Glam Rock İkonluğuna Giriş: Freddie Mercury Stili 101

“Led Zeppelin’dense, Liza Minelli ile daha çok ortak noktamız var.”

Sene 1985. Live Aid konseri için Wembley Stadyumu’nda, sahne önündeyiz. Birazdan sahneye çıkacak Queen için bekliyoruz.

Sonra bir bakıyoruz; Freddie Mercury şimdiye kadarki en sade haliyle karşımızda. Beyaz tank top, açık renk jean pantolon, metal dişli kol bandı ve gür bıyığı. Bir dakika bir dakika, bu bizim hatıramız değil. Rami Malek’li Bohemian Rhapsody’den gözlerimiz kamaşarak az önce çıktığımızı ele verdiysek konuya girebiliriz. 

 

Onu en çok yukarıdaki kısa saçlı bıyıklı ve sade haliyle hatırladığımız için olsa gerek, aslında Freddie Mercury’nin 70 ve 80’lerden rüzgar gibi geçen bir moda ikonu olduğunu unutuvermişiz. Şu anda okuduğunuz, Freddie Mercury Stili Minnettarlık Yazısı’dır. Yaşasa 72 yaşına girmiş olacak efsane müzisyenin günlük kıyafetlerinden sahne kostümlerine uzanan bir zaman tüneli için okumaya devam ediniz.

Freddy Mercury Stili

Her zaman İranlı bir züppe gibi dolaşacağım ve kimse beni durduramayacak tatlım!

İşte Mercury stilini tanımladık bile, hem de kendi sözleriyle. AIDS onu durdurana kadar gerçekten de dediğini yapmış.

70’lerden başlayarak sahne ve özel hayatında giydiği etnik ceketler, baştan aşağı pul payetli tulumlar, saten, rugan, deri, deri ve askeri üniformalar; onun günümüz glam rock’ına bıraktığı miraslardan sadece birkaç tanesi. O zamanlarda fantezi tabii; şu anda Olivier Rousteing, Balmain podyumunda tüm bunları Jourdan Dunn’a, Constance Jablonski’ye giydirebiliyor.

Mercury sadece bunlarla kalmıyor, hazır kuralları yıkmaya başlamışken ‘crossdressing’i de aradan çıkarıyor ve I Want To Break Free şarkısının video’sunda diğer Queen üyeleriyle beraber kadın kıyafetleriyle karşımıza çıkıyor.

Mercury’yi uzun saç ve eyeliner’dan vazgeçemediği o dönemlerde sahnede izleyebilmek için 10 konser hakkımızı vermeye hazırız; bu şekilde onun parlak jarseler, payetli tayt ve tulumlarla sahneyi podyuma çevirdiği dönemlere denk gelebilirmişiz.

“Sahnede kostümlerimle çok eğleniyorum. Gördüğünüz şey bir konser değil, bir nevi defile.” diye özetliyor Mercury konuyu bizim için. Sahne dışında içe dönük ve sessiz biri olduğuna inanmaksa çok güç…

Saçlarını kestirip eyeliner’dan vazgeçtiği dönem ise 80’lerin başına denk geliyor. Artık Mercury’yi daha maskülen ve keskin bir tarzda görüyoruz. Deriler, derin kol kesimli atletler ve ruganlar bu dönemde yoğunlaşıyor. Beyaz rengini çok kullanıyor; bembeyaz bir kombinin üstüne aldığı sarı deri ceket ile tüm odağı tek bir yerde topluyor.

Saklayacak hiçbir şeyi olmayan, konu vücuduna ve cinselliğe gelince ışık saçan bir adamdan bahsediyoruz. Queen, Mercury’nin içindeki deli dahiyi tüm dünyanın görebilmesi için bir araç olmuş diyebiliriz.***

İpek Karakaya
İpek Karakaya

ipekkarakaya2@gmail.com

Henüz Yorum Yok

Cevap Bırak

E-Posta adresiniz yayımlanmayacak.