Giorgio Armani markası emin ellerde !

Giorgio Armani 40 yılı aşkın süre önce kurduğu şirketin gelecek planları hakkında seneler süren spekülasyonlara nihayet cevap verdi. Geçtiğimiz cuma günü ünlü tasarımcı özel projelere fon sağlamak amacının yanı sıra 3 milyar euroluk tekstil grubunun da geleceğini garantileyen Giorgio Armani Vakfı’nı kurduğunu açıkladı.

« Giorgio Armani Vakfı’nı sosyal ve toplumsal yarar sağlayacak projeler yaratmaya destek olmak amacıyla kurmaya karar verdim » diyen Armani vakfın aynı zamanda kendisinin çok değer verdiği ve markanın kuruluşundan beri ona tasarımcı ve girişimci olarak ilham veren prensiplerin korunması konusunda da bir koruma kalkanı olacağını söylüyor. Tasarımcı, vakfın üzerine kurulduğu prensipleri « bağımsızlık, etik kurallar çerçevesinde dürüst ve ahlaklı bir yönetim biçimi, yenilik ve mükemmelliğe gösterilen özen, Armani markalarının devamlı olarak gelişmesine katkı sağlayan makul yatırımlar, dengeli ve sağduyulu mali yönetim, borçlanmaya karşı sınırlama ve yeni satınalmalar konusunda dikkatli yaklaşımlar » olarak sıralıyor. 

2012’de başlayan dedikodular tasarımcının yönetim kurulu üyelerinin atamaları ile ilgili önemli kararlar alacağı ve sahip olduğu şirket hisselerini bir vakıf hesabına devredeceği yönündeydi. Mirasını bırakacağı bir varisi olmaması durumu vakfın yöneticilerinin Armani’den sonra yönetimi tek ellerine alabileceği anlamına geliyor. Ünlü bir italyan hukuk bürosunun ortaklarından olan Prof. Dr. Stefano Grilli, Giorgio Armani’nin vakıf kurmayı tercih etmesi ile ilgili; tasarımcının vasiyetinde varis belirtmesi gerektiğini ancak hiç çocuğu olmamasından dolayı Armani Grubu’nun hisselerini de miras alacak olan bu varislerin sorun olmaktan çıkması gerektiğini söylüyor. « Böylesine büyük bir şirketi yönetmek ile ona sahip olmak bambaşka durumlar » diyor Grilli. « Şirket size aitse çalışanlarınıza karşı etik ve sosyal sorumluluklarınız var demektir. Bir vakıf kurmak size yıllarca hizmet etmiş çalışanlarınızı siz yönetimden ayrıldıktan sonra varislerinizin yapabileceği olası hatalardan koruyabilir. » 

Bu durumda ne Armani Grubu’nun ne de Armani Vakfı’nın bir sahibi olmayacak. Armani Grubu’na ait hisseler vakfın varlığı olarak görülecek. Vakıf, Armani Grubu’nu hissedarlar veya varisler arasında çıkabilecek olası anlaşmazlıklara karşı koruyacak ve yine bir olası satılma kararının önüne geçmiş olacak. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Giorgio Armani’nin şirketinin kendinden sonra da uzun seneler devam edeceğine inandığını ve bunu sağlamak için elinden gelen herşeyi yaptığını söylemek mümkün. 

Vakıf kuran lüks ve tasarım markalardan ilki Armani değil. Rolex’in kurucusu Hans Wilsdorf 1944’de karısının ölümünden sonra Hans Wilsdorf Vakfı adını verdiği bir vakıf kurup lüks saat sektöründe sahip olduğu tüm hisseleri bu vakfa aktarmıştı. Vakfın amacı şirketin devamlılığını sağlamak aynı zamanda şirket bünyesinde hayır işleri yürütmekti. Vakfın vekilleri hissedar veya mal sahibi değil tam aksine gelirleri artırmak amacıyla nasıl yatırım yapılacağına veya işe alımlara karar veren ve daima şirketin çıkarlarını gözeten müdürler olarak görevlendirilmişlerdi. 

2000’lerde Armani’nin LVMH Grubu’na satılacağı ile ilgili çıkan dedikodular, 3 sene sonra Moët Hennessy Louis Vuitton Grubu CEO’su Bernard Arnaud’nun Armani defilelerinde ön sıralarda oturması, ardından Giorgio Armani’nin tüm bu konuşulanları yalanlaması, çok geçmeden 2008’de markayı asla satmayacağını net bir şekilde duyurması ve 2009’da tasarımcıya konulan hepatit teşhisi, markanın geleceği hakkında bitmek bilmez spekülasyonlara neden oldu. Ünlü tasarımcı uzun süren tedavisinin ardından tekrar işinin başına döndüğünde bu sürenin ona daha dikkatli davranmayı ve gelecekle ilgili düşünmeyi öğrettiğini söylemişti ancak şirketin akıbeti ile ilgili bir açıklama yapılmamıştı. 

Cuma günü gerçekleştirilen vakıf açıklamasından birkaç gün sonra 82 yaşındaki Armani’nın İspanya’nın Formentera kıyılarında yatıyla gezerken yayınladığı fotoğrafı Instagram’a bomba gibi düştü. Fotoğraflardan olduğu kadar vakfın kuruluş amacından ve işleyiş sisteminden de, moda endüstrisine neredeyse bir ömür vermiş tasarımcının kararından oldukça mutlu olduğu anlaşılıyor. 

Umarız kendisinin de istediği gibi Armanı Vakfı bu eşsiz tasarımcının isminin daha uzun yıllar aynı başarı ile anılmasını sağlar ve Armani güçlü bir aile şirketi olarak kalmayı başarır. 

Bu yazı bir çeviridir. Orjinalini okumak için tıklayınız. 

Deniz Bulutsuz

Yabancı dillere olan tutkum beni Galatasaray Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümü mezuniyetime kadar götürdü. Terzi bir anneanne ve güzel sanatlar sevdalısı bir anne ile büyümekse, İstanbul Moda Akademisi Moda Yönetimi programını tamamlamamın nedeni oldu. 

Bir süre ELLE’de çalıştım. Reklam ajanslarında staj yaptım ve sosyal medya hesapları yönettim.  Edebiyat ve moda ikilisini her fırsatta birbirlerine bağlayarak içerik üretmek ve bunları sosyal medyaya uyarlamak en büyük zevkim. 

Previous
Previous

Trendyol en büyük 500 Türk şirketinden biri

Next
Next

Raf Simons Calvin Klein'ın Kreatif Direktörü oldu