El emeği göz nuru girişimcilik

El emeği göz nuru girişimcilik

Siyah beyaz bir fotoğrafta, hukuk fakültesinin önünde gülerek poz veren genç kızın üzerindeki beyaz yün etek-ceket takım gözüme çarptığında “Anne ne kadar güzel giyiniyormuşsun okula giderken” demekten kendimi alamadım. Annem hemen cevap verdi “Anneannen örmüştü bu takımı benim için.”

Dedemin mesleği nedeniyle şehirden şehire giderken çocuklarına her gittiği yerin havasına göre güzel kıyafetler diken anneannemin bu sevdası vefatına kadar devam etti. Onun için örgü, dikiş, sevdikleri için yarattığı kıyafetler sadece daha uygun fiyata güzel giyinmek değil, aynı zamanda giysiler aracılığıyla tutkusunu paylaşmak demekti.

Olgunlaşma enstitüsü mezunu anneannem el becerisiyle sadece kendisini ve ailesini şık giydirmekle kalmadı aynı zamanda Ankara’da Orkide adında bir mağaza açtı. Elleriyle yaptığı şapkalarını kadife kumaş, dantel ve çiçeklerle süsledi ve mağazasında bunları satarken kendi özgürlüğünü kazanmanın ve üretken olmanın muhteşem hazzını yaşadı. Bir de torunlarına bugün anlatmamız için güzel bir miras bıraktı. 

Moda sektöründe bir fikir ve hayalden yola çıkarak kendi markalarını yaratan kadın girişimcilerin hikayeleri az değil, fakat neden daha da fazla olmasınlar?

Türkiye'de her dört kadından sadece biri çalışıyor fakat kadın istihdamındaki yüzde 7'lik artış, yoksulluğu yüzde 15 azaltacak güce sahip. Bu veriler Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi KOÇ-KAM'ın direktörü Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı'nın Hürriyet gazetesine verdiği "Yoksulluk ancak kadınlarla azalır" başlıklı röportajdan alındı.

Yoksulluk ancak kadınlarla azalır

PROFESÖR Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı Türkiye'de sosyal psikolojinin kurucularından. Uluslararası psikoloji dünyasında da tanınmış bir bilim kadını. Duke, Harvard, California-Berkeley üniversitelerinde ders vermiş, 200'den fazla makalesine uluslararası atıfta bulunulmuş bir hoca. Şu an Koç Üniversitesi'nde Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin (KOÇ-KAM) başında.

Mesaj aslında oldukça net. Ailevi nedenlerden, kreş hizmeti gibi sosyal yardımların yetersizliğinden ya da fırsat eksikliğinden çalışamayan kadınlar işgücüne katılmaya karar verirlerse öncelikle kendilerine ve ailelerine, ardından da Türkiye'nin ekonomik ve sosyal gelişimine yapacakları katkı çok büyük. İş hayatına ara veren kadınların yeniden çalışmaya başlamasına destek olmak amacıyla kurulan "Yeniden biz" derneği bu alanda çok aktif çalışmalar yürütüyor. 

Şimdi de moda ve tekstil sektörüne gelelim. Sektörde çalışanlar rakamlara ihtiyaç duymadan onaylayabilirler, bu sektör kadın işgücüne fırsat veren bir sektör. Bunun nedeni modanın gerektirdiği hassasiyet, görsel kabiliyet ve yaratıcılık mı yoksa tekstil sektörünün önem verdiği ince el emeği mi, yoksa modanın kadınların vazgeçemedikleri bir tutku olması mı bilemiyorum, fakat moda hem gardrobumuzun hem de iş hayatımızın bir parçası. Rakamlara gelirsek, Türkiye İstatistik Kurumu 2013 hane halkı işgücü verilerine göre Türkiye’de tekstil sektöründe çalışanların yaklaşık yüzde 43’ü kadın. Bu rakam umut veriyor.

Bir de kadın girişimciler var. Küçük ve büyük ölçekli girişimler heyecanlandırıyor. Bugün yaratıcı fikirlerini dijital araçların da yardımıyla hızlı ve masrafsız bir şekilde potansiyel müşteri kitleleri ile buluşturup kendi markalarını yaratan girişimciler var. Şeyma Selman (Thirtythree design) gibi, daha öğrencilik yıllarında instagram üzerinden kendi tasarlayıp diktiği ürünleri satmaya başlayan tasarımcılar hiç de az değil. Bazı girişimci markalar yatırımcıların ilgisini çekip destek de alabiliyorlar. Bunlara bir örnek Arya yatırım fonundan yatırım desteği alan Tukutukum markası. Tukutukum 2014 yılında Tuğba Kuzdere tarafından kuruldu. 

Bir diğer ilham verici örnek "Cashmere in love" markasının geldiği nokta. Parsons mezunu olan Esra Bezek Dikencik tarafından 2007 yılında kurulan Cashmere in love  bugün Bebek'teki flagship mağazası dışında Amerika, Avrupa ve Asya'da farklı noktalarda satılıyor. Kaşmiri modern kesimlerle yorumlayan marka girişimlerin nasıl sürdürülebilir ve global bir iş modeline dönüşebileceğine örnek. 

Cashmere in love 

Günümüzün kadın girişimcileri ile 50’li yıllarda el işi şapkalarını satmaya çalışan anneannemin devirleri farklı ama bir ortak özellikleri var: Tutkularından vazgeçmemeleri ve şartlar ne olursa olsun kendi amaçlarına odaklanmaları.

Ben de bir girişimciyim, ve modakariyeri.com'da tutkusundan vazgeçmeyen girişimciler için bir kuluçka merkezi kurdum. Dileğim başarı hikayelerinin artması, girişimlerin daha çok kadına iş hayatında fırsat sağlaması. 

Siz de girişiminizi geliştirmek istiyorsanız, bilgi için tıklayın.

Networking: Keyif mi zulüm mü?

Networking: Keyif mi zulüm mü?

Yazdığınız kişiye şu an ulaşılamıyor

Yazdığınız kişiye şu an ulaşılamıyor