"Hayalindeki kariyere nasıl sahip olursun?"
Moda ve lüks sektöründe çalışan bir yetenek avcısı olarak bu soru bana her gün en çok sorulan soru. Hangi ülke ya da kültürden olursa olsun herkesin ortak sorusu bu: bu sektördeki sihirli kapıyı açan anahtar nedir?
Cevap çoğu zaman karamsarlık dolu. Çünkü bu çok zorlu bir süreç! Moda ve lüks sektörü çok sıradışı bir sektör. Dışarıdan çok çekici ( size bir fikir vermesi adına petrol sektörüyle kıyaslayın; çok daha çekici değil mi?) ama diğer taraftan çok kapalı, kendine özgü kurallarla dolu. Bu soruya cevabım kendi kişisel vizyonumu da içeriyor. “Başarılı olmak birçok değişkene bağlı,tutkunu gerçekleştirmek için ne kadar bedel ödemeye hazır olduğunla(buna saatlerce araştırma ve çalışma dahil) , sektörü ne kadar iyi anlayabildiğinle ve biraz şansla ilgili. Başvurun doğru zamanda doğru masanın üzerinde olmalı.” Demek istediğim, fırsatları elde etme konusunda kesinlikle karamsar değilim, bunu başaran insanları tanıyacak kadar şanslıyım. Bu mücadeleye hazır olmayan ve sürekli aynı hataya düşen adaylarla her gün karşılaşıyorum. İş arayanların, özellikle sektörü değiştirmek isteyenlerin, işe alım süreciyle ilgili yeni yolları öğrenmeleri lazım. En iyi öğrenme şekli örneklere bakmaktır. Toplumu değiştiren insanlardan öğrenecek çok şeyimiz var; ama yeterince geniş açıdan bakmayı öğrenirsek bu insanların zorluklarla nasıl başa çıktığından ilham alabiliriz.
Bu yüzden lüks sektöründe sosyal medya ve dijital pazarlama konusunda uzmanlaşan Yiğit Turhan’ın olağandışı hikayesi bence çok güzel bir örnek. Yiğit’in hikayesi garip ya da komik görünebilir; ama bence tutku, kararlılık, kendinin farkında olmak ve isteklilik anlamında mükemmel bir karışım.
O zamanlar, Yiğit hayallerinin peşinden gitmek için kendi ülkesindeki rahat işinden vazgeçen genç bir elektronik mühendisiydi. Bu karar sonrası Türkiye’den ayrılıp, Milano’ya Bocconi Universitesi’nde Uluslararası Pazarlama yüksek lisansı yapmaya gitti.
Yiğit’in hedefi çok netti: “ yaratıcı bir ortamda-tercihen lüks sektöründe- çalışmak ve uluslararası iş tecrübesi kazanmak”. Zorlu bir mücadeleydi. Daha önce de söylediğim gibi bu sektör biraz kapalı. Yiğit’in mühendislik geçmişi moda ve lüks firmaları için ilgi çekici değildi. Bunun dışında Türkiye, Avrupa Birliği’ne dahil olmadığı için Yiğit’in çalışma vizesine ihtiyacı vardı ve bu durumu daha da zorlaştırıyordu.
İlerleyen süreçte, Yiğit çalışmak istemediği FMCG(Hızlı Tüketim Ürünleri) sektöründeki firmalardan teklif; çalışmak istediği moda firmalarından red cevabı aldı. Bu kısır döngü içinde Yiğit harika bir kişisel özelliğini kullandı: direnç ve esneklik. Bu noktada Yiğit başarısızlıklarından bir ders çıkardı ve şunu anladı ki; hedefini gerçekleştirmek istiyorsa sağlam bir stratejisi olmalıydı. Doğru kitlesini bulmalı ve onlara nasıl bir değer katacağını anlatmalıydı. Buradan itibaren hikaye daha eğlenceli bir hal aldı. İlk adım basitti: ilgisini çeken küçük ölçekli firmaların listesini çıkarmak.
Spesifik bir sektörde kariyer sahibi olmak mı istiyorsunuz? Kitlenizi iyi seçin!
İş aramada ilk adım, sizin yeteneklerinize gerçekten ihtiyacı olan bir firma bulmak. Adayların yaptığı en büyük hata CV’lerini etrafa yaymak, standart bir başvuru formu ya da önyazı yollamak ve sonrasında X firmasının neden hala aramadığını anlamaya çalışmak! Eğer başarmak istiyorsanız, ödün vermemelisiniz. İlk olarak sizinle kimler ilgilenebilir onu araştırmalısınız, sizin için doğru pozisyona sahipler mi diye bakmalısınız.
Bu noktada Yiğit’in başka bir özelliğine dikkat çekmek istiyorum: farkındalık. Yiğit gücünün/yeteneklerinin farkındaydı. Güçlü/zayıf yönlerinin farkında olmak, bir firmaya katacağınız değeri anlamak için en temel değer. Bu bilgiyle kendinizin farkında olup, işi almak için doğru kitleye doğru mesajı gönderebilirsiniz.
Bir sonraki adım akıllıca olmalı. Firmalara nasıl katkı sağlayacağınızı anladıktan sonra, onların dikkatlerini çekmelisiniz. Yiğit’in örneğindeki gibi: hedefini İtalyan lüks firması Frankie Morello olarak belirledi, aldığı analitik eğitimi ve yeteneğini, araştırma yapmak için kullandı. Mağazalarını ziyaret etti, hatta mağaza müdürleriyle konuştu.Firmayı tanıdıktan sonra bu bilgisini firmada hangi pozisyonun kendisine uygun olduğunu bulmakta kullandı.İşte Yiğit bu noktada fark yarattı.
Firmaya size neden ihtiyaçları olduğunu anlatmak için doğru yolu bulmak zorundasınız.
Eğer bir perakende firmasına başvurmayı düşünüyorsanız, Yiğit’in stratejisini kullanın ve kendinizi firmaya değerli bir teklif olarak sunun. Sunum hazırlayın, çalışmalar yapın ve neyde iyiyseniz onu kullanın(excel, portfolyo,hatta video!); iş yapmayı bildiğinizi onlara gösterin.Eğer kitlenin ilgisini çekerseniz, işe alım sürecine avantajlı başlarsınız.
Şimdi, çok güzel bir başlangıç yaptınız,başvurunuz içeride ve bu yolculuk için biletiniz hazır. Görüşme bir sonraki adım, firmayla tanışmak için artık fırsatınız var. Bu adım çok daha karmaşık. Avantajlarınızı hatırlayın, sizinle ilgilendiler. Bu da demek oluyor ki sizinle ilgili beklentileri var. Görüşme aşaması, firma için değerli bir alım olacağınızı teyit etme zamanıdır. İyi geçmesi yine hazırlığınıza bağlı. Eğer hedefinizle ilgili sağlam bir stratejiniz varsa, görüşme için çoktan hazırsınız.Şimdi Yiğit’in örneğine devam edelim: firmaya özelliklerini yansıtmaya hazırdı. İşleyişe nasıl olumlu bir etki katacağına dair planıyla görüşmeye gitti. Farkını gösterip, işi almaya hazırdı. Hayalini kurduğunuz işe sahip olmak için stratejinin ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz.
Görüşmelerde en iyisini başarmaları için bir çok adayı hazırlıyorum ve onlara hep şunu söylüyorum: “Eğer müşterim senin onlarla çalıştığını hayal edebiliyorsa bu iş tamam! İş senin!”
Bu eşsiz kişilik ve yetenek karışımının yanı sıra, Yiğit’in takdir ettiğim bir başka yönüyse tüm bu serüven sırasında pozitif bakış açısını hep korumasıydı. Mücadeleyi kabul etti, hatalarından ders çıkardı ve tüm süreçle tutkulu bir yaklaşımla başa çıktı. Eğer hikayesini okursanız tüm bu süreci kendi de “Harika Serüven” olarak anlatıyor.
İşe alım sürecine bakış açınızı değiştirmek zorundasınız: firmaya başvuru yapmak sizin için yeteneğinizi gösterme fırsatı olmalı! Adayların çoğu tüm bu süreci acı dolu yaşıyor ve zaman kaybı olarak görüyor; bu yüzden de çoğu zaman başarısız oluyorlar.
Tutkuya sahip olmak demek, çalışmak ve araştırmak için zaman harcamak, sevdiğiniz şeyle ilgili derin bir bilgiye sahip olmak demektir. Farkındalığı kazandıktan sonra, yeteneğinizi, işe katkı sağlayacak fikir ve çözümler getirmek için kullanın. TUTKU ter ve gözyaşından; YETENEK pratik yapmaktan ve bilgiden oluşur. Bunların hiçbiri sır değil. Sevdiğiniz sektörde istediğiniz kariyere sahip olmak yaratıcılığın ötesinde kararlılık, çok çalışmaya gönüllü olmak ve Yiğit’inki gibi iyi bir plana sahip olmakla gerçekleşebilir.Eğer Yiğit’in profiline bakarsanız, bu muhteşem başlangıçtan sonra hangi büyük isimlerin onun için savaştığına tanık olabilirsiniz. İyi başlangıçlar!
Sacha Milazzo Mercier, lüks ve moda dünyası üzerine uzmanlaşmış bir yetenek avcısı ve kariyer koçu. Universita ‘ La Sapienza’da Psikoloji lisansını ve SDA Bocconi’de İnsan Kaynakları ve Organizasyon yüksek lisansını tamamladıktan sonra Sacha, kariyerine Louis Vuitton’da İnsan Kaynakları departmanında başladı. Daha sonra lüks sektöründeki bir işe alım firmasında müdürlük yaptı. Şu anda Londra merkezli G&M Talent Management firmasının kurucu ortağı ve Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinde kariyer koçluğu yapıyor, kişisel marka yaratma workshopları düzenliyor.
Sacha, Eylül ayında Moda Kariyeri'nin davetlisi olarak İstanbul'a geldi ve bizimle "Moda sektöründe kariyer planlamak" konulu bir söyleşi yaptı.