M.A.G - Milano moda haftası #3
MARNI
Yıllardır süregelen minimalizm akımı Marni’ye uğramadığı için çok mutluyuz. Kreatif direktör Consuela Castiglioni’nin maksimal tasarımları kadınların bu sene tam da ihtiyacı olan şey! Güzellik algısını farklı yansıtan ve kavramsal tasarımdaki başarısıyla bilinen Castiglioni, önümüzdeki ilkbahar ve yaz için sanatsal bir Marni koleksiyonuyla karşımızda. Kuşakla bağlanan büyük cep detaylı asimetrik ve bol kesim trenckotlarla başlayan defile, zarif pliseli elbiselerle devam etti. Defiledeki renk geçişleri ve maksimal tasarımların pastel renkleri taşıyabilmesi görülmeye değerdi. Tek kollu ve Antik Yunan elbiselerini çağrıştıran mikro desenli pliseli elbiseler bizi kalbimizden vurdu! Çantalarda pastel renkleri ve deriyi bu baharda çok göreceğimizi söyleyebiliriz. Son olarak küpelere hazır olun! Marni’de büyük ve detaylı küpeler, en karışık kombinin bile tamamlayıcı unsuru olmuş. Castiglioni, bir kez daha koleksiyonlarını sadece tasarımcı gözüyle değil, bir küratör olarak da ele aldığını gösterdi. Marni koleksiyonu, alışılmış estetik algısını ve feminen silueti baştan yaratmak isteyen kadınlar için birebir.
SALVATORE FERRAGAMO
Massimiliano Giornetti'nin kreatif direktörlüğünde köklü İtalyan markalarından Salvatore Ferragamo bu sezon podyumlarda görmeye çok alıştığımız feminen, narin ve elegan parçalara ağırlık vermişti; tek bir farkla alışkın olduğumuz yumusak tonlar yerine Giornetti bu akımı monokrom renkler ve lacivertler gibi daha sert bir renk skalasından seçmiş. Aksesuarları minimum düzeyde tutan Giornetti, markanın kilit noktası olan ayakkabılar için ise daha sade, alçak block heels ve tabanlı lastik ayakkabılar kullanmayi tercih etmiş. Ferragamo SS17 hem feminen hem de rahat hissetmek isteyenlerin adresi olacağa benziyor.
TRUSSARDI
Colour Block olayını sevmeyenlerin, resimlerini görür görmez geçeceği bir koleksiyon: Trussardi SS17 ; fakat siz de morları, pembeleri, kırmızıları bir arada seviyor ve dahası metalik renklerden hoşlanıyorsanız aradığınızı buldunuz. Podyumda birer 80'li yıllara ait Barbieler yürüyormuş izlenimi veren koleksiyonda bomber ceketler, dizüstü taytlar, derin yırtmaclı bodycon etekler, volanlı ceketler ile içimizdeki pop ruhuna hitap ediyor.
MISSONI
Triko kraliçesi Angela Missoni'nin bu sezonki Missoni için hazırladığı midi ve maxi elbiseler ile bol miktarda parlak, akıskan görünümlü kumaşlar tercih ettiği bir koleksiyon olmuş. Toprak tonlarının yanı sıra turkuazların, sarıların ve kırmızılarında yer aldığı renk skalasında Missoni konfor zone'unun dışına cıkarak bilindik Missoni trikosunu farklı bir şekilde yorumlamış diyebiliriz. Angela Missoni'nin deyimiyle Missoni bu sezonda sadeliği ve eforsuz şıklığı yansıtmayı başardı.
DOLCE & GABBANA
Dolce&Gabbana SS17'de alışkın olduğumuz bir Dolce and Gabbana gördük ama tek bir farkla podyumda adeta bir tropik ada etkisi vardı. Daha önceki koleksiyonlardan da aşina olduğumuz puantiyeli elbiseler, İtalyan kökenine vurgu yapan printler, semboller, eğlenceli plaj terlikleri, keskin hatlarıyla Dolce& Gabbana ceketleri- kısacası yine bize maksimalist bir görsel şölen sundu. Bir parti havasında geçen Dolce& Gabbana defilesi, akşamına da tüm sosyal medyada konuşulan bir mega akşam yemeği ve kutlama partisiyle devam etti. Moda dünyasında neredeyse söz sahibi herkesin katıldığı bu partide hem yeni koleksiyon hem de markanın yeni mağazasının açılışı kutlandı. Kıyafetlerden çok ortamın ve showların ilgi çektiği defile birçoklarının kafasında soru işareti bırakmış olmalı ki markadan " koleksiyondaki nokta sadece kıyafetler değil, yarattığı ortam, imaj, uyandırdığı duygu, hikayesi; kısacası her şey. Artık insanlar sadece bir kaç parça kıyafet almaktan çok bir anı, bir duygu satın almak istiyorlar". Ne diyebiliriz ki Dolce & Gabbana haklı.