Moda Tasarımcıları Neden Kötü Giyinir?

“İnsanlarla tanışıp onlara moda tasarımcısı olduğumu söylediğimde başıma iki şeyden biri geliyor. Anında kıyafetlerimi süzüp, küçümser bakışlar atıyorlar ya da kendi kıyafetlerinden çekinmeye başlıyorlar. Beni süzmeye başladıklarında onlara tarz giyinmemem hakkında bir bahane uydurmuyorum. Kendilerine baktıklarında ise çoğunlukla o gün iyi giyinmediklerini ifade eden özür niteliğinde bahaneler üretiyorlar.

designer

“Bir moda tasarımcısıyla tanışacağımı bilseydim daha iyi giyinirdim” son zamanlarda en sık duyduklarımdan.

“Merak etme, büyük ihtimalle ben kıyafetlerini yargılayacak en son insanım” diye cevaplıyorum. Moda dünyasında daha uzun vakit geçirdikçe farklı giyim şekillerine olan toleransım da  gittikçe artıyor.” diyor tasarımcı Emily M Keller.

diane

Tasarımcılar rüküş mü?

Tabii ki bütün tasarımcılar rüküş değil. Diane Von Furstenberg, Tory Burch, Cushine et Ochs, Tom Ford gibi bazı istisnalar da var. Saydığım tasarımcılar kendi koleksiyonlarındaki son gözde parçaları giymeyi tercih ediyorlar, bu aslında harika bir reklam yöntemi. Kimi tasarımcılar ise çok tarz veya iyi giyinmiyor ama kendilerine has bir üniformaları var, tıpkı Karl Lagerfeld gibi. Geriye kalan büyük çoğunluğun ise kişisel stili markasının imajıyla uyuşmuyor. Bunlara Alexander Wang, Alexander McQueen ve Max Azria gibi bir çok ismi ekleyebiliriz. Aslında bir çok tasarımcını neredeyse bir film yıldızı kadar ünlü. İsterlerse hepsi bir stil danışmanı kiralayıp kendilerine neyin yakışıp neyin yakışmayacağını öğrenerek, yeni bir imaja sahip olabilirler.

Stil sahibi olmamak adı duyulmamış tasarımcılar arasında da çok yaygın. Markaların tasarım ekipleri içerisinde yer alan, bu sektörü ayakta tutan, her gün 8-7 ofiste olan isimlerini bilmediğimiz yaratıcılar onlar. Bu stil eksikliğinin temelde bir çok sebebi var ama en önemlilerini sıralamak gerekirse:

Moda Tasarımcıları Stil Danışmanı Değildir. 

Marc Jacobs
Marc Jacobs

Tasarımcılar, stil danışmanlarından çok farklıdır. Tasarımcılar kıyafetleri oluşturup, bir koleksiyon hazırlamakla uğraşırlar. Stil danışmanları ise resmin daha büyük yüzüyle ilgilenirler. Üretilmiş kıyafetlere ayakkabı, aksesuar, saç, makyaj, mekan ve model katarak markayı hayata geçirirler. Moda tasarımı okurken styling dersi müfredatımın içinde değildi. Onun yerine CAD- Computer Aided Design, drapaj, örgü kumaşlar, kalıp çıkarma, tasarım ve dikiş gibi temel derslerim vardı. Kendi koleksiyonumun stylingini yapmabilmem için ne bir eğitimim ne zamanım ne de deneyimim vardı ve bu yüzden de tasarımcıların neden stylistlerle çalıştığını çok iyi anlayabiliyorum. Örneğin, Venetia Scott sektörde tanınmış stylistlerdendir ve bu sezon Nina Ricci ve Roksanda İllincic’in podyum stylinglerini yaptı. Marc Jacobs’la da uzun yıllar iş yapmıştır. Bir başka örnek de her sene Alexander Wang ile çalışan Karl Templer.

Tasarımcılar İşkoliktir

Başarılı moda tasarımcıları her zaman işlerine çok fazla odaklanmıştır ve bu yüzden de hayatın bazı kısımlarını ihmal edebilirler. Sonuçta kendinizi giydirmek başkalarını giydirmekten çok daha farklı bir kavram. Bir çok tasarımcı kendi stilleri ile vakit harcamaktansa müşterileri için tasarım yapmayı tercih ederler.

Kıyafetlerden Gelen Yorgunluk 

Her günü ideal müşteri için tasarım yaparak geçirdikten sonra bir tasarımcının istediği en son şey eve gidip kıyafet denemektir. Bazen ihtiyacınız olan tek şey tüm bu kıyafet, moda ve kumaş dünyasına bir mola vermek oluyor.

Her Tasarımcı Müşteri Profiline Uymaz

Tasarımcıların bir marka için tasarlaması demek tasarımcının o markanın ideal müşteri profiline uyması demek değildir. Bu durum, bazı tasarımcıların kendi tasarımlarını giymemelerine sebep olan en önemli nedenlerdendir. Kendinizi ürünlerinizi satmayı hedeflediğiniz kitleye ait hissetmiyorsanız, kendi tasarımlarınızı giymek garip bir fikir olabilir.

Alessandro Michele
Alessandro Michele

Kendinizi Yargılamak Daha Zordur

Küçük Prens’te, Antoine de Saint- Exupéry’nin kaleme aldığı gibi ‘kendinizi yargılamak, başkalarını yargılamaktan daha zordur’.

Başkalarının tercihleri ve stilleri hakkında fikir yürütmek her zaman daha kolay olmuştur.  Bu sözü ben şöyle yorumluyorum: ” Kendi geçmişin, bakış açın ve yaşadıklarını anlayabilen tek kişi sensin.”

karl

Minimalizm

Sade bir hayat yaşama isteği, minimalizm günümüzün büyük trendlerinden biri. Moda dünyasında farklı minimalist anlayışlar var. Bunlardan biri daha az parçaya sahip olmak ve niceliğe göre değil niteliğe göre almak. Minimalizm bu kadar popüler olmadan önce bir çok tasarımcı bu konsepti hali hazırda uygulamaktaydı. Tıpkı Karl Lagerfeld’in kitabında dediği gibi, kendinize kolay bir üniforma seçmeniz bu yoğun tempoda sizi ne giyeceğim stresinden kurtarıyor. Şöyle düşünün: eğer tüm dolabınız kot pantolon, siyah spor ayakkabı ve beyaz gömlekten oluşsaydı sabahları işe giderken epey bir vakit kazanırdınız. Ayrıca riskli kıyafet tercihleri yapmak gün içinde moda pişmanlıkları yaşamanıza neden oluyor, ki bu da özgüven eksikliğine sebep olabiliyor. Özgüven moda dünyasında en gerekli şeylerden biri, her tasarımcının giymekte zorunlu olduğu bir kıyafet.

Pratik Giyim 

Pratik bir şekilde giyinmek üniversite hayatım boyunca gerekliliklerimden biriydi. New York’ta Fashion Institute of Technology’de okurken gözlemlediğim kadarıyla Moda Yönetimi öğrencilerinin daha rahat bir ders programları oluyordu ve derslere tasarım bölümündekilerin aksine bir sürü malzemeyle gelmeleri gerekmiyordu. Bu yüzden de kıyafetlerinde daha özenliydiler, sık sık makyaj yapıp topuklu ayakkabı giyerlerdi.  Moda Tasarımı öğrencilerinde ise durum farklıydı. Müfredat ve ödevleri daha yorucu ve geniş kapsamlıydı böyle olunca da giyinmekle uğraşacak zaman ve enerjileri çoğunlukla olmuyordu. Ayrıca düzenli olarak okula taşımaları gereken bir çok malzeme de vardı. Yüksek topuklu ayakkabılar taşımanız gereken onca kumaş, askı, çizim defteri ve daha niceleri varken pek pratik olmuyor. Konforlu ve pratik giyinmek okuldayken edindiğimiz ve iş hayatına atıldığımızda da devam ettirdiğimiz bir alışkanlık.

 

ekran-resmi-2016-12-13-17-50-04
Alexander Wang ve Rihanna

Terzi Kendi Söküğünü Dikemez 

Bu durum aslında tam bir ‘terzi kendi söküğünü dikemez’ durumu. Bu durum neden böyle bilemiyorum ama gerçek bu. Bu yüzden epey bir zamandır ‘The Fashion Designer’s Clothes Are Always Old”- moda tasarımcılarının kıyafetleri her zaman eskidir sözünü kullanıyorum veya moda tasarımcılarının kıyafetleri hiç bir zaman dikkat çekici değildir de diyebilirsiniz.

Bu yazı bir çeviridir, orjinali için tıklayınız

Eda Binark

Istanbul doğumluyum.Nişantaşı Işık Lisesi'nin ardından lisans eğitimimi London College of Fashion’da Fashion Design& Development bölümünde tamamladım. Istanbul'a dönüp bir sene Vakko’da satın alma ve merchandising asistanlığı yaptıktan sonra Londra’ya geri dönüp yine LCF'de Moda Yönetimi ve Stratejik Moda Pazarlaması yüksek lisansı yaptım. Mayıs 2016'dan beri Moda Kariyeri’nde içerik editörüyüm.

Henüz Yorum Yok

Cevap Bırak

E-Posta adresiniz yayımlanmayacak.