Networking: Keyif mi zulüm mü?

Networking: Keyif mi zulüm mü?

Paris’e taşınalı yaklaşık üç ay olmuştu. Yeni şirketimde pozisyonum gereği bir çok farklı departman ile iletişimde olmam ve onlardan bilgi almam gerekliydi. Fakat gönderdiğim e-postaların hiçbirine cevap alamıyor, görüşmem gereken kişilerden bir türlü randevu alamıyordum. Haliyle işlerim sürekli uzuyordu. 

Derken yakın arkadaşım Ebru iş için Paris’e geldi ve bir akşam yemeğinde buluştuk. Yönetim danışmanlığı yapan Ebru şirketlerin içinde iletişim konusunda oldukça deneyimliydi. Bana “İşler nasıl gidiyor?” diye sorduğunda ilk cevabım “Felaket! Kimseden randevu alamıyorum.” olmuştu. Ve Ebru bana çok değerli bir profesyonel tavsiye verdi “Aslında kolay. Randevu istediğin kişileri öğle yemeğine davet et ya da gittikleri yere gitmeye başla. Bak herşey nasıl kolaylaşacak.” Bu tavsiyenin ardından sadece ulaşmaya çalıştığım kişileri değil, onların ve benim yakınımdaki iş arkadaşlarını da öğle yemeğine davet ederek, haftanın neredeyse beş günü dolu bir takvime sahip oldum. Aslında bunu yaparak kişilerin iş programına değil, keyif anlarına ortak oluyordum. Ardından olanlar inanılmazdı, almak istediğim tüm randevular çok kolaylaştı, çünkü öğle yemekleri kahve aralarına, akşam buluşmalarına uzarken ben birden iş arkadaşlarından öte, arkadaşlar edinmeye başlamıştım ve herkes bana içtenlikle yardım etmek istiyordu. Tüm bunlar olurken, içimden "Neden bir e-posta ile olamıyor ki..." diye geçirmedim değil, çünkü bazen tüm bu yoğunluk beni yorgun düşürüyordu. Ama ne kadar etkili olduğunu anlamam uzun sürmedi, en önemlisi deneyim kazandım. 

Üç profesörün Harvard Business School’da yaptığı bir araştırmaya* göre özellikle kariyerinin başında olan kişilerde networking suçluluk ve yüzeysellik duygusu, hatta kirlenme hissi yaratıyor. Araştırmada katılımcılara networking ardından hangi ürünleri kullanmaya istekli oldukları sorulduğunda verilen cevaplar şaşırtıcı: sabun, diş fırçası veya duş jeli. Bu hissi yaratan da Instrumental networking (ağ geliştirmenin araç olarak kullanılması)" kavramı.

Bu isim, kişilerin kariyerlerinde ilerlemek için yaptıkları networking aktivitelerine veriliyor. Bunun alternatifi ise “Personal (kişisel) networking”, bu tanım da arkadaşlık veya güç birliği amacıyla yapılan aktiviteler için kullanılıyor.

Araştırmalar gösteriyor ki, katılımcılara Facebook’tan ve Linkedin’den birilerine tanışma mesajı atmaları söylendiğinde, Facebook’u kullananlar kendilerini daha az kirlenmiş hissediyor çünkü Facebook daha kişisel bir platform. Burada önemli bir fark var, kariyer. Kariyerinde üst seviyelerde olanlar bu hisleri daha az yaşamakla birlikte sosyal mecralar arasında bir fark görmüyorlar. Kariyerinde başlangıç seviyesinde olan kişiler ise bu hislerle baş etmek, ve onları yönetmek zorunda. Çünkü bilinen bir gerçek var, networking kariyer için gerekli.

Ünlü Insead profesörü, yazar ve benim de hocam Herminia Ibarra**’ya göre kişileri networkingden soğutan etkenlerden biri bunu yapmakta tecrübesiz olmak, ve profesyonel ağımızı geliştirmeyi işimizin önemli bir parçası olarak görmemek. Sıklıkla yapmadığımızda, bu aktivite için harcamamız gereken zaman (ki oldukça fazla zaman gerektiriyor) boşa harcanmış zaman gibi geliyor, özellikle de tanıştığımız insanlar kısa vadede bazı sorunları çözmeye yardım etmeyecekse. Ibarra’ya göre kişiler sıklıkla kendilerine şu bahaneyi buluyor “İşlerimi bitirecek kadar bile zamanım yokken nasıl çıkıp başkalarıyla tanışabilirim?”. İşte bu mazeretler biz farketmeden networking kapılarını kapamamıza neden olabiliyor. 

Peki hem profesyonel hem de kişisel gelişimimiz için çok önemli olan bu aktiviteden kendimizi bilinçsizce alıkoymaktan nasıl kurtuluruz?

Networking karşılıklı değer yaratmak içindir 

Networking yapmaktan uzak duranlar genellikle karşılarındaki kişiden birşey bekliyor durumuna düştüklerini düşündükleri için çekiniyorlar. Oysa ki networking bir çıkar ilişkisinden çok bir değer yaratma ve deneyim paylaşma aktivitesi. Profesyonel hedefler nedeniyle insanlarla tanışmayı doğal bulmayan kişiler bu nedenle ağ geliştirmekten uzak durduklarında sadece kendilerini yeni deneyimler ve öğrenimlerden mahrum bırakmıyor aynı zamanda başkalarını da kendilerinden öğrenme imkanından mahrum bırakıyor. Burada kilit nokta şu: iş arama tek  taraflı olmadığı gibi networking de değil. Hiç kimse, deneyimli ya da deneyimsiz, boynu bükük hissetmemeli. Tam tersi, yaratacağı değerden emin olarak tecrübe kazanmaya başlamalı.Kısacası, davet edildiğiniz o kokteyllere gidin ve kişilerle tanışıp konuşmaya başlayın. Her seferinde daha kolay olacak ve yarattığı değeri görünce suçluluk hissiniz zamanla kaybolacak.

Networking bir liderlik vasfıdır 

Kendinize her “Bunu yapmayı sevmiyorum” dediğinizde liderlik kaslarınızdan birini az geliştirdiğinizi hatırlayın. Top thinkers 50 ödüllerinde 2015’te 8. sırayı alan Herminia Ibarra’ya göre kendi konfor alanında kalan ve yükseldikçe networking yapmayı reddeden liderler sadece kendilerini ve şirketlerini tehlikeye atmıyorlar aynı zamanda ekiplerini de stratejik bilgilerden mahrum bırakıyorlar. Ibarra’ya göre dışa dönük olmamak bir ekibin geleceği için büyük risk taşıyor, çünkü belirli bir sektörde ya da pazarda oluşabilecek fırsat ve tehditleri öngörmek ve hazırlanmak ancak çok farklı iletişim kanallarını açmakla mümkün. Bunu da yapması gereken liderin ta kendisi.   

Tüm yazdıklarımı göz önüne aldığımızda, networking aktivitesinin en etkili ve en doğal şekilde yapılacağı ortamlar çok değerli. Bunlara bir örnek benim de içinde bulunduğum paylaşımlı ofis Kolektif House. İçerisinde yer alan farklı mesleklerden, girişim ve şirketlerden dolayı networkingi bir zulüm ya da zorunluluk olmaktan çıkarıp herkesin işinin doğal ve keyifli bir parçası haline getiren bu ortam yeni nesil çalışma fikrini temsil ediyor. 

Kolektif House Levent

Bunun yanında, sizinle aynı ilgi alanları etrafında buluşan grupların organize ettiği etkinliklere gittiğinizde, modakariyeri.com etkinlikleri gibi, networking sadece bir keyif halini alıyor etkileri de bonusu oluyor. Bizim ilk etkinliğimiz de 9 Kasım Çarşamba günü olacak. 

Unutmayın, önemli olan sadece içerisinde rahat hissettiğimiz ortamlarda değil değer yaratacak her ortamda tanışıklıklara istekli, açık ve hazır olmak. Çünkü profesyonel ağınız çeşitli olduğu kadar güçlüdür. 

 

* "The contaminating effects of building instrumental ties: How networking can make us feel dirty." Harvard  Business School Working Paper Nisan 2014. Tiziana Casciaro, Francesca Gino, Maryam Kouchaki

** Herminia Ibarra "Act like a leader, think like a leader" 

 

El emeği göz nuru girişimcilik

El emeği göz nuru girişimcilik