kariyer Guest User kariyer Guest User

Moda sektöründe en çok çalışmak istenilen 25 yabancı şirket

Coco Chanel « Moda sadece elbiselerde bulunan birşey değildir. Moda gökyüzünde ve sokaktadır; fikirlerimiz, yaşam tarzımız ve etrafımızda olup bitenlerle ilgilidir. » der.

Coco Chanel « Moda sadece elbiselerde bulunan birşey değildir. Moda gökyüzünde ve sokaktadır; fikirlerimiz, yaşam tarzımız ve etrafımızda olup bitenlerle ilgilidir. » der.

Chanel Rue Cambon 31

Bu, kendi ismini taşıyan moda evinin WWD (Women’s Wear Daily) sitesinde yapılan « Moda sektöründe çalışmayı en çok istediğiniz şirket hangisidir? » anketinde bugüne kadar en üst sırada yer almasının nedeni olabilir.

Chanel’in bu sözü, insanların bu endüstri için sahip olduğu derin bir tutkuyu yansıtıyor - bu tutku özellikle, orijinal olmanın yanı sıra kendilerinden daha büyük bir şeye ait olmayı arzulayan Y kuşağı için doğru sayılabilir.

Şubat sonu Mart ayı başında yapılan bu anket iki farklı oylama ile gerçekleştirilmiş: biri WWD’nin 2.000 den fazla cevap toplayan sosyal medya hesapları üzerinden, diğeri ise 405 cevabın toplandığı, Amerika ve Avrupa’daki ileri gelen moda ve pazarlama okullarının öğrencilerine direk olarak gönderilen anket üzerinden. Verilen cevaplar arasında 200’den fazla şirket, marka ve tasarımcı ismi var. Biz aralarından ilk 25’i sıraladık.

Ankete katılan okullar arasında, The Fashion Institute of Technology; Savannah College of Art and Design; LIM College; Pratt Institute; Fashion Institute of Design and Merchandising; University of Westminster; University of Creative Arts; University of Brighton; London College of Fashion, ve the Royal College of Art bulunmakta.

Ankette katılımcıların aralarından istediklerini seçebilecekleri bir şirketler listesi var ancak arzu edenler listeye dahil olmayan isimleri de yazabiliyor.

Twitter, Facebook ve LinkedIn gibi sosyal medya kanalları üzerinden yürütülen ankette ilk beş firma sırasıyla; Chanel, LVMH Moët Hennessy Louis Vuitton, Christian Dior SE, Alexander Wang ve Diane von Furstenberg. Altıncı sırada Marc Jacobs ve H&M tarafından izlenen Kate Spade var. Dokuzuncu ve onuncu isimler ise Burberry Group ve Prada SpA.

Buna karşılık, öğrencilerin seçtiği ilk 10’da Christian Dior SE, H&M, Burberry Group ve Prada yerlerini Calvin Klein, Salvatore Ferragamo SpA, Michael Kors Holding Ltd ve Armani’ye bırakıyor. Chanel ve LVMH öğrenciler tarafından cevaplanan ankette de ilk iki sıradaki yerlerini koruyorlar.

(Listenin tamamı için metnin sonuna ininiz)

Hem birebir röportajlarda, hem de her iki farklı anket grubunda anahtar temalar ortaya çıkmış. Örneğin, bu şirketleri neden seçtiklerini açıklayan katılımcılar son derece duygusal ve tutkulu olmanın yanı sıra oldukça derin düşünülmüş cevaplar da vermişler. Bu cevaplar aynı zamanda büyük ölçüde inanç da içeriyor.

Katılımcılar en çok arzuladıkları moda firmalarından bahsederken « rüya gibi » « ikonik » kelimelerinin yanı sıra « harika » gibi sıfatlar da kullanmış. Bu idealizm, seçim önceliğini sürdürülebilirliği olan, pozitif bir çalışma ortamı sağlayan ve çalışanlarına kariyerlerinde büyüme ve gelişme vaat eden şirketlere veren bir bakış açısı ile harmanlanmış. Katılımcılar aynı zamanda seçtikleri markaların miraslarına da saygı duymakta.

 « Gabrielle Chanel benim ikonum ve onun işlerine bayılıyorum. Moda dünyasında yaptıkları - yarattıkları ile dünyayı değiştirdi ve onun yarattığı marka için çalışmak rüya gibi olur.» diyor bir katılımcı.

« Ve tabii Karl Lagerfeld’i unutmayalım; o da hayran olduğum bir kişilik, dolayısıyla çalışmak isteyebileceğim başka bir yer yok. »

 « Matmazel Chanel’in zamanında kadınlar belirli kültürel normlara göre giyinmek zorundalardı ve bu devamlı tuvaletler içinde dolaşmak demekti » diye yazıyor başka bir katılımcı. « Kadın kıyafetlerine getirdiği eşsiz ve maskülen dokunuşu ile bu normları yıkmayı başardı. Chanel kadınlar için geçerli moda kurallarını yıkmaya uzun süre devam etti. Ama sonra yeniden, moda dünyasındaki kuralları yıkmanın normale dönüşü gibi, bu ikonik marka da etekler bluzlar ve blazerlar gibi modern kadının klasik parçalarına takılı kaldı. Bu, geleneğin asla eskimediğinin kanıtı… Chanelin icat ettiği ne olursa olsun asla unutulmayacak. »

 « Neden » sorusuna verilen cevapların çoğu içgüdüsel. Katılımcılardan biri « Ben de onun gibi bir feministim ve adımlarını takip ediyorum » diyerek Chanel’i arzulananlar listesinin başına koyuyor.

 L’Oréal markasını liste başına yerleştiren bir başkası ise bu kararını « Dünyadaki bir numaralı güzellik markası olarak, tüm dünyada kadınları güçlendirmek için çalışan global bir marka bünyesinde bulunmak çok isterim » diyerek açıklıyor. Bir diğer katılımcı ise « güçlü ve kendine güvenen kadını temsil ettiği için » Diane von Furstenberg’i seçtiğini söylemiş.

İlk on isimden biri olmasa da, bir katılımcı BCBG Max Azria’nın « şirket çalışanlarına değer verdiği için » en arzulanan marka olduğunu dile getirmiş. « Bu durum çalışanlarına ödedikleri miktardan, eğitimlerinden ve onları geliştirmeye olan arzularından belli oluyor. »

Kering’e gelince, anketi cevaplayanlardan biri şirketi; « Yakın zamanda Kering bünyesindeki markalardan birinde stajyerlik yaptım. Şirketin çok dayanıklı ve sürdürülebilir olduğunu söyleyebilirim. Oldukça pozitif bir çalışma ortamı. » diye tanımlamış.

 New York’daki LIM College’da okuyan ve ankete yüz yüze cevap veren öğrencilerin çoğu da online yorumlarda görülenler ile benzer duyguları paylaşıyor. Pazarlama ve mağazacılık bölümlerinde okuyan bu son sınıf öğrencileri, sektörlerinde büyümeleri için fırsatlar sunarken, çalışanlarının kariyerlerine yatırım yapacak ve destek olacak müdürler tarafından yönetilen işbirlikçi bir çalışma ortamı da sağlayan işler aradıklarını söylemişler.

LIM’de görsel mağazacılık son sınıf öğrencisi olan Tatiana Patterson, okulun; büyük perakendecilerde ve tekstil firmalarında haftada 28 saat çalışan öğrencileri olan kooperatif programının parçası. Öğrenclerin neredeyse yarısı mezuniyetlerinden hemen sonra iş teklifleri alıyor. Patterson Lululemon Athletica’ya yerleştirilmiş ve deneyimini « buradası bir aile gibi » diyerek tanımlıyor.

 Patterson WWD’ye « Bu aynı zamanda yaratıcılığımı gösterebileceğim bir fırsat. » diye açıklıyor. « Müşteriler için bu, sadece kıyafet satın almaktan öte, insanlara ilham vermekle ilgili birşey. Bir topluluk yaratıyorsunuz. »

 Moda endüstrisinin aynı zamanda hem insan hem ürün topluluğu olması fikri Patterson’un sınıf arkadaşları tarafından da paylaşılıyor. Bu öğrenciler hikaye anlatmanın da ürünün tüketici ile buluşmasındaki süreçte kritik bir rol oynadığında hemfikir. Süreci, sadece tüketici için değil, dahil olan herkes için unutulmayacak deneyimler yaratmak olarak tanımlıyorlar. LIM öğrencileri her gün gitmek için can atacakları işler aradıklarını söylüyor. Sonuçta, aileleriyle geçirdiklerinden daha fazla zamanı iş yerlerinde geçiriyor olacaklar.

« İş yeriniz ve aldığınız maaş önemli, ama yaptığınız işi sevmek de istiyorsunuz » diyor Staten Island’da mağazacılık okuyan Samantha Svorinich. 

En çok çalışılmak istenen 25 yabancı şirket:

Sıra Marka/Şirket Puan

1   Chanel  11.66%
2  LVMH Moët Hennessy Louis Vuitton  8.50%
3  Christian Dior SE  7.90%
4  Alexander Wang  6.90%
5  Diane von Furstenberg  6.20%
6  Kate Spade  5.60%
7  Marc Jacobs  4.90%
8  H&M  3.90%
9  Burberry Group plc  3.30%
10 Prada S.p.A  2.80%
11  Nike  2.60%
11  Hermès International Société  2.60%
12  Ralph Lauren Corp.  2.20%
13  Tory Burch  2.20%
14  Calvin Klein  2.20%
15  Kering SA  2.00%
16  Armani  1.90%
17  Urban Outfitters  1.80%
18  Donna Karan  1.70%
19  Levi Strauss & Co.  1.60%
20  L’Oreal  1.30%
21  Under Armour, Inc.  1.20%
22  Quiksilver Inc.  1.18%
23  Brunello Cucinelli  1.15%
24  Coach, Inc.  1.02%
25  Lululemon Athletica Inc.  0.96%

- Bu yazı bir tercümedir. WWD'de yayınlanan orjinali için tıklayın

Read More

Moda Eğilimi ve Moda Eğilimi Araştırmacıları

Moda eğilimi araştırmacılarını duydunuz mu? Moda eğilimi tanım olarak sezonda bulunan ürünlerin nasıl olması gerektiğidir. Moda eğilimi araştırmacıları çeşitli veriler toplayarak tasarımların nasıl olacağı konusunda moda tasarımcılarını yönlendirir

 Moda eğilimi araştırmacılarını duydunuz mu? Ben de onlarla tez araştırmam sırasında karşılaştım. Moda eğilimi tanım olarak sezonda bulunan ürünlerin nasıl olması gerektiğidir, bu sayede moda sektörü nasıl hareket edeceğini belirler çünkü her tasarımcının hitap etmesi gereken tüketici yani satın alma grupları vardır. Moda eğilimi araştırmacıları çeşitli veriler toplayarak tasarımların nasıl olacağı konusunda moda tasarımcılarını yönlendirir. Örneğin bu sene çoğu koleksiyonda leylak, yeşil ve sarı tonları kullanıldı. Uluslararası renk otoritesi Pantone ise Rose Quartz ( Soluk Pembe) ve Serenity (Bebek Mavisi) renklerini yılın renkleri olarak seçti. İşte bu noktada moda eğilimleri araştırmacıları devreye giriyor.Moda tasarımcıları, moda eğilimi araştırmacılarına çok önem verirler. Bu araştırmacılar, tasarımcılar koleksiyonlarını oluşturmaya başlamadan 2 sene öncesinden sezon trendlerini araştırmaya başlarlar. Araştırma yöntemleri ise anketler, firmaların kumaş stokları hakkında bilgi edinme, dünyadaki savaş ve doğal afetler gibi gelişmeleri araştırma, toplumun değişik yaş grupları ile görüşmeler yapma, firmaların mali durumları hakkında rapor derleme gibi yöntemlerdir.                                                      Li Edelkoort Li EdelkoortBahsettiğim bu araştırmacılar moda eğilimi analizi yapan şirketlerle çalışmakta ya da araştırmalarını bu şirketlere satmaktadırlar. En önemlilerinden sayılan iki tanesi Promostyl ve Worth Global Style Network (WGSN)’dir. Bu iki şirket dışındaki örnekler arasında Sacha Pacha, Peclars ve Trend Union gösterilebilir. Trend Union şirketinin kurucusu Hollandalı Lidewij Edelkoort, “trend forecaster” yani “trend tahmincisi/analisti” olarak bilinen, iş dünyası tarafından çok iyi tanınan bir isim ve daha böyle bir iş dalı ortada yokken bu işe başlamış ve son 36 yıldır özellikle moda sektörüne gelecek trendler konusunda danışmanlık yapıyor. Trend Union, modacılara renk ve hayat tarzı konusunda trend tahmini hizmeti veren,sınırlı sayıda satışa sunduğu dergisinde bu tahminleri somutlaştıran bir şirket. Lidewij Edelkoort’un analizlerinden faydalanan markalardan bazıları Coca-Cola, Nissan, Camper, Siemens, Estée Lauder, Lancôme, L'Oréal, Shiseido ve GucciKaynak: http://www.dezeen.com/2015/03/02/li-edelkoort-manifesto-anti-fashion-obsolete/ Kaynak: http://www.dezeen.com/2015/03/02/li-edelkoort-manifesto-anti-fashion-obsolete/Lidewij Edelkoort’un bildirisi olan “Anti Fashion Manifest - Anti Moda Manifestosu” büyük yankı uyandırmıştı. Edelkoort manifestoda 10 madde ile moda endüstrisinin kırılma noktasına geldiğini vurguluyor. Eğitimdeki eksiklikler, malzeme, imalat, perakende, basın, moda showlarının yanı sıra pazarlama ve reklam sektörlerindeki sorunlarla yüzleşen Edelkoort’un, “Giysi ekonomisi moda sektörünün cirosunu devralacak, bu yüzden trend tahminleri değişecek, sosyal değişime yol açacak ve tüketici davranışları içinde yaratıcı fikirler ortaya çıkarılacak. Odaklanılan nokta ise tekstil ve terziliğin yeniden canlanmaya başlaması. Zaman giysileri kutlama zamanı” sözleri dikkat çekici.Moda eğilimi araştırmacılarının sezon eğilimlerini belirlerken bir çok araştırma yöntemine değindiğini söylemiştim. Mesela renkler tüketicilerin önemsediği bir detay. Rengin kültürel bir değer olduğuna inanılır. Kumaş detayında ise yeni gelişen kumaş teknolojileri, yeni kullanılan lifler ile tüketicilerin rahatlığı ön planda. Moda eğilimi araştırmacıları bu detayları birleştirerek sezon renklerinin kumaşlara nasıl uyarlanacağını gösteren kişiler.Moda eğilimleri kısa ve uzun süreli moda eğilimi olarak ikiye ayrılır. Sproles, uzun süreli eğilimi “tarihsel devamlılık” olarak açıklar. Yani yeni tarzların geçmişten beslenip üzerinde değişiklikler yapılması. Örneğin Chanel’in klasik silueti.Uzun süreli moda eğilimleri markalar için önemlidir. Çünkü böylece kalıcı tarzlar oluşturmakta ve moda pazarında oluşabilecek riskleri azaltmaktadırlar. Kısa süreli moda eğilimleri araştırması ise sezonda yaşanan ve modayı etkileyen olayları dikkate alarak yapılır. Modayı etkileyen olaylar, popüler kültürü ya da gündemde olan olayları kapsar. Sproles kısa süreli moda eğilimlerinin bazen birkaç sene bazen de 5 ile 10 yıl arasında değiştiğini söylemiştir.Pazarlama liderleri kısa süreli moda eğilimlerini “FAD” kelimesine dayandırır. İngilizce bir kelime olan Fad , “Fast Adaptation Fast Decline – Hızlı Adaptasyon Hızlı Düşüş”  ve “heves” anlamlarına gelir. Bu anlık tepki eğilimi ve geçici moda olarak da yorumlanabilir. Geçici modadan bahsettiğim ise moda ürünlerinin taktiksel olarak çabuk tüketimi sağlanması yani kısa vadeli farkındalıktır.Moda eğilimi analizinin nasıl olması gerektiği konusunda birçok çalışma yapılmıştır. Örneğin bunlardan biri Hyun-Seung Cho ve Joohyeon Lee tarafından yapılan “ Güncel Moda Eğilimleri Üzerine Tüketici Duygusunu Temel Alan Makroskobik Bir Model Geliştirimi” çalışmasıdır. Bu çalışmanın temel noktası tüketicinin moda ürünlerine karşı duygusal talebinin bulunması. Çalışma sonucunda tüketicinin duygusal taleplerinin uzun süreli moda eğiliminde önemli olduğu belirtiliyor. Moda firması ya da moda tasarımcısı için bu talep oldukça önemli. Bu talebin önceden tahmin edilmesi ve bu tahmin edilen duruma göre moda ürünlerinin üretilmesi pazar payını genişletmek için ideal bir yol. Bahsettiğim bu çalışmanın eleştirilen noktası ise tüketim odaklı olması, piyasada olan iniş çıkışları, firmaların mali durumlarını, dünyadaki gelişmeleri ya da hammadde ihtiyacının olup olmadığını dikkate almaması.Benim de hemfikir olduğum, S. Butdee, N. Kongprasert ve C. Noomtong tarafından ele alınan “Modern Moda Eğilimi İçin Durum Tabanlı Tahmin” çalışmasında moda sektöründe önde gelen firmaların öngörü konusunda profesyonelleşmesinin önemini vurgulanıyor. Firma, önceden yaşadığı sorunları veri tabanında saklamalı ve aynı ya da benzer sorun ile karşılaşma durumunda veri tabanı sayesinde ne yapılması gerektiğini bilerek davranmalı deniyor. Bir başka konu ise hızlı tasarımın sağlanması konusunda yapılması gereken yenilikler. Ne kadar çok hızlı tasarım yapılırsa o kadar çok müşteri talebi karşılanır ve firmanın kârı maximum düzeyde olur. Çalışmada önerilen yenilik ise bir moda ürününün geçmişteki şekillerine, renklerine, kumaş türlerine bakarak sezon eğiliminde belirlenen renk, şekil, kumaş, desen vs. gibi detaylara uyarlanarak dijital ürün çizilmesi.Sonuç olarak küreselleşme ile tüketicilerin de beklentileri ve beğenileri hızla değişiyor. Moda sektöründe bulunan firmalar ve üreticiler bu beklentileri ve beğenileri karşıladıkları sürece piyasada büyüyebiliyor, bu noktada moda eğilimi araştırmacıları büyük önem taşıyor.DAMLA KAHVECİ Kaynaklar:

  • Ertürk, N, (2011), Moda Kavramı, Moda Kuramları ve Güncel Moda Eğilimi Çalışmaları,Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hakemli Dergisi, ss. 14-16.
  • Kim,Eundeok,Ann Marie Fior, and Hyejeong Kim.2011.Fashion Trends: analysis and forecasting. Oxford: Berg, pp.40-100
  • http://sosyalmedyakulubu.com.tr/faydali-bilgiler/trend-ve-fad.html
  • http://www.dezeen.com/2015/03/02/li-edelkoort-manifesto-anti-fashion-obsolete/
Read More
kariyer Asli Ozbek kariyer Asli Ozbek

Moda sektöründe çalışmakla ilgili beş gerçek

Moda kariyerini farklı kılan birçok faktör var. İşte bunlardan bazılarını iş hayatımdan örnekleyerek anlatmak istiyorum. 

Madem bu sitenin adı "Moda Kariyeri" bu ismi biraz açmanın zamanı geldi. Moda kariyeri ismi moda sektöründe kariyer yapmak manasını taşıyor elbette, fakat bu kariyer başka bir sektörden neden farklı olsun? Birçok kişi içinden geçirebilir, kariyer kariyerdir diye, eğer genelleyerek bakarsak öyle tabii, ama moda kariyerini farklı kılan birçok faktör var. İşte bunlardan bazılarını iş hayatımdan örnekleyerek anlatmak istiyorum. 

Sektörde 13 yılı geride bıraktım. Kendi tecrübelerimin dışında çok arkadaşım, yöneticim ya da gözlemlediğim sektör insanı oldu. Neler mi gözlemledim? Özetlemeye çalışacağım. 

  1. Sektöre girene kadar canımız çıktı: Bu sektöre kolaylıkla girdiğini anlatan birini duymadım desem yeridir. Ama en enteresan hikaye arkadaşım Beatrice'ninki. Moda okumak için Polimoda'ya gittiğimde aramızdaki tek avukat oydu. Ayrıca benden beş yaş büyüktü. Baro sınavını verip okula gelmiş, bir avukatı başka türlü işe almazlar demişti. Okuldan sonra büyük çabalarla ilk işini buldu ve staja başladı, her staj hikayesi gibi bu da zorluydu ama üstüne şirket iflas etti. Bir süre daha iş bulamayan Beatrice avukatlığa geri dönmek zorunda kaldı ama içi yanıyordu. İşte moda böyle, içine sindi mi ayrılmak zordur. Ne yaptı etti, Beatrice sabırla bekledi, sonunda hamilelik iznine ayrılan birinin yerine dört aylığına işe alındı. Sonrası başarı hikayesi, dört ay bitti ama ona kal dediler. Şimdi çok önemli bir lüks markasının Avrupa üretim müdürü oldu. Tüm bu süreçte, avukat olmakla sektörde yer edinmek arasındaki gidiş gelişlerinde bocaladı ama pes etmedi. Bunun gibi çok hikaye var. Yol biraz taşlıdır ama sebat edenler için çiçekler açar…evet açar. 
  2. Rutin sohbet ile dedikodu arasında denge kurmayı tecrübeyle öğrendik: Moda sektörünün dinamiklerinin içindedir biraz sohbet etmek, yani konuşursunuz işte. Konuşmanız gerekir çünkü özellikle ofis içinde buzları eritmek durumundasınızdır, bütün gün bilgisayar arkasında oturarak çalışmak mümkün değildir bu sektörde. Kahve içerken o defile senin, bu parti benim, o bunu giymiş, öbürü oraya gitmiş, şehirde ne olmuş olmamış, hangi markanın özel satışı varmış derken herkes birbiriyle kaynaşır. İster mağazada olun ister ofiste, ne işte çalışırsanız çalışın, konuşarak enerji depolarsınız ve güncel kalırsınız. Bol espri olmazsa sabahlara kadar nasıl çalışırsınız? Ayrıca tanımadığınız ya da ulaşmaya çalıştığınız insanlarla iletişimin yolu bazen birkaç yerinde söz ya da bir iltifattan geçer. Ayakkabısını farkeder birşey söylersiniz ve konuşma başlar. Fakat bunu dedikoduya çevirirseniz olmaz. O denge önemlidir. Neden mi? Çünkü bir adım öncesi eğlence bir adım sonrası skandal olabilir. Bu küçük bir dünya. Herkes birbirini tanıyor. Örnek, şu anda Avrupa'nın önde gelen markalarının her birinde çalışan arkadaşım var. Eski iş arkadaşlarımın hepsi iş değiştirdikçe tanıdıklarımın sayısı arttı. Moda sektöründe iş en kolay tanıdıklar vasıtasıyla bulunuyor. Düşünün bir işe başvurduğunuzda eski şirketinizden birçok kişi orada olacaktır ve referans verecek ya da vermeyecektir. Gerisini siz tahmin edin.
  3. Bir işten başlayıp bir diğerinde devam etmek bizim için normal oldu: Moda sektöründe çalışmak opsiyonları geniş tutmak demektir. Başladığınız yerden devam etmeyi beklemeyin. Bu müthiş birşey, ama aynı zamanda esnek ve değişime açık olmayı gerektiren bir durum. Mesela ben görsel düzenleme ile başladım sonrasında hep farklı pozisyonlarda çalıştım, mağazada müdür yardımcısı olan arkadaşım kalite kontrole, bölge direktörü olan bir iş arkadaşım mağaza müdürlüğüne, finansta çalışan bir iş arkadaşım ürün yönetimine geçti. Stilist olan bir başka arkadaşım eğitim müdürü oldu. Aslında mesaj şu, giriş kapınızı bulun gerisi değişken olabilir. Sürekli değişen bir sektörde yerinde kalmayı düşünmek zaten mümkün değildir. 
  4. Herşey göreceli. Karar alırken cesur ve özgüvenli olmayı öğrendik: "Rei Kawakubo da demiş "Siyahın üç tonuyla çalışıyorum" diye. O üç tonu muhtemelen sadece kendisi görüyordur. Hiç unutmuyorum on saatlik bir iş gününün sonunda hala müdürümle bir çantanın küçük boyunu mu büyük boyunu mu daha çok satın alsak diye tartışıyorduk. Ben küçük, o büyük diyordu. Tartışma bitmek bilmedi, karnım acıkmıştı ve yorgundum. Ortada yatırmamız gereken yüklü bir bütçe, dokuz ay sonra mağazaya gelecek bir ürün ve benim kararıma karşı onun kararı vardı. Son sözü kim söyler? Etrafımızdakilerden farklı görüş almak için neredeyse komisyon kurduk ama yok kargaşa devam ediyordu. Sonunda müdürüm senin ürünün, senin riskin, kendin karar ver dedi. Ben de karar verdim. O karara kadar o kadar yorulmuştum ki "bu sadece bir çanta" dediğimi hatırlıyorum. İşte moda sektöründe hiçbirşey sadece bir obje değildir. Arkasında saklı kararlar, bütçeler, satın alınan hammadde, üretim masrafı, mağazaya yapılan yatırım, müşteri memnuniyeti, trendleri tutturabilme, rakipleri anlayabilme…gibi onca soru bir kararın ardında saklıdır. O noktada, cesur ve özgüvenli olmak, içgüdülerine güvenmek tek yol. (hata yaparsanız artık çözümünü de üretmeyi göze alın, aksiyon planınız elinizde olsun).
  5. Ay, mevsim hatta zaman kavramını unutarak yaşamaya alıştık: Alber Elbaz'ın dediği gibi yazın kışlık kıyafetler, kışın yazlık kıyafetler giyer olduk. Sezonlar arttıkça, farklar kapandıkça, tasarımcılar durmadan ürettikçe, mağazalar sürekli doldukça, yılbaşı geldiğinde  kendinizi yaz tatilinde hissettiğiniz, ağustos ayında yanlışlıkla yün kazak giydiğiniz olabilir. Moda haftası döneminde uyumayı unutursunuz, fuarlarda ailenizi aramayı unutursunuz. Bazen eve uğramayı unutursunuz. Tüm bunlar güzeldir. Şikayet eder ama o adrenalin olmadan da yaşayamazsınız. 

Alicia Drake'in ünlü kitabı "The beautiful fall"da yazdığı gibi

Moda bitmek bilmeyen bir eleme sürecidir

Elenen bir renk, bir tasarım, bir çekim, bir kişi olabilir. Hangisi olursa olsun, önemli olan değişimin merkezinde olmaya alışmak ve denemeye devam etmektir.

Aslı Özbek

Read More