damla kahveci yazıları, business Damla Kahveci damla kahveci yazıları, business Damla Kahveci

Bloglar nasıl para kazandırıyor - 1

Bloggerlık zaman içinde, özellikle günümüze yaklaştığımızda, insanların merak duyduğu bir yenilik olmaktan çıkarak markaların pazarlama stratejilerinden biri oldu. Küçük ya da büyük marka ayrımı yapmaksızın, bütün markaların bu stratejiyi kullandığı görülüyor. Peki bloglar nasıl para kazandırıyor?

Tüketiciler, beklentilerinin karşılanmasını isterler. Bir moda ürününde fonksiyonellik, estetik ve rahatlık ararken aynı zamanda onlara statü kazandırmasını beklerler. Firma sürekli yenilik yapmalı ve benzer tasarımların üretiminden kaçınmalı ki tüketici bu hızlı dünyada ilgisini kaybetmesin.

En önemli tüketici davranış biçimi ise talebi fazla olan ürünü alma yarışına girmek. Firmalar, koleksiyonlarını düzenledikleri özel partiler ile zamanından önce satın alma gruplarıyla buluşturup bu yarışa zemin hazırlıyorlar. Düzenlenen özel organizasyonlar firmaların satışlarından büyük kâr elde etmesini sağlıyor.

Tüketici aynı zamanda firmaların yaptığı promosyonlara, markaların yaptığı iş birliklerine ve ünlü kişilerle ilişkilerine, tasarımcıların yaratıcılığına, markanın sosyal medya kullanımına ve bloggerların görüşlerine önem veriyor. Dijital pazarlama dünyasının yatırımlarını hızla arttırdığı sektör olan moda sektöründe sosyal medya 2010 yılından sonra tam anlamıyla kullanılmaya başlandı.

Bloggerlık zaman içinde, özellikle günümüze yaklaştığımızda, insanların merak duyduğu bir yenilik olmaktan çıkarak markaların pazarlama stratejilerinden biri oldu. Küçük ya da büyük marka ayrımı yapmaksızın, bütün markaların bu stratejiyi kullandığı görülüyor. Markaların bloggerlarla çalışmaya başlamalarının nedenlerinden biri düşük maliyetli bir strateji olması ve kitlelere hitap etme konusunda daha etkin olması. Bu stratejilerin belirgin örneklerinden biri ise bloggerların markaların kendi defile ve tanıtımlarına davet edilmesi. Böylece markalar dergi,televizyon gibi kitle iletişim araçlarının yanı sıra internetin gücünü de kullanmış oluyorlar. Bloggerlar açısından incelemek gerekirse; markaya sunulan hizmet karşılığında bir ücret alınıyor elbet ve popülerlikleri arttıkça bloggerlar markaların dijital dünyadaki elçileri oluyor. 

Peki bloggerlar moda bloglarından para kazanıyor mu? Blogging gerçekten emek verilmesi gereken ve süreklilik isteyen bir iş.  Araştırmalarım sonucunda blogların reklamlardan para kazandıklarını öğrendim. Bunu tahmin etmek zor değil tabii ki fakat öyle küçük paralardan bahsetmiyorum!

İlk örnekten başlayalım; Google AdSense Reklamları bloggerların en basit şekilde para kazandığı yöntemlerden. Ziyaretçilerin reklamlara yaptığı her tıktan para kazanıyorlar. Bir başka örnek ise Bumads İçerikleri (boomads.com). Doğan Holding bünyesinde olan bu pazarlama ajansı, bloggerlarla iş birliği yapıyor ve karşılıklı para kazanıyorlar. Tekliflere göre de kazancınız değişiyor. Tek yapmanız gereken yazılarınızı çok kişinin okumasını sağlamak. Üçüncü örnek ise Banner Reklamları. Blogunuza yerleştirdiğiniz bannerlar sayesinde reklam alıp yine para kazanabilirsiniz.

Advertorial İçerikler de var tabii. Tanıtım yazısı olarak bilinen bu içerikler backlink çalışması yapan SEO’lar ve sitelerini büyütmek isteyen kişiler tarafından tercih ediliyor. Blogunuzla uyumlu bir içerik yazısı size yüksek ücretler kazandırabilir. Affiliate Marketing ise satış ortaklığıdır. Uzun vadede çok para kazanmanızı sağlayan bir yöntemdir. Yaptığınız üye ya da satış başına komisyon aldığınız için ne kadar kazanmak istiyorsanız blogunuzu o kadar dikkat çekici hale getirmeniz gerekiyor.

Makale Yazarlığı ise bütün gününü bilgisayar başında geçirip yazı yazmak isteyenlere göre. Kazancınız çok yüksek olmuyor ama içerikler yazarak diğer bloglara ya da şirketlere satma imkanınız oluyor.

Gelelim Blog Mentörlüğü'ne. Blog yazmaya yeni başlayacak kişilere yol gösterici olup para kazanmanız da mümkün. Daha bir çok yöntem olmakla birlikte şimdilik bu ilk yazıyı noktalıyorum. 

Bir sonraki yazımda markaların pazarlama stratejilerinden bir diğeri olan sosyal medya ağlarına değineceğim. 

Read More
damla kahveci yazıları, blog Damla Kahveci damla kahveci yazıları, blog Damla Kahveci

Moda Eğilimi ve Moda Eğilimi Araştırmacıları

Moda eğilimi araştırmacılarını duydunuz mu? Moda eğilimi tanım olarak sezonda bulunan ürünlerin nasıl olması gerektiğidir. Moda eğilimi araştırmacıları çeşitli veriler toplayarak tasarımların nasıl olacağı konusunda moda tasarımcılarını yönlendirir

 Fotoğraf: Olivia Fremineau

Moda eğilimi araştırmacılarını duydunuz mu? Ben de onlarla tez araştırmam sırasında karşılaştım. Moda eğilimi tanım olarak sezonda bulunan ürünlerin nasıl olması gerektiğidir, bu sayede moda sektörü nasıl hareket edeceğini belirler çünkü her tasarımcının hitap etmesi gereken tüketici yani satın alma grupları vardır. Moda eğilimi araştırmacıları çeşitli veriler toplayarak tasarımların nasıl olacağı konusunda moda tasarımcılarını yönlendirir. Örneğin bu sene çoğu koleksiyonda leylak, yeşil ve sarı tonları kullanıldı. Uluslararası renk otoritesi Pantone ise Rose Quartz ( Soluk Pembe) ve Serenity (Bebek Mavisi) renklerini yılın renkleri olarak seçti. İşte bu noktada moda eğilimleri araştırmacıları devreye giriyor. 

Moda tasarımcıları, moda eğilimi araştırmacılarına çok önem verirler. Bu araştırmacılar, tasarımcılar koleksiyonlarını oluşturmaya başlamadan 2 sene öncesinden sezon trendlerini araştırmaya başlarlar. Araştırma yöntemleri ise anketler, firmaların kumaş stokları hakkında bilgi edinme, dünyadaki savaş ve doğal afetler gibi gelişmeleri araştırma, toplumun değişik yaş grupları ile görüşmeler yapma, firmaların mali durumları hakkında rapor derleme gibi yöntemlerdir.

  

                                                    

Li Edelkoort

Bahsettiğim bu araştırmacılar moda eğilimi analizi yapan şirketlerle çalışmakta ya da araştırmalarını bu şirketlere satmaktadırlar. En önemlilerinden sayılan iki tanesi Promostyl ve Worth Global Style Network (WGSN)’dir. Bu iki şirket dışındaki örnekler arasında Sacha Pacha, Peclars ve Trend Union gösterilebilir. Trend Union şirketinin kurucusu Hollandalı Lidewij Edelkoort, “trend forecaster” yani “trend tahmincisi/analisti” olarak bilinen, iş dünyası tarafından çok iyi tanınan bir isim ve daha böyle bir iş dalı ortada yokken bu işe başlamış ve son 36 yıldır özellikle moda sektörüne gelecek trendler konusunda danışmanlık yapıyor. Trend Union, modacılara renk ve hayat tarzı konusunda trend tahmini hizmeti veren,sınırlı sayıda satışa sunduğu dergisinde bu tahminleri somutlaştıran bir şirket. Lidewij Edelkoort’un analizlerinden faydalanan markalardan bazıları Coca-Cola, Nissan, Camper, Siemens, Estée Lauder, Lancôme, L'Oréal, Shiseido ve Gucci

Kaynak: http://www.dezeen.com/2015/03/02/li-edelkoort-manifesto-anti-fashion-obsolete/

Lidewij Edelkoort’un bildirisi olan “Anti Fashion Manifest - Anti Moda Manifestosu” büyük yankı uyandırmıştı. Edelkoort manifestoda 10 madde ile moda endüstrisinin kırılma noktasına geldiğini vurguluyor. Eğitimdeki eksiklikler, malzeme, imalat, perakende, basın, moda showlarının yanı sıra pazarlama ve reklam sektörlerindeki sorunlarla yüzleşen Edelkoort’un, “Giysi ekonomisi moda sektörünün cirosunu devralacak, bu yüzden trend tahminleri değişecek, sosyal değişime yol açacak ve tüketici davranışları içinde yaratıcı fikirler ortaya çıkarılacak. Odaklanılan nokta ise tekstil ve terziliğin yeniden canlanmaya başlaması. Zaman giysileri kutlama zamanı” sözleri dikkat çekici.

Moda eğilimi araştırmacılarının sezon eğilimlerini belirlerken bir çok araştırma yöntemine değindiğini söylemiştim. Mesela renkler tüketicilerin önemsediği bir detay. Rengin kültürel bir değer olduğuna inanılır. Kumaş detayında ise yeni gelişen kumaş teknolojileri, yeni kullanılan lifler ile tüketicilerin rahatlığı ön planda. Moda eğilimi araştırmacıları bu detayları birleştirerek sezon renklerinin kumaşlara nasıl uyarlanacağını gösteren kişiler. 

Moda eğilimleri kısa ve uzun süreli moda eğilimi olarak ikiye ayrılır. Sproles, uzun süreli eğilimi “tarihsel devamlılık” olarak açıklar. Yani yeni tarzların geçmişten beslenip üzerinde değişiklikler yapılması. Örneğin Chanel’in klasik silueti. 

Uzun süreli moda eğilimleri markalar için önemlidir. Çünkü böylece kalıcı tarzlar oluşturmakta ve moda pazarında oluşabilecek riskleri azaltmaktadırlar. Kısa süreli moda eğilimleri araştırması ise sezonda yaşanan ve modayı etkileyen olayları dikkate alarak yapılır. Modayı etkileyen olaylar, popüler kültürü ya da gündemde olan olayları kapsar. Sproles kısa süreli moda eğilimlerinin bazen birkaç sene bazen de 5 ile 10 yıl arasında değiştiğini söylemiştir. 

Pazarlama liderleri kısa süreli moda eğilimlerini “FAD” kelimesine dayandırır. İngilizce bir kelime olan Fad , “Fast Adaptation Fast Decline – Hızlı Adaptasyon Hızlı Düşüş”  ve “heves” anlamlarına gelir. Bu anlık tepki eğilimi ve geçici moda olarak da yorumlanabilir. Geçici modadan bahsettiğim ise moda ürünlerinin taktiksel olarak çabuk tüketimi sağlanması yani kısa vadeli farkındalıktır. 

Moda eğilimi analizinin nasıl olması gerektiği konusunda birçok çalışma yapılmıştır. Örneğin bunlardan biri Hyun-Seung Cho ve Joohyeon Lee tarafından yapılan “ Güncel Moda Eğilimleri Üzerine Tüketici Duygusunu Temel Alan Makroskobik Bir Model Geliştirimi” çalışmasıdır. Bu çalışmanın temel noktası tüketicinin moda ürünlerine karşı duygusal talebinin bulunması. Çalışma sonucunda tüketicinin duygusal taleplerinin uzun süreli moda eğiliminde önemli olduğu belirtiliyor. Moda firması ya da moda tasarımcısı için bu talep oldukça önemli. Bu talebin önceden tahmin edilmesi ve bu tahmin edilen duruma göre moda ürünlerinin üretilmesi pazar payını genişletmek için ideal bir yol. Bahsettiğim bu çalışmanın eleştirilen noktası ise tüketim odaklı olması, piyasada olan iniş çıkışları, firmaların mali durumlarını, dünyadaki gelişmeleri ya da hammadde ihtiyacının olup olmadığını dikkate almaması.

  Benim de hemfikir olduğum, S. Butdee, N. Kongprasert ve C. Noomtong tarafından ele alınan “Modern Moda Eğilimi İçin Durum Tabanlı Tahmin” çalışmasında moda sektöründe önde gelen firmaların öngörü konusunda profesyonelleşmesinin önemini vurgulanıyor. Firma, önceden yaşadığı sorunları veri tabanında saklamalı ve aynı ya da benzer sorun ile karşılaşma durumunda veri tabanı sayesinde ne yapılması gerektiğini bilerek davranmalı deniyor. Bir başka konu ise hızlı tasarımın sağlanması konusunda yapılması gereken yenilikler. Ne kadar çok hızlı tasarım yapılırsa o kadar çok müşteri talebi karşılanır ve firmanın kârı maximum düzeyde olur. Çalışmada önerilen yenilik ise bir moda ürününün geçmişteki şekillerine, renklerine, kumaş türlerine bakarak sezon eğiliminde belirlenen renk, şekil, kumaş, desen vs. gibi detaylara uyarlanarak dijital ürün çizilmesi. 

 Sonuç olarak küreselleşme ile tüketicilerin de beklentileri ve beğenileri hızla değişiyor. Moda sektöründe bulunan firmalar ve üreticiler bu beklentileri ve beğenileri karşıladıkları sürece piyasada büyüyebiliyor, bu noktada moda eğilimi araştırmacıları büyük önem taşıyor.

DAMLA KAHVECİ

                                   

Kaynaklar:

  • Ertürk, N, (2011), Moda Kavramı, Moda Kuramları ve Güncel Moda Eğilimi Çalışmaları,Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hakemli Dergisi, ss. 14-16.
  • Kim,Eundeok,Ann Marie Fior, and Hyejeong Kim.2011.Fashion Trends: analysis and forecasting. Oxford: Berg, pp.40-100
  • http://sosyalmedyakulubu.com.tr/faydali-bilgiler/trend-ve-fad.html
  • http://www.dezeen.com/2015/03/02/li-edelkoort-manifesto-anti-fashion-obsolete/
Read More
damla kahveci yazıları Damla Kahveci damla kahveci yazıları Damla Kahveci

MODA YATIRIMCILARI VE MARKALAR

Moda yatırımcıları, markaları çeşitli portföylerden değerlendirip hisse senedi seçer gibi seçerler. Seçimlerini ise moda tasarımcılarını ürün, pazarlama, ekonomik yapı, popülerlik yönlerinden değerlendirerek yaparlar. Markaların onlarla çalışma amacı ise sermayelerini arttırmaktır.

Getty Images

Bu hafta en çok dikkatimi çeken konuya değinmek istedim. Moda yatırımcılarının varlığını öğrendiğimde büyük markaların bile hisselerinin tamamını ya da bir kısmını onlara satmasına çok şaşırmıştım. Türkiye’de moda yatırımcılığı çok yaygın olmasa da dünyada örnekleri oldukça fazla. Örneğin LVMH ; Louis Vuitton, Moet Henessy ile birleşerek yıllık cirosunu yaklaşık 20 milyar avronun üzerinde bir miktara çıkarmıştı. Diğer markalara bakacak olursak Dona Karan, Phillip Lim ve Jean Paul Gaultier moda yatırımcıları ile çalışan markalardan.

2012 yılında İtalyan modaevi Valentino’yu Permira şirketinden satın alan Katarlı Mayhoola For Investments, 2015 yılında Boyner Perakende ve Tekstil Yatırımları’nın yüzde 30.7’lik bölümüne 885 milyon lira ile ortak olacağını açıklamıştı. Yine Güney Afrikalı Yatırım Şirketi Brait, New Look’u 2015 yılında 3 milyar dolara satın aldı.

Yatırımlar aslında 1990 yılında LVMH’nin Fendi ve Givenchy markalarını alması ile başladı. Gucci ise o yıllarda Balenciaga, YSL ve Sergio Rossi’yi almıştı. 2006 yılında ise Apax Partners Tommy Hilfiger’ı  1.6 milyar dolara satın aldı.

En basit anlatımıyla moda yatırımcıları, markaları çeşitli portföylerden değerlendirip hisse senedi seçer gibi seçerler. Seçimlerini ise moda tasarımcılarını ürün, pazarlama, ekonomik yapı, popülerlik yönlerinden değerlendirerek yaparlar. Markaların onlarla çalışma amacı ise sermayelerini arttırmaktır. Moda yatırımcıları her zaman lüks markalara yatırım yapmanın karlılığına inanıyor olsa da en güncel örneklerden biri olan Prada'nın, 31 Ocak 2015 tarihinde açıklanan 2014 yılının cirosu %1 düşüşle 3,552 milyar euroya geriledi. Prada’nın patronu Patrizio Bertelli moda yatırımcılarının bu düşüşten etkilenip finansal desteklerini çekmemesi için belli oranda kar payı dağıttı.

Ünlü Fransız modaevi Paul Poiret, Güney Koreli Shinsegae International tarafından satın alındı. Yatırımcının alma nedeni ise markayı modern tüketicileriyle yeniden şekil vererek buluşturmaktı.Pierre Mallevays ve Luvanis SA. ‘in planları moda ürünleri ve aksesuardan önce koku ve kozmetiğe önem vermekti. Mallevays konu hakkında “Yatırımcılar markanın DNA’sına yeniden şekil verip, markayı bugün ile ilişkilendirmek istiyorlar. Onlar Koreli marka oluşturmak istemiyorlar. Markanın Paris dışına çıkıp uluslararası pazarda da pay sahibi olması için satın aldılar. Gerçekten tecrübeliler ve markalardan anlıyorlar. “ demişti.

Schiaparelli'nin 60 yıllık sessizliğini bozduğu Paris Moda Haftası defilesi

Schiaparelli 60 yıllık sessizlikten sonra Paris Moda Haftasına 2014 yılında geri döndü. 1954 yılından bu yana markanın geleneği hale gelen Elsa’nın istakoz elbiseleriyle ilk koleksiyonunu oluşturdu.

Markayı, İtalyan lüks kral Diego Della Valle’nin satın aldı ve bu yatırımcının da amacı pazarlama aracı olarak yeni tasarımcılarla çalışıp eskinin üzerine yeni modeller inşaa etmekti. Yatırımcı, Marco Zaninive Camilla Schiavone ile çalışmaya başladı. Böylece istenilen profile ulaşıldı ve hazır giyim konsepti ile Mart ayında Paris Moda Haftası’na katılacakları bildirildi. Fransız tasarımcı Jean-Paul Gaultier defile ile ilgili “ Tüm zıtlıklar ve beklenmedik detaylar ile aynı anda çok kadınsı ve sürrealist yeni bir Schiaparelli idi” yorumunda bulundu.

Goga Ashkenazi ise Vionnet markasını satın aldı ve baş tasarımcının kendisi olacağını belirtti. Şirketi satın almasının nedenini Goga’nın Londra’da stilistlik yapan arkadaşı Gianluca Longo şu cümlelerle açıklar:

Goga kıyafetleri çok sever. Bu yüzden ünlü eski şirketleri satın alır.

Goga Ashkenazi

Goga’nın en yakın arkadaşı Eva Cavalli, tasarımcı Roberto Cavalli ile evli ve Roberto Cavalli bu geçiş evresinde, Goga’ya gayri resmi olarak danışmanlık hizmeti verdi. Goga uzun süre markayı tekrar canlandırmak için oldukça uğraştı. Madam Vionnet tasarımcıların mimarı olarak bilinmesine rağmen Goga, kadınların elbiselerinin hepsinde korse ve katmanlar oluşunu eleştirdi. Goga en sonunda Chanel ve Gucci ile daha önceden çalışmış GeorgeCortina ile stilisti olması için anlaştı. İlk koleksiyonu oldukça beğenildi.

2011 yılında Kuveyt merkezli Global Investment House (GIH),  aile şirketi olan Yargıcı’nın %55 ini satın aldı. Türk markalara yatırım fonlarının ilgisi ne kadar 2007 yılına dayansa da 2012 yılı en çok yatırımcıların konuşulduğu yıl oldu. Bilmeyenler ya da hatırlamayanlar için küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum; Temmuz 2007’de Citigroup Venture Capital Investment’ın (CVCI) Boyner Mağazacılık’ın %30’unu ve Beymen’in yüzde %50’sini 189 milyon dolara almasıyla başlamıştı. Daha sonra İtalyan devi Miroglio İpekyol ve Twist’in sahibi Ayaydın Group’a %50 ortak oldu. Türkiye’de yurtdışına açılan ilk markalardan olan Mavi, %35 hissesini girişim sermayesi olan Turkven’e 2008 yılında sattı.

Turkven’in CEO’su Seymur Tarı, Türk markalara yatırım ilgisini şu sözlerle açıklıyor:

Türkiye’nin yükselen hayat standardı ve genç nüfusu, Türk markaları için çok sağlam bir temel oluşturuyor ve bu temelin üstüne kabiliyetli yöneticiler ve sistem oturtabilen Türk firmaları, dünya çapında başarılı olacaklar. Bizim görevimiz de, ekip ve sistem kurmada destek olmak ve riski paylaşmak

Dünyadan ve Türkiye'den örnekler bitmek bilmiyor. Son olarak, Türk markalara yatırım yapanlar arasında üretici ve marka sahibi olanlara örnek ise 2011 yılının Ağustos ortasında, Flormar’ın %51 hissesini satın alan Fransız kozmetik devi Yves Rocher.

2012 yılında Dubai merkezli olan Eastgate Capital Group’u, Silk&Cashmere’in %45’ine ortak oldu. Koton ise yine aynı tarihlerde %50 hissesini Turkven’e sattı. Satın alma ve birleşmelerde yaşanan hızın en yeni örnekleri Gucci'nin sahibi PPR SA'nın 2013 yılının Mayıs ayında İtalyan mücevher üreticisi Pomellato'yu alması ve aynı gün lüks saat severlerin yakından tanıdığı Corum'un Çin Haidan Holdings Ltd.'nin bünyesine katılması oldu. Wall Street Journal'ın haberine gore, LVMH genç Fransız tasarımcı Maxime Simoens'in hissesinin bir miktarını satın alırken, PPR de 2006 yılında şirketini kuran İngiliz tasarımcı Christoper Kane'e yatırım yaptı. LVMH, bu markaya ilgisinin nedenini ise markanın kalkınmasına yardımcı olmak şeklinde açıklamıştı.

Moda sektörünün ekonomik yönden çıktısı yüksekken, bu çıktılara talepler fazlayken yatırımcıların dikkatini çekmesi de kaçınılmaz. Şöyle düşünelim, sektörün devleri gelecekte daha hızlı büyümek için fırsat kollarken, moda yatırımcıları da katma değeri oldukça yüksek olan moda sektörü sayesinde daha çok kar amacı güdüyor.

 

 

Damla Kahveci

23 yaşında ve subay bir babanın kızı olan ben İstanbul’da büyüdüm. Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat bölümünden 2015 yılı Eylül ayında mezun oldum. Modaya hayatta her şeye olduğundan daha meraklı, gezmeyi ve keşfetmeyi seven, farklı hobileri olan, yaratıcı ama üşengeç, stilettolara aşık biriyim.

Moda markalarının yarattığı ekonomik güç beni moda ekonomisine yönlendirdi. Ekonomik açıdan oldukça önemli ve katma değeri yüksek olan moda sektöründe, bölümüm ile küçüklüğümden beri olan moda tutkumu birleştirmek en büyük hayalim.

Kariyer planım ise Eylül ayında gideceğim Floransa Üniversitesi’nde Risk management and Finance yüksek lisansını tamamlayıp moda sektöründe çalışmak.

Read More