Tekstil mümessilliği: Eylül Tekstil
Her daim bir kalp çarpıntısı,her daim bir problem, binlerce insan ve hep galip gelmeye çalıştığın zamanla yarış... Ama çok renkli, kültürel olarak çok zengin ve keyifli bir meslek.
1996 yılında Demet Poyraz Şerbetçi henüz 25 yaşındayken Eylül Tekstil’i kurdu. Yirmi yıl sonra şirket İtalya’nın önemli markalarının üretimlerini takip eden yirmi kişilik bir ekip olarak her yıl artan bir başarıyla büyüyor. Eylül tekstil müşterilerinin Türkiye ofisi gibi çalışıyor ve A’dan Z’ye tüm koleksiyon ve imalatlarını yaptırıp iş akışlarını takip ediyor. Stilistler ile başlayıp kalite kontrol ile devam eden bu süreç yıllarca verilmiş emek ve iki kız kardeşin dayanışmasıyla bir başarı hikayesine dönüştü. Prada, Moncler , North Sails , Diesel , Replay , Acquascutum, Golden Lady, Henri Lloyd gibi firmalar Eylül Tekstil’in müşteri portföyüne girdi.
Deniz Poyraz Kırmanlı üniversite yıllarında part-time tercümanlık yaparken tekstil sektöründe ilk tecrübesini kazandı. Deniz 1998 yılında ablası Demet’in davetiyle kendini bu sektörde bir girişimci olarak buldu. Ben de tekstil girişimcilerine ilham olması dileğiyle Deniz’e kariyer hikayesi ve mesleği ile ilgili sorular sordum.
Moda sektöründe çalışmak istediğine ne zaman karar verdin?
Ben 16 yaşında hayal ettiği işi yapan şanslı biriyim. Ortaokuldaki en yakın arkadaşımın annesi rahmetli Ayşe Yarsuvat, Türkiye'nin ilk tekstil mümessil firmalarından birinin sahibi idi. Firması hala aynı ciddiyetle devam etmekte.
Diyebilirim ki hayatım boyunca tek gerçek rol modelim olmuştur: sevgili Ayşe Teyze. Kendisi ev içinde inanılmaz neşeli ve eğlenceli, işinde çok başarılı, sürekli seyahat edip, hep kendine has tarzı ile çok şık olan bir insandı. Çok iyi hatırlıyorum o dönemdeki hislerimi; gerçek anlamda onun gibi olmak istiyordum. Kısacası onun gibi bir anne, onun gibi bir iş kadını olmak ve birebir onun yaptığı işi yapmak istiyordum. Üniversite yıllarım boyunca part-time İtalyanca-Türkçe tercümanlık yaparken çok çeşitli sektörlerin içinde bulunma şansım oldu. Son olarak Altınyıldız'ın konfeksiyon fabrikasında Ermenegildo Zegna'dan gelen bir üst düzey danışmanın tercümanlığını yaptığım 2 sene boyunca kesinlikle bu sektörde olmak istediğime karar verdim. Yani ilk hayal ettiğim zamandan 6-7 sene sonra kararım kesinleşti.
Tam da o noktada, kızkardeşim iki sene önce kurduğu firmasına girmemi istedi. Böylelikle benden sadece üç yaş büyük olan ablam ve 18 senelik ortağım Demet Poyraz Serbetçi hayallerimi gerçekleştirip, tüm hayatımı ve yaşam şeklimi değiştirdi.
Sence moda/tekstil sektörü okuyarak mı çalışarak mı öğrenilir?
Bence bilgi en büyük güçtür. Hangi sektör olursa olsun eğitiminin alınması gerektiğini düşünmekle beraber sürekli değişkenlik gösteren bu sektörün bir okul tedrisatına sığdırılabileceğini zannetmiyorum. Tekstil için diyebilirim ki; bu iş dokunarak, okuyarak, takip ederek, gözlemleyerek , yeniliklere açık olup, dinleyerek ve çok çalışarak öğrenilir.
Mesleğini birkaç kelimeyle anlatmanı istesem?
Her daim bir kalp çarpıntısı,her daim bir problem, binlerce insan ve hep galip gelmeye çalıştığın zamanla yarış... Ama çok renkli, kültürel olarak çok zengin ve keyifli bir meslek.
Çalışmaya başladığın ilk yıllardan beri unutamadığın bir tavsiye var mı?
Çok var aslında ama sanırım en çok sevdiğim ve kulağıma küpe yaptığım "Asla oldum deme!. Ben de sıkça herkese "Hiçbir kapıyı çarparak çıkma, hayatın seni kim ile nerede yeniden karşılaştıracağını bilemezsin" diyorum.
Bu sektörü bir masal ile anlatmak istesen bu masal ne olurdu?
Düşün ki pamuğun topraktan toparlanması ile bitmiş bir mamul halini alması arasında yapılan onlarca işlem,o işlemleri yapan yüzlerce insan ve o yüzlerce insanın hatası, heyacanı, vurdum duymazlığı, özverisi, paniği...hepsi birbirinden farklı, renkli, duygusal, eğlenceli insanlar. Her an herşeyin değişebileceği, değişmeyecek tek şeyin "O koleksiyonun istenilen tarihte çıkması” gerçeği..Son olarak da bir sürü kahkaha ve bir o kadar da gözyaşı. Sanırım "Alice Harikalar Diyarında" en uygun masal olurdu.
İşinle ilgili motivasyonunu zor zamanlarda bile taze tutan nedir?
Öncelikle işimi çok seviyorum ayrıca bende ve ablam Demet’de ailemizden geldiğine inandığım çok ciddi bir sorumluluk duygusu var. Sonunda bir müşterimiz ile bir daha birlikte çalışmayacağımızı bilsek bile elimizdeki işi yapabildiğimiz en iyi şekilde yapıp öyle teslim ederiz. Bizim için birilerini veya bir işi yarı yolda bırakmak diye birşey yoktur. Hele hele pes etmek hiç yoktur. Oncai senelik koşturmadan sonra açıkçası bazı zorlukları sadece yoğun dönemlerde değil, normal zamanlarda da hissettiğim oluyor ama profesyonel ve kişisel reputasyonumuz çektiğimiz sıkıntılardan çok daha önemli. Ayrıca büyük sorumluluklarımız, bize güvenip işlerini bize teslim eden , sözlerimiz ile riske giren insanlar var.
Ekibine yeni bir takım arkadaşı aradığında en çok önem verdiğin özellikler neler?
İnsan ilişkileri kuvvetli, medeni, kesinlikle sorumluluk sahibi, yeniliklere ve öğrenmeye açık ve çok istekli olmasını isterim. Neşeli, kibar, saygılı, kendine güvenen ve benim kendisine güvendiğim insanları görmeyi seviyorum etrafımda. Birlikte çalıştığım insanlarla gülmeyi, yeri geldiğinde herşey ile dalga geçip eğlenmeyi çok seviyorum.
Deniz’e bize hikayesini anlattığı için çok teşekkür ediyorum.
Eylül Tekstil hakkında daha ayrıntılı bilgi ve kontak için:
Eylül Tekstil Ic ve Dis Tic. Ltd. Sti. - Textile Agency in Istanbul, Turkey
Tecrübeli eleman kadrosu ile tekstil acentası (mümesili) olarak örme, dokuma pantalon, gömlek, iç çamaşırı, mayo gibi çok geniş bir yelpazede servis verebilmektedir
Deniz Poyraz Kırmanlı ile:
Modelistler: Modanın gizli kahramanları
Moda tümüyle bir zincirin halkalarından oluşuyor. Bir halka olmadan diğeri kesinlikle düşünülemez. Modelistlik o halkalardan biri. Bu kadar önemliyken, bu konu hakkında yazmamız kaçınılmazdı.
Annesi dikiş diken bir çocuk olarak, benim ilk tanıdığım patron şirketimdeki değil, Burda Dergisi’nden çıkandı. Bu mulaj kağıtlarının kumaşa iğnelenip kesilmesiyle kumaş dikime hazır hale gelirdi. Yıllar sonra mezun olup ilk işime başladığımda, her ne kadar modayı çok iyi bildiğimi düşünsem de benim kafamda tasarımcı ile modelist arasındaki fark hala belirsizdi. Üretim departmanında mesleğe başlamak bu yüzden belki de başıma gelen en iyi şeylerden biriydi. Modada herşey üretimle başlıyor; her üretim de tasarımla. Peki aradaki akışı ne kadar iyi biliyoruz?
Son kullanıcı olarak mağazada ya da dergilerde moda ile ilgili karşılaştığımız şeyler birbirinden harika tasarımlar. Bu tasarımların tek boyuttan üç boyutluya geçişine kafa yormaya başladıkça, bu işin ne kadar detaylı ve emek gerektiren bir iş olduğunu görüyor insan.
Moda tümüyle bir zincirin halkalarından oluşuyor. Bir halka olmadan diğeri kesinlikle düşünülemez. Modelistlik o halkalardan biri. Tasarımı bir sanat olarak sayarsak, modelistlik için perde arkasında kalan sanat diyebiliriz. Modelistlik olmadan herhangi bir tasarımın hayata geçmesi ya da üretilmesi düşünülemez. Bu kadar önemliyken, bu konu hakkında yazmamız kaçınılmazdı.
Şimdi bizim bahsedeceğimiz, o "patronları" hazırlayanlar. Bunu konuşmak için de meslekten birine sorular sormasak olmazdı.
Serap Şahin, 15 senedir modelistliğe emek veren, şu anda bir ihracat firmasının Londra'daki mağaza projesi için çalışan bir profesyonel. Bizim için merak ettiğimiz soruları cevapladı.
Modelistliğe ilk ne zaman başladın?
2001 yılında başladım. 15 senedir sektörün seçkin firmalarında görev alıyorum.
Bu mesleği seçmendeki en büyük etken nedir?
Benimki biraz genetik oldu.En büyük etken muhtemelen bütün ailemin tekstil sektöründe çalışıyor olması.
Modelist ne yapar?
Modelist tasarımcının çizdiği modelin kalıbını çıkartır. Çıkan kalıplar kumaş üzerinden kesilip dikilir ve provaya hazırlanır. Prova yapıldıktan sonra düzeltmesi yapılıp, seri üretime geçilir.
Modelist olabilmek için gereken özellikler sence nelerdir?
Belki de en önemlisi detaycılık ve titizlik.Bu işi yaparken ortaya çıkanı önce siz beğenmelisiniz. Sizin içinize sinmeyen bir çalışma diğer kişilerin de hoşuna gitmeyebilir.
Sence okulda edinilen bilgi mi daha önemli yoksa tecrübe mi?
Aslında ikisi birbiriyle iç içe. Biraz tecrüben varsa okulda daha başarılı olursun. Okul bu işin alt yapısını öğretiyor ama iş hayatında tecrübe çok işe yarıyor.
Bir günün nasıl geçiyor?
Genel olarak verilmiş koleksiyonla uğraş içerisinde oluyorum. Mülaj çalışmaları yapıyoruz. Bazı modelleri kumaşa dikip modelin duruşuna bakıyoruz. Üretim çalışıyorsak üretim provası sonrası kalıp düzeltmesi yapıp seri aşamasına geçiyoruz. Bu işte her gün iki koleksiyonla da ilgilenmek ve birlikte yürütmek zorundasınız.
Tasarım sürecine modelist hangi aşamada dahil oluyor? Biraz yaratım sürecinden bahsedebilir misin?
Tasarım, tasarımcının zihninden kalemine dökülmüş olan gerçek ve gerçek dışı her olgunun son hali ile ürünhaline geliş sürecidir. Bu süreçte modelistler tüm teknik ve estetik aşamasında tasarımcı ile birlikte omuz omuza çalışmalıdırlar. Yapılacak olan koleksiyonun tüm havasını ve gustosunu hissetmiş olan modelist ile tasarımcı, teknik ve tasarımı bir araya getirerek ürünün ortaya çıkışındaki lezzeti birlikte hissederek çalışırlar. Tam anlamıyla uyum ve ekip işi diyebiliriz.
Modelistlik bireysel bir iş gibi görünse de aslında sürekli olarak bir ekip işi. Biraz zorluklarından bahsedebilir misin?
Bütün sürecin tamamen bir ekip işi olduğu her meslekte olduğu gibi bu meslekte de mevcut. Fakat söylediğim gibi ekip içerisinde uyum ve aynı dili konuşmak en önemlisi. Bu iletişim olduğu sürece problemler çok daha aza indirgenebilir.
Son olarak bu mesleği seçmek isteyenler için tavsiyelerin neler?
Vereceğim en önemli tavsiye işini benimsemek ve severek yapıyor olmak. Sonrası kesinlikle tecrübeye dayalı olacaktır. Bu süreçte çok iyi bir gözlemci olmak lazım.
Modelist olmak isteyenler, bu mesleği daha iyi tanımak isteyenler, bize danışmak için moda@modakariyeri.com'a yazabilirsiniz.
Sevgi Çatkın