gucci'nin sahibi PPR SA'nın 2013 yılının Mayıs ayında İtalyan mücevher üreticisi Pomellato'yu alması ve aynı gün lüks saat severlerin yakından tanıdığı Corum'un Çin Haidan Holdings Ltd.'nin bünyesine katılması oldu. Wall Street Journal'ın haberine gore, LVMH genç Fransız tasarımcı Maxime Simoens'in hissesinin bir miktarını satın alırken, PPR de 2006 yılında şirketini kuran İngiliz tasarımcı Christoper Kane'e yatırım yaptı. LVMH, bu markaya ilgisinin nedenini ise markanın kalkınmasına yardımcı olmak şeklinde açıklamıştı.Moda sektörünün ekonomik yönden çıktısı yüksekken, bu çıktılara talepler fazlayken yatırımcıların dikkatini çekmesi de kaçınılmaz. Şöyle düşünelim, sektörün devleri gelecekte daha hızlı büyümek için fırsat kollarken, moda yatırımcıları da katma değeri oldukça yüksek olan moda sektörü sayesinde daha çok kar amacı güdüyor.  

Read More
moda meslekleri Sevgi Çatkın moda meslekleri Sevgi Çatkın

Modelistler: Modanın gizli kahramanları

Moda tümüyle bir zincirin halkalarından oluşuyor. Bir halka olmadan diğeri kesinlikle düşünülemez. Modelistlik o halkalardan biri. Bu kadar önemliyken, bu konu hakkında yazmamız kaçınılmazdı.

Annesi dikiş diken bir çocuk olarak, benim ilk tanıdığım patron şirketimdeki değil, Burda Dergisi’nden çıkandı. Bu mulaj kağıtlarının kumaşa iğnelenip kesilmesiyle kumaş dikime hazır hale gelirdi.  Yıllar sonra mezun olup ilk işime başladığımda, her ne kadar modayı çok iyi bildiğimi düşünsem de benim kafamda tasarımcı ile modelist arasındaki fark hala belirsizdi. Üretim departmanında mesleğe başlamak bu yüzden belki de başıma gelen en iyi şeylerden biriydi. Modada herşey üretimle başlıyor; her üretim de tasarımla. Peki aradaki akışı ne kadar iyi biliyoruz?

Son kullanıcı olarak mağazada ya da dergilerde moda ile ilgili karşılaştığımız şeyler birbirinden harika tasarımlar. Bu tasarımların tek boyuttan üç boyutluya geçişine kafa yormaya başladıkça, bu işin ne kadar detaylı ve emek gerektiren bir iş olduğunu görüyor insan. 

Moda tümüyle bir zincirin halkalarından oluşuyor. Bir halka olmadan diğeri kesinlikle düşünülemez. Modelistlik o halkalardan biri. Tasarımı bir sanat olarak sayarsak, modelistlik için perde arkasında kalan sanat diyebiliriz. Modelistlik olmadan herhangi bir tasarımın hayata geçmesi ya da üretilmesi düşünülemez. Bu kadar önemliyken, bu konu hakkında yazmamız kaçınılmazdı.

Şimdi bizim bahsedeceğimiz, o "patronları" hazırlayanlar. Bunu konuşmak için de meslekten birine sorular sormasak olmazdı. 

Serap Şahin, 15 senedir modelistliğe emek veren, şu anda bir ihracat firmasının Londra'daki mağaza projesi için çalışan bir profesyonel. Bizim için merak ettiğimiz soruları cevapladı.

Modelistliğe ilk ne zaman başladın?

2001 yılında başladım. 15 senedir sektörün seçkin firmalarında görev alıyorum.

Bu mesleği seçmendeki en büyük etken nedir?

Benimki biraz genetik oldu.En büyük etken muhtemelen bütün ailemin tekstil sektöründe çalışıyor olması.

Modelist ne yapar?

Modelist tasarımcının çizdiği modelin kalıbını çıkartır. Çıkan kalıplar kumaş üzerinden kesilip dikilir ve provaya hazırlanır. Prova yapıldıktan sonra düzeltmesi yapılıp, seri üretime geçilir.

Modelist olabilmek için gereken özellikler sence nelerdir?

Belki de en önemlisi detaycılık ve titizlik.Bu işi yaparken ortaya çıkanı önce siz beğenmelisiniz. Sizin içinize sinmeyen bir çalışma diğer kişilerin de hoşuna gitmeyebilir.

Serap Şahin

Sence okulda edinilen bilgi mi daha önemli yoksa tecrübe mi?

Aslında ikisi birbiriyle iç içe. Biraz tecrüben varsa okulda daha başarılı olursun. Okul bu işin alt yapısını öğretiyor ama iş hayatında tecrübe çok işe yarıyor.

Bir günün nasıl geçiyor?

Genel olarak verilmiş koleksiyonla uğraş içerisinde oluyorum. Mülaj çalışmaları yapıyoruz. Bazı modelleri kumaşa dikip modelin duruşuna bakıyoruz. Üretim çalışıyorsak üretim provası sonrası kalıp düzeltmesi yapıp seri aşamasına geçiyoruz. Bu işte her gün iki koleksiyonla da ilgilenmek ve birlikte yürütmek zorundasınız.

Tasarım sürecine modelist hangi aşamada  dahil oluyor? Biraz yaratım sürecinden bahsedebilir misin?

Tasarım, tasarımcının zihninden kalemine dökülmüş olan gerçek ve gerçek dışı her olgunun son hali ile ürünhaline geliş sürecidir. Bu süreçte modelistler tüm teknik ve estetik aşamasında tasarımcı ile birlikte omuz omuza çalışmalıdırlar. Yapılacak olan koleksiyonun tüm havasını ve gustosunu hissetmiş olan modelist ile tasarımcı, teknik ve tasarımı bir araya getirerek ürünün ortaya çıkışındaki lezzeti birlikte hissederek çalışırlar. Tam anlamıyla uyum ve ekip işi diyebiliriz.

Modelistlik bireysel bir iş gibi görünse de aslında sürekli olarak bir ekip işi. Biraz zorluklarından bahsedebilir misin?

Bütün sürecin tamamen bir ekip işi olduğu her meslekte olduğu gibi bu meslekte de mevcut. Fakat söylediğim gibi ekip içerisinde uyum ve aynı dili konuşmak en önemlisi. Bu iletişim olduğu sürece problemler çok daha aza indirgenebilir.

Son olarak bu mesleği seçmek isteyenler için tavsiyelerin neler?

Vereceğim en önemli tavsiye işini benimsemek ve severek yapıyor olmak. Sonrası kesinlikle tecrübeye dayalı olacaktır. Bu süreçte çok iyi bir gözlemci olmak lazım.

 

Modelist olmak isteyenler, bu mesleği daha iyi tanımak isteyenler, bize danışmak için moda@modakariyeri.com'a yazabilirsiniz. 

Sevgi Çatkın

 

Read More
kariyer postu Asli Ozbek kariyer postu Asli Ozbek

Bilişim dünyasında bir top model

Karlie Kloss kodlama ve kurabiye yapmayı seviyor. 23 yaşındaki manken tüm başarısına rağmen hayatını defileler ve yüksek bütçeli reklam kampanyaları ile sınırlamaya niyetli değil. 2015 Eylül ayında New York Üniversitesi’nde okumaya başlayan Karlie bir sene kadar önce New York’da kodlama dersi almış.

 

Karlie Kloss moda dünyasının son yıllardaki en önemli isimlerinden. Öyle ki en önemli markaların defilelerinde boy göstermesinin yanında Forbes’un en çok kazanan mankenler listesinde sekizinci sırada. Karlie Kloss hem çok güzel, hem çok çalışkan, hem de çok başarılı fakat onu bu yazıya konu etmemin nedeni bu özellikleri değil.

Karlie Kloss kodlama ve kurabiye yapmayı seviyor. 23 yaşındaki manken tüm başarısına rağmen hayatını defileler ve yüksek bütçeli reklam kampanyaları ile sınırlamaya niyetli değil. 2015 Eylül ayında New York Üniversitesi’nde okumaya başlayan Karlie bir sene kadar önce New York’da kodlama dersi almış.

“Karlie’nin kurabiyeleri" adı altında tasarladığı on kurabiyelik kutuları açlık sınırında olan çocuklara yardım amacıyla satıyor. Fakat sanıyorum ki Karlie’nin kurabiyeleri yerken bulunmak istediği bir yer var: bilgisayarının başı.

Bir buçuk yıl önce kodlama öğrenmek için bir kursa yazılan Karlie ürettiği kurabiyeleri drone (uçan robot) ile uçurabilmek için Flatiron School’daki kursta kodlama bile yaptı. Kodlamayı öğrenirken çok eğlenen Karlie bunun geleceğin mesleklerinden biri olduğuna karar verdi ve genç kızların bu mesleği öğrenmesinin gelecekleri için büyük önem taşıdığını düşündü. Hemen harekete geçen ünlü model Flatiron School işbirliğiyle yirmi genç kıza kodlama bursu verdi. 


Karlie Kloss, ona “güzel ve zengin bir kadının bu meslekte ne işi var” diyen bilişim dünyasının duayenlerine meydan okurcasına bir top model olarak kodlama öğreniyor ve okuldaki anılarını üç milyonu geçen takipçisiyle paylaşmaktan da geri kalmıyor. Erkek egemen bu meslek dalında iş imkanları oldukça fazla. Hürriyet IK’ya göre bilişimle ilgili teknik meslekler işe alımda en çok arananların başında geliyor.

Yazılımcılık dünyanın her yerinde en çok aranan meslekler listesinde ilk sıralarda. Dijital dünyanın hayatımızda git gide daha önem kazanmasıyla birlikte yazılım yapmayı bilmek sadece garantili bir iş fırsatı sağlamanın dışında girişimcilikte söz sahibi olmak için de çok önemli. Karlie açıkça bu yüksek istihdam vadeden sektörün erkek egemen olmasına meydan okuyor, ve bunu yapacak gücü ve enerjisi de var.

Karlie’ye göre kodlamayı öğrenmek geleceğin şekillenmesinde söz sahibi olmak için önemli ve kadınlar geleceği şekillendirecek yeteneğe sahipler.  Ayrıca, ünlü bir model olarak moda dünyasının kalbinde yaşayan Karlie, kodlamanın da sanat ve moda gibi bir kendini ifade etme şekli olduğunu düşünüyor. Fikirleri ürünleştirmek, yaratıcılığın sınırlarını zorlamak ve özgürleşmek kodlama öğrenerek mümkün.

Amerika’da bilgisayar mühendisliği mezunlarının sadece yüzde onikisi kadın. Kadınbilişimci.com sitesinin haberine göre Türkiye’nin ilk kadın bilişimcisi 1962 yılında işbaşı yapan Ayla Taşpınar. Prof. Dr. Nilgün Okay’ın “Bilişim sektöründe kadın” konulu konuşmasından alınan 2013 verilerine göre ise Bilişim mezunu kadınların oranı Türkiye’de yüzde 28 civarında. Aynı araştırmaya göre, kadınlar değişime çok hızlı adapte olabildikleri için, değişimle beslenen bu sektöre çok uygunlar.

Türkiye’de de kadınların bilişim sektörüne katılımını artırmak için #kodewithkarlie programına benzer kurslar ve burslu sertifika programları düzenleniyor. Yakın gelecekte daha da çok istihdam sağlayacak olan bu mesleğin kadınların yaratıcılığına ihtiyacı var.


Kurslarla ilgili detaylı bilgi için: 

www.tbd.org.tr

www.kadinbilisimci.com

http://go.flatironschool.com/kode-with-karlie-winners

Read More
kariyer postu Asli Ozbek kariyer postu Asli Ozbek

"Hayalindeki kariyere nasıl sahip olursun?"

Başarılı olmak birçok değişkene bağlı,tutkunu gerçekleştirmek için ne kadar bedel ödemeye hazır olduğunla, sektörü ne kadar iyi anlayabildiğinle ve biraz şansla ilgili. Başvurun doğru zamanda doğru masanın üzerinde olmalı.

                                                                      Sacha Milazzo Mercier 

                                                    G&M Talent Management Kurucu Ortağı

Moda ve lüks sektöründe çalışan bir yetenek avcısı olarak bu soru bana her gün en çok sorulan soru. Hangi ülke ya da kültürden olursa olsun herkesin ortak sorusu bu: bu sektördeki sihirli kapıyı açan anahtar nedir?

Cevap çoğu zaman karamsarlık dolu. Çünkü bu çok zorlu bir süreç! Moda ve lüks sektörü çok sıradışı bir sektör. Dışarıdan çok çekici ( size bir fikir vermesi adına petrol sektörüyle kıyaslayın; çok daha çekici değil mi?)  ama diğer taraftan çok kapalı, kendine özgü kurallarla dolu. Bu soruya cevabım kendi kişisel vizyonumu da içeriyor. “Başarılı olmak birçok değişkene bağlı,tutkunu gerçekleştirmek için ne kadar bedel ödemeye hazır olduğunla(buna saatlerce araştırma ve çalışma dahil) , sektörü ne kadar iyi anlayabildiğinle ve biraz şansla ilgili. Başvurun doğru zamanda doğru masanın üzerinde olmalı.” Demek istediğim, fırsatları elde etme konusunda kesinlikle karamsar değilim, bunu başaran insanları tanıyacak kadar şanslıyım. Bu mücadeleye hazır olmayan ve sürekli aynı hataya düşen adaylarla her gün karşılaşıyorum. İş arayanların, özellikle sektörü değiştirmek isteyenlerin, işe alım süreciyle ilgili yeni yolları öğrenmeleri lazım. En iyi öğrenme şekli örneklere bakmaktır. Toplumu değiştiren insanlardan öğrenecek çok şeyimiz var; ama yeterince geniş açıdan bakmayı öğrenirsek bu insanların zorluklarla nasıl başa çıktığından ilham alabiliriz.

Bu yüzden lüks sektöründe sosyal medya ve dijital pazarlama konusunda uzmanlaşan Yiğit Turhan’ın olağandışı hikayesi bence çok güzel bir örnek. Yiğit’in hikayesi garip ya da komik görünebilir; ama bence tutku, kararlılık, kendinin farkında olmak ve isteklilik anlamında mükemmel bir karışım. 

O zamanlar, Yiğit hayallerinin peşinden gitmek için kendi ülkesindeki rahat işinden vazgeçen genç bir elektronik mühendisiydi. Bu karar sonrası Türkiye’den ayrılıp, Milano’ya Bocconi Universitesi’nde Uluslararası Pazarlama yüksek lisansı yapmaya gitti.

Yiğit’in hedefi çok netti: “ yaratıcı bir ortamda-tercihen lüks sektöründe- çalışmak ve uluslararası iş tecrübesi kazanmak”. Zorlu bir mücadeleydi. Daha önce de söylediğim gibi bu sektör biraz kapalı. Yiğit’in mühendislik geçmişi moda ve lüks firmaları için ilgi çekici değildi. Bunun dışında Türkiye, Avrupa Birliği’ne dahil olmadığı için Yiğit’in çalışma vizesine ihtiyacı vardı ve bu durumu daha da zorlaştırıyordu.

İlerleyen süreçte, Yiğit çalışmak istemediği FMCG(Hızlı Tüketim Ürünleri) sektöründeki firmalardan teklif; çalışmak istediği moda firmalarından red cevabı aldı. Bu kısır döngü içinde Yiğit harika bir kişisel özelliğini kullandı: direnç ve esneklik. Bu noktada Yiğit başarısızlıklarından bir ders çıkardı ve şunu anladı ki; hedefini gerçekleştirmek istiyorsa sağlam bir stratejisi olmalıydı. Doğru kitlesini bulmalı ve onlara nasıl bir değer katacağını anlatmalıydı. Buradan itibaren hikaye daha eğlenceli bir hal aldı. İlk adım basitti: ilgisini çeken küçük ölçekli firmaların listesini çıkarmak.

Spesifik bir sektörde kariyer sahibi olmak mı istiyorsunuz? Kitlenizi iyi seçin!

İş aramada ilk adım, sizin yeteneklerinize gerçekten ihtiyacı olan bir firma bulmak. Adayların yaptığı en büyük hata CV’lerini etrafa yaymak, standart bir başvuru formu ya da önyazı yollamak ve sonrasında X firmasının neden hala aramadığını anlamaya çalışmak! Eğer başarmak istiyorsanız, ödün vermemelisiniz. İlk olarak sizinle kimler ilgilenebilir onu araştırmalısınız, sizin için doğru pozisyona sahipler mi diye bakmalısınız.

Bu noktada Yiğit’in başka bir özelliğine dikkat çekmek istiyorum: farkındalık. Yiğit gücünün/yeteneklerinin farkındaydı. Güçlü/zayıf yönlerinin farkında olmak, bir firmaya katacağınız değeri anlamak için en temel değer. Bu bilgiyle kendinizin farkında olup, işi almak için doğru kitleye doğru mesajı gönderebilirsiniz.

Bir sonraki adım akıllıca olmalı. Firmalara nasıl katkı sağlayacağınızı anladıktan sonra, onların dikkatlerini çekmelisiniz. Yiğit’in örneğindeki gibi: hedefini İtalyan lüks firması Frankie Morello olarak belirledi, aldığı analitik eğitimi ve yeteneğini, araştırma yapmak için kullandı. Mağazalarını ziyaret etti, hatta mağaza müdürleriyle konuştu.Firmayı tanıdıktan sonra bu bilgisini firmada hangi pozisyonun kendisine uygun olduğunu bulmakta kullandı.İşte Yiğit bu noktada fark yarattı.

                                                                                                                                                                     Kaynak: http://quotepixel.com/

Firmaya size neden ihtiyaçları olduğunu anlatmak için doğru yolu bulmak zorundasınız.

Eğer bir perakende firmasına başvurmayı düşünüyorsanız, Yiğit’in stratejisini kullanın ve kendinizi firmaya değerli bir teklif olarak sunun. Sunum hazırlayın, çalışmalar yapın ve neyde iyiyseniz onu kullanın(excel, portfolyo,hatta video!); iş yapmayı bildiğinizi onlara gösterin.Eğer kitlenin ilgisini çekerseniz, işe alım sürecine avantajlı başlarsınız.

Şimdi, çok güzel bir başlangıç yaptınız,başvurunuz içeride ve bu yolculuk için biletiniz hazır. Görüşme bir sonraki adım, firmayla tanışmak için artık fırsatınız var. Bu adım çok daha karmaşık. Avantajlarınızı hatırlayın, sizinle ilgilendiler. Bu da demek oluyor ki sizinle ilgili beklentileri var. Görüşme aşaması, firma için değerli bir alım olacağınızı teyit etme zamanıdır. İyi geçmesi yine hazırlığınıza bağlı. Eğer hedefinizle ilgili sağlam bir stratejiniz varsa, görüşme için çoktan hazırsınız.Şimdi Yiğit’in örneğine devam edelim: firmaya özelliklerini yansıtmaya hazırdı. İşleyişe nasıl olumlu bir etki katacağına dair planıyla görüşmeye gitti. Farkını gösterip, işi almaya hazırdı. Hayalini kurduğunuz işe sahip olmak için stratejinin ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz.

Görüşmelerde en iyisini başarmaları için bir çok adayı hazırlıyorum ve onlara hep şunu söylüyorum: “Eğer müşterim senin onlarla çalıştığını hayal edebiliyorsa bu iş tamam! İş senin!”

Bu eşsiz kişilik ve yetenek karışımının yanı sıra, Yiğit’in takdir ettiğim bir başka yönüyse tüm bu serüven sırasında pozitif bakış açısını hep korumasıydı. Mücadeleyi kabul etti, hatalarından ders çıkardı ve tüm süreçle tutkulu bir yaklaşımla başa çıktı. Eğer hikayesini okursanız tüm bu süreci kendi de “Harika Serüven” olarak anlatıyor.

İşe alım sürecine bakış açınızı değiştirmek zorundasınız: firmaya başvuru yapmak sizin için yeteneğinizi gösterme fırsatı olmalı! Adayların çoğu tüm bu süreci acı dolu yaşıyor ve zaman kaybı olarak görüyor; bu yüzden de çoğu zaman başarısız oluyorlar.

Tutkuya sahip olmak demek, çalışmak ve araştırmak için zaman harcamak, sevdiğiniz şeyle ilgili derin bir bilgiye sahip olmak demektir. Farkındalığı kazandıktan sonra, yeteneğinizi, işe katkı sağlayacak fikir ve çözümler getirmek için kullanın. TUTKU ter ve gözyaşından; YETENEK pratik yapmaktan ve bilgiden oluşur. Bunların hiçbiri sır değil. Sevdiğiniz sektörde istediğiniz kariyere sahip olmak yaratıcılığın ötesinde kararlılık, çok çalışmaya gönüllü olmak ve Yiğit’inki gibi iyi bir plana sahip olmakla gerçekleşebilir.Eğer Yiğit’in profiline bakarsanız, bu muhteşem başlangıçtan sonra hangi büyük isimlerin onun için savaştığına tanık olabilirsiniz. İyi başlangıçlar!

Sacha Milazzo Mercier, lüks ve moda dünyası üzerine uzmanlaşmış bir yetenek avcısı ve kariyer koçu. Universita ‘ La Sapienza’da Psikoloji lisansını ve SDA Bocconi’de İnsan Kaynakları ve Organizasyon yüksek lisansını tamamladıktan sonra Sacha, kariyerine Louis Vuitton’da İnsan Kaynakları departmanında başladı. Daha sonra lüks sektöründeki bir işe alım firmasında müdürlük yaptı. Şu anda Londra merkezli G&M Talent Management firmasının kurucu ortağı ve Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinde kariyer koçluğu yapıyor, kişisel marka yaratma workshopları düzenliyor. 

Sacha, Eylül ayında Moda Kariyeri'nin davetlisi olarak İstanbul'a geldi ve bizimle "Moda sektöründe kariyer planlamak" konulu bir söyleşi yaptı. 

 

Read More