M.A.G - Paris Moda Haftası #4

M.A.G - Paris Moda Haftası #4

STELLA McCARTNEY

Moda haftalarından ve genel olarak modadan eglenmemizi sağlayan, bize pozitif duygular aşılayan tasarımcılardan biri Stella. Önceki yıllarda 900'e yakın kişiyle gerçekleştirdiği defilesini bu sene 200 civarlarına indirip daha sıcak bir ortam yaratmayı hedefleyen McCartney defilesinde mankenler defilenin sonunu şarkılar söyleyip, dans ederek- yani kısacası eğlenerek kutladılar. " Bu koleksiyon tamamen sevgi, umut ve şu an üzerine. Amacım sadece şu anki hayat deneyimimizi kutlamak" diyen McCartney'nin mankenlerinin bu derecesine eğlenmesine şaşmamak gerek. Kıyafetlere gelince ise ebat olarak büyük, abartılı ama tüm bu  kıyafet oranlarına rağmen rahat, bol kesim bu koleksiyon her daim güçlü ama sofistike çizgiler sağlıyordu. McCartney'nin etik değerleri gereği yine çizgisini bozmayarak gerçek deri ve süet kullanmayarak yine takdirimizi kazandı. Tüm bu oversize görüntüye bir de slogan tulumlar ve üstler eklenince bakmaya doyamadığımız bir McCartney'e daha şahit olduk. Bir dahaki moda haftasında Stella'yı Londra'da görmek umudumuzla...

GIAMBATTISTA VALLI

Feminen tasarımlar dediğimizde akla gelen ilk isimlerden Valli. Bu sezon uçuş uçuş mini elbiselerin, floral desenli eteklerin ve dantel büstiyerlerin oluşturduğu koleksiyon salaş şıklığa yeni bir soluk getirmiş. Transparan look’lar ve tüketicilerin monogram çılgınlığına hitap edecek baskılı elbiseler de mevcut. Hafif mi hafif, Valli kadınına yakışır, masum ve seksi parçaların bulunduğu koleksiyon tatminkar olsa da bize eski koleksiyonlardan pek farklı gelmedi açıkçası. 

 

HERMES

Hermes’in bu koleksiyonundan bahsedeceksek kıyafetlerden önce aksesuarlardan hatta en başta çantalardan konuşmak gerek. Çok basit açıklamamız gerekirse; çantalar kusursuz ve enfesti. Asırlık bir markadan bekleyeceğiniz el işçiliği, deri kalitesi ve lüks algısı; küçük deri kutu şeklinde bir çantada birleşmiş ve ortaya şahane bir ürün çıkmış. Modellerin boyunlarından sarkan zincirlerin ucuna bağlanmış kibrit kutusu boyutlarındaki krokodil derisi çantalardan gözlerimizi alamadık desek yalan olmaz. Tüm bu mükemmel aksesuarların yanında kıyafetlerin ise biraz sönük kaldığını itiraf etmeliyiz. 70’ler esintili elbiseler ve kesimler, Hermes derisinin kalitesinin uyandırdığı heyecanı yarıda kesti. Kapanışı yapan elbiselerin heyecanımızı artırması gerekirken, durum tam tersi bir yönde ilerledi. Yine de Hermes deyince akla elbiseler ve kumaşlardan çok deriler ve çantalar geldiğinden bu koleksiyonu başarısızlık saymak yerinde olmaz.

 

CHANEL

 Chanel’in Grand Palais’de sergilediği şov geleceğe doğru büyük bir adımdı. Her sezon bekleyenlerini Grand Palais’yi bambaşka bir mekana dönüştürerek şaşırtan Karl Lagerfeld bu sefer de beklentileri boş çıkartmadı ve İlkbahar/Yaz 2017 ready-to-wear koleksiyonu için #datacenterchanel’in kapılarını açtı. Her yerinden kablolar ve bilgisayar mekanizmaları çıkan koridorların etrafında dolaşanlar kendilerini Matrix setinde gibi hissetmiştir diye düşünüyoruz. Sadece dekoru değil koleksiyonun her parçasını da bu gelecek algısına göre kurgulayan Lagerfeld kullandığı gözlük, çanta ve takı gibi aksesuarlarda da gelecek neslin iç içe yaşayacağı teknolojilerin mesajlarını veriyordu. İpeksi gömlek elbiseler, çok renkli lazer ışıklarından ilham alınmış baskılı gece kıyafetlerinin yanı sıra Chanel’in vazgeçilmezi tuvit ceketler, önü yırtmaçlı midi etekler ve şortlar da koleksiyondaydı. Kısacası bu gösteriden sonra kimse Chanel’in zamanla eskidiğini veya zamana ayak uyduramadığını iddia edemez!

KENZO

Çoğu İLkbahar/Yaz 2017 defilesinde esen nostalji rüzgarları Kenzo podyumunda da eksik olmadı. Kreatif direktörler Carol Lim ve Humberto Leon, bu sezon köklü modaevinin kurucusu Kenzo Takada’ya saygı duruşunda bulunuyorlar. Kenzo Takada’nın 1977 senesinde Studio 54’te gerçekleştirdiği defileden ilham alan ikilinin tasarladığı pullu payetli patchwork elbiselere tek kelimeyle bayıldık! Modeller, vucuda oturan merserize mini elbiselerin yanı sıra oversize tişört elbiseler ve naylon bol pantolonlar, incecik topuklu stilettolarla podyumda arzı endam ettiler. Tema disko olduğundan modellerde ağır ve rengarenk bir makyaj da söz konusuydu. Bir Kenzo klasiği olan patchwork ve denim, koleksiyonda kendini gösteriyor. Kenzo’yu satış ve tasarımın arasındaki ince çizgide iyi konumlandıran tasarımcılar Lim ve Leon’un, H&M için tasarlayacakları Kenzo x H&M koleksiyonunu da merakla bekliyoruz. 

LOUIS VUITTON

Place Vendom'da gerçekleşen Louis Vuitton SS17, Nicholas Ghesquiere'in bu sezon LV için tasarladığı koleksiyonun hem Marc Jacobs dönemine hem de markanın daha önceden Japon sanatcı Yayoi Kusama ile yaptığı işbirliğinden izler taşıyordu. Geçen koleksiyonlardaki spor giyime yönelimin dışında Nicholas Ghesquiere bu sefer daha zamansız ve sofistike parçalar tasarlamıştı.  Geniş omuzlu, oversize ceketler ve kabanlarla seksi, yırtmaçlı deri etekler, sivri burun deri çizmeler ve yine deri eldivenlerle karşımızda sert bir Louis Vuitton kadını vardı. Göz alıcı metalik biker ceketler renkli yarı transparan dantel taytlarla birleştiren Ghesquiere özellikle kadınların dolabında zaman içinde ve farklı ortamlara göre değişik şekillere bürünebilen cekete odaklanarak- bu sezon kadın ceketini yeniden yorumlamak istediğini söyledi. 

 

MIU MIU

Miu Miu ile Miuccia Prada bize 50'li yıllara ait bir nostalji yaşattı. Mankenlerin kafalarına taktığı 50'li yıllara benzeyen deniz boneleriyle yürüdüğü podyumda sartoral tasarımlara aksesuarların hava verdiğini söyleyebiliriz. Retro ilhamlı printler, harika bir terzilik örneği ile dikilmiş kabanlar, geometrik desenler, pantolon-ceket takımlarla turkuazlar, bebek pembeleri ve yeşiller podyumda uçuşuyordu. Paris Moda haftasının en hit koleksiyonlarında olmayan Miu Miu'yu bir çok kişi nötr bulsa da biz sevdik, soyut ve eğlenceli Miu Miu kadınını özlemişiz.

Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul

Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul

M.A.G - Paris Moda Haftası #3

M.A.G - Paris Moda Haftası #3