Koltuğunuzda Otururken Ziyaret Edebileceğiniz 7 Moda Sergisi
Her sene dünyanın dört bir yanında önemli müzelerde açılan moda sergilerinin haberini alır ve seyahat etme isteğiyle yanıp tutuşuruz. Pandeminin başlangıcının ardından tüm dünyada müzelerin kapılarını kapatmasıyla, bu heyecanımız kursağımızda kaldı ama imdadımıza dijitalleşme ve Google yetişti. Evlerimizde kalmaya devam ettiğimiz bu dönemde sadece tıklayarak müze gezmiş kadar olacağımız çevrim içi kaynakların sayısı oldukça fazla. İşte koltuğunuzda otururken ziyaret edebileceğiniz 7 moda sergisini sizin için listeledik.
Valentino Garavani Müzesi
Valentino Garavani, dijital sergi düzenlemek konusunda gerçek bir öncü, nitekim ilk dijital müzesini 9 yıl önce hayata geçirmiş. Bu müze hala ziyarete açık, sitenin adresine tıkladığınızda sizden bir form doldurmanız ve bir uygulama indirmeniz bekleniyor. Ardından 60'lı yıllardan bugüne uzanan zengin bir arşivi evinizin konforunda keşfetmeniz mümkün.https://www.youtube.com/watch?v=MT0BWeLpe78&t=4sValentino Garavani Müzesi için tıklayın.
Fondazione Gianfranco Ferré
Ünlü İtalyan tasarımcı Gianfranco Ferré'nin markası artık moda dünyasında yer almıyor ama ismi kendi adıyla kurulan dernek tarafından yaşatılıyor. Aslen mimar olan Ferré, mimari geçmişini moda estetiğine de yansıtarak özellikle heykelsi beyaz gömlekleriyle öne çıkmıştı. Gianfranco Ferré ayrıca 1989 yılında Christian Dior'un kreatif direktörü oldu ve uzun yıllar kendi markası ve Dior'u bir arada devam ettirdi. Gianfranco Ferré'nin arşivi, ilham kaynakları ve tasarımları şimdi Google Arts & Culture'da meraklıklarına açık tutuluyor. Mobil uygulamaları kullanarak giysileri artırılmış gerçeklikle görmeniz de mümkün.Gianfranco Ferré'nin dünyasını keşfe çıkmak için buraya tıklayın.[su_spacer]
Bellissima: Italy and High Fashion 1945 - 1968
Italyan modasının 20 yıllık tarihini anlatan Bellissima: Italy and High Fashion, Roma'nın ünlü MAXXI müzesinde 2014 yılında sergilenmişti. Sergi İtalyan modasının şekillenmesinde ve Made in Italy'nin öne çıkmasında rol oynayan ünlü italyan modacılardan seçkiler sunuyor. Bu isimlerin arasında Emilio Schuberth, Sorelle Fontana, Roberto Capucci, Mila Schön, Fendi, Pucci ve Valentino da var. Sergi, sinema, günlük giyim, kokteyl, egzotizm gibi bölümlere ayrılmış.Sergiyi çevrimiçi gezmek için buraya tıklayın.[su_spacer]
Christian Dior: Designer of Dreams
İlk olarak 2017 yılında Paris'te Musée des Arts Décoratifs del Louvre'da sergilenen Christian Dior: Designer of dreams sergisi, 2019 yılında da Londra'da Victoria & Albert Müzesinde sergilendi ve ziyaret rekorları kırdı. Şimdi bu sergi Youtube'da herkese açık!Moda meraklıları, sergi küratörleri Florence Müller and Olivier Gabet eşliğinde sergiyi kahvelerini yudumlarken ziyaret edebilir.https://www.youtube.com/watch?v=FLWDWzMrkBE&feature=emb_logo
[su_spacer]
The Crown & Queen's Gambit
Netflix'de kostüm tasarımlarıyla öne çıkan iki dizi The Crown ve Queen's Gambit'i merakla izlediyseniz size çok iyi bir haberimiz var. Bu dizilerin kostüm tasarımcıları Amy Roberts ve Gabriele Binder'in seçtikleri giysiler ve objeler, Brooklyn Müzesi tarafından çevrimiçi ziyarete açılmış. Müzenin moda küratörü Matthew Yokobosky ise izleyicilere kendi sesiyle eşlik ediyor.Siteye girince dizi seçiminizi yapıyorsunuz ve sırasıyla seçilmiş giysilerin detaylarına tıklıyor ve üç boyutlu fotoğraflarına bakıyorsunuz. Hatta giysilere tıkladığınızda her birinin hikayesini röportaj kısmında dinlemeniz mümkün. Burdan sonrasının sürprizini bozmayalım, tıklayın ve yaşayın.[su_spacer]
The Corset: Fashioning The Body
2000 yılında, küratörlüğünü ünlü moda tarihçisi Valerie Steele'in üstlendiği The Corset: Fashioning The Body sergisi Fashion Institute of Technology (FIT) New York müzesinde açıldı. Korse ve büstiyerlerin önce ihtiyaç, belki sosyal dayatma, ardından da moda parçası olarak kadınların hayatındaki önemli yerini anlatan sergi, Rönesans döneminden 20. yüzyıla kadar uzanan bir dönemi yansıtan seçkisini şimdi çevrimiçi ziyarete açtı. Sergiyi Google Arts & Culture'da buraya tıklayarak gezebilirsiniz.[su_spacer]
Rei Kawakubo/Comme des Garçons: Art of the In-Between
Son olarak, Japon tasarım ekolünü sevenlerin kaçırmaması gereken bir sergiden bahsetmek istiyoruz: Rei Kawakubo: Art of the in-between. Comme des Garçons'un tasarımcısı Rei Kawakubo kendi modasını ve estetiğini yaratan, moda tasarımı okumadığı için kalıplara girmeden özgürce yaratmayı da kendi imzası haline getirmiş bir tasarımcı. Kawakubo'nun koleksiyonları standartlaşmış güzellik tanımlarına ve beklentilerine baş kaldıran, her daim mesaj taşıyan ama kendini de çok ciddiye almayan koleksiyonlar. MET müzesinde 2017 senesinde yer alan bu sergi şimdi Google Arts & Culture'da ziyarete açık. Haydi tıklayın ve keşfe başlayın.https://www.youtube.com/watch?v=60yGE64Xzs4[su_spacer]Bu yazıda İtalyanca bir kaynak kullanılmıştır. Okumak için tıklayın Bu yazıyı sevdiysen aşağıdaki yazılar da ilgini çekecektir:https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/farkli-bir-gianfranco-ferre/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/victoria-albert-muze-moda/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/christian-dior-hayallerin-tasarimcisi/
Sürdürülebilir Moda Eğitimi Veren Okullar
[su_spacer size="30"]Sürdürülebilirlik artık moda dünyasının önemli bir parçası. On yıl önce moda tasarımı okuyan bir öğrenci, moda sektöründe yer alan bir marka ya da moda sektöründe çalışan herhangi biri, sürdürülebilirlik konusunda bilgili olmak zorunda değildi. Sürdürülebilir moda eğitimi yaygın değildi. Bu alan fazlasıyla teknik bir alan olarak görülürdü. Fakat yıl 2021 ve biz sürdürülebilirliği modadan ayrı bir kavram olarak görmeyi bırakmalı ve kariyerimize, eğitimimize ve yaşam kültürümüze sürdürülebilirliği katmalıyız.Sürdürülebilirlik alanında uzmanlaşan ve çalışan kişiler genelde mühendislik veya fen bilimleri eğitimi almış olsalar da, moda sektöründe bu alan oldukça yeni. Sürdürülebilirlik departmanları deneyim ve ihtiyaçla şekilleniyor. Moda eğitiminde sürdürülebilirliği seçmek mümkün, fakat genelde sürdürülebilirlik tasarım okuyan öğrencilerin müfredatında yer alıyor. Tamamen sürdürülebilir modaya odaklanan eğitim programları az sayıda da olsa varlar. Örnek olması ve ilham vermesi açısından bu programlardan bazılarını sizin için araştırdık. Kim bilir belki aramızda bu okulların mezunu ya da öğrencisi olanlar da vardır.
UNIVERSITY OF ARTS LONDON
University of Arts London, tasarım ve iletişim odaklı eğitim programları sunan 6 okulu kapsayan, Londra merkezli dünyaca ünlü bir üniversite. Bu okullardan biri olan Central Saint Martins'i tanımayan yoktur diye düşünüyoruz. Kabul oranı sadece yüzde 6 olan bu okul, dünyanın en ünlü moda tasarımcılarını yetiştirdi (Alexander McQueen, Stella McCartney, John Galliano, Bora Aksu bunlardan sadece birkaçı) ve yetiştirmeye devam ediyor. Londra'da bulunan Central Saint Martins, mücevher tasarımından mobilya tasarımına, çok geniş bir program yelpazesine sahip. Yüksek lisans programları ise daha da detaylı ve geniş bir program listesi sunuyor. Tüm liste için burayı tıklayın.Central Saint Martins'in yüksek lisans programları arasında bir konu dikkatimizi çekiyor: MA Material Futures,Material Futures programı disiplinlerarası bir yaklaşımla, geleceğin materyal sıkıntısını öngörebilen ve yenilikçi bakış açısıyla yeni materyaller geliştiren ve kullanan tasarımcılar yetiştirmeyi hedefliyor. Adı üstünde bu bölüm malzemeyi esas alıyor ve eğitimi bu eksende kurguluyor. Özellikle teknolojinin ve el işinin bir araya geldiği, analog ve dijital dünyaları harmanlayan ve iki yıl süren bir yüksek lisans programı.MA Textile Design ise Chelsea College of Arts bünyesinde, sürdürülebilirliği merkezine oturtan tekstil tasarımına odaklanıyor. Konuları arasında dönüşüm odaklı tasarım, etik hammadde satın alması, teknik ve bilimsel inovasyon, aktivist tasarım ve çevresel/kitlesel etki gibi moda ve tekstil sektörünün geleceğini belirleyen başlıklar var. Program 15 ay sürüyor. Yine UAL çatısı altında yer alan London College of Fashion'ın, Center for Sustainable Fashion'a ev sahipliği yaptığını belirtelim. Bu sürdürülebilir moda merkezi online kurslar sunuyor. https://www.youtube.com/watch?v=EZ_tHyvsxoI&feature=emb_logo
AMD AKADEMIE MODE & DESIGN
Hamburg merkezli AMD Akademie Mode & Design, 30 yıldan fazladır moda, tasarım, iletişim ve yönetim alanlarında eğitim veriyor ve beş farklı şehirde kampüse sahip. Lisans programları arasında Moda Tasarımı, Moda Yönetimi, Moda iletişimi gibi bölümler var. Okul, yüksek lisans olarak ise Ürün ve Perakende Yönetiminin yanı sıra Moda ve Yaratıcı Endüstrilerde Sürdürülebilirlik programını sunuyor.Programın detaylarına baktığımızda, Berlin'de olduğunu ve sürdürülebilir tasarım stratejileri, sürdürülebilir üretim ve yönetim üzerine yoğunlaştığını görüyoruz. Bölümün çok disiplinli bir yaklaşım benimsediğini ve modanın günümüzdeki ve gelecekteki sorunları çözme hassasiyeti ve bilgisi olan profesyoneller yetiştirmeyi hedeflediğini söyleyebiliriz. Yüksek lisans programıyla ilgili bilgiyi bölüm başkanından almak için tıklayın.
POLIMODA
İtalya'nın ve dünyanın önde gelen moda okullarından Polimoda, sektöre yakınlığıyla farklılaşıyor. Floransa'da bulunan ve özel bir laboratuvara da sahip olan okul özellikle sektör ihtiyaçlarına cevap vermek konusunda oldukça hızlı, aynı şekilde eğitmenlerini sektörden seçiyor ve öğrencilerine staj imkanları sunuyor.Moda şirketleri için yeni nesil sürdürülebilirlik uzmanlarını ve dönüşümsel ekonomi yöneticilerini yetiştirmeyi amaçlayan bir bölüm de Polimoda'nın Sustainable Fashion yüksek lisans programı. Özellikle 2019 yılından sonra sektörün ihtiyaç duyduğu çeşitlilik ve kapsama (diversity and inclusion) alanında çalışmak isteyenler için de program içeriği uygun.Etik moda, sistemsel düşünce, geri dönüşümlü iş modelleri, ekolojik tasarım, ileri dönüşüm, şeffaflık gibi kelimeler artık moda literatüründe yerini sağlamlaştırdı. Moda markaları da bu yönde gelişerek yeni iş alanları yaratıyorlar. Bu yüksek lisans programı moda sosyolojisi, kültürel antropoloji, kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilir yönetim ve üretim gibi alanlarda ders içeriği sunuyor. Dersler Nisan ayından Aralık ayına kadar sürüyor. Bu bölümde burs olanakları da var. Bu konuda bilgi edinmek için Polimoda sitesine göz atabilirsiniz.Polimoda'da Sürdürülebilir Moda kısa kursuna gitmek de mümkün.
ACCADEMIA COSTUME MODA
Business of Fashion sitesine göre, UAL ve Polimoda gibi, dünyanın en iyi moda okulları arasında yer alan başka bir okul, Roma merkezli Accademia Costume Moda. Okul İtalyan tekstil firmaları ile işbirliği içinde, Fabrics Innovation Design diye bir yüksek lisans programı açtı. Programın amacı tekstil tasarımında inovasyon, yeni teknolojiler, materyal seçimi konusunda öncü profesyoneller yetiştirmek. Programın teknik önderliğini okulun eski mezunu ve şu anda Louis Vuitton'un kumaş geliştirme sorumlusu olarak çalışan Marco Mastroianni yapıyor. Program aynı zamanda industry project adı altında bir bitirme projesini de içeriyor.Accademia Costume Moda aynı zamanda bir yıllık Sürdürülebilir Moda yüksek lisansı programı da sunuyor.Okulun eski mezunları arasında Gucci'nin eski kreatif direktörü Frida Giannini ve şu anki kreatif direktörü Alessandro Michele de var.
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
İTÜ, tekstil mühendisliği anabilim dalı altında Yenilikçi Teknik Tekstiller adlı bir Yüksek Lisans programı açtı. Programın kontenjanı 30 kişi ve program İstanbul Tekstil Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) tarafından destekleniyor. https://www.youtube.com/watch?v=zj18ok2bI8o&feature=emb_logo
Programın sayfasından aldığımız bilgileri aşağıda bulabilirsiniz:
- Yenilikçi teknik tekstillerin farklı alanlarında ham maddeden nihai ürüne kadar yer alan tüm süreçler hakkında detaylı bilgi sahibi olan,
- Yenilikçi teknik tekstiller alanında teknolojik problemlere çözüm getirmek ve gelecekteki gelişmelere öncülük etmek için gerekli bilgi ve donanıma sahip olan,
- Yenilikçi ve özgün teknik tekstil ürünleri tasarlama, geliştirme ve son kullanım alanına bağlı olarak ürün kalitesini değerlendirme becerisi kazanmış,
- Programın sunduğu disiplinler arası perspektif sayesinde mesleklerinde rekabet avantajı yaratabilme potansiyeline sahip,
- Yenilikçi teknik tekstiller alanında güncel gelişmeleri ve çalışmalarını nicel ve nitel veriler ile destekleyerek, bilişim ve iletişim teknolojilerini kullanarak, yazılı, sözlü ve görsel olarak, kendi dilinde veya yabancı dilde aktarabilme becerisi kazanmış mezunlar yetiştirmektir.
Daha ayrıntılı bilgi için buraya tıklayın. Son olarak, eğitim hayatını kısa kurslarla devam ettirmek isteyen profesyoneller için Coursera ya da Futurelearn gibi sitelerin varlığını da hatırlatalım. Coursera'da Copenhagen Business School'dan Sustainable Fashion kursunu alabilirsiniz. Futurelearn'de ise yukarıda belirttiğimiz gibi Kering grubunun London College of Fashion ile birlikte sunduğu Fashion and Sustainability kursuna online ve ücretsiz olarak katılabilirsiniz. Ayrıca Fashion Revolution'ın websitesi çok zengin bir kaynak, buraya tıklayarak bu zengin kaynağa ulaşabilir ve kendi kendinizi eğitmeye başlayabilirsiniz.
Moda sektöründe profesyonel olarak sürdürülebilirlik alanında çalışmak isteyenler bu konuda yayın yapan dernekleri, kanaat önderlerini ve markaları takip ederek bilgi hazinelerini ve hassasiyetlerini geliştirebilirler. Moda sektörü sürdürülebilirlikle ilgili kariyer yollarını yeni yeni belirliyor dersek yanlış olmaz, o nedenle şirketler ve çalışanlar geleceğin mesleklerini birlikte şekillendirecekler.
Bu konu ilginizi çektiyse aşağıdaki yazılarımızı da mutlaka okuyun:https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/5-yil-once-varolmayan-7-moda-meslegi/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/itu-tekstil-teknolojileri-ve-tasarimi-fakultesi/https://modakariyeri.astrodijitaldemo.com/london-college-of-fashion-moda-okumak/
Instagramda Moda Öğrencilerinin Mutlaka Takip Etmesi Gereken 13 İllüstratör
1. @ahvero
Özellikle dijital çizim konusunda bir çok farklı çalışmayla iyi örnek olabilecek hesaplardan biri ile başlıyoruz.
2. @studiofantasma
Tarzını ve ifade ediş biçimini çok sevdiğim bir hesap. Çizimde özgün bir üslubu olanlardan. İlham almak için takip edilmeli.
3. @oxanagoralczyk
4. @birdyandme
Ağarlıklı olarak floral desen çalışmaları içeriyor. Tekniği ve kompozisyon yeteneği oldukça başarılı. Baskı desen için olmazsa olmazımız!
5. @_connielim_
6. @karenm.illustration
Suluboyanın böylesine güçlü bir ifade aracı olduğunun farkında mıydık? Gördüğünüz işler karşısında “bunu mutlaka denemeliyim” demeniz muhtemel. Malzemeyi kullanış ve yorumlama biçimi çok cezbedici. Ayrıca çektiği videolarla da aşamaları görmek mümkün.
7. @sonia_shao
8. @kellymariebeeman
Alışık olduğumuz tarzların dışında bir tavıra sahip. İllüstrasyonlara fikir vermesinin yanı sıra baskı desen uyarlamalarına ilham olması da mümkün.
9. @nam.felixchen
Genç Moda Tasarımcıları İçin Tasarım Yarışmaları
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]
Genç bir moda tasarımcısıysanız heyecanla ilk koleksiyonlarınızı çıkarırken aynı zamanda birçok zorlukla karşılaşıyorsunuz demektir. Zorlukların en başta gelenleri arasında; maddi sıkıntılar, doğru desteği/danışmanlığı bulamamak ve basında kendini gösterememek var. Bu tip problemler yüzünden genç yetenekler bazen umutlarını yitirip sektörde yer edinemiyor. Bunun önüne geçmek için dünyada pek çok organizasyon moda tasarım yarışmaları düzenleyerek genç yeteneklere destek oluyor ve fark edilmelerini sağlıyor. Bu yazıda dünyada popüler 7 moda tasarım yarışmasını ve katılım şartlarını sizin için derledik. Geriye kolları sıvayıp başvurmak kalıyor!
LVMH Ödülü
Eminiz ki Moda Kariyeri okuyucuları LVMH ödülü hakkında bilgi sahibidirler. Türk basınında son zamanlarda çok gündeme gelen LVMH ödülü, moda tasarımı yarışmalarının en prestijlilerinden ve 2013 yılından beri organize ediliyor. Birbirinden yetenekli tasarımcıların yarıştığı LVMH'in kazananı, para ödülünün yanı sıra LVMH grubunun üst düzey yöneticileri tarafından verilen 1 yıllık danışmanlıktan faydalanabiliyor. Bazı durumlarda bir genç tasarımcı için doğru yönlendirilme paranın da ötesine geçebiliyor. Yarışma iki farklı kategoride düzenleniyor. Tasarımcı kategorisinden katılmak için adayların 40 yaşın altında ve hali hazırda senede minimum 2 koleksiyon üretip satıyor olmaları gerekmekte. Mezun kategorisinde ise adayların o sene mezun oluyor olmaları bekleniyor.LVMH ödülü ile ilgili bilgi almak için tıklayın
International Woolmark Prize
LVMH ödülü ile birlikte moda dünyasının en önemli organizasyonlarından biri de Woolmark Ödülü. Bu ödül Avustralya'nın ünlü merino yününü öne çıkaran bir tasarım yarışması. Jürisindeki isimler de bir hayli ilgi çekici, Victoria Beckham, Edward Enninful, Tim Blanks gibi isimler tarafından değerlendirilmek oldukça stresli olsa gerek. Popüler çoğu yarışmanın aksine Woolmark Prize'ın geçmişi oldukça eski. İlk defa 1953 yılında organize edilen bu yarışma yıllar öncesinde Karl Lagerfeld (1954) ve Yves Saint Laurent'i (1953) de moda dünyasına tanıtmış. Tanıdığımız yeni isimlerden Gabriela Hearst de 2017 yılı kazananı.Yarışmayı kazanmak genç bir tasarımcı için pek çok avantaj getiriyor. Kazanan tasarımcı, yüklü bir para ödülünün yanı sıra dünyanın en önemli lüks perakendecilerinde koleksiyonunu satabilme şansı ediniyor. Yarışmada aynı zamanda Karl Lagerfeld innovasyon ödülü de veriliyor.Gelelim katılım şartlarına. Adayların en az 3, en fazla 8 yıldır koleksiyonlarını bir perakendeciye satıyor olması aranılan ilk özellik. Kurduğu markanın kar elde ediyor olması ve farklı kumaşları-en çok da Merino yününü koleksiyonunda kullanıyor olması gerekiyor. Woolmark Prize başvuruları kendi sitesinden değil her bölgenin tasarım anlamında yetkin kendi kuruluşları üzerinden alıyor ve bu konuda anlaştığı resmi işbirlikleri var. Detaylı bilgi almak için tıklayın.
CFDA/Vogue Fund
CFDA fonu 2003 yılından beri Amerikan tasarımcılarına destek olmak amacıyla tasarım yarışması ödülleri dağıtıyor. İlk 3' giren tasarımcılar sektördeki önde gelen isimlerden mentörlük almaya hak kazanıyor. Ödülün kazananına 400,000 Dolar, 2. ve 3.'ye ise 150,000 Dolar ödül verilen yarışmada aynı zamanda kazanan tasarımcının çalışmaları Vogue dergisinde yayınlanıyor.September Issue belgeselini izleyenler Thakoon'un bu yarışma sayesinde Anna Wintour'la tanıştığını, ünlendiğini ve Thakoon for Gap koleksiyonunu hazırladığını hatırlar. Donna Karan'dan yeni ayrılan Public School ayrıca Telfar, Pyer Moss, Alexander Wang de bu yarışmayla ünlenen tasarımcılar arasında.Yarışmanın jüri üyeleri arasında Diane Von Furstenberg, Anna Wintour, Eva Chen ve Joseph Altuzarra gibi isimler var. CFDA/Vogue Fashion Fund ile ilgili bilgi almak için tıklayın.
H&M Design Award
Moda sektörünün bir başka önemli yarışması da H&M Tasarım Ödülü. 2012 yılından beri yaklaşık 4000 genç tasarımcının başvurduğu ve 160 tasarımcının katıldığı yarışma, 17 ülkeden 42 moda okulunun mezunlarına açık. Kazanan, 25.000 Euro para ödülünün yanı sıra H&M'de staj yapma hakkı kazanıyor. Bu paralı staj aynı zamanda Stockholm'de ev kirası ve yaşam masraflarını da kapsıyor. Ayrıca yarışmanın tüm finalistleri 5000 euro ödül kazanıyor.
Yarışmaya katılım için mezun olunması gereken okul listesine ulaşmak için tıklayın.
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması
Gelelim Türkiye'ye. İTKİB'in 1992 yılından beri organize ettiği Koza Genç Moda Tasarımcılar Yarışması yetenekli genç tasarımcıların keşfedilmesi için Türkiye'de gerçekleştirilen nadir organizasyonlardan. Jürideki isimler ise bir hayli göz doldurucu. Yarışmacılar bugüne kadar Hakan Yıldırım, Barış Çakmakçı, Özgür Masur, Bora Aksu, Ece Sükan ve Gamze Saraçoglu gibi isimler tarafından değerlendirildi. 2020 yılında Koza Yarışmasının 28.si düzenlenecek. Bilgi edinmek için tıklayın[gallery ids="14634,14635,14636"] Yarışmanın birincisi bir sene boyunca yurtdışında moda tasarımı eğitim hakkı, mentorlük ve 1 yıl boyunca Moda Tasarımcıları Derneğine üyelik hakkı kazanıyor. İlk 3'e girenlere para ödülü veriliyor.
International Talent Support
2002 yılından beri yapılan International Talent Support, adı üstünde genç tasarımcılara destek olmak amacıyla başlatılmış bir yarışma. Jüri üyeleri arasında Colin McDowell, Iris Van Herpen, Nicholas Kirkwood, Susie Bubble, Demna Gvasalia gibi önemli isimler var. ITS aynı zamanda 18000 portolyodan oluşan büyük bir arşive sahip.
International Talent Support'da birinci olan tasarımcı 10.000 Euro ödül alıyor. Yarışma, sponsorları sayesinde birden fazla tasarımcıyı ödüllendiyor. Bu sponsorların arasında Illy Caffé ve OTB grubu ve Diesel var.
ITS yeni mezun ve mezun olacak moda, aksesuar ve mücevher tasarımcılarına açık. 2020 yılında yarışma tüm katılımcılarını sorumlu tasarıma davet ediyor, ve sürdürülebilirlik teması ile fark yaratıyor. Tüm katılımcıların koleksiyonlarının üretim safhasındaki sürdürülebilirlik prensiplerini detaylı olarak paylaşmaları bekleniyor.
2020 başvuruları 15 Mart'ta kapanıyor. Detaylı bilgi için tıklayın.
Mittelmoda Moda Ödülü
Tüm dünyadan moda ve aksesuar tasarımı öğrencilerine açık olan uluslarası yarışma Mittelmoda her yıl birçok ödül dağıtıyor.2020 yılında yarışma 23 Eylül'de Milano'da gerçekleşecek. Yeni ödüller ve başvuru koşulları ile ilgili bilgi almak için yarışmanın sitesini takip etmenizi öneririz.
Moda Eğitimi Üzerine 5 Madde
Modaya ve moda tasarıma olan ilgili gün geçtikçe artıyor. Bunu bir meslek olarak yapmak isteyenler için ise birden fazla yol var fakat en önce geleni üniversitede Moda Tasarım eğitimi almak.Günümüzde artık bir çok üniversitede Moda Tasarım Bölümü var. Ayrıca sadece bu alana yoğunlaşmış kurslar da mevcut fakat bir tercih yapmadan önce nasıl bir eğitim almak istediğinizi bilmek çok önemli. Çünkü teoride Moda Tasarım tek gibi gözükse de her kurumun eğitim şekli farklı olabiliyor. Bunun için de hedeflediğiniz kurumun/üniversitenin ders içeriklerini, eğitim sistemini, nasıl öğrenci aldıklarını araştırmanız ve bilmeniz doğru bir tercih yapmanız açısından çok önemli. Her kurumun öğrencisinden beklentisi farklı olabiliyor ve bu doğrultuda sınav/eleme yapıyorlar. İşte size bir kaç ipucu: 1. Bu sektörde sadece kadın giysi tasarımı olmadığına, aslında bir çok farklı kulvarı bulunduğuna 'Ne Tasarımı Yapmak İstediğinize Nasıl Karar Verirsiniz' yazısında değinmiştik. Alanları öğrenerek ilgi ve yatkınlığınızı keşfetmeniz elbette sizin için yararlı olacaktır fakat işin içine girip deneyimledikten sonra fikirlerin değişebileceğini unutmamak gerekir. Giysi tasarımı yapmak için başladığınız bu yolda kendinizi döşemelik kumaş tasarımcısı olarak bulabilirsiniz. Bu noktada eğitmenlerin etkisi çok önemli. Sektörde aktif olarak çalışan veya çalışmış hocalarımın tecrübe ve paylaşımları sayesinde bir çok farklı alana ve ticari hayata dair fikir edinip karar değiştirdiğim olmuştur. 2. Genellikle “Tekstil ve Moda Tasarımı” bölümleri Dokuma, Baskı ve Giysi olmak üzere üç temel alana ayrılır. Bunun yanında üniversiteye göre farklılık gösterebilecek seçmeli derslerler de vardır örneğin: Moda Editörlüğü, Aksesuar Tasarımı, Bilgisayar programları, İç mekan tekstili, Trend Analizi, Moda Marka Yönetimi vs. Üniversitelerin internet sitelerinden ders programlarını ve ders içeriklerini öğrenebilirsiniz. Böylelikle alacağınız eğitimin isteklerinizle veyahut beklentinizle ne derece doğru orantıda olduğunu az çok anlayabilirsiniz. Örneğin bölüm başkanımızın kendine özgü bir teknikle oluşturduğu Çevrede Lif Sanatı adlı bir seçmeli dersimiz var. Tekstili sanat yönüyle ele alıp doğayla ilişkilendiren bu dersin asıl amaçlarından biri yaratıcılığı artırmak ve tetiklemek. Bu gibi farklı derslerle ufkunuzu genişletebilirsiniz. 3. En başta da dediğimiz gibi her kurumun işleyişi farklılık gösterebiliyor. Örneğin çoğu 4 yıllık üniversite 2. yıldan sonra baskı, dokuma ve giysi alanlarından birini seçtirerek son 2 yıl o alana ağırlık veren bir eğitim sistemi benimserken bazısı ise alan seçtirmeden 4 yıl boyu 3 alanı da eşit şekilde işliyor. Hangi alana yöneleceğinize karar veremiyorsanız böyle bir sistemde eğitim görmek sizin için daha iyi olabilir. 4. Teoriye göre pratiğin daha baskın olduğu bu bölümde kendinizi geliştirmek ve ayrıştırmak açısından katılacağınız projeler, atölyeler, yarışmalar ve ekinlikler oldukça önemli bu sebeple gideceğiniz okulun sosyal ve interaktif yönünü, gerçekleştirdiği projeleri ve iş birliklerini araştırmanızı öneririz. Girişkenlik her ne kadar kişinin kendinde bitse de buna olanak sağlayan ve önünüzü açan kurumlarda bulunmak size ekstra artı sağlayacaktır. Kendi okulumda bunun çok artısını gördüm. Yapılan sergiler ve ortak projeler sayesinde sektörün ileri gelen isimleriyle bir arada bulunma, iletişim kurma ve kendinizi gösterme imkanı buluyorsunuz. Örneğin geçtiğimiz yıl bir ders kapsamında meşhur bir çocuk hazır giyim firmasıyla yaptığımız ortak proje sonucu seçilen projelerimiz üretime geçiriliyor. Böylelikle daha mezun olmadan sektörde işlerin nasıl yürüdüğüne dair tecrübe edinebiliyoruz. 5. Moda ve Tekstil Tasarımı çizim yönü olduğu kadar teknik yönü de ağır basan bir bölüm. Yani çok güzel çizemiyorum diye gerilmeyin ve tabiki sadece uzun bacaklı kızlar çizeceğinizi düşünüp gevşemeyin. Giysi için drapaj, kalıp, dikiş teknikleri; Dokuma için kumaş yapı bilgisi, dokuma makinalarının çalışma prensipleri, iplik ve örgü teknikleri; Baskı için ise baskı teknikleri, renk ve metraj bilgisi gibi dersler içermektedir.Bunların yanı sıra da tasarım kısımları. İş yükü biraz fazla olduğu için motivasyon çok önemli. Bu noktada isim yapmış bir üniversitede bulunmanın benim için artısı oldu. Öğretim kadrosunun öğrencilerine inancı ve beklentisi çok fazla. Dolayısıyla özgüvenli ve istikrarlı çalışmalar yürüten bir ekibe dönüşüyorsun. Çevremdeki insanların başarılı olması da beni sürekli dinç tutuyor fakat tabiki bu kişiden kişiye göre değişebilir. Moda ve Tekstil çok kapsamlı ve fonksiyonel bir bölüm. Her yerde tekstile ve modaya dair bir şeyler görmek mümkün. Siz de ilgi ve yatkınlığınız doğrultusunda belki bir trend analizcisi ya da marka yöneticisi veyahut baskı desen tasarımcısı olarak bu dev ekibin bir parçası olabilirsiniz.
İTÜ Tekstil Teknolojileri Ve Tasarımı Fakültesi
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]SUNY Moda Tasarımı program koordinatörü, Prof. Dr. Cevza Candan, İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı fakültesi hakkındaki sorularımızı yanıtladı. 1955'te kurulan fakülte, ülkemizin ekonomik gelişimi için çok önemli olan tekstil ve hazır giyim endüstrisinde kariyer yapacak tekstil mühendisleri ve tasarımcıları yetiştiriyor. Detaylar aşağıda.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]
İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı fakültesinin tarihini sizden dinleyebilir miyiz?
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Mühendisliği Bölümü, ilk olarak 1955 yılında Makine Mühendisliği içinde tekstil kürsüsü adı altında kurulduktan sonra günümüzdeki adını ve bağımsız statüsünü 1983 yılında almıştır. 2004 yılı Aralık ayında ise Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesinin kurulmasıyla, Tekstil Mühendisliği Bölümü bu fakültenin altında işlevini sürdürmektedir. Tekstil işi ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu zamanından bu yana yıllar boyunca geleneksel bir meslek olmuştur.1930’larda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından başlatılan ancak gelişimi bilhassa özel sektör tarafından gerçekleştirilen endüstrileşme ile 1970’lerden sonra, tekstil ve hazır giyim endüstrisi, endüstriyel gelişime, iş imkânları ve Türkiye ticaretine önemli katkısı ile teknik bilgi birikimi ve deneyimi nedeniyle ülkemizin en gelişmiş ve modern endüstri sektörü haline gelmiştir. Günümüzde sektör, açık yapısı nedeniyle yabancı endüstri ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Türk tekstil ve hazır giyim endüstrisi küresel dünyada lider endüstrilerden birisidir. Türkiye’de bu şekilde lider bir endüstri olması nedeniyle, endüstrinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Türkiye’nin farklı bölgelerinde Tekstil Mühendisliği Bölümleri yer almaktadır.
Kaç öğrenciniz ve her sene kaç mezununuz var? Öğrencileriniz mezuniyetleri ardından en çok hangi alanlarda çalışmaya başlıyorlar?
Moda Tasarımı Programımıza her yıl 30 öğrenci alınıyor. Programa başlama şartları arasında TOEFL yabancı dil sınavından (IBT) en az 80 almış olma şartı bulunduğundan genelde öğrencilerimizin yarısı İTÜ Yabancı Diller Okulu’na devam etmektedir. Dolayısıyla, her sene ortalama 15 öğrenci ile program başlamaktadır. 2008 yılında ilk mezunlarını veren programımız, o yıldan bugüne toplam 110 mezun vermiştir. Mezunlarımız ağırlıklı olarak Beymen, Yargıcı, Mudo, Trendyol, Mavi, Koton gibi hazırgiyim perakende firmalarında çalışmaktadırlar. Bu süreçte kendi markalarını kurarak Türkiye ve/veya New York’da faaliyet gösteren mezunlarımız da bulunmaktadır.Tekstil Mühendisliği Programımızdan ise her sene ortalama 45 mezun verilmektedir; toplamda 1500’ün üzerinde mezunumuz bulunmaktadır.
Mezunlarınız hangi pozisyonlarda çalışıyorlar?
Mezunlarımız, tekstil ve hazırgiyim sanayiimizin farklı alt alanlarında (üretim, perakende, pazarlama vb) mesleki faaliyetlerini sürdürmektedir. İTÜ’den mezun tekstil mühendisleri gerek özel sektörde, gerekse kamuda birçok kuruluş tarafından başarılı bir şekilde işe alınmaktadır.Tekstil mühendisliği bölümünden mezun olan mühendisler tekstil malzemelerinin davranışları ve tekstil ve hazır giyim teknolojilerindeki makinelerin fonksiyonları konusunda bilgi ile donatılmaktadır. Ayrıca güçlü temel mühendislik bilgisine, analitik düşünme ve problem çözme kabiliyetlerine, profesyonel ve etik sorumluluk anlayışına, yüksek seviyede iletişim yeteneğine sahiptirler ve araştırmacı karakterleri ile kendilerini geliştirebilirler. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yoğunlaşmış küçükten büyüğe değişen firmaların ve tekstil işletmelerinin farklı bölümlerinde, örneğin üretim, planlama, kalite kontrol, satış veya pazarlama, ya da tekstil ürünleri ve tekstil makineleri ile ilgili yerli ve yabancı şirketlerin acenteliklerinde işe alınmaktadırlar.Eğitimini devam ettirmek isteyen mezunlarımız da ulusal ve uluslararası okullar tarafından başarılı bir şekilde kabul edilmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki girişimlere paralel olarak, Tekstil Mühendisliği Bölümü de tekstil ve hazır giyim endüstrisinin ihtiyaçlarında ve uluslararası denkliğe göre programlarını güncellemektedir. Bu bağlamda, Tekstil Mühendisliği Bölümü Haziran 2012'den bu yana ABET tarafından tam olarak akredite edilmiş olup; Türkiye'de ABET Akreditasyonu olan tek Tekstil Mühendisliği Bölümü olma özelliğini devam ettirmektedir.
Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi hakkında biraz daha bilgi alabilir miyiz? Öğrencilerinize ne gibi eğitim seçenekleri sunuyorsunuz?
Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi ise 04 Aralık 2004 günlü ve 25660 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak kurulmuştur. Keza Türkiye’deki tek Tekstil Fakültesi olma özelliğini halen korumaktadır. Fakültemiz,
- Türk Tekstil ve Konfeksiyon İmalat Teknolojilerini geliştirmek,
- Yeni ürünler tasarlayarak uluslararası pazarlarda yeni olanaklar sağlamak ve moda-marka oluşumuna katkıda bulunmak,
- İhracatta, tekstil teknolojisine vakıf, pazarlama işlemini yürütecek vasıflı insan gücü yetiştirmek hedeflerine ulaşmak üzere
Tekstil Mühendisliği, Moda Tasarımı, Tekstil Geliştirme ve Pazarlama olmak üzere üç programdan oluşmaktadır.
Moda Tasarımı Programı
İTÜ-FIT Fashion Design (Moda Tasarımı) Programı; İstanbul Teknik Üniversitesi ve New York Devlet Üniversitesi’ne bağlı “Fashion Institute of Technology” (FIT) gibi iki köklü kurum arasında 2004 yılında yapılan işbirliği sonucunda hayat bulmuştur. Dünyanın en iyi üç moda okulu arasında yer alan FIT, moda alanında eğitim veren pek çok eğitim kurumuna akademik destek vermektedir; ancak dünyada iş birliği içinde bulunduğu tüm üniversite ve enstitüler arasında 4 senelik lisans programı için ortak diploma verdiği tek program İTÜ-FIT Moda Tasarımı Programı’dır.Bölüme kabul edilen öğrenciler, eğitimlerinin 5 yarı yılını (1.yıl güz-bahar, 2. yıl güz dönemi ile 3. yıl güz-bahar) İTÜ-İstanbul'da, 4 yarı yılını (2. yıl bahar ve yaz dönemleri ile 4. yıl güz ve bahar dönemleri) ise FIT- New York'da gerçekleştirmektedirler. Mezun olduklarında her iki kurumdan da diplomalarını almaktadırlar. Bölüme her sene 30 öğrenci alınmakta olup, öğretim dili İngilizce'dir. Programa kabul edilen; fakat internet tabanlı TOEFL sınavından en az 80 puan veya PET sınavından en az 53 alamayan öğrenciler İngilizce Hazırlık Okulu’nda yoğun İngilizce eğitimi alacaklardır. Öğrenciler dil koşulunu sağlamadıkları sürece lisans programına başlayamazlar. Öğrencilere dil koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl verilir. Ayrıca mezun olan öğrencilerin bir yıl A.B.D.’de çalışma izni bulunmaktadır.Moda Tasarımı Programında; drapaj, dikiş teknikleri, kalıp hazırlama, bilgisayar destekli kalıp hazırlama gibi giysi tasarımı ile doğrudan ilgili konular yanında; bilgisayar destekli çizim programları (photoshop, illustrator gibi), koleksiyon maliyetlendirme ve sanat içerikli dersler de yer almaktadır. Bu şekilde, herhangi bir amaca yönelik olarak giysi tasarımında göz önünde bulundurulması gereken tüm unsurlar öğrenciye aktarılmaktadır.Moda Tasarımı Programı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci kabul edilmektedir. Mezunlar, hazırgiyim firmalarının ve/veya markaların (Yargıcı, Beymen, Mavi gibi) tasarım bölümlerinde, Li&Fung vb. gibi satın alım ofislerinde veya “serbest” tasarımcı” olarak çalışabilmektedirler. (Daha fazla bilgi için www.uolp.itu.edu.tr)
Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı
İstanbul Teknik Üniversitesi ile New York Eyalet Üniversitesi Sistemi'ne (SUNY) dahil Fashion Institute of Technology tarafından ortak olarak yürütülen lisans programıdır. Programı başarıyla tamamlayan bir öğrenci, her üniversiteden bir tane olmak üzere iki ayrı diploma alır. Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı 4 yıl süreli olup öğrenciler birinci ve ikinci yıl öğrenimlerini İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesinde, üçüncü ve dördüncü yıl öğrenimlerini Fashion Institute of Technology (FIT)'de gerçekleştirmektedirler. Eğitim dili İngilizcedir. Bu programa da kabul edilen; fakat internet tabanlı TOEFL sınavından en az 80 puan veya PET sınavından en az 53 alamayan öğrenciler İngilizce Hazırlık Okulu’nda yoğun İngilizce eğitimi alacaklardır. Öğrenciler dil koşulunu sağlamadıkları sürece lisans programına başlayamazlar ve öğrencilere dil koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl verilir. Mezun olan öğrencilerin bir yıl A.B.D.’de çalışma izni bulunmaktadır. Mezunlar, tekstil ve hazırgiyim firmalarının pazarlama bölümlerinde çalışabilmektedirler. Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci kabul edilmektedir. Daha fazla bilgi için: www.uolp.itu.edu.tr.
Prof. Dr. Cevza CANDAN kimdir?
Cevza Candan 1967 yılında Erzurum-Aşkale'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamladı. 1988 yılında İ.T.Ü Makina Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nden birinci olarak mezun oldu ve aynı Bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1990 yılında İ.T.Ü Fen Bilimleri Enistitüsü’nden Tekstil Yüksek Mühendisi ünvanını aldı. Ocak 1991'de Y.Ö.K bursuyla doktora yapmak üzere İngiltere'ye gitti. Leeds Üniversitesi Tekstil Endüstrileri Bölümü'nden Nisan 1995 yılında doktor ünvanını alarak yurda döndü ve İ.T.Ü Tekstil Mühendisliği Bölümü'nde çalışmalarına devam etti. Ekim 1995 yılında Y.Doç., Kasım 1997 yılında Doçent ve Nisan 2003 yılında Profesör ünvanlarını alan Cevza Candan halen bu Bölümde öğretim üyesi olarak çalışmakta ve örme teknolojileri ile moda yönetimi üzerine dersler vermektedir. İTÜ-FIT Moda Tasarımı Programı’nın da koordinatörlüğünü de sürdüren Cevza Candan, sanayii odaklı eğitim ve araştırma projelerinde de aktif görev almaktadır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Marker Kalem İle Çizim Yapma Kılavuzu
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Marker kalem günümüzde birçok illüstrasyon sanatçısının ve tasarımcının başucunda bulundurduğu bir çizim malzemesi oldu.Kolay uygulama tekniklerine sahip olması ve renklendirmeyi diğer malzemelerden daha çabuk tamamlamaya olanak sağlaması markerların bu kadar çok tercih edilmesinin nedenlerinden.Marker tekniği birçok boyanın uygulama tekniğinden daha basit olsa da bu konuda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var.Bu yazıda kendi tecrübemden yola çıkarak, kısaca size marker kullanırken nelere dikkat etmeniz gerektiğinden ve bu teknikte nasıl uzmanlaşabileceğinizden bahsedeceğim.
Öncelikle Doğru Malzeme
Marker kalemler size çok canlı bir çizim yapma olanağı sağlar, ancak bu yalnızca doğru malzemeyi seçmekle mümkün olabilir. Bu kalemler çok yoğun boya verme kapasitesine sahiptir. Normal hamur resim kâğıtlarının emiciliği yüksek olduğundan boyayı çok hızlı emmeye başlarlar, bu yüzden siz daha çiziminizde istediğiniz ışık gölge için tek katı vurmayı bitirmeden çiziminizde katmanlı ve dalgalı bir görünüm oluşur. Aynı zamanda klasik resim kâğıtlarının pürüzlü dokusu ışığın yansımasını dağıttığından istenen parlak ve canlı görünüm marker kullanılmasına rağmen elde edilemez. Sorunumuzun çözümü ise oldukça basit: Marker kâğıdı kullanmak! Marker kâğıtları pürüzsüz ve kaygan bir yüzeye sahiptir, bu sayede boya katmanları birbiri içinde homojen dağılabilir. Sonuç ise harika bir ışık gölge dağılımıyla daha gerçekçi bir çizim…Piyasada çok çeşitli marker kalemler bulabilirsiniz. Ancak temelde markerlar uçlarına göre iki çeşide ayrılırlar: Kesik uçlu marker ve fırça uçlu marker. İki ucun da hem avantajı hem dezavantajı olabiliyor çizime göre. Kesik uçlu marker kalemler haliyle daha keskin hatlı geometrik çizimler için kullanım kolaylığı sağlarken, fırça uçlu olanlar ise genel ışık dağılımını daha homojen verebilmekte. Uzmanlaştığınız takdirde bu iki kalemi de istediğiniz her türlü çizimde rahatça kullanabileceğinizin altını çizmek istiyoruz. Deneme yanılma ile hangisinin size daha uygun olduğunu keşfedebilirsiniz. Kalem ucundan bağımsız olarak markerlardaki en önemli ayrıntı boyanın kuruma veya kat yeme süresi.
Marker Çeşitleri İçin Ayrı Teknikler
Aslında bu tamamen çiziminizin mükemmel olmasındaki en önemli kriter. Burada iş hem size hem de markera düşüyor. Kimi markerlar siz bir sonraki kata geçmeye başlamadan kurumaya başlar, bu yüzden de olur da yanlışlıkla aynı yeri tekrar boyarsanız istemsiz yeni bir gölge oluşturmuş olursunuz. Bir diğer türde de siz kalemi kaldırmadan boyamaya devam ettiğiniz sürece boya homojen olarak dağılmaya devam eder, bu sayede siz istemeden yeni bir kat boyamış olmazsınız.
Markerla Nasıl Çizim Yapacağız
Üstte de yazdığımız gibi: Marker kullanımı aslında oldukça kolay ve çabuk. Bu sayede eğlenerek çok tekrar yapma olanağınız da fazla olacak...Markerla boyama tekniği sulu boya tekniğine çok benzer. İkisi arasındaki temel fark ise marker kullanırken su gerekmez J Sulu boya tekniğine benzemesinin sebebi tıpkı o teknikte olduğu gibi ışıktan gölgeye geçerken katman katman boya geçilmesi. Yani çiziminizdeki ışık ve gölgeyi belirlerken ışık alan bölgeleri belirledikten sonra gölge olacak kısımlar için gölge koyuluğuna göre tekrar kat geçersiniz. Bunu aynı Photoshopta boyama yaparken katman kullanmak gibi düşünebilirsiniz. Gölge istemediğiniz yerden tekrar markerla geçmemeye özen gösterin.Tam ışık ve tam gölge kısımların arasında mutlaka ara ışık ve gölge geçişleri için katman boyayın. Yani tam ışık için 1 kat marker geçtiyseniz ve tam gölge kısım için de 3 kat marker geçtiyseniz ikisinin arasındaki bölgeye de mutlaka 2 kat geçmiş olmalısınız, bu sayede daha gerçekçi bir geçiş ve boyama elde edersiniz.Katmanlar birbirine geçip kuruduktan sonra istediğiniz görüntüyü elde etmiş olacaksınız. Genel olarak dikkat etmeniz gereken detaylar ise şunlar:
- Yeni başlıyorsanız çizimdeki ışık-gölge kısımlarının sınırlarını çok hafif bir şekilde normal kalemle belirtin. Ancak çizginin üstünden hamur silgiyle geçerek çizginin görünürlüğünü seyreltmeyi unutmayın. Açık renklerin kapatıcılığı çok fazla olmadığından, sınır belirlemeyi açık renk uygulamalarında kullanmayın; kalem çizimi alttan görünecektir.
- Yeni markerlarınızı mutlaka esas çizimde kullanmadan önce herhangi başka bir çizimde deneyin ve kuruma-dağılma karakterini inceleyin.
- Ne çok yavaş ne çok hızlı boyamayın. Yavaş boyarsanız boyamada dalgalanma oluşur, hızlı boyarsanız eliniz alışık olmadığından taşırırsınız ve maalesef markerlar taşınca silinmiyor…
- Çiziminizi renklendirmeden önce mutlaka üstüne hamur silgiyi hafifçe bastırıp çekerek (tüm çizime bunu uygulayın) üstteki kalem tozunu alın. Resim kalemleri dağılma özelliğine sahiptir, marker üstlerinden geçtiğinde hem markerınızın ucu kirlenir hem de çiziminizde istemeyeceğiniz renk dağılımları oluşur.
- Marker kullanımında uzmanlaşana kadar yapacağınız boyamanın aslını gerçekleştirmeden önce fotokopisini alıp kopyalarının üstünde ışık gölge denemeleri yapın, bu sayede esas boyamada tereddüt yaşamazsınız.
- Her bir renk için en az 2-3 ton almanız boyamayı daha verimli gerçekleştirmemizi sağlar.
[instagram-feed]
Ne Tasarımı Yapmak İstediğinize Nasıl Karar Verirsiniz?
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Okumak istediğiniz bölümün moda tasarımı olduğuna karar verdiniz veya sektöre atılmak istiyorsunuz. Moda tasarımı denilince aklımızda hep kadın kıyafetleri canlanıyor fakat moda tasarımının içinde birçok farklı dal var. Böyle olunca bir tasarımcı adayı için moda tasarımının hangi dalına yönelmek istediğini seçmek zor olabiliyor.Türkiye'deki üniversitelerde moda tasarım eğitimi genellikle Moda ve Tekstil Tasarımı adı altında genel bir eğitim olarak veriliyor. Fakat yurtdışındaki birçok okul artık genel bir tasarım eğitimi vermektense öğrencilerin ilgileri ve yeteneklerinin olduğu alan üzerine daha detaycı ama uzmanlaşmış bir eğitimi tercih ediyor. O zaman ister öğrenci , isterseniz de sektöre giriş yapmaya hazırlanan bir tasarımcı olun, modanın hangi alanında uzmanlaşmak istediğinizi ana hatlarıyla şöyle özetleyebiliriz.
Erkek Giyim Tasarımı
Son yıllarda erkek giyim tasarımı üzerine daha fazla tasarımcı yönelmeye başladı. Kadın giyimden farklı olarak daha kısıtlı bir alan erkek giyimi; istediğinizi tasarlamakta kadın giyimdeki kadar özgür değilsiniz. Kısıtlı bir alanda hem giyilebilir hem de özgün kıyafetler üretmek erkek giyimin en büyük zorluklarından. Erkek giyim tasarımı yapmak isteyenlerin ayrıca işin teknik kısmını da unutmaması gerekiyor. Özellikle daha klasik parçalar tasarlayacaksanız kalıp çıkarma ve dikiş konularından iyi anlamanız ve vaktinizin büyük bir kısmının bu gibi konularda uzmanlaşarak geçirmeniz gerekiyor.
İç Giyim Tasarımı
Son 10 yılda iç giyim tasarımına yönelik ilgide büyük bir artış var. Birçok tüketici artık hazır giyim markalarından iç çamaşırı almak yerine daha özel, spesifik markalara yöneliyor. İç giyim sektörü modanın hızlı temposunun nispeten biraz daha yavaş ilerlediği bir alan. İç çamaşırı yapacaksanız materyalleri iyi tanımanız gerekiyor ve iç giyim tasarımı markaları çoğu zaman mayo/bikini alanına da giriş yapıyor. İç çamaşırı tasarımının en büyük zorluğu ürünlerin kalıbının müşterilere tam oturmasını sağlamak. Ne de olsa kimse üzerine oturmayan bir sütyen almak istemez. Dış görünüş olduğu kadar konfor ve inovasyon da dikkat etmeniz gerekenlerden. Zira iç giyimde inovatif kumaşlar git gide önem kazanmaya başlıyorlar.
Ayakkabı Tasarımı
Ayakkabı tasarımı, moda tasarımının içinde en ilgi çekenlerinden biri gibi görünebilir. Aslında bu hem yaratıcılığın hem de teknik bilgilerin buluştuğu bir alan. Ayakkabı tasarımı okuyacaksanız, diğer tasarım öğrencilerinin kullanmadığı birçok yeni makinayı kullanacaksınız demektir. Deri, bez, süet gibi malzemerle çalışmaya alışkın olmanız ve ergonomik açıdan da tasarımınızı yorumlayabiliyor olmanız gerekiyor.
Çanta Tasarımı
Çanta tasarımına yönelecekseniz bol bol deriyle vakit geçirecekseniz demektir. Türkiye'deki yerel çanta markalarının çoğu nispeten küçük ölçekli atölyeler ile çalışıyor. Çanta tasarımında en önemli noktalardan birinin işçilik ve materyal olduğunu düşünürsek, bu alana yönelmek istiyorsanız stüdyolarda bolca vakit geçireceksiniz demektir. Ürünün özgün olması ve aynı zamanda da kullanım açısından pratik olması iyi çanta tasarımının kilit noktalarından. Bu konuya ilgiliyseniz bu yazımızı da mutlaka okuyun. Ayrıca bu konuda bir eğitim örneği incelemek isterseniz Polimoda'nın master programını buradan inceleyebilirsiniz.
Tekstil Tasarımı
Türkiye'deki üniversitelerde "Moda ve Tekstil Tasarımı" bölümlerinde öğrenciler moda tasarımı olduğu kadar tekstil tasarımı da görüyorlar. Aslında kumaş tasarımı olarak tanımlayabileceğimiz tekstil tasarımı, moda tasarımının temelini oluşturuyor. Tekstil tasarımında dokular, kumaşlar ve iplikler gibi kumaşı oluşturan yüzeyleri çok iyi tanımanız gerekiyor. Tekstil tasarımı okuyan birçok kişi zaman içinde moda tasarımına da geçiş yapabiliyor. Ne de olsa kumaş bir kıyafetin temelini oluşturuyor ve tekstil tasarımcıları kumaşa hakim oldukları için sektörde birçok avantaja sahip oluyorlar.
Kostüm Tasarımı
Bölüm seçerken birçok öğrenci için kostüm tasarımı seçmek moda tasarımcısı olmaya giden yol gibi görünür. İki bölümün benzer birçok yanları olsa da farklılıkları da var. Kostüm tasarımcıları tiyatro, film, eğlence ve müzik sektörlerinde çalışırlar. Kostüm tasarımcıları bazı tiyatro, televizyon topluluklarına bağlı çalışsalar da freelance çalışanları da çoktur. Kostüm tasarımcısı olarak çalışacaksanız, tasarımınız tasarlayacağınız konsept ile sınırlı olduğunu bilmeniz gerekiyor. Moda tasarımcıları, kostüm tasarımcılarına göre çoğu zaman tasarım anlamında daha özgürlerdir ama kostüm tasarımını da bir nevi sanat olarak nitelemek mümkündür.Kısacası tasarım eğitimi alacaksanız hem bu alandaki farklı eğitim seçeneklerine hem de bu sektörlerdeki iş olanaklarına bakmanızı ve kendi tutkularınızı da göz önünde bulundurarak en severek çalışacağınız branşı belirlemenizi öneririz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Moda Okulunda Hayatta Kalmak İsteyenlere Öneriler - 2
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Her moda tasarım öğrencisinin bilmesi gereken, bölümdeyken işlerinizi kolaylaştıracak 'Moda Okulunda Hayatta Kalmak İsteyenlere Öneriler' serimizin 2. bölümüyle karşınızdayız.
Farklı Boyutlardaki Sketchbooklarla Denemeler Yapın
Günümüzde birçok farklı boyutta ve kağıt dokusunda sketchbooklar mevcut. İster A3,A4 veya A5 olsun, tek boyuttaki bir sketchbook'la bütün öğrencilik hayatınızı geçirmeyin. Farklı boyutları denemeniz size en uygununu bulmanızı sağlayacaktır.
Portfolyonuza Mutlaka İsminizi Koyun
Moda okulu rekabet dolu bir ortam ve işlerinize isminizi koymamakla başınıza çok şey gelebilir. Birçok öğrenci bu hatayı yapıyor. Tüm çizimlerinize ve dosyalarınıza mutlaka isminizi ve imzanızı atın.
Yeni Resim Malzemeleri Alırken Büyük Boy Almayın
Yeni resim malzemeleri alırken her zaman en küçük boyunu alın. Büyük miktarda bir malzemeye yatırım yapmadan önce size uyup uymadığını denemekte fayda var. Ne de olsa resim ve tasarım malzemeleri oldukça pahalı olabiliyor.
Kumaş Toplamaya Başlayın
Kumaşçı ziyaretlerinden elinizde kalan kumaş parçalarıyla kendi kumaş arşivinizi oluşturmaya başlayın. Kumaşları ister bir dosya içinde yanlarına minik bir kağıtla cinslerini açıklayacak şekilde düzenleyebilirsiniz ya da pratik saklama kutuları içinde tutabilirsiniz.
Gözlem Yeteneğinizi Arttırmak İçin Kıyafet Dışında Çizimler de Yapın
Gözlem yapmak ve bunu yorumlamak iyi bir tasarımcı olmanın en önemli şartlarından biridir. Bu özelliğinizi geliştirmek için sık sık sokağa çıkıp gördüklerinizi resmetmeye çalışın. Bu şekilde derinlik, doku ve proporsiyon bilginiz artacaktır.
Serinin ilk yazısını okumak için tıklayın.Kaynak: Fashion School Survival Guide [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Avrupa'da Eğitim Almak Ve Çalışmak
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Avrupa'da çalışmak ve iş bulmak ile ilgili çok soru alıyoruz. Ben de bu konuda kendi tecrübemden yola çıkarak bir yazı yazmaya karar verdim.
Avrupa'da Çalışmaya Nasıl Başlanır?
Öncelikle çalıştığınız ya da çalışacağınız şirket tarafından yurtdışına transfer edilme imkanınız olabilir. Bunun için önemli olan yurtdışında da merkez ofisi, mağazası ya da iş ortakları olan bir markada çalışma imkanı yakalamak. Moda sektörü için bu fırsatlar Türkiye'de biraz kısıtlı fakat öncelikle yurtdışına açılma sürecinde olan markalardaki fırsatları araştırmanızı tavsiye ederim. Yurtdışında çalışmasanız bile, yurtdışı ile çalışmanız orada işlerin nasıl yürüdüğü ile ilgili fikir edinmenizi sağlar ve en önemlisi networking imkanı verir. Moda sektöründe özellikle perakende direktörlüğü, kreatif direktörlük veya satın alma pozisyonlarında farklı ülkelerle iletişim içinde olursunuz. Bu ilişkiler sayesinde iş teklifi alan kişi sayısı az değil!Genelde şirket sizi yurtdışına gönderiyorsa oturma izni isteme sürecini sizin için yönetiyor ve gidişiniz nispeten daha kolay oluyor. Bir şirketin sizi yurtdışına göndermesi için genellikle ya ayırtedici bir özelliğiniz olmalı (yabancı dil gibi) ya da tecrübeniz. Eğer transfer imkanı yoksa eğitim yurtdışına açılmanın bir diğer yolu.
Eğitim İçin Yurtdışına Gitmek
Eğer iş imkanı ile değil de eğitim için yurtdışına çıkacaksanız önceden araştırmanızı tavsiye ettiğim şeyler var:
1. Okulunuzu seçeceğiniz ülkede göçmen yasalarını inceleyin:
Göçmen yasaları ülkeye göre değişir. Bazı ülkeler öğrencilerine mezuniyet ardından sınırlı bir süre çalışma izni verirken bazı ülkeler mezuniyet ardından, neredeyse günü gününe, oturma iznini sonlandırır. Bazen eğitimin süresi veya çeşidi bu izni etkiler. Mesela İtalya'da lisans mezunları çalışma iznine başvurma hakkına direk sahip olurken, yüksek lisansta bu haklar bazı şartlarla sınırlı. Bu nedenle önceden araştırmanız çok önemli. Birçok durumda eğitim amaçlı oturma izni ile ülkeye girenler, bu izni çalışma iznine çevirmekte zorlanabilir. Bunun başlıca nedeni iş bulmaktaki zorluktur. Okulun hemen ardından staj bulduğunuzda, o ülkenin vatandaşlarından farklı olarak sizin kısa süre içinde bir kontrata sahip olmanız gerekir. Oysa ki şirketlerin işe alım süreçleri her zaman hızlı olmayabilir. Bunun dışında, çalışma izni olmayanları tercih etmeyen şirketler de var ki, bu noktada yapacak birşey yok. En doğrusu size kapıyı en çabuk açacak şirket, deneyim veya kişileri aramak.Kendim çalışma izni aldığım İtalya'dan örnek vermem gerekirse, İtalya'da öğrencilerin çalışması mümkün. Polimoda'da eğitimim ardından staj iznim vardı fakat stajım altı aylık, kalan oturma iznim 4 aylıktı. Bu durumda öğrenci vizesini çalışma iznine dönüştürebilmek için her sene açılan kotalara başvurdum ve girmeyi başardım. Bu şekilde öğrenci vizem çalışma iznine çevrildi. O noktadan sonra iş bulmam ve kontratımın yenilenmesi, iş iznimin devam etmesi için yeterli oldu. Bu prosedür hala uygulanıyor fakat bir nevi çekiliş olduğu için işiniz tamamen şansa kalıyor.Eğer öğrenci vizemi dönüştüremeseydim çalışmam mümkün olmayacak, muhtemelen geri dönecektim. Kısacası gideceğiniz okulu seçerken, okulun iyi bir okul olmasının dışında size sağlayacağı imkanları da değerlendirmelisiniz. Avrupa Topluluğundan çıkmaya hazırlanan İngiltere yavaş yavaş öğrenci sayısını da azaltmaya başladı. İngiltere'de okumayı seçecekseniz ve yurtdışında çalışma hayaliniz varsa, okuldan sonra orada kalıp kalamayacağınızı iyi araştırmanızı tavsiye ederim. Zira yurtdışında çalışmak istiyorsanız, okula yaptığınız yatırımı aynı zamanda iş hayatınıza da yapıyorsunuz.
2. Seçeceğiniz okulun sunduğu kariyer hizmetlerini öğrenin:
Okulların çoğu kariyer servisimiz var ve size iş bulmanızda yardım ediyoruz diye beyan eder. Fakat yıllardır şahit olduğum durumlar gösteriyor ki okullara bu konuda tüm umutları bağlamak doğru değil. Okullar CV'nizi şirketlerle paylaşabilir ya da sizi okul ortamında şirketlerle tanıştırabilir ama aslında çok daha fazlasına ihtiyacınız var. Türkiye'de de olsa yurtdışında da, öncelikle okulunuzun sektörde aranan rollere yönelik özelliklerinizi geliştirmeniz için size destek olacağından, ve herşeyden önce okulun sektördeki gelişmelerden haberdar olduğundan (Business Of Fashion sitesi 2015 yılında "Moda eğitimi sahte bir hayal mi satıyor?" başlıklı bir yazı yazdı) emin olun. Ayrıca sektörle ve diğer moda okulları ile ilişkisini araştırın. Bunun için okulla önceden konuşmayı ve mezunları ile iletişime geçmeyi unutmayın.Ayrıca Business of Fashion'ın iki senedir yayınladığı en iyi moda okulları sıralaması bu konuda çok değerli bir kaynak, çünkü öğrencilerin, sektör profesyonellerinin ve İK çalışanlarının geri bildirimi üzerine yayınlanıyor. Birçok kişinin değerlendirmesi ile oluşturulan bu listede en çok bilinen bazı okulların alt sıralarda yer alması başta şaşırtıcı gelebilir, fakat bu liste okul değerlendirme kriterlerinizi gözden geçirmenize neden olacaktır.2017'nin en iyi moda okulları listesi
3. Gideceğiniz ülkede moda sektöründe aranan yetenekleri araştırın:
Eğer amacınız yurtdışında iş bulmak ise, mezun olduktan sonra iş imkanlarının size uymasını ummaktansa, siz kendiniz iş imkanlarına göre eğitiminizi ve staj deneyiminizi tasarlayabilirsiniz. Bunu yapmak için gitmeyi planladığınız ülke veya şehirde yer alan markaların iş ilanlarını önceden araştırabilir, moda sektörüne yönelik kariyer sitelerini daha gitmeden takip etmeye başlayabilirsiniz. Bunlara örnek olarak Drapers Jobs, Fashion Jobs ve Business Of Fashion gibi siteleri verebilirim. Ayrıca her ülkenin yerel iş arama siteleri de ilginç veriler sağlayacaktır.Moda sektöründe en çok çalışılmak istenen 25 şirket
4. Networkünüzü araştırın ve hazırlayın:
Yurtdışına giderken bazen kahraman gibi hissedebiliriz. "Ben yaparım", "Kendi kendime yeterim", "Orada arkadaş bulurum , zaten burdaki herkesten sıkıldım" gibi iç hesaplaşmalar mümkündür. Öncelikle evet yalnız kalacaksınız, en azından bir süre. Hayatınız yurtdışında da geçse, gelen ve kısa sürede giden birçok arkadaşınız olacak. Bu nedenle gitmeden önce networkünüzü araştırmak, arkadaşlarınızın arkadaşlarını soruşturmak, Facebook, Linkedin kontaklarınıza göz atmak çok faydalı. Sizden önce orada olanlar birçok şeyi deneyimlediler ve hatalar yaptılar. Size bazı konularda yardım edebilirler. Benim iş iznimi almamda en büyük etken arkadaşlarımın bana verdiği tavsiyeler olmuştu. Aile dostlarınızı ve onların tanıdıklarını da soruşturun, yani çemberi genişleterek geniş bir arama yapmayı unutmayın. Aileniz "Mehmet Amcanın yeğeni orda okuyordu" dediğinde duymazdan gelmeyin.
5. Gittiğiniz yere yabancı kalmayın:
Yıllar içinde sıklıkla gördüğüm birşey, özellikle İtalya'da, "Ben İngilizce okuyorum üstelik çok dersim var zamanım yok" diyerek, bulunduğu yerin dilini öğrenmeden, yerel dostluklar edinmeden, geri dönen kişiler. Bu kişiler genellikle iş bulamamaktan da yakınırlar ama bu durumda yakınmak anlamsızdır. Eğer ana dili İngilizce olmayan bir ülkede eğitim alma planınız varsa (özellikle İtalya, Fransa, İspanya...) bu ülkelerin kültürüne adapte olmak ve iş bulabilmek için dillerini öğrenmeniz çok önemli. "Herkes İngilizce konuşuyordu" ilk iş görüşmenizde bir mazeret olarak işe yaramaz.Gözlemlediğim kadarıyla Avrupa'da, özellikle moda sektöründe, okul seçimi herkesin gittiği okula gitmeyi seçerek yapılıyor. Oysa ki profesyonel kariyere yönelik eğitim seçimlerinde sürüyü takip etmektense kendi yolunu tasarlamak/yaratmak daha verimli olabilir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Moda Tasarımına Giriş Yetenek Sınavı Hakkında Merak Ettikleriniz
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Üniversitede moda tasarımı okumak isteyen bir öğrencinin hazırlık aşamasında en çok kafasına takılan konudur yetenek sınavı. Nasıl başvurulur, neleri kapsar gibi hem çok yanıtlanmayan hem de kişiyi tedirgin eden soruları tüm adaylar hazırlanma sürecinde mutlaka kendilerine sormuşlardır.Türkiye'de birçok üniversitenin moda tasarım bölümü öğrencilerini YGS sınavının sonrası yetenek sınavı ile kabul ediyor. Üniversite giriş sınavı sonrası başlayan bu süreçte her üniversite kendi sınavını uygulasa ve bunlar farklılıklar gösterse de yetenek sınavlarının işleyişi büyük ölçüde benzerlik göstermekte. Yetenek sınavı hazırlık kılavuzu örneği için tıklayın.Başvuru sürecinizden, sınavın farklı aşamalarına kadar moda tasarımı yetenek sınavıyla ilgili bu çok merak edilen süreci şöyle özetleyebiliriz.
Başvuru Süreci
Yetenek sınavlarına girmek isteyen adayların ilk yapması gereken üniversite giriş sınavı sonrasında okulların internet sitelerini düzenli takip ederek ve okullara telefon ederek sınavların günlerini öğrenmek. Yetenek sınavlarına kayıt yaptırabilmek için okulların ön koşulu YGS sonuç belgeniz ve vesikalık fotoğrafları hazır bulundurmak.Bazı okullar sınava kayıt için cüzzi bir miktarda ön kayıt ücreti de alıyorlar. Birçok okulun ön kaydı internet üzerinden yapılmakta ama yine de başvurmak istediğiniz her okulu araştırmanız gerekiyor.Her üniversitenin kendi sınavı olduğu için, farklı okulların sınavları da kendi içlerinde farklılık gösteriyor; o yüzden tüm sınavları bir saymak mümkün değil. Moda tasarım bölümü için yetenek sınavı genelde iki ve bazı okullarda da üç aşamadan oluşuyor.
İlk Aşama Çizim
Yetenek sınavının ilk aşaması olan çizim kısmında amaç öğrencinin algısı, görsel yeteneği ve yaratıcılığını test etmektir. Bazı üniversitelerde çizim kısmı iki aşamalı olarak yapılır. Örneğin ilk kısımda sizden karakalem bir model veya objeyi resmetmenizi isterken ikinci kısmında ise hayalinizden bir çizim yapmanızı isteyebilirler. Bazı okullarda ise sadece bir aşamalı olarak yapılır. İstenilen kompozisyonlar ve tekniklerin okuldan okula farklılık göstermesi çok normaldir.Çizim sınavında bazı okullar malzemeleri öğrencilere temin ederken, bazıları ise öğrencilerin getirmesini ister. Sınava gireceğiniz okulda hangisi olduğunu mutlaka önceden araştırın. Çizim sınavında öğrenciler teknik, estetik, yaratıcılık, kompozisyon, perspektif ve oran-orantı gibi kriterler üzerinden puanlanırlar.
Mülakat
Birçok okulda çizim sınavının ertesinde bir sözlü mülakat olur. Mülakat öğrencinin kendini bölümdeki hocalara tanıttığı, neden bu bölümü okumak istediği, tasarım ve sanata olan ilgisini anlattığı, ilham kaynaklarından bahsettiği ve kendi sanatsal geçmişi ve bu bölüme neler katabileceği gibi konulardan bahsettiği bir süreçtir.Mülakatta bölüm başkanı, okuldaki bir kaç hoca ve bazı durumlarda dekan bile girebilir. Bu aşamadaki asıl amaç öğrenciyi tanıyıp, okumak istediği branşa ne kadar ilgisi olup olmadığını anlamaktır. Mülakat aşamasındaki en önemli ipucu açık sözlü olmak ve kendinizi iyi ifade etmektir, kafanızda sorular varsa karşınızdakine sormaktan çekinmeyin.
Portfolyo
Bazı okullar mülakat sırasında öğrencilerden daha önceden hazırlamış oldukları bir portfolyo da görmek isterler. Kimi okullarda ise portfolyo mülakat sırasında değil ama öncesi veya sonrasında başka bir eleme kriteri olarak okula teslim edilir. Portfolyoda öğrencinin sadece modaya değil aynı zamanda sanat ve tasarıma bakış açısına bakılır. Öğrencinin çizim kabiliyetinin yanı sıra yaratıcılığı, bir fikri alıp geliştirebildiğini görmek, farklı malzemeleri ve teknikleri bir arada kullanabildiğini görmek aranılan özellikler arasındadır.Tıpkı çizim sınavında olduğu gibi portfolyoda da aranılan kriterler okuldan okula farklılık gösteriyor. Okullara başvurunuzu yapmadan önce tek tek ilgilendiğiniz tüm okulları arayarak portfolyoda özellikle istedikleri bir çalışma var mı ve yaklaşık kaç parça istediklerini öğrenmeniz gerekiyor. Portfolyo kısmı çoğu zaman mülakkatla birlikte olsa da bazı okullar mülakat sonrası portfolyonuzu bir portfolyo dosyası içinde toplamanızı ister. Her parçanızın tek tek etiketlenmiş ve adınıza imzalanmış olduğunu kontrol ettikten sonra okula değerlendirmeleri için bırakmanız gerekebilir. Portfolyo değerlendirme süreçlerinde genelde işlerinizi bıraktığınız günün akşamı geri alırsınız. Tıpkı portfolyodaki işlerinizin kalitesi kadar sunumunuz da önemli. Düzenli ve özenilmiş bir sunum sizi bir sıfır önde başlatacaktır.Yetenek sınavlarına hazırlanmak için birçok şehirde kurslar ve atölyeler bulunmakta. Sınava hazırlanırken pek çok adayın yaptığı en büyük yanlış kendini sadece çizim ve moda alanında geliştirmenin yeterli olacağını sanmak. Belki kısa vadede bu geçerli olabilir ama okul yıllarınızda kendinizi sanat ve tasarımın farklı branşlarında geliştirmek hem çalışmalarınızda hem de ilerki iş hayatınızda sizi öne çıkaracaktır.
- Türkiye'de moda tasarım bölümü olan üniversiteleri okumak için tıklayınız.
- Türkiye'deki moda tasarım kurslarına bakmak için tıklayınız.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
Pantone: Moda ve Tekstilde Renk Sistemi Ve Kullanımı
[su_spacer size="30"]PANTONE, dünya çapında 100’ü aşkın ülkede grafik tasarım, moda ve tekstil tasarımı, ev tekstili tasarımı, endüstri tasarımı, plastik, boya ve inşaat sektörü gibi pek çok sanayi alanında doğru renk iletişimini sağlayan renk sistemleri tedarikçisidir.
1963 yılında şirketin kurucusu Lawrence Herbert, farklı endüstrilerde kullanılan renklerin doğru renk ve tonlarda sabitlenmesini sağlayan PANTONE® MATCHING SYSTEM‘i yarattı. Bu sistem üretici, tasarımcı, perakendeci ve müşteri arasında doğru renk kodu iletişimini mümkün kılan standart bir renk dilini sağlamaktadır.
Yılın Rengi Ne Anlama Gelir?
Yılın Rengi, küresel kültürümüzde yaşadığımız ruh halini yansıtan sembolik bir renk seçimidir. Pantone her sene yılın rengini ve paletini açıklar.2017 GREENERY / 15-03432018 ULTRA VIOLET / 18-38382019 LIVING CORAL / 16-15462020 CLASSIC BLUE / 19-40522021 ULTIMATE GRAY / 17-5104https://www.youtube.com/watch?v=pu9zLAKpntM Tüm renk eşleşmeleri için tıklayınız
Pantone Renklerinin Tekstil Tasarımında Kullanımı
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde moda tasarımcıları Pantone’ye ait profesyonel renk kodları ile çalışmaktadır. Toplamda 2310 renk, koton ve ya kağıt formatlarında sunulmaktadır. Dünyanın en büyük tekstil boya firması Archroma ile olan ortaklığı ile Pantone Smart Color Swatch Card sistemi, tasarımcı ve üreticiler arasındaki en doğru renk uygulamalarının, hızlı ve etkili şekilde yürütülmesini sağlar.Ayrıca PANTONE VIEW Colour Planner olarak bilinen ve 2 yılda bir yapılan bu trend tahmini organizasyonuyla kadın ve erkek giyim, spor giyim ve endüstriyel tasarım alanlarında 24 ay boyunca kullanılmak üzere renk tahminleri yapılmaktadır.
Pantone Renk Kodları Nasıl Kullanılır?
Renk kataloğu, tasarım aşamasında monitörde gördüğünüz renkleri, baskı ve boyama sırasında da aynı renk ve tonda elde eldilmesini sağlayan evrensel bir renk dili oluşturur. Böylece tasarlanan ürün ile ortaya çıkan ürünün aynı renklere ve canlılığa sahip olması sağlanır. Farklı sektörler için özel Pantone renk katalogları kullanılır.Pantone kataloğunda her rengin bir anahtar kodu bulunur. Bu hem üreticinin hem tasarımcının hem de tüketicinin işini kolaylaştırmak içindir. Sayıyla belirlenen kodlar rengin yerini, sondaki harf ise yapacağı etkiyi anlatmaktadır.Örneğin : PANTONE 185 C, Cool Gray 1 UC: Parlak (Coated) U: Mat (Uncoated)
Moda ve Ev Tekstili Kodları : Kağıt , Pamuklu ve Naylon Renk Rehberi ve Standartları
Moda ve Tekstil sektörüne özel Pantone kataloglarında renkler TPX ve TCX olarak iki farklı kod ile ifade edilir. Bu özel renk sisteminde renkler 2 haneli ya da 4 haneli numaralara ek olarak TPX (kağıt üzerinde gösterilen telstil baskı renkleri) ya da TCX (boya uygulanmış pamuklu kumaş renkleri) harf kodları ile formüle edilir. Renk formülleri ayrıca özel renk isimleri ile de tanımlanır.Örneğin : PANTONE 14–4510 TPX > Aquatic, PANTONE 15–1247 TCX > Tangerine
Tekstilde Kullanılan Başlıca Pantone Renk Araçları :
Cotton Passport
Tasarımcılar, üretim yöneticileri ve renkçiler için %100 Pamuklu Kumaşa özel boyama tekniği ile uygulanmış, taşınabilir renk referans kataloğu.Her bir rengin altında yer alan kodları kullanarak, dünyanın dört bir yanındaki üreticilere istediğiniz rengi gönderebilir ve renk üretiminizin doğruluğunu sağlayabilirsiniz.
Smart Color Swatch Card
MODA VE EV TEKSTİLİ RENKLERİ:2310 Renk + 210 Yeni RenkTekstil Renk Kataloglarından seçtiğiniz renkleri tek ve daha büyük boyutta sunabilmeniz için kullanılır.
Portatif Renk Eşleştirme - Okuma Cihazı
Herhangi bir yüzey, malzeme veya tekstil üzerinde güvenli şekilde anında renk eşleştirmesi yapabilirsiniz. Bir desen üzerindeki dört dominant rengi (CMYK) ayrıştırarak ekranda gösterir ve her bir rengin hangi Pantone rengine en yakın olduğunu gösterir.Gelişmiş görüntü yakalama teknolojisi, eşsiz doğruluk sağlar.Renk onayı verecek sektör çalışanı HUE testinden geçmiş olmalıdır.HUE rengin bileşenleri olan ana renklerin (CMYK) renk içindeki karışımını gösterir. Ayrıca diğer renk bileşenleri olarak parlaklık, matlık, açıklık ve koyuluk özellikleri doğru renk belirlenmesi için önem taşır.
Pantone Renk Sistemlerinin Moda ve Tekstil Üretiminde Kullanımı İle İlgili İpuçları :
Özellikle pamuklu kumaşlarda çok iyi netice alınırken, viskon, saten ve diğer bazı parlak kumaşlarda, kumaş cinsinin özellikleri dolayısıyla yanıltıcı sonuçlar alınabilir. Kadife gibi yönlü kumaşların hav yönlerinin aynı yöne baktırıldıktan sonra pantone ile karşılaştırması gerekmektedir, aksi halde yanıltıcı olabilir. Bazı durumlarda farklı ışıkta aynı rengin farklı görünmesi yani metemari adı verilen durum ortaya çıkabilir. Bu yüzden renk ölçüm cihazlarının kullanımı hayati önem taşır. Pantone ürünlerini Türkiye Distribütörü Odak Kimya’dan tedarik edebilirsiniz.https://www.onlinepantone.com/
İl İl Türkiye'nin Moda Tasarım Kursları
Türkiye'de bulunan moda tasarımı kurslarını modakariyeri.com'da listeledik
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Tasarımcı olmak isteyenler ya da üniversite eğitimini tasarım alanında yapmak isteyenler genellikle moda tasarım kurslarından eğitimlerine başlarlar. Biz de Türkiye'de moda tasarım kursları olan şehirleri bir listede derledik.
İstanbul'daki Moda Kursları
ABC Birleşim EğitimBilgi Üniversitesi- Moda Tasarımı Hazırlık KursuDeğişim Sanat AkademisiDünya Grafik Eğitim MerkeziFaruk Saraç Tasarım Meslek Yüksek OkuluInfo Akademi Mesleki Kurslarıİsmek Çolpan İlhan Moda Okuluİstanbul Moda Akademisiİstituto di Moda BurgoKariyer Eğitim KurumlarıLasalle College İstanbulLCC- Lisans ve Kültür MerkeziÖz Akademi Teknik Eğitim ve Bilişim MerkeziPera Güzel Sanatlar Kültür ve Sanat MerkeziTasarı Eğitim Kurumları Vakko Esmod
Ankara'daki Moda Kursları
Aytuglu Moda Eğitim MerkeziDama- Moda
Bursa'daki Moda Kursları
BUTGEM- Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim VakfıNia Tasarım
İzmir'deki Moda Kursları
Atölye İzmirİzmir Tasarım AkademisiÜçel Moda Akademisi [instagram-feed]
Doğru Moda Okulunu Seçmek İçin Öneriler
Temsilcisi olduğumuz Polimoda'nın stratejik danışmanı Linda Loppa'dan moda okulu seçimizi kolaylaştırıcak öneriler...
Moda sektöründe kariyere açılan kapının anahtarı tasarım ruhu ile yönetimsel becerileri aynı oranda geliştirebilmek. Business of Fashion sitesinin 2016 yılı en iyi moda okulları listesinde ilk 10'a girmeyi başaran tek İtalyan okulu olan Polimoda'nın da sırrı bunu başarmasında. Bu sıralama belirlenirken, okulların reputasyonu, sektördeki etkisi, eğitimin kalitesi, öğrencilerin memnuniyeti, mezunların global arenadaki başarısı ve işe girme oranları göz önüne alınıyor. Bu sonuncusu en önemlisi, çünkü eğitim almanın başlıca amacı sektöre girebilmek.Polimoda'nın stratejik danışmanı Linda Loppa'nın da dediği gibi, sektörün tasarım ve yönetim arasındaki bariyerleri aşmaya ihtiyacı var. Ancak bu şekilde öğrenciler de vizyoner bir düşünce şekliyle sektöre atılıp endüstrinin içinde kendilerine yer bulabilirler. Özetle, hayal dünyası bir yana, önemli olan sektörün bugünü ve yarınını anlayabilen ve kendini buna göre konumlayabilen profesyoneller yetiştirmek.İşte bu nedenle, İtalya'dan sıralamada ilk 10'a giren tek okul Polimoda'nın Direktörü Danilo Venturi'ye sorduk: Okul seçiminde önem verilmesi gereken kriterler nelerdir? İşte Venturi'nin cevapları.
1. Sektör ilişkileri
İyi bir eğitim sektörden bağımsız olamaz. Okul seçmeden önce aşağıdaki sorulara cevap arayın:
- Bu okulun sektörle ilişkisi nasıl?
- Eğitim programları sektördeki gelişmelere ayak uyduruyor mu?
- Okul moda sektörünün etkili kişileri ile ilişki içinde mi?
- Okul öğrencilerine sektöre yönelik projeler yapma ve iş hayatından kişilerle tanışma fırsatı veriyor mu?
2. Global sıralamalardaki yeri
Her yıl Business of Fashion gibi birçok saygın yayın organı en iyi moda okullarını seçiyor. Bu listeleri mutlaka incelemek fakat kriterlerin şeffaf, sonuçların da güvenilir olduğundan emin olmak gerekli. (Business of fashion listesi için tıklayın)
3. Eğitmenlerinin sektördeki tecrübesi
Bir okulun en büyük değeri eğitmen kadrosu. Özellikle moda sektöründe eğitmenlerin sektörde tecrübe kazanmış insanlar olması ve sektöre özel konularda özgün içerik yaratmaları çok önemli. Bu okul için büyük bir katma değer ve de eğitmenin profesyonel geçmişi ile direk olarak alakalı.
4. Okulun etkinliklerine katılmak
Neredeyse tüm okullar herkese açık olan "Open day" dediğimiz etkinlikler yapıyor. Bir okulda okumaya karar vermeden önce bu etkinliklere katılmak, hem okulun atmosferini, hem eğitmenlerini hem de öğrencilerini tanımak çok önemli. Ayrıca, okulların yaptıkları etkinlikler okulun ruhunu anlamak için oldukça yararlı.
5. Uzmanlarla buluşmalar
Başvurmayı planladığınız okul sektör uzmanları ile etkinlikler yapıyor mu? Onları konuk hoca olarak davet ediyor mu? Eğitimler kurumlarda ya da fuarlarda tecrübe edinme fırsatı veriyor mu? Moda dünyasında çalışmak için sektörel bilgi ve deneyim olmazsa olmazdır. Bu nedenle okulların aktif tecrübe fırsatı sunması çok önemli.
6. Mezunların global yarışmalardaki varlığı
Bir okulun mezunları okulun verdiği eğitim ve imkanların en önemli kanıtlarıdır. Bu nedenle global yarışmaları izlemek ve birincilerinin hangi okullardan mezun olduğunu arastırmak çok yararlı olur. Okulunuzu çoktan seçtiğinizi düşünseniz bile , mezunlarının başarılarını arastırmadan son kararı vermeyin.
7. Tavsiyeleri dinlemek
Her ne kadar kişisel kararları sağlıklı verdiğinizden emin olsanız da, konusunda uzman, sektörde tecrübeli, insan ilişkilerinde başarılı ve sizi dinlemeye istekli kişilerden görüş almanız tavsiye edilir. Bu tür destek programları karar sürecinde göz önünde bulundurulmalı.
8. İş imkanları
Git gide daha zor ve seçici olan bir sektörde eğitim almaya karar vermeden önce gelecek vaadeden profesyonel alanları araştırmak çok gereklidir. Moda sektöründe kariyer planları yapmadan önce yükselen meslekler ve aranan profiller ile ilgili bilgi edinin. Moda dünyası sadece stilist veya yönetici aramıyor, sunduğu imkanlar oldukça geniş, özellikle yeni figürler, Kreatif Direktör gibi, yaratıcılık ve business arasında bir dengede duruyor.
9. Mezunlardan oluşan global bir ağ
Artık hayatlarımız globalleşti ve moda dünyası git gide daha uluslararası hale geliyor. Sadece markalar değil aynı zamanda ekipler de farklı kültürlerden gelen kişilerden olusuyor. Bu durumda, farklı ülkelerden gelen gençlerden oluşan ve çok kültürlü bir ortam sunan okulların önemi artıyor. Ayrıca okulların global şirketlerde önemli pozisyonlarda çalışan bir mezun ağı olması değer biçilemez bir şey.
10. Güçlü bir kimlik
Son olarak, bir okulun seçiminde okulun kimliğinin, etiğinin, stil ve imajının önemi büyük. Okulun sitesinin incelenmesi, yöneticileri ile röportajların dikkatlice okunması, sosyal medya kanallarının takip edilmesi okulun dili ve kimliğinin anlaşılması için çok önemli. Ancak bu şekilde okulun kimliği ile kendi kimliğinizin örtüştüğünden emin olabilirsiniz.Bu yazı Vanity Fair Italya'da yayınlanan yazının tercümesidir. Orjinali için tıklayın.
Moda Okulları Aslında Ne Öğretiyor? Ve Gitmeye Değer Mi?
Moda sektörüne girmek isteyenlerin sık sık sorduğu sorulardan biri : Moda okulları ne öğretir? Avantajları nelerdir? Kendi markasını kurmuş bir tasarım mezunu anlatıyor...
Eğer bu yazıya tıkladıysanız aşağıdakilerden biri sizi yansıtıyor olabilir:
- Liseyi bitiriyorsunuz
- Yeni bir kariyer yolu çiziyorsunuz
- Okuduğunuz bölümden o kadar da memnun değilsiniz
- "Moda okumak" ne demek onu anlamaya çalışıyorsunuz
« Gerçekten de moda okumaya gerek var mı? » sorusu duymaya en çok alışık olduğumuz sorular listesinin başında geliyor. Bu nedenle sorunuza biraz ışık tutmaya çalışacağız.Whitehouse Design Institute mezunu Bonnie Hill ile biraz konuşma fırsatımız oldu. Kendisi, Instagram’da paylaştığı keskin hatlı ve oldukça usta ellerden çıkma tasarımları ile dikkatimizi çekmeyi başardı. Ve bizimle bir moda okuluna gitmesinin neden iyi bir karar olduğunu paylaştı. (ipucu: sadece McQueen tarzı dikiş yeteneklerinden bahsetmiyordu)
Dikiş, tasarım, yönetim ve bunların kapsadığı herşey
Çoğu moda okulu size iğne iplik tutmaktan çok daha fazlasını öğretecek. Tabiki tasarım, kalıp çıkarma, dikiş ve dokuma tekniklerinde uzmanlaşacaksınız ancak bu yeteneklerin ötesinde bir gelişim elde etmeyi beklemelisiniz.Sizin için doğru olan dersi seçmek, Bonnie gibi tasarım fakültesi mezunu olmanızı sağlayabilir. Bu mezuniyet size sadece kıyafet tasarlamaktan öteye götürereki çok daha geniş bir alanda çalışma imkanı sunar. Üniversiteyi web sitesi geliştirme, tasarım, styling ve hata filmografi konusunda yetenekler geliştirmiş olarak bitirmenizi sağlar. Bonnie’nin de söylediği gibi bu öğrenme fırsatları hem kişisel hayatınız hem kariyeriniz için paha biçilemez olabilir.« Sürekli yeni şeyler öğrenmek, kendinizi geliştirmenize yardımcı oluyor. Bu da, sadece moda tasarımcısı olarak çalışmaktan farklı olarak kariyer yolunuzda bir çok kapı açıyor. » diyor Bonnie.
Kendi tarzınızı keşfedecek, bir imza yaratacaksınız
Kendi markanızı mı kurmayı düşünüyorsunuz? Hala kendi tarzınızı oluşturamadıysanız, yarattığınız koleksiyonlardaki parçaların bir outlet mağazasının rafındaki ürünler kadar birbirinden alakasız olma riski var demektir. Çoğu moda okulu öğrencilerini estetik anlayışlarını rafine etmek ve bunu tasarımlarına yansıtmak konusunda cesaretlendirir. Bonnie’ye göre, bir tasarımcı olarak kişisel estetik anlayışınızı geliştirmenizi ve gerçek hayata geçirmenizi sağlayan bir tez hazırlamak önemli ve gerekli. Yani akıcı ve tutarlı bir stil sahibi olmak başarılı bir marka kurmanın en önemli unsurlarındandır dediğimizde bize güvenin.
Bir talimat doğrultusunda çalışmayı öğreneceksiniz
Moda sektöründe çalışmak sık sık kreatif tarafınızı piyasa trendleri, hedef müşteri kitlesi veya son teslim tarihlerine göre ayarlamanızı veya törpülemenizi gerektirir. Tasarım okurken gerçek hayatta ihtiyacınız olan yetenekleri öğrenecek ve pratikte kullanacaksınız. Belirli bir teslim tarihine göre çalışmayı, eleştirilmeyi ve kreatif bakış açınızı spesifik bir talimata göre uyarlamayı öğreneceksiniz.« Her sene o yılın trendleriyle ilgili brif aldığımız bir tasarım dersimiz vardı. » « Başkası tarafından belirlenmiş spesifik renkler ve tekniklerle, o senenin trendlerine uygun bir şeyler yaratmak için kendi tasarım anlayışımızı uyarlamamız gerekiyor. Aynı gerçek hayatta karşılaşacağımız gibi bir durum. » diyor Bonnie.
Marka kurmayı öğreneceksiniz
Yaratıcı ve yenilikçi bir tasarımcı olmak her zaman iyidir ama koleksiyonunuzu halka tanıtmanın ve satmanın inceliklerini bilmeden sektöre adım atmanızın hiçbir anlamı yok. Üretim ve tedarik zinciri, personel yönetimi, vergiler, depo organizasyonu… söz konusu bir marka sahibi olmaksa, tüm bunların işleyişinden haberdar olmanız gerekiyor.« Bazı moda okulları, öğrencilerine mezun olur olmaz iş kurmalarını sağlayacak birikimi sağlıyor. Endüstriye girdiğinizde ilk olarak ne yapmanız gerektiğini ve bir sonraki adımınız için neleri hesaba katmak zorunda olduğunuzu öğretiyorlar. »Bir mağaza açmayı düşünmüyorsanız bile ileride başvuracağınız pozisyon için bu öğrendiklerinize ihtiyacınız olacağı kesin. Moda okulları hem küçük hem büyük ölçekli işletmelerin işleyişlerini anlamaya ve anlatmaya çok önem veriyor, böylece siz de mezun olduğunuzda her büyüklükte şirkette iş bulmak için hazırlıklı olun.
Önünüzde pek çok kapı açılacak
Moda okumanın en büyük avantajlarından biri de normalde edinmekte zorlanacağınız bağlantıları önünüze sunuyor olması. Okul hayatınız boyunca sizinle benzer şeylere ilgi duyan, yaratıcı insanlarla çevrili olacak, öğretim üyeleri, konuşmacılar ve sektörde çalışan profesyoneller ile tanışacaksınız. Ayrıca sektördeki fırsatlardan haberdar olmanız ve bu kendinize bir şans yaratmanız çok daha olası bir hale gelecek. « National Graduate Showcase gibi büyük ölçekteki yarışmalara katılmak gibi bir avantajınız var. Bu sayede kendinizi gösterme şansı yakalıyorsunuz ve iyi şirketlerde staj bulma olanağınız artıyor. Öğretmenleriniz sorularınız olduğunda size yardımcı olmak ve sizin için farklı fırsatlar yaratmak konusunda istekli oluyor. Moda Haftası boyunca sahne arkasında çalışma fırsatınız bile oluyor. » diyor kendi deneyimlerini hatırlayan Bonnie.Bu yazı bir çeviridir. Orijinalini okumak için tıklayınız. Bonnie Hill ‘in çalışmalarını görmek için tıklayınız.White House Institute of Design programları ile ilgili bilgi almak için tıklayınız.
Londra'da Moda Okumak: London College of Fashion
İngiltere'nin en önemli moda okullarından olan London College of Fashion'ı mezunlarından Eda Binark tarafından daha yakından tanımaya ne dersiniz?
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]London College of Fashion-Lcf-, İngiltere'de Central Saint Martins ve Royal College of Art'la birlikte ülke içindeki en söz sahibi moda bölümlerine sahip okullardan. 2008 yılında Foundation okumakla başladığım London College of Fashion'da, daha sonra sırayla Fashion Design& Development lisans programı, Fashion Management Graduate Diploma programı ve son olarak da Strategic Fashion Management yüksek lisans programını tamamladım. Lcf ve moda okumakla ilgili kendi deneyimlerimi aşağıdaki gibi özetleyebilirim.
Kampüs
Lcf, Londranın tam merkezinde 5 farklı yere konumlanmış bir üniversitedir. Lcf’te kampüs hayatı beklemeyin, okul şehrin 5 farklı yerine konumlanmış binalardan oluşmaktadır, okulun yurtları da şehrin 7 farklı noktasına dağılmış şekilde; yani Amerikan üniversitelerinde olduğu gibi hayatınızı okulun kampüsü içinde geçirmiyorsunuz. Londra’da çok eğlenceli ve büyük bir şehir olduğu için okuldaki herkes ders bitince kendi hayatına dönüyor.Foundation öğrencileri başka bir binada, tasarım öğrencileri başka, business ve kozmetik öğrencileri için 2 ayrı bina ve son olarak da medya ve gazetecilik öğrencileri içinse ayrı bir bina bulunmakta.London College of Fashion, diğer 5 okul ile birlikte University of the Arts London’ın parçası. University of the Arts London’a dahil olan diğer okullar ise Central Saint Martins, London College of Communication, Wimbledon College of Art&Design, Camberwell College of Art & Design ve Chelsea College of Art& Design. Bu okulların hepsi birbiriyle kardeş okul gibi yönetiliyor. Tek bir kimlik kartıyla hepsinin kampüsü ve kütüphanesinden faydalanabiliyorsunuz. Lcf Oxford Street Kampüsü Terası
İngiliz Eğitim Sistemi
-İngiltere’de üniversiteler 3 sömestr, Eylül- Aralık kış dönemi; Ocak-Mart bahar dönemi; Nisan-Temmuz yaz dönemi. Her dönem farklı dersler alıp, dönem sonunda her dersle ilgili geçmek için proje yapmanız şart. London College of Fashion’da sınav sistemi yoktur. Her bölüm/ders bir çok farklı proje odaklıdır- projelerinizle dersleri geçersiniz.-İngiltere’de üniversiteler 3 senelik ama çoğu okul 3 seneye girmeden önce bir Foundation yani bir çeşit hazırlık yılı okumanızı istiyorlar. London College of Fashion için ise tüm lisans bölümlerine kabul almadan önce Foundation Diploma in Art& Design adlı bölümü iyi bir not ortalamasıyla bitirmek şart.-Foundation denilen sene 1 senelik bir çeşit tasarıma giriş, sanata giriş gibi temel resim ve sanat eğitimi aldığınız bir sene. Türkiye ve yurtdışındaki üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültelerinde 1. sınıfta aldığınız dersleri, İngiltere’de Foundation’da alıyorsunuz. Bu seneyi başarılı bir şekilde bitirmeniz Lcf’te bir lisans programında yerinizin garanti olduğu anlamına gelmiyor. Okulda okurken yeniden bir portfolyo hazırlayıp, referanslarınızı toplayıp istediğiniz bölüme başvurmanız gerekiyor.Foundation biraz lise sistemi gibidir, haftanın 5 günü sabah 9’da başlamak üzere akşam 4:30’a kadar derslere girer, haftasonu da tatil yaparsınız.Foundation çok rekabetli bir sene, herkes bir lisans programına girmeye çalışıp bir nevi birbirinin rakibi olduğu için yakın dostluklar beklemeyin; bol rekabet, kıskançlık dolu stresli bir sene.Tüm Lcf deneyimim de söyleyebilirim ki resim ve çizim yeteneğinin en önemli olduğu ve ön plana çıktığı yıl Foundation’dı.İngiliz eğitim sistemi öğrencinin kendi araştırıp, deneyip yanılarak öğrenmesini hedefler yani tüm bilgileri ders sırasında hoca tarafından öğreneceğinizi sanmayın.Lcf’te okurken ister business, ister tasarım sınıf arkadaşlarımın hepsi açık görüşlü, araştırmayı ve sanat/modayı takip eden insanlardı. Her hangi bir sanat galerisine gitme fikri hepsine keyif verirken, kitap okuma, müze gezme gibi eylemler gündelik hayatlarının bir parçasıydılar. Lcf özellikle moda dışında da ne okuyorsanız okuyun sanat, mimari gibi alanlarda kendinizi geliştirmenize çok önem verir. Foundation öğrencisiyken her hafta şehirdeki bir sergi/galeri/ müze gezmemiz ve gezdikten sonra sergi hakkındaki fikirlerimizi Reflective Journal diye bir deftere yazmamız zorunluydu. Bu defterler her ay toplanır tutor diye adlandırılan hocalarımız tarafından kontrol edilirdi.
Okulda Hayat
Lcf'de öğrenci olacaksanız öncelikle topluluk önünde rahatça konuşabilmeniz gerekiyor.Yaptıklarınız, fikirleriniz ve düşüncelerinizi topluluk içinde anlatmaktan çekinmemeniz lazım çünkü sürekli sayısı 20 ile 150 kişi arası değişen grupların önüne çıkıp sıklıkla sunum yapmanız gerekiyor. Foundation yılında bir hocamın söylediği gibi " Eğer fikirlerin/ isin hakkında rahat konusamıyorsanız branş değiştirin. Modada utangaç insanlara yer yok"Eleştirileri kişisel olarak algılamamanız çok önemli. Özellikle tasarım okurken hepimiz ağır bir şekilde tüm sınıfın önünde hocalarımız tarafından eleştirildik. Bu yaptıkların rezalet, çöp diyip atan hocanın tepkisine ağlamamanız gerektiğini, kendinizi geliştirmeniz gerektiğini zaman içinde öğreniyorsunuz.
LCF derse devamlılık konusunda çok katıdır. Devam oranınız yüzde 80’inaltına düşerse evinize kağıt gönderiyorlar, 3. kağıtta vizeniz iptal olup, okuldan atılıyorsunuz. Derslerin hepsinde yoklama var ve yoklamalar öğrenciler birbirinin adına imza atmasın diye yazılı değil hoca tarafından sesli yapılıyor. Hocalar tüm öğrencileri tanıyor.Hocalar aslında yardımseverler. Eğer siz derslere eksiksiz katılan, ödevleri yapan, soru soran, derse katılımcı bir öğrenciyseniz size boş zamanlarında fikir vermek, yardım etmekten mutluluk duyarlar ama katılımınız düşük, istenilen görevleri yapmayan biriyseniz hocaya atıcağınız bir soru e-postasında ‘Eğer bunu merak ediyorsan, o derse katılsaydın, senin sorunun’ adlı bir cevapla karşılaşmanız olası.Lcf’te hocalara ismiyle sesleniyorsunuz. Sizden yaşça büyük rektöre bile Mr veya Professor derseniz size garip garip bakarlar.Her derste mutlaka en az 3 öğrenci sunum yapar.Lcf’te gerçekten de dünyanın dört bir yanından insan var. Master sınıfımda Çinli, Rus, Amerikalı, Fransız, Senegalli, Yunanlı, Hintli gibi dünyanın dört bir yanından insanlar vardı.Lcf’te bir projeden geçer not alamazsanız Referral diye adlandırılan yani o projeyi tekrardan yapmanız gereken bir uyarı alıyorsunuz. Size yaklaşık 1.5-2 ay sunuluyor yeniden yapmanız için; eğer 2. tesliminizde yine geçer not alamazsanız, o seneyi tekrarlamak durumundasınız veya Master öğrencisiyseniz mezun olamayıp, tekrardan tüm Master derslerini vermek zorunda kalıyorsunuzLcf’te nerdeyse her hafta bir konuk konuşmacı geliyor. Jimmy Choo’dan, editörlere, üst düzey satın almacılara ve moda fotoğrafcılarına kadar tüm öğrencilerin bu konuşmalara katılması tavsiye ediliyor.Lcf bir moda okulu olduğu için modanın her alanıyla ilgili bir lisans/ yüksek lisans bölümü mevcut. Ben lisansta Fashion Design&Development okudum. Daha çok hazır giyim sektörüne yönelik moda tasarım ama sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir hazır giyim markalarıyla ilgili bir çok proje de yapıldı. Yaratıcılık ile ilgili derslerin yanı sıra oldukça teknik dersler de alıyorsunuz: Kalıp çıkarma, dikiş, drapaj, farklı makinaları kullanma, ütü bol bol karşınıza çıkanlardan.
Tasarım Okumak
Tasarım okuyacaksanız sketchbook’a alışsanız iyi ederseniz. Yaklaşık 4 yıl boyunca sayısız kere sketchbook hazırlayacak ve her gün bu kelimeyi duyacaksınız.Tasarım okumanın ekstradan bir çok maliyeti oluyor. Sketchbooklar, kumaşlar, resim malzemeleri - özellikle de final koleksiyonunuzu hazırlarken kumaşa verdiğiniz paraya şaşırabilirsiniz.LCF’te bir çok bölüme bağlı olarak bir çok farklı tipten öğrenci var. Modaya tutku duyup dikiş dikmekten keyif alan ama tasarıma, yeni şeyler üretmek konusu benlik değil diyenler Lisans Bespoke Tailoring bölümüne yönlenirken, Çizim yapmak istiyorum ama dikiş dikmek istemiyorum diyenler ise Fashion İllustration bölümüne yönlendiriliyor.Türkiye’de sanılanın aksine, London College of Fashion Moda Tasarımı okurken çizimin çok da önemli olmadığını düşünür. Lcf’e göre bir tasarımcının harika resim yapmasının, çok güzel portre çizmesinin bir anlamı yok. Hem modaya ilgi duyan hem de harika çizim yapanları ise zaten Fashion İllustration adlı bölüme yönlendirir. Lcf bir tasarımcının çizim yapmasının sadece fikirlerini kağıda geçirebilmek açısından önem taşıdığı düşünür. Lcf e göre önemli olan çizimin ne kadar güzel olup olmadığı değil, kişinin ne kadar yaratıcı olduğudur ve bir şeyden ilham alıp ona farklı şeyler katıp fikirleri geliştirip geliştiremediğidir.Tasarım okurken bol bol “design critic” adlı derse girersiniz. Bir masada sınıf arkadaşlarınız ve hocalarınızın oturduğu bir yerde herkes tek tek kendi projesini, ilham kaynaklarını ve çizimlerini gösterir. Saçmalamaktan korkmayın ama eleştiriye de açık olun.
Moda Yönetimi/ Moda Pazarlaması Okumak
Yüksek lisansa girmeden önce iş deneyimim yeteri kadar uzun olmadığından ve lisansta tasarım okuduğumdan bir sene Graduate Diploma in Fashion Management- GD- diye yüksek lisansa hazırlayan bir sene okudum. GD sınıfımda, arkadaşlarımın hepsi lisansta tasarım, hukuk, mühendislik gibi branşlar okumuş ama moda sektörünün business kısmında çalışmak isteyen insanlardı. Graduate Diploma size marketing nedir, moda endüstrisi nedirden başlayarak modanın business kısmına giriş kısmını yogun bir programla bir senede veriyor.Graduate Diplomadan sonra yüksek lisans daha farklı bir sistemle işliyor ve süresi daha uzun. Graduate Diplomada Visual Merchandisingden, Marketing’e kadar daha genel ama daha basit seviyede bir eğitim alıyorsunuz. Masterlar ise daha konusunda uzman ve daha detaycı gelişmiş bir eğitim veriyor. Örnek vermem gerekirse GD marketingin tanımını yapmaktan başlatırken, yüksek lisans ise bazı teorileri ve temel bilgileri bildiğinizi varsayarak yenilerine odaklanıyor.Moda yönetimi/pazarlama okurken, hoca size önümüzdeki derste konunun ne olacağını söyler, okunması gereken case study’i, cevaplanacak önemli soruları e-posta atar, kitaplarda okumanız gereken bölümleri belirtip, bir sonraki derste kimlerin o konuyla ilgili sunum yapacağını söyler. Derse istenilenleri yapmadan gelirseniz konuyu anlamanız çok zor olacaktır.Moda tasarımı okurken bitirmek için bir koleksiyon hazırlamanız gerekiyor. Graduate Diploma'da bir yarı tez yazıyorsunuz, yüksek lisans da ise ister pratik odaklı bir tez istersenizse teorik odaklı bir tez yazmanız gerekiyor. Graduate Diploma'da benim tez konum duyulara dayalı marketingdi- özellikle de perakendede koku duyusuna odaklanmıştım. Yüksek Lisans tezimde ise hazır giyim markaları ve Youtube arasındaki ilişkiyi araştırmıştım.Benim Lcf deneyimlerim kısaca böyleyken, hazır üniversite tercih döneminde University of the Arts London'ın son sınıf öğrencilerine sorarak çektiği " Üniversiteye yeniden başlayacak olsanız kendinize ne önerisi verirsiniz?" videosunu aşağıda sizlere ekliyoruz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
En İyi Moda Okullarına Kabul Edilmek İçin Öneriler
Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine okullara başvuran öğrencilerde neler aradıklarını sordu.
[su_spacer size="30"]Avrupa ve Amerikadaki öğrenciler üniversite başvurularını tamamlarken BoF (Business of Fashion) sektörün önde gelen moda okulu eğitmenlerine moda okullarına kabul edilmek için başvuru yapan öğrencilerde neler aradıklarını sordu. Moda eğitimi almak hiç bu kadar moda olmamıştı. Endüstrinin popülaritesi arttıkça moda ile ilgili derslere katılmak için başvuran öğrenci sayısı da her geçen gün artıyor ve rekabet git gide kızışıyor. « Bugünlerde bu derslerde yer almak için başvuran o kadar fazla insan var ki, 20 sene önce olsa kabul edeceğim insanların neredeyse üçte birini reddetmek durumunda kalıyorum. » diyor Londra’nın en prestijli okulu Central Saint Martins’in müdürü Willie Walters.Moda eğitimi sektörü, bu artan talebi karşılamak için içlerinde ünlü enstitülerin de bulunduğu devlet okullarının yeni dersler açıp kontenjanlarını arttırmaları ile hatrı sayılır derecede büyümüş olsa da, devlet tarafından dikte edilen kotalar ve fon sıkıntıları yüzünden sektör hala oldukça kısıtlı imkanlara sahip. Bu nedenle seçilmiş bir okulda yerinizi garantilemek gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Adaylar, kabul alması en zor bölümler için onbinlerce uluslararası başvuru arasından öne çıkmak zorundalar. Yine de bu kıyasıya rekabet göz önünde bulundurulduğunda röportaj yapılan tüm eğitmenler, başvuru yapan öğrencilerin istenilen kriterler doğrultusunda yeteri kadar iyi hazırlanmadıklarından şikayetçi.Başarılı olmak için, çoğu Instagram kuşağı çocuğu olan adaylar dijital devrim gerçekleşmeden önce eğitimini tamamlamış bir jüriyi etkilemek zorundalar. Ama eğitmenlerin büyük bölümü yeni medya araçlarının, dijital yaratıcılığın ve deyim yerindeyse nevi şahsına münhasır bir tarzın göz ardı edilmekten çok teşvik edilmesi gerektiğini savunuyor.BoF 2017 girişli öğrencileri seçecek kadroda bulunan ve bölümleri en çok başvuru alan bölüm başkanlarından tavsiyelerini paylaşmalarını istedi.
« ÇOK ÇALIŞIN, ÖZGÜN OLUN »
Willie Walters, Lisans Eğitimleri Direktörü, Central Saint Martins
« ÇALIŞMALARINIZI SOSYAL VE POLİTİK ARAŞTIRMALARINIZA BAĞLAYIN »
Fiona Dieffenbacher, Güzel Sanatlar Moda Tasarım Bölümü Direktörü, Parsons The New School of Fashion.
Öne çıkan adaylar hem çalışmalarının karakteriyle hem de başvurularının yazılı ve akademik özellikleri ile söyleyecek özel birşeyleri olduğunu anlatmayı başaranlar oluyor. Öğrenciler sanat ve tasarım alanlarında lise yıllarından beri süre gelen tutkularını ispat ederek kendilerini gösterebilirler. Edindikleri akademik bilgiler, katıldıkları müfredat dışı aktiviteler, yaz okulları, hafta sonu programları ve ilgi alanları ile alakalı stajları bu konuda dikkat çeken noktalar. Adayların aynı zamanda toplumdaki yerlerini nasıl tanımladıkları ve bunu nasıl anlattıkları da oldukça önemli. Yeni gelen öğrenciler için yaratıcı süreçlerini ve kavramsal düşünme yeteneklerini görebileceğimiz çok yönlü bir portfolyo görmek istiyoruz.Öğrencilerden istediğimiz yazılı belgeler ise kendilerini bize daha iyi anlatmaları ve Parsons için neden iyi bir aday olduklarını kanıtlamaları için bir şans. Onları bu fırsattan olabildiğince faydalanmaları için cesaretlendiriyoruz. Bu sayede sadece çalışmaları hakkında konuşma fırsatını değil aynı zamanda bu çalışmayı uygun ifadeler kullanarak bir konseptin içine oturtma fırsatını da buluyorlar. Bizi en çok etkileyen adaylar çalışmalarını olgun bir şekilde ve güzel bir dille etkilendikleri sosyal, ekonomik, politik, kültürel ve tarihsel olaylara bağlayarak anlatma becerisine sahip olanlar. Bahsettiğimiz bu özelliği üniversite seviyesindeki sanatçılar ve tasarımcılarda bile bulunması zor, bu nedenle yeni başvuran birinde bu ışığı görmek adayı hemen diğerlerinden ayırıyor.
« FİKİRLERİNİZİN NASIL GELİŞTİĞİNİ GÖSTERİN »
Elinor Renfrew, Moda Bölümü Dekanı, Kingston Üniversitesi
100 kişilik kontenjanımız için 1.000 başvuru alıyoruz. Adaylar kesinlikle bir temel ders almış olmalılar. Bu bizim ilk kriterimiz. Ardından online olarak filtrelemeye başlıyoruz. Bu aşamada bize gönderdikleri portfolyoları inceliyoruz, bunun ardından kimi mülakata çağıracağıma karar vermek çok da zor olmuyor. Bir adayın çizim defterine baktığınızda fikrin gelişmesine etki eden düşünme aşamasını görebilmelisiniz. Bu, ne önünüze gelen son çizimle ne de ilk karalamayla anlaşılabilir. Çalışmaları üzerinde değişiklikler yapmaları iyi - aslında hata yaptıklarını gösteren herşey önemli. Bazen onların yaratıp sonra üzerini çizdikleri bir şeyi arıyor olabiliyoruz. Böyle işler mükemmel bir özenle ve çok düz hazırlanmış bir portfolyodan daha enteresan.Ülke dışından gelen adaylarla durum çok daha zor çünkü kabul sürecini mülakatlar olmadan yapmak zorundasınız. Normalde 350 civarı öğrenci davet ediyoruz. Tüm adayları tek tek mülakata almak için yeterli zamanımız olmadığından grup görüşmeleri düzenliyoruz ve bu sistem uzun zamandır sorunsuz bir şekilde çalışıyor. Adaylarımızın nasıl göründükleriyle pek ilgilenmiyoruz. Benim için önemli olan kibar, profesyonel ve öğrenmeye açık olmaları. Ne giydiklerinin önemi yok. Bir sonraki kreatif direktör olacaklarsa birşeye bakıp taklit etmek yerine onu sıfırdan yaratmaları gerekiyor.
« SINIRLARI ZORLAYIN »
Frances Corner, Üniversite dekanı, London College of Fashion.
Öncelikle adayın başvurduğu programı çok iyi araştırmış olması gerekiyor. Ardından baktığımız kriterler; yaratıcı düşünce, iyi araştırma ve analiz kabiliyeti. Adayların onları tetikleyen ve motive eden şeyleri bulmaları, bu motivasyonu geliştirmek için en iyi programın hangisi olduğuna emin olmaları çok önemli. Portfolyolara gelince; her sayfa, her çalışma öğrenci hakkında birşeyler yansıtmalı. Çizim defterleri ve günlükler öğrencilerin bir fikri keşfederken nasıl yollar izlediklerini ve kendilerini nasıl geliştirdiklerini anlamak için çok önemli. Aradığımız şey deney yapmanın, deneme yanılma yöntemiyle birşeyler öğrenmenin önemini anladıklarını gösteren her türlü işaret. Limitlerinizi zorlamak ve kendinize meydan okumak zorundasınız. Bu en az çizim yeteneğiniz kadar önemli.Kendine güvenen ve yeteneklerinin bilincinde olan insanlar arıyoruz. Kendine karşı dürüst olmak da bir o kadar önemli. Bunlar şimdiye kadar zaten hep dikkat edilen özelliklerdi ancak günümüzün rekabetçi ortamında daha da büyük bir önem kazandılar. Bizim onlara söylediklerimiz kadar onların da farklı bakış açıları ile bize söyledikleri ve kattıkları çok önemli. Dünya çapında öncü bir moda enstitüsü olarak kalmayı istiyorsanız bu tarz şeylere dikkat etmelisiniz.
« TUTKUNUZU GÖSTERİN »
Linda Loppa, Stratejik Direktör, Polimoda
Bizim aradığımız şey bir hayali ve fikri olan genç ve meraklı insanlar. 10-15 sene önce « En sevdiğiniz moda tasarımcısı kimdi? » sorusuna Jean Paul Gaultier veya benzeri birinin adını verirlerdi. Ancak şimdi tasarımcı isimlerini ve modanın tarihçesini bilmiyorlar. Bu çağımızın globalleşmesinin bir sonucu ve aslında büyük bir problem de değil. Çoğu aday yeterince hazırlıklı değil. Buraya, gittikleri küçük lisedeki sanat öğretmeninin düşündüğünün tam aksine, aslında hiç de iyi olmayan çizimlerle geliyorlar. Çizim yaptıklarında ışığı ve hacmi algılayabildiklerini görmek zorundayız. Bununla birlikte burada çizim yaparken kullanabilecekleri pek çok teknoloji bulunmakta. Eğer video çekerlerse bunu size gösterebilirler. Hayalleriniz ve ilham kaynaklarınız ne olursa olsun bunları bize göstermeli ve tutkulu olduğunuzu kanıtlamalısınız. Burada 150 kişi içinde yaklaşık 15 farklı milletten gelen adaylardan bahsediyoruz. Oldukça güzel ancak zorlu global bir yarışma, ayrıca bu moda eğitimine özel bir durum. Adayların dikkat etmesi gereken bir diğer konu da işlerinin var olan sisteme çok benzememesi olmalı. Bu gibi durumlarda birkaç sene içinde yanıldığınızı anlıyorsunuz.
« GELECEK NESİL İÇİN MODAYI BAŞTAN YARATIN »
Jennifer Minniti, Moda bölümü başkanı, Pratt Institute
Hassas şekilde düşünebilen, tasarımı kökten kavramış ve konulara zengin bir hayal gücü ile yaklaşabilen öğrenciler arıyoruz. Referanslarını aldığı yerler ve esin kaynakları çok açık seçik veya fazla yüzeysel ise bu kırmızı alarm demek. Genç nesil devamlı maruz kaldığı celebrity akımından ve televizyondan etkilendiğinde çok belli oluyor. Pratt’de el işçiliğini (tekniği), konsepti (sadece fikirden daha fazlası) ve konteksti (sosyal kültürel ve tarihi) vurguluyoruz. Gelen portfolyolarda bunların pırıltısını görmemiz lazım ki birlikte çalışabileceğimizin kararını verebilelim. Teknik yetenekler, sadece bir konsepti keşfetmek ve anlatmak için değil aynı zamanda fikir üretmek için de yeterince değer görmüyor. Bunun hayati derecede önemli olduğunu düşünüyor ve ders programımızı oluştururken bu konulara oldukça dikkat ediyoruz. Sonuç olarak, kendi jenerasyonları için farklı bir moda sistemi düşünmekten korkmayan, güçlü ve kendine has bir yaratıcı süreç ilerletebilecek öğrenciler arıyoruz. Moda global bir olgu, kültürünüzü, değerlerinizi ve zevkinizi masaya koymaktan çekinmemelisiniz.
« MERAKLI, CESUR VE KÜLTÜRLÜ OLUN »
Leah Perez, Moda Bölümü Başkanı, Shenkar College of Engineering and Design (ISR)
Herşeyden önce başvuran öğrenciler yaratıcı olmalı. Çok meraklı, cesur ve kültürlü olmak zorundalar. Benim aradığım şey kararlı ve hırslı insanlar ama esnek bir yapıya da sahip olmalılar. İçinde bulunduğumuz endüstri oldukça global olduğundan, insanlar her duruma ve mekana ayak uydurabilir ve grup çalışmasına açık olmalı. Örneğin fotoğrafçılık konusunda istekliyseniz bir sürü fotoğraf çekin ve bana bu konuda tutkulu olduğunuzu gösterin. Çizim yapmayı seviyorsanız, bana çizim yapabilmek için bulduğunuz zamanı nasıl değerlendirdiğinizi çizim defterlerinizle gösterin. Bence adayların yaptıkları en büyük hata tasarım sürecini anlamamaları ya da bu konuya yeterince önem vermemeleri.
« BEYNİNİZİN İKİ YANINI DA KULLANIN »
Christine Walter Bonini, ESMOD Uluslararası Genel Müdürü
Global olarak rekabet devamlı artıyor ve her sene dünyanın bir sürü yerinden yüzlerce başvuru alıyoruz. Meraklı, açık fikirli ve motivasyonu yüksek insanlar arıyoruz. Burada dersler oldukça yoğun ve büyük oranda zaman, enerji ve sabır gerektiriyor. Öğrencilerin beyinlerinin her iki tarafını da kullanabilmeleri, aynı zamanda hem rasyonel düşünüp hem renkli bir hayal gücüne sahip olmaları, derslerde başarılı olmaları açısından çok önemli.Başvuru prosedürümüz birkaç adımdan oluşuyor. Başvuru belgelerini (özgeçmiş, niyet mektubu, okul transkriptleri) dikkatle inceledikten sonra, adaylardan yaratıcı bir portfolyo hazırlamalarını talep ediyoruz. Birebir mülakatlara başlamadan önce öğrenci ile ilgili alabileceğimiz en detaylı bilgiyi alabilmek, onları daha iyi tanıyabilmek ve estetik algılarını keşfedebilmek istiyoruz. Portfolyolarında bize kişisel dünyalarını yaratıcı bir şekilde tanıtmaları gerekiyor. Tasarımcılar, kitaplar, mağazalar, filmler veya tarihi olaylar gibi onlara ilham veren şeyleri kullanabilirler. Tüm bunları nasıl bir araya getirecekleri konusunda tamamen özgürler. Bir kitap, video, çizim defteri veya kolaj sunabilirler. Öğrencilere tavsiyem; tecrübelerini, katıldıkları aktiviteleri, deneyimlerini, hayallerini, ve onlara ilham veren şeyleri anlatarak bize kendilerini en iyi şekilde tanıtmaları. Bizim gözümüzde öğrencinin yaptığı sunum ve konuya olan ilgisi, teknik bilgisinden daha önemli. Profesyonel hayatta da olduğu gibi, günlük çalışma sizi başarıya götüren en önemli etken. Listenin başında yer almak için öğrenciler günlük öğrenme ve çalışma rutinlerinden keyif almalı ve motive olabilmeliler.
Türkiye'de Moda Tasarımı Bölümü Olan Üniversiteler
Türkiye'de Moda Tasarımı bölümü olan üniversiteleri sizin için listeledik.
Türkiye'de moda tasarımı bölümü olan üniversitelerin sayısı hiç de az değil. Biz de üşenmedik tüm üniversiteleri tek tek araştırdık ve sizin için bir liste yaptık.Bu listenin okul seçiminizde size yardımcı olacağını umuyoruz.
İstanbul
Türkiye'de en çok moda tasarım bölümü olan üniversite İstanbul'da var. Bu okulları alfabetik olarak sıraladık.
- Beykent Üniversitesi
- Haliç Üniversitesi
- Işık Üniversitesi
- İstanbul Aydın Üniversitesi
- İstanbul Bilgi Üniversitesi
- İstanbul Teknik Üniversitesi
SUNY Moda Tasarımı program koordinatörü, Prof. Dr. Cevza Candan, İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı fakültesi hakkındaki sorularımızı yanıtladı. 1955’te kurulan fakülte, ülkemizin ekonomik gelişimi için çok önemli olan tekstil ve hazır giyim endüstrisinde kariyer yapacak tekstil mühendisleri ve tasarımcıları yetiştiriyor. Röportajı okumak için tıklayın.
- Maltepe Üniversitesi
- Marmara Üniversitesi: Ünlü Mezunlar: Özgür Masur, Özlem Süer, Burçe Bekrek
Ünlü mezunlar: Hatice Gökçe, Tuvana Büyükçınar, Özlem Kaya
- Nişantaşı Üniversitesi
- Yeditepe Üniversitesi : Ünlü mezunlar: Nazlı Bozdağ, Nihan Peker, Giray Sepin
İzmir
Bursa
Ankara
Diğer İller
- Akdeniz Üniversitesi
- Anadolu Üniversitesi
- Celal Bayar Üniversitesi
- Çanakkale 18 Mart Üniversitesi
- Çukurova Üniversitesi
- Dumlupınar Üniversitesi
- Gaziantep Üniversitesi
- Giresun Üniversitesi
- Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
- Mersin Üniversitesi
- Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Milas Meslek Yüksekokulu
- Niğde Üniversitesi
- Pamukkale Üniversitesi
- Süleyman Demirel Üniversitesi
- Uşak Üniversitesi
Listede moda tasarımı bölümü eksik olan bir okul biliyorsanız moda@modakariyeri.com'a bildirebilirsiniz.