Moda Paris’te Doğar, Ertesi Gün Mardin’dedir

Mardin’de taşlar konuşur derler. Birden çok medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok kültürü bünyesinde barındıran, yıllanmış taşlarla donanmış bir şehir için şaşılmayacak bir yorum.

Mardin Kültürünün Bir Parçası: Giysiler

Eski Mardin çok estetik, olanca güzelliğiyle büyüleyen bir yer. Coğrafi konumu sebebiyle de kültürel çeşitliliği çok fazla. Çeşitliliğin olduğu yerde uyumu yakalamak zordur fakat halka soracak olursanız “Burada kimsenin kimseyle derdi yok.” Gerçekten de öyle. Herkes kendi halinde. Şehrin büyüsü de bundan geliyor sanırım.

Kültürün en büyük göstergesi olan giyim de oldukça köklü. Bunu şehirde bolca bulunan terzi dükkanlarından da anlamak mümkün. Fakat tekstilin tam olarak ne konumda olduğunu öğrenmek için Eski Mardin’de yer alan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesini ziyaret ettim. Mardin kültürünü pratik bilgi ve görsellerle anlatan bir müze. Yaşayan halkların kültürlerinden, Mardin’e özgü yemeklere, tarihi bakırcılık ve taş oymacılığı zanaatinden, yıllanmış materyallere kadar birçok konuda bilgiye ulaşmak mümkün.

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi

Mardin halkı giyim kuşamına eskiden beri özen gösterirmiş. Bunu şehre geldiğim ilk gün annesiyle aynı kumaştan yapılmış, aynı model elbise giyen küçük bir kız görünce daha iyi anladım. Dokumacılık kentte oldukça yaygınmış. Özellikle yünlü ve pamuklu dokumalarıyla meşhurmuş Mardin. Zamanında Suriye’den çeşit çeşit kumaş gelmesiyle de terzilik sanatı oldukça gelişmiş.

Bunun yanında baskı desenleri de bin bir çeşit. Özellikle Mardin’e özgü olan Şahmeran motifi iç mekan tekstili de dahil olmak üzere birçok yerde kullanılıyor. Revaklı çarşıda bu desenden çokça şal, fular, etek bulmak mümkün.

Hatta bakır tepsilere dahi bu deseni işliyorlar. Aslında baskı sanatı bir Süryani geleneği, orijinal adı ise “yazmacılık sanatı”. Yani, el ile çizilerek veya özel kalıplar yoluyla kumaşları desenleme, süsleme sanatı.

Giysilerde de el işçiliği oldukça mühim. Gösterişten çok zarafet ve usta terzilik sanatı göze çarpıyor. Özellikle 19. yy’dan kalma beyaz kadife, pul işlemeleri gelinlik bana kalırsa zamanının çok ötesinde bir tasarım. Çok şık ve zarif. Bunun yanında bir de camekanın arkasındaki ceketi görünce yakından bakma ihtiyacı duyuyorum.  Bu parçada da ince, titiz bir işçilik göze çarpıyor.

Serginin tekstile ait bu bölümünün başında ise şu açıklama yer alıyor:

“Özellikle Cumhuriyetten sonra Mardin insanı, modern giyinmeye başladı. Erkekler takım elbiseli, başlarında fötr şapkaları ve kravatlarıyla, evli bayanlar ise manto ve üçgen bağladıkları eşarplarıyla, gençler de dünya modasını yakından takip etmeleriyle bilinir.”

Hatta “Moda Paris’te doğar, ertesi günü Mardin’dedir” sözü Mardin’de bir deyim halini almıştır.” Şekip Yurttaşer

 

Bir Süryani geleneği olan basma sanatının son temsilcisi olan Nasra Kadın

Seda Balatekin

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı bölümünde okuyorum. Son zamanlarda ağırlıklı olarak styling ve moda editörlüğü alanlarında çalışıyorum.

Henüz Yorum Yok

Cevap Bırak

E-Posta adresiniz yayımlanmayacak.