M.A.G - Milano moda haftası #1
Milano Moda Haftası'nın ilk 48 saati; puslar içindeki kırmızı podyumlar, tropikal desenli spor tulumlar, modellere burnunun ucunu zor gösteren püsküllü şapkalar, dümdüz terlikler ve zamanında dergilerden kesip kumaş elbise giydirdiğimiz bebeklerle doluydu. Nasıl mı ? Buyrun...
GUCCI
Moda dünyasındaki tüm otoritelerin kalbini more-is-more felsefesi ile kazanan Alessandra Michele şu an itibariyle modadan bir haber insanların bile biryerlerden duyup fikir sahibi olduğu son Gucci defilesiyle Milano Moda Haftası'nın en sansasyonel şovuna imza attı. Gucci SS17 şovu ile ilgili hiçbir şey alışılmış değildi. Davetiye kağıttan yapılma 3 boyutlu ve içerisinden yılanlarla Gucci bahçesinin çiçekleri fışkıran bir tiyatro sahnesiydi... Davetliler yerlerine yerleştikten sonra açılması beklenen sahne ışıkları hiç açılmadı... Aksine şovla birlikte bir sis makinası da devreye girerek sahneye daha da puslu ve gizemli bir hava vermeye başladı. (Instagram fotoğrafları için kötü, gizemli hava için iyi). Mekanın her yerinden sızan kırmızı ışıklar, tavandan sarkan aynalı 250.000 payet, pembe halılar gerçeküstü bir ortam yaratmaya yetmişti. Defile notlarına göre "Sihirli Lambalar" olarak adlandırılan defile parçalarının her biri mucize, fantezi ve geleneksellik karşıtlığı temalarını işliyordu. Koleksiyondaki logolu t-shirtler, kırmızı deri parçalar, büyük gözlükler, yüksek belli binici tarzı pantolonlar ile 80'lerin dominant etkisini farketmemek mümkün değildi. Gelgelelim mekan dekorasyonundaki farklı seçimler parçalardaki renkleri ve detayları algılamamızı neredeyse imkansız hale getiriyordu. Defile sonrası herkesin ayakkabılardan ve şapkalardan dem vurmasının nedenini ise aşağıdaki görsellerden anlayabiliyoruz. Alessandro Michele ve Gucci için son bir şey söylemek gerekirse gördüklerimiz tam anlamıyla : Bu dünyadan değilmiş gibi!!
ALBERTA FERRETTI
Alberta Ferretti ile özdeşleşmiş temalar diyince akla; romantizm, tanrıçalar, uçuşan elbiseler gibi şeyler gelir, erkekler ve maskülenlik ile ilgili hiçbir şey bu listede yer almaz. Ancak tasarımcı Milano Moda Haftası'nda sergilediği SS17 şovu için tabularını yıkıp özel dikim erkek pantolonları, ceketleri ve kovboy kemerlerini koleksiyona dahil etmiş. Güçlü ve bağımsız bir kadın figürü çizen Ferretti, siyah, kırmızı ve mor gibi güçlü renklere odaklanmış. Podyumdaki sıralamayı ve parçaların birbirleri ile olan uyumunu eleştirenlere de cevap veren tasarımcı " Karışık bir kültürde yaşıyoruz ve bulundukları ortamda kadınlar da birşeyleri birbirine karıştırmayı seviyorlar." "Kültürlerimizin birbirlerine karışması gibi ben de feminen ve masküleni bir arada kullanmayı çok sevdim." diyor.
ROBERTO CAVALLI
Peter Dundas öncülüğünde Roberto Cavalli eski görkemini yakalıyor. Bir renk cümbüşünün yaşandığı Cavalli podyumunda tüm bu zıtlıkların içinde uyum ve stylinglerin yaratıcılığı en Roberto Cavalli sevmeyenin bile beğenisini kazanabilecek düzeyde. Farklı printlerin hem oryantal hem de 60'lara özgü bir rock'n roll tarzı kombinlendiği koleksiyonda İspanyol paça pantolonlar, kaftanlar ve mini yelekler dikkat çekti.
MAX MARA
Tropikal ve modern moda haftasının ikinci gününde karşımıza çıkan Max Mara defilesi için kullanılan en etkili iki anahtar kelimeydi. Açılışı yapan Gigi Hadid üzerindeki desenli tulumla, betonarme bir duvarın arkasına yerleştirilen tropikal bir orman görselinin içinden podyuma çıktı. Koleksiyondaki spor havasını ve tropikal desen bolluğunu biraz olsun yumuşatan parçalar ise daha sert hatlı parkalar tek renk uzun yağmurluklar, fermuarlı ceketlerle kombinlenen kalem etekler ve parlak blok renklerdeki tulumlardı.
FENDI
Karl Lagerfeld'in kreatif direktörlüğünde Fendi ailesinden Silvia Venturini Fendi ile marka bu sezon 2 temel referans noktasına dayanmaktaydı. İlk ilham noktası Capodimonte diye anılan bir çeşit İtalyan porselen işçiliğindeki bir figür ve Marie Antoinette'in Versailles sarayının bahçesinde kendine özel tahsis ettirdiği kendi konağıydı. Yani koleksiyonun barok dönemden esinlenmeler içerdiği öğeler en göze çarpanlardandı. Fendi'de diğer bir çok markanın aksine kurucu aile de kreatif direktör kadar tasarımdan yönetime her bir kısımla ilgileniyor. Silvia Venturini Fendi bu koleksiyonlar ilgili " Karl Lagerfeld'in ilhamı tarihteki söz sahibi kadınlar ve onların hayat stilleri". 2.000'in üzeri izleyecinin olduğu defilede bir Fendi klasiği olan kürkler yine aksesuar ve detay olarak parçaları süslüyordu.
PRADA
Tüylere alerjiniz varsa bu yazıyı okumayı şimdi bırakın, çünkü karşınızda devekuşu tüyleriyle donanmış bir koleksiyon var! Dün akşam nostaljik, tatminkar, hareketli ama bir o kadar da zarif bir Prada gördük Milano Moda Haftası’nda. Adını ünlü yönetmen David Russell’ın koyduğu, Türkçe’ye ‘İleri Geçmiş’ (Days of Future Past) olarak çevirebileceğimiz defile, Prada’nın 1920 ve 30’lara olan sevdasını günümüzün basit ve kullanışlılığa olan ihtiyacıyla harmanlıyor. Ekose, print desenler, tül, deri ve kocaman clutch’lar koleksiyonu canlı tutan öğelerden. Devekuşu tüyleri olmasaydı amacına uygun, kullanışlı, klasik Miuccia Prada işçiliği diyebileceğimiz koleksiyona tüyler ayrı bir hareket ve yenilik katmış. Bununla beraber yine pijamaların sokağa döküldüğünü görüyoruz. Sandaletlerse kullanışlı, zarif ve dümdüz! Miuccia Prada, bir kez daha her parçası kullanışlı ve zarif bir koleksiyonla İlkbahar/Yaz 2017’yi müjdeledi. Modeller o şapkalarla nasıl yürüdü sorusuna ise bizim de bir cevabımız yok...
PUCCI
Pucci, özüne döndü! Markanın kreatif direktörülüğünü yaptığı ikinci senenin sonuna yaklaşırken Massimo Giorgetti, en sonunda Pucci’nin hareketli ve zarif tarzını tümüyle yansıttığı bir koleksiyonla karşımızda. Pucci’nin alameti farikası psikedelik renkler ve desenler modernize halleriyle podyuma düştü! Asit yeşili, kırmızı, eflatun gibi pastel renklerin kullanıldığı yarı transparan tül elbiseler, Pucci’nin ait olduğu tatil destinasyonlarını aklımıza getirdi. Bunun yanı sıra maksimize edilmiş, dalgalı ve modern Pucci desenleriyle bezeli mini ve midi elbiseler, bol pantolonlar, uzun etekler ve tulumlar da koleksiyonun en çok dikkat çeken parçaları oldu. Büyük boy püsküllü clutch’lar ve kumaş botlarla tamamlanan kombinler, her zaman yenilikten yana olan kreatif director Giorgetti’nin, moda evinin köklerine saygı duruşu niteliğindeydi.
MOSCHINO
Tüm Milano moda haftasının en merakla beklenenleri arasında kuşkusuz Moschino'dan bahsedebiliriz. Jeremy Scott ile markaya yepyeni ve gündemden düşmeyen bir imaj kazandıran tasarımcı yine yenilikçi ve bir kitsch koleksiyon ile karşımızdaydı. Gigi ve Bella Hadid gibi mankenlerin yer aldığı defilede tüm mankenleri çocukluk dönemlerimizdeki hatıralarımızda kalan kağıt bebekler gibi giydiren Scott'un davetiyesi de en az kıyafetler kadar konusuldu. Bir doktorun hastasına yazdığı recete ve yanında verilen ilaçlardan oluşan davetiyede Scott'un sıradan objeleri nasıl ustaca bir koleksiyon parcasına dönüştürdüğünü bir kez daha farkettik. İlaçlardan clutchlar, print edilmiş Marilyn Monroe ve Hollywood ilhamlı elbiseler ve tabii ki bol miktarda "This is not a Moschino toy" ile Milano podyumlarından bir kez daha Jeremy Scott dehası geçti.