1. Mary Quant
Mini eteği icat eden tasarımcı olarak moda tarihine adı yazılan Mary Quant, Londra’daki Victoria & Albert Müzesinin en yeni misafiri. Moda severlerin bir numaralı uğrak noktası olan müze, Mary Quant retrospektif sergisi ile 200’den fazla giysi ve aksesuarı sergiliyor. Parçaların bazıları Mary Quant’ın kişisel koleksiyonuna ait.
Modanın varolma amacı modayı herkese ulaşılabilir kılmaktır.
Mary Quant
Mary Quant, 60’lı ve 70’li yıllarda Londra’nın sokak kültürünü önemli bir şekilde etkilemiş bir tasarımcı. Sadece giysi tasarımlarıyla değil, aynı zamanda saç kesimi ve makyaj markasıyla da bir dönemin stilini belirlemiş bir efsane. Döneminin gençlerini çok iyi anlamış ve analiz etmiş biri olarak, bugün bile trend belirleme konusunda ders alınacak bir başarı hikayesi.
Londra’ya gidenler kesinlikle kaçırmasın!
2. Camp: Notes on Fashion
New York’un moda kalesi MET Costume Institute, 2019 yılının sergisinin konusunu duyurdu: “Camp”
Yazar ve eleştirmen Susan Sontag’ın, 1964 yılında yazdığı “Notes on camp” isimli makalesinden ilhamla oluşturulan bu konsept, moda dünyasında abartı, şatafat, ironi, teatral ilham ve androjen tarzı konu ediyor.
Susan Sontag “Notes on camp”de, 58 maddede “camp” kavramını anlatıyor. Yazısına “Dünyada birçok şey isimlendirilmiyor. İsimlendirilseler bile tanımlanamıyorlar. Bunlardan biri de kült kavram camp“. (Okumak için tıklayın)
17. yüzyılın başından bugüne yaklaşık 250 objeyle “Camp” kavramını irdeleyecek olan MET, bu sergisini Gucci sponsorluğunda açıyor.
Sergide yer alacak olan tasarımcıların birçoğunu çok yakından tanıyoruz. John Galliano, Demna Gvasalia, Moschino, Thom Browne, Elsa Schiapparelli, Thierry Mugler, Marc Jacobs, Jean Paul Gaultier, Christian Lacroix, Miuccia Prada, Alessandro Michele for Gucci, Vivienne Westwood, Jeremy Scott, Viktor & Rolf bu isimlerden bazıları.
Her sene moda dünyası tarafından sabırsızlıkla beklenen bir etkinlik olan MET sergisi, MET galasının da temasını belirliyor. Galaya katılanlar her sene adeta bir şölen havası yaratıyorlar. Bu senenin konusuna bakılacak olursa, bizi çok eğlenceli bir MET kırmızı halısı bekliyor.
3. Minimalism / Maximalism: Fashion Extremes
4. Virgil Abloh: Figures of Speech
5. Dos à la mode (Back side: Fashion from behind)
Paris’in moda müzesi Palais Galliera şu sıralar renovasyon amacıyla kapalı, fakat bu müzenin sergilerine devam etmesine engel değil. Bu yaz geçici olarak Paris’in Montparnasse bölgesindeki Bourdelle Müzesine taşınacak olan Palais Galliera, benzersiz bir konuyu işliyor: modada sırt.
Heykeltraş Antoine Bourdelle‘in 1885 yılında taşındığı, hem evinin hem atölyesinin yer aldığı bu müze, heykel sanatını modanın önemli isimlerinin haute couture ve hazır giyim parçalarıyla birleştirecek. Modacıların kayıtsız kalmadığı, insan vücudunun bu gizemli bölgesi, dümdüz bir tuval gibi bazen çıplak bazen de desenler veya dekoratif detaylarla yorumlanır. Müzenin sayfasında da dediği gibi “Yüzlere odaklanmaya alışmış bir toplumda, modayı çoğunlukla görünmeyen ve dokunulamayan sırt bölgesi aracılığıyla yorumlamak oldukça beklenmedik bir şey.”
Sergide Chanel, Martin Margiela, Azzedine Alaïa, Yohji Yamamoto gibi isimler aracılığıyla sırt bölgesinin moda tarihindeki yerini keşfe çıkacağız.