Bomonti’de Moda: The Core Istanbul
The Core Istanbul, tasarımcılarla yerli/yabancı satın almacıları birleştiren ve tasarımların görücüye çıktığı toplu bir showroom etkinliği. 2016 koleksiyonlarını, iptal olan Mercedes Benz Fashion Week’te podyumda sergileyemeyen tasarımcılar The Core’da tasarımlarını paylaşma fırsatı buldu. Modakariyeri.com ekibinden Dilara Holat da Bomonti Bira Fabrikası’nın yolunu tuttu ve bir gününü kaleme aldı.
DİLARA'NIN CORE GÜNCESİ
"Öğrencilik yıllarımda zar zor mail atarak ya da bir şekilde davetiye bulmaya çalışarak defilelerini izlediğim tasarımcıların kendileriyle tanışmak mı? Sabah bu mutlulukla uyanıyor ve ettiğim sıkı kahvaltı ve dinlediğim Beyonce konseriyle enerji depoluyorum. Daha önce hiç gitmediğim Bomonti Bira Fabrikası’na gitmek için modakariyeri.com dosyam, kalem ve kağıdımla yola çıktım. Genelde moda haftalarında gördüğümüz büyük kalabalıkların olmadığı girişte kalabalık bir satın alma grubuyla karşılaşarak alana giriş yapıyorum. Genel bir tur attıktan sonra satın alma grubunun etkisi geçince standları gezmeye başlıyorum.
Outkastpeople
Markanın enerjik ve şirin kurucusu ve tasarımcısı Emre Aktuna ile tanıştım. Daha birkaç aylık Türkiye macerası sonrası hazırladığı koleksiyonu gösteriyor. Kadın ve erkek koleksiyonlarında, zamansız ve genç bir havası olan yeni markayı dinliyorum.
(http://www.outkastpeople.com/)
Les Benjamins
Ortalık sakinleşene kadar yaptığım stand turumun sonunda kendimi Les Benjamins’in standında satış müdürü Ataman Ersan ile sohbet ederken buldum. Beni güleryüzle karşılayan Ataman önce koleksiyondan bahsetti. ‘’Back to the Roots’’ adındaki koleksiyonun hikayesini dinlerken gözüm üzerinde dönerler bulunan sweatshirte takıldı. Daha bunun gibi pek çok parça bulunduran Back to the Roots koleksiyonu Türklerin boğazlarına olan düşkünlüğünü ve sokak yemeklerini konu alıyor. T-shirtlerde, mayolarda, şortlarda simit, döner, kebap, karpuz hatta tulumba tatlıları görüyoruz! Koleksiyona göz gezdirmek bile çok eğlenceliydi. Ataman da kendi hikayesini anlatıyor bana, içeri İran’dan gelen satınalmacılar girince ben de turuma devam etmek için ayrılıyorum.
(http://www.lesbenjamins.com/)
Mono Projects
Gözüm tanıdık bir etikete takılınca duruyor ve değişik kumaşlarla yalnızca erkek gömlekleri tasarlayan Mono’nun kurucusu Selim Cenkel’le sohbet ediyorum. Çok enerjik bir şekilde ve güleryüzle karşılıyor beni, o da benim gibi Uluslararası Ticaret ve İşletme okumuş ve markayı tamamen gömleklere olan kendi merakından kurmuş. Güzel bir sohbetten sonra diğer standlara göz atıyorum.
(http://www.monoprojects.com/)
Brand Who
Gözüm Brand Who’nun değişik baskılı, renk bloklu t-shirtlerine takılınca satış müdürü Mustafa Hatipoğlu gülümseyerek yanıma geliyor. 90ların etkisindeki baskılarla hazırlanan koleksiyonlarından bahsediyor ve SS 2016 kataloğunu inceliyoruz.
Mert Ipek
Biraz ilerleyince siyah ipek tül bir etek dikkatimi çekiyor, kumaşlarıyla yıllardır tanıdığımız Mert İpek'in kendi çıkardığı markasının standında kısaca sohbet ediyoruz. Koleksiyonun ipek kumaşlarına dokunmaktan büyük keyif alıyorum.
DB Berdan
Deniz Berdan’ı ve kızı Begüm Berdan’ı görünce hemen standlarına koşuyorum. Yıllardır fashion showlarında ve instagram’da sıkı bir şekilde takip ettiğim, Londra’ya olan sevgimden dolayı da grunge tarzını beğendiğim Deniz Hanım’ın sonunda elini sıkabiliyorum. Koleksiyonunu inceledikten sonra hayranı olduğum için fotoğraf çekilme isteğimi kırmıyor ve Begüm’e poz veriyoruz.
Fulya İlkmen
Güleryüzlü bu anne-kıza veda edip bir yanlarına geçiyorum ki gencecik ve heyecanlı güleryüzüyle Fulya İlkmen’le tanışıyorum. 2013 yılında Istituto Marangoni’den mezun olan Fulya’nın ilk fuarı olduğunu öğreniyoruz. Sade ama güçlü parçalardan oluşan koleksiyonu modern parçalar taşıyor.
(http://www.fulyailkmendesign.com/)
2Wins
Hazır giyim alanından çıkarken gözüme rengarenk ve işlemeli kıyafetleriyle 2Wins takılıyor ve hemen yanıma gülümseyerek Hande Gülşen geliyor. Daha çok Ortadoğu ve Akdeniz ülkelerinden müşterileri olduğundan bahsediyor ve Kuveyt’te ilk mağazalarını açacaklarını heyecanla söylüyor.
Giovane Gentile
Daha sonra çok şık giyimli bir beyefendinin gülümsemesi beni başka bir standa çekiyor. Gülümsemeniz için geldim diyorum, lütfen koleksiyona da bakın bu arada diyor. Umut Ürgün, kumaşların çoğunlukla İtalya’dan geldiğinden ancak imalatın Türkiye’de yaptıklarından bahsediyor. Bir çok alışveriş merkezinde de mağazası bulunan marka casual ve formal olarak iki alt markada erkek koleksiyonu tasarlıyor.
(http://www.giovanegentile.com/)
Bashaques
‘’Tasarımcılar’’ kısmına geçmeden önce avluda instagram paylaşımlarımı yapıyor ve konuşulanları not alıyorum;dinleniyorum. Sonrasında daha büyük bir heyecanla ‘’Tasarımcılar’’ bölümüne girdiğimde hemen sağda beni Niyazi Erdoğan karşılıyor ancak yanında satın almacılar olduğu için içeri doğru ilerliyorum ve Bashaques standındaki genç asistan Yiğit Karaman’la sohbete başlıyorum. Kendisi de benim gibi Uluslararası Ticaret okumakta ve moda sektörüne geçmek istiyor. Koleksiyonun İspanyol sanatçı Gaudi’den esinlendiğini anlatıyor ve parçaların üzerinde bana bu detayları gösteriyor.
Niyazi Erdoğan
Oradan ayrılıp bu sefer Niyazi Erdoğan’ı boş görünce hemen gidiyorum. Bu sefer gerçekten bomboş, Niyazi Bey de yok. Ben koleksiyona dokunup incelemeye başlayınca yine bir ‘’Hello’’ duyup dönüyorum ve ‘’Ben Türk’üm ama’’ diyorum. Çok sıcakkanlı bir başlangıç yaptığımız sohbetimiz Niyazi Bey’in samimi tavrıyla güleryüzle sürüyor. Mimar olduğundan dolayı karo desenlerinden esinlendiği triko tshirtleri gösteriyor .Soft kumaşlar ve renkleriyle ben bile giymek istiyorum bu erkek koleksiyonunu. Gün içinde birkaç kez daha karşılaştığım Niyazi Bey hep gülümseyip ‘’Kolay gelsin’’ini eksik etmiyor.
(http://www.niyazi-erdogan.com/)
Giray Sepin
Onun yanından Giray Sepin’e doğru yola çıkıyorum. Erkek giyim koleksiyonundaki parçaların çoğunu, ‘’ben giysem nasıl olur?’’ düşüncesiyle inceliyor ve beğeniyorum. Gülümseyerek Giray Sepin yanıma geliyor. İlham kaynaklarını ve hikayesini dinliyorum. Tam da hissettiğim gibi aslında erkek koleksiyonu olduğunu ama o kafasında unisex tasarladığını, koleksiyonlarıyla hikaye anlatmayı sevdiğini ve Türk gelenekselliğini sevdiğini söylerken, kendi üzerinde de geçen kış koleksiyonundan olan Hitit yazıtlarından izler içeren kazağını anlatıyor. ‘’Leisure’’adı verdiği bu koleksiyonunda da makrome sanatından esinlenmiş ve bana kazaklarında ve t-shirtlerindeki dokuları gösteriyor. Değişik formlarla oynamayı sevdiğini söylüyor. Kasım ayında da Mudo mağazalarında onun koleksiyonlarını bulabileceğimizi öğrenince seviniyorum.
Lug Von Siga
Çok keyifli bir sohbeti sonlandırırken yolum Lug Von Siga’ya düşüyor. Romantik bir piknik fikrinden yola çıkılarak hazırlanılmış koleksiyon hoşuma gidiyor ve markanın Satış ve Pazarlama Direktörü Yasemin Karani ile kısaca sohbet ediyoruz. Koleksiyon mavi, beyaz, siyah ağırlıklı, genellikle uzun eteklerden oluşarak kırlarda koşma isteği uyandırıyor.
(http://www.lugvonsiga.com/ENG)
Ece Gözen
Oradan da yolum 3 yıl önce defilesini izlediğim Ece Gözen’e düşüyor. Bir anda disko topu parçalarından yapılmış gibi görünen bir etek gözlerimi kamaştırıyor; hemen dokunuyorum. O işlemeleri yapmanın çok zor olduğunu dinliyorum kendisinden. Bir satın almacı geliyor ve onunla rahatça ilgilenmesi için ben yoluma devam ediyorum.
Modakariyeri.com’un aldığı ilgiden memnun bir şekilde telefonumun da şarjı biterken turumu noktalamaya karar veriyorum. The Core Istanbul’un hazırladığı yaka kartlarına nazar boncuklu bileklik koyma inceliği çok hoşuma giderken, verdikleri bez çanta hayatımı kurtarırcasına ceketimi ve aldığım kartvizitleri taşıyor.
The Core Istanbul’da yurtdışından da gelen satın almacıları görünce, imalatlarını Türkiye’de yapan tasarımcıların başarılarına ve ticarete olan katkısına seviniyorum. Bomonti’ye de bir hareket getiren etkinlik sadece satın almacı ya da tasarımcılar değil; moda tutkusu olan herkesi bir araya getirmiş gibi görünüyor. "
Dilara Holat
