Perakende Sektöründe İş İmkanları
Mağaza Yöneticisi/Müdürü:
Mağaza içerisindeki tüm idari işlerden, ürün satışı, müşteri ilişkileri, stok yönetimi ve personel yönetimi ile ilgili tüm konulardan sorumludur. Operasyon sorumlusu ya da Bölge/Ülke Yöneticisi’ne raporlama yapar. Mağaza müdürleri çok farklı alanlarda deneyim kazandıklarından kariyerlerinin ilerleyen zamanlarında tercih ettikleri alana göre bir perakende markasının bölge müdürü, ülke müdürü, operasyon müdürü, satın alma müdürü veya CRM müdürü olabilirler. Mağaza yöneticileri genellikle mağaza ekibinde satışta işe başlayıp yıllar içinde deneyim kazanarak müdürlük pozisyonuna gelirler. Bazen de perakende şirketleri yönetici yetiştirme programları aracılığıyla yönetici yetiştirirler. Sektörün en önemli ve en çok aranan pozisyonlarından biridir çünkü marka ve müşterinin buluştuğu nokta olan mağazanın her detayıyla yönetiminden sorumludur.Mağaza müdürleri mağazanın temel performans göstergelerinden ve ekibin eğitimi ve motivasyonundan sorumludur. Mağaza ekibinin satış performansı motivasyon düzeyi ve eğitim/koçluk imkanlarıyla doğru orantılıdır. Mağaza müdürü olacak kişinin hem analitik düşünce yeteneğine, hem de güçlü liderlik becerilerine sahip olması beklenir. Farklı departmanlarla işbirliği yapabilmek, iyi iletişim kurabilmek ve çalıştığı sektörle ilgili bilgi sahibi olmak da bu pozisyonda çalışanlar için önemlidir.
Satış Sorumlusu/Danışmanı:
Mağazadaki ürünlerin en kısa sürede, en fazla adette/değerde satılmasından sorumludur. Bunun yanında satışını yaptığı markayı/markaları iyi tanıması, ürünleri müşteriye marka ruhunu yansıtarak anlatabilmesi gerekir. Satış danışmanı markaların müşterilerle buluştuğu noktadaki kilit kişilerdir. Moda sektöründe çalışan satış danışmanlarının kumaştan kesime, malzeme bilgisinden styling becerisine farklı konularda kendini geliştirmesi ve moda akımlarını takip etmesi çok önemlidir. Perakende şirketleri bu amaçla ekiplere sezonluk eğitimler verir. Zira günümüz müşterisi bilgili, meraklı ve araştırmayı seven bir müşteri. Forbes'da yayınlanan bir yazıya göre akıllı telefonu olan kişilerin yüzde 82si bir mağazada alışveriş yapmadan önce telefonlarında araştırma yapıyor.Satış ekibi, mağazada ağırladığı kişilerin mağaza ve markaya sadık müşterilere dönüşebilmesi için çalışır. Özellikle lüks perakende sektöründe satış danışmanlarının müşteri portföyü geliştirmesi beklenir. Bu müşteri portföyü satış danışmanının satış performansının sürdürülebilir olmasını sağladığı gibi, mağazanın düzenli bir trafiği olmasına da katkıda bulunur.
E-Ticaret Yöneticisi:
Markaların online mağazaları da aynı fiziksel mağazalar gibi bir ekibe sahip. Online satışta müşteri yönetimi farklı olsa da, e-ticaretin de bir yöneticisi ve satış ekibi var. E-ticaret yöneticileri satış kanallarındaki ürün fiyatlandırma ve kampanya takiplerini yaparlar. E-ticaret sitesinin müşteri kazanması, siteye gelen ziyaretçilerin satın alma davranışları, mağazanın hedef kitlesine uygun iletişim ve pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi e-ticaret yöneticisinin sorumluluğundadır. E-ticaret yöneticileri bazı durumlarda sitenin ürün kataloglarının çekimlerine de katılır. Ürün yönetimi ve styling uzmanlarıyla işbirliği yaparlar. Sitenin satış performansının artırılması için rakip analizi yapar ve dünyadan e-ticaret trendlerini takip ederler.
Görsel Düzenleme Sorumlusu:
Ürünlerin mağaza giriş tarihine ve koleksiyonda çizilen temalara uygun vitrin ya da mağaza içi görsel düzenlemesini yapar. Amacı hem mağazaya giren kişi sayısını arttırmak, hem de mağazaya giren potansiyel müşterilerin daha fazla zaman geçirmesini ve satın almasını sağlamaktır. Bu amaçla rutin mağaza düzenlemeleri yapar ve mağaza ekibi tarafından uygulanmasını sağlar. Mağaza içinde müşterilerin davranışlarını takip ve analiz eder, buna göre mağaza düzenlemesinde iyileştirmeler yapar. Görsel düzenleme sorumluları bazen sadece bu görevle ilgilenir, bazen de hem satış hem düzenleme yaparlar, Bu görevde olan kişiler hem markanın estetiğini çok iyi tanımalı hem de moda akımlarını takip etmeli, güncel kalmalıdır. Aynı zamanda styling bilgisi ve el becerisi önemlidir.[su_spacer]
[su_spacer]
Vitrin Tasarımcısı:
Sezonun temasına ya da yapılacak kampanyalara uygun vitrin hikayelerini tasarım ekibiyle birlikte belirler; hikayeye uygun dekorun tasarımını yapar; dekor üretim sürecini yönlendirir. Görsel düzenleme sorumlularının mağazalardaki vitrin ve mağaza içi düzenlemesini yapabilmesi için onları yönlendirir, eğitir ve destek verir. Vitrin tasarımcıları sezonluk vitrinleri önceden belirleyerek mağazalara bilgi verir.
CRM (Müşteri İlişkileri Yöneticisi):
Bir marka için önemli olan, satış yapılan müşterinin düzenli bir müşteriye dönüşmesi; yani mağazalara geri gelmesidir. CRM yani Müşteri İlişkileri Yönetimi ekibi, müşterinin markayla bağ kurabilmesi için düzenli olarak müşteri veri tabanları oluşturur, müşterileri talep ve zevklerine göre kategorize edebilmek için mümkün olan en detaylı bilgiyi toplar, müşterilere en doğru iletişim yolu ve sesiyle ulaşabilmek için gerekli stratejileri geliştirir. Mağaza ekiplerine destek verir. Pazarlama ekibiyle işbirliği içinde etkinlikler, davetler ve özel kampanyaların organizasyonunda çalışır. Markanın müşteri portföyünün gelişmesi için stratejiler geliştirir. Bu departman bir markanın satışlarının sürdürülebilirliğini sağlamak açısından büyük önem taşır çünkü müşteri sadakatini hedefler.
Müşteri Hizmetleri:
Satın alım sonrası müşteri taleplerini dinler, problemlerin çözümüyle ilgili muhatap kişi/kişilerdir. Satış sonrası sıkıntıların çözümü konusunda mağaza yönetimi, ürün ya da satınalma departmanı ile birlikte çalışır. Müşteri memnuniyetini sağlamak önceliğidir. Bu departmanda çalışanlar bir çağrı merkezi veya internet sitesinden ya da mağaza içinden çalışıyor olabilirler. Birkaç dil bilmeleri farklı müşterilere destek olabilmeleri açısından önemlidir.
Satınalma (Buying):
Mağazada satılacak koleksiyonların seçimini yapar. Genelde bir sene önden ilerler, planlama departmanı, mağaza müdürleri/perakende müdürleri ile birlikte çalışır. Önceki yılın satış performanslarını, bulunduğu yıl için verilen bütçe ile harmanlar. En doğru ürün paketini oluşturur. Bu ürün paketini oluştururken satın alma bütçesinin önce ana kategorilere (kadın, erkek, çocuk gibi) sonra da alt ürün kategorilerine (ceket, pantolon, elbise, dış giyim gibi) dağılımını yapar. Satınalma sorumlusu bu ürün dağılımını titizlikle her sezon yapar ve sezondan sezona satış performanslarını takip eder, öngörülerini bu analizlere göre yapar.Trendleri takip eder, pazar araştırması ve rakip analizi yapar. Mağaza müşterilerinin satın alma davranışlarını düzenli olarak inceler. Mağazalardan geri bildirim alır. Bu departmanda çalışanlar için mağazadaki koleksiyonların satış yüzdesi önemlidir. Sell-through dediğimiz bu satış performans yüzdesi, sezonda mağazaya giriş yapan ürün sayısının yüzde kaçının sezon içinde (indirime girmeden) satıldığını gösterir. İndirim öncesi satış yüzdesi ne kadar yüksekse, satın alma aşaması o kadar verimli olmuştur denebilir. Bu yüzdeyi etkileyen birçok faktör vardır. Ürünlerin mağazaya geliş tarihi, müşterilerin satın alma trendleri, ekonomik etkenler, marka/ürünün hedef kitleye uygunluğu gibi. Satınalma ve merchandising ile ilgileniyorsanız bu yazımızı da okuyun.[su_spacer]https://youtu.be/RPfESAi_CL8[su_spacer]
Planlama Sorumlusu:
Satınalma aşamasından itibaren bütçe planlaması yapar, alımı yapılacak ürünlerin bütçe dağılımını satınalma departmanı ile belirler, geçmiş satış rakamlarını düzenli olarak takip eder. Amacı satın alma için yeterli bütçe ayırırken aynı zamanda bütçe dışına çıkmayı engellemek ve karlılığı korumaktır.[su_spacer]
Operasyon Sorumlusu:
Mağazalardaki ürün, demirbaş stoğu, envanter yönetimi, mağaza açılışları, renovasyonları, kapanışları; personel operasyonları (üniforma vb) ile ilgili tüm idari işlerden sorumludur. Mağaza yöneticisi, bölge yöneticisi ve/veya perakende müdürü ile işbirliği içinde çalışır.
Lojistik Sorumlusu:
Satınalma departmanı tarafından alımı gerçekleşen ürünlerin istenen tarihlerde mağazalarda olabilmesi için üretici, tedarikçi, gümrük ve depo arasında koordinasyonu sağlar. Bu pozisyon ürünlerin doğru zamanda, hasarsız şekilde müşteriye ulaşabilmesi için kilit bir pozisyondur. Mağaza ağının koleksiyon lansmanlarını doğru zamanda yapabilmesi, stok açığı olmaması, en çok satılan ürünlerin mağazalarda yer alması gibi konular satış rakamlarını direkt etkilediğinden, bu pozisyonda çalışan kişinin verimliliği çok önemlidir.[su_spacer]
Louis Vuitton'da çalışmaya nasıl başladım
Toplamda altı sene süren Louis Vuitton serüvenim farklı şehirler, görevler, heyecan verici projeler ve mükemmel arkadaşlıklar ile taçlandı. Peki ben bu işe nasıl girdim?
2006 yılında Louis Vuitton Milano flagship mağazasında mağaza müdür yardımcılarından biri oldum. 2009'da 29 yaşımda Padova şehrine mağaza müdürü olarak atanıp Louis Vuitton Avrupa'nın en genç mağaza müdürlerinden biri oldum. 2011'de Milano'daki Güney Avrupa merkez ofisine transfer olup satın almada çalıştım. Şimdi koşturmacayla geçen neredeyse on senenin ardından, modakariyeri.com için geriye bakıp ben bu işe nasıl girmiştim diye sorup, analiz edebiliyorum.
Cevabımı merak ediyorsanız, aşağıda.
Nerede çalışıyor olduğumdan çok öğrendiklerime önem verdim
26 yaşındaydım. Bir süredir Milano'da yedi katlı La Rinascente mağazasının giriş katının bir üstündeki asma katta yönetici olarak çalışıyordum. Sabah 9'dan çoğunlukla akşam 9'a kadar süren mesaim ve iki haftada bir altı gün çalıştığım tempomun içinde, ben bir gün acaba iş değiştirebilecek miyim yoksa hayatım burada mı geçecek diye düşünmüyor değildim. Bir yandan da işimi çok seviyor ve stajımın başından beri çok şey öğreniyordum. La Rinascente bana ticari düşünceyi, kategori yönetimini ve organizasyon yapmayı öğreten yerdir. Yarısı yenilenmek için kapanmış olan katımda yirmi kişi çalışıyordu. Ondan önceki bölümüm erkek reyonunda ise kırk kişi. O yıllardaki tecrübelerimin yararını hala görüyorum. Ne kadar şaşırtıcı, Polimoda'da moda yönetimi master'ı yaparken otuz kişilik sınıfımda sadece üç kişi Rinascente'de staj yapmayı kabul etmişti. Biri bendim.
Her sabah dersime çalıştım
İş hayatı başlayınca okul hayatı biter diye düşünürüz çoğunlukla ama iş hayatı da her gün öğrenmek demektir. La Rinascente'de her sabah mağaza müdürümüz en alt kattan başlayarak yedi katı dolaşırdı. Ben staj dönemimde ikinci kattaydım. O gelene kadar depoda kaç tane gömlek olduğunu, kravatların hangi renklerinde stoğun bittiğini ve önceki günün en iyi satan markasının ne olduğunu öğrenmem ve sorduğunda hazır olmam gerekirdi. Bu rakamları ezberleye ezberleye alıştım. Her sabah bugün acaba ne soracak korkusuyla beklerken diğer taraftan hep hazır olmam gerektiğini öğrenmiştim. Bu ders Louis Vuitton'da çok işime yaramış ve mağazada en büyük kategori olan deri ürünlerinin başına geçmemde, mağaza müdürü olmamda ve ardından satın alma yapmamda etkili olmuştu. İş görüşmesinde mağaza performansını nasıl değerlendirirsin diye sorduklarında cevaplarım tabii ki hazırdı.
İş ilişkilerime çok önem verdim. Boş zamanlarımda sosyalleştim ve işimi stajın ilk gününden itibaren sahiplendim.
Kariyerim boyunca hiç CV göndermek zorunda kalmadım. İlk işimi okulum Polimoda sayesinde buldum. İkincisinde de beni buldular. Biri beni headhunter'a önermişti. Bu kişi kimdi hala bilmiyorum ama buradan ona sevgiler. Burada şu konuya değinmek istiyorum. Her sabah kahve keyfimi ve öğle yemeğimi mağazanın en üst katındaki cafede yapardım. Mağazadan çıkıp yapmam da mümkündü ama benim amacım diğer çalışanlarla aynı yerde olup sohbet edebilmekti. Her sabah mağaza müdürü, diğer kat müdürleri, insan kaynakları, satış ekibi, yeni birini tanır onlardan birşeyler öğrenirdim. Staj yaparken sadece stajyerlerle yemeğe çıkanlar. İyi düşünün.
Bir sabah bir telefon geldi. "Sizinle görüşmek istiyoruz. Bir lüks marka için eğitilmek üzere yönetici adayı arıyoruz. İlgilenir misiniz?" Bunlar kim, beni nereden buldular gibi sorular kafamda dolanırken "Tabii ki. İlgilenirim" dedim. İlk görüşmeyi yaptığımda headhunter markanın ne olduğunu henüz söylememişti. Görüşmeden birkaç gün sonra beni tekrar aradı ve beni şirkete önermeye karar verdiklerini söyledi. İşte o anda "Peki hangi marka ile görüşeceğim?" dedim. "Ha marka mı? Marka Louis Vuitton" dedi telefondaki kişi. Inanamamıştım. Tekrar ettim. "Louis Vuitton mu?"
Her görüşmede görüşeceğim kişilere göre özel hazırlık yaptım.
Peki şimdi beni ne bekliyordu? Birinci görüşmenin ardından tam dört görüşme daha bekliyordu. Toplamda üç aya yayılan tam dört görüşme. Her görüşmede bir amaç olduğunun farkındaydım. O amacı tahmin edip ona göre hazırlanmaya ve hikayemi kurgulamaya çalıştım. Bu kişiler ile ilgili bilgi topladığımı söylememe gerek yok herhalde...
1. Louis Vuitton İtalya insan kaynakları müdürü ile: Acaba şirkete uygun bir profil miydim? (Evet öyle olduğuma inanıyordum. Ben Louis Vuitton'da neyi seviyordum ve Louis Vuitton bende neyi sevebilirdi. Dersimi iyi çalıştım.)
2. Louis Vuitton'un Milano'daki iki büyük mağazasının müdürleriyle: Acaba mağaza müdürü olma potansiyelim var mıydı? (Potansiyelim olduğuna emindim. Sadece bunu kanıtlamam lazımdı. İşimi neden sevdiğimi anlatmak için iyi hazırlandım.)
3. Louis Vuitton Italya CEO'su ile: Bu görevi almaya ve Paris'e gidip son görüşmeyi yapmaya hazır mıydım? (Evet. Paris'e gitmem lazımdı. Zaten hayalim bir gün orada çalışmaktı. Daha hazır olamazdım. Bu göreve alınırsam bir yabancı olarak neler katabilirdim İtalya'ya,not ettim. )
4. Louis Vuitton Avrupa insan kaynakları müdürü ile: İşe alınırsam sadece İtalya için değil global olarak marka için yararlı bir eleman olur muydum? (Bir Türk öğrenci olarak İtalya'ya gelişimi ve işe başlama hikayemi ve aslında dünya vatandaşı olduğumu anlatmadan dönmemeliydim.)
İş arama sürecinin kendisini bir tecrübe olarak gördüm ve pozitif düşünmeye her durumda devam ettim
Ard arda gelen görüşmelerin üçünü bir şekilde geçip sıcak bir Ağustos gününde Paris'e vardığımda ilk iş olarak Louis Vuitton Champs Elysee mağazasına gitmiştim. Görüşmeyi flagship mağazasını gezmeden yapmam düşünülemezdi. İşe giremesem de bugünün bir hatırası kalsın demiştim kendime, ve en uygun fiyatlı ürünü almıştım...uzun ince bir eşarp.
Merkez ofise vardığımda kendimi yuvarlak bir masada iki kişi ile otururken buldum. Ardarda sorular ve panik içinde ben. O kadar heyecanlıydım ki...İngilizcem berbat, heyecanlandım, elime yüzüme bulaştırdım gibi düşüncelerle çıkmıştım görüşmeden. Birkaç gün sonra beklediğim telefon geldiğinde şöyle dediler "Son görüşmede biraz heyecanlıydın ama heyecanlanmış olman önem verdiğini gösterir. Seni aramızda istiyoruz. Evraklarını hazırlayalım mı?". Telefonun öbür ucunda nasıl kızardığım ve zıplamaya başladığım gözünüzde canlandı mı? La Rinascente'den ayrılmak üzücüydü ama dünyanın bir numaralı lüks markasının ekibine katılmak da çok heyecan vericiydi. Hem onca emeğin ardından, o kontratı imzalamak istiyordum.
26 yaşında, La Rinascente'de aksesuar departmanında müdür olan, on aylık oturma izni kalmış bir Türk kızını, Louis Vuitton süresiz kontratla mağaza müdürü olarak yetiştirmek üzere işe aldı. Louis Vuitton Italya'da çalışmaya başlayan ilk Türk olmuştum ve çok gururluydum. Benim ardımdan iki Türk iş arkadaşım daha oldu. Toplamda altı sene süren Louis Vuitton serüvenim farklı şehirler, görevler, heyecan verici projeler ve mükemmel arkadaşlıklar ile taçlandı. Louis Vuitton ile profesyonel ilişkim Lanvin Paris beni 2012 yılında iş değiştirmeye ikna edene kadar tutkuyla devam etti. Hala da uzaktan tutkuyla ve dostluklarımla devam ediyor.
2007 senesinden bir resimle yazımı sonlandırıyorum. Louis Vuitton yolculuk demektir. Sizin de bavullarınızı güzel tecrübelerle doldurmanızı ve kariyerinizi yarattığınız yolculuğunuzda unutulmaz anılar biriktirmenizi diliyorum.