Moda Eğitimi Üzerine 5 Madde
Modaya ve moda tasarıma olan ilgili gün geçtikçe artıyor. Bunu bir meslek olarak yapmak isteyenler için ise birden fazla yol var fakat en önce geleni üniversitede Moda Tasarım eğitimi almak.Günümüzde artık bir çok üniversitede Moda Tasarım Bölümü var. Ayrıca sadece bu alana yoğunlaşmış kurslar da mevcut fakat bir tercih yapmadan önce nasıl bir eğitim almak istediğinizi bilmek çok önemli. Çünkü teoride Moda Tasarım tek gibi gözükse de her kurumun eğitim şekli farklı olabiliyor. Bunun için de hedeflediğiniz kurumun/üniversitenin ders içeriklerini, eğitim sistemini, nasıl öğrenci aldıklarını araştırmanız ve bilmeniz doğru bir tercih yapmanız açısından çok önemli. Her kurumun öğrencisinden beklentisi farklı olabiliyor ve bu doğrultuda sınav/eleme yapıyorlar. İşte size bir kaç ipucu: 1. Bu sektörde sadece kadın giysi tasarımı olmadığına, aslında bir çok farklı kulvarı bulunduğuna 'Ne Tasarımı Yapmak İstediğinize Nasıl Karar Verirsiniz' yazısında değinmiştik. Alanları öğrenerek ilgi ve yatkınlığınızı keşfetmeniz elbette sizin için yararlı olacaktır fakat işin içine girip deneyimledikten sonra fikirlerin değişebileceğini unutmamak gerekir. Giysi tasarımı yapmak için başladığınız bu yolda kendinizi döşemelik kumaş tasarımcısı olarak bulabilirsiniz. Bu noktada eğitmenlerin etkisi çok önemli. Sektörde aktif olarak çalışan veya çalışmış hocalarımın tecrübe ve paylaşımları sayesinde bir çok farklı alana ve ticari hayata dair fikir edinip karar değiştirdiğim olmuştur. 2. Genellikle “Tekstil ve Moda Tasarımı” bölümleri Dokuma, Baskı ve Giysi olmak üzere üç temel alana ayrılır. Bunun yanında üniversiteye göre farklılık gösterebilecek seçmeli derslerler de vardır örneğin: Moda Editörlüğü, Aksesuar Tasarımı, Bilgisayar programları, İç mekan tekstili, Trend Analizi, Moda Marka Yönetimi vs. Üniversitelerin internet sitelerinden ders programlarını ve ders içeriklerini öğrenebilirsiniz. Böylelikle alacağınız eğitimin isteklerinizle veyahut beklentinizle ne derece doğru orantıda olduğunu az çok anlayabilirsiniz. Örneğin bölüm başkanımızın kendine özgü bir teknikle oluşturduğu Çevrede Lif Sanatı adlı bir seçmeli dersimiz var. Tekstili sanat yönüyle ele alıp doğayla ilişkilendiren bu dersin asıl amaçlarından biri yaratıcılığı artırmak ve tetiklemek. Bu gibi farklı derslerle ufkunuzu genişletebilirsiniz. 3. En başta da dediğimiz gibi her kurumun işleyişi farklılık gösterebiliyor. Örneğin çoğu 4 yıllık üniversite 2. yıldan sonra baskı, dokuma ve giysi alanlarından birini seçtirerek son 2 yıl o alana ağırlık veren bir eğitim sistemi benimserken bazısı ise alan seçtirmeden 4 yıl boyu 3 alanı da eşit şekilde işliyor. Hangi alana yöneleceğinize karar veremiyorsanız böyle bir sistemde eğitim görmek sizin için daha iyi olabilir. 4. Teoriye göre pratiğin daha baskın olduğu bu bölümde kendinizi geliştirmek ve ayrıştırmak açısından katılacağınız projeler, atölyeler, yarışmalar ve ekinlikler oldukça önemli bu sebeple gideceğiniz okulun sosyal ve interaktif yönünü, gerçekleştirdiği projeleri ve iş birliklerini araştırmanızı öneririz. Girişkenlik her ne kadar kişinin kendinde bitse de buna olanak sağlayan ve önünüzü açan kurumlarda bulunmak size ekstra artı sağlayacaktır. Kendi okulumda bunun çok artısını gördüm. Yapılan sergiler ve ortak projeler sayesinde sektörün ileri gelen isimleriyle bir arada bulunma, iletişim kurma ve kendinizi gösterme imkanı buluyorsunuz. Örneğin geçtiğimiz yıl bir ders kapsamında meşhur bir çocuk hazır giyim firmasıyla yaptığımız ortak proje sonucu seçilen projelerimiz üretime geçiriliyor. Böylelikle daha mezun olmadan sektörde işlerin nasıl yürüdüğüne dair tecrübe edinebiliyoruz. 5. Moda ve Tekstil Tasarımı çizim yönü olduğu kadar teknik yönü de ağır basan bir bölüm. Yani çok güzel çizemiyorum diye gerilmeyin ve tabiki sadece uzun bacaklı kızlar çizeceğinizi düşünüp gevşemeyin. Giysi için drapaj, kalıp, dikiş teknikleri; Dokuma için kumaş yapı bilgisi, dokuma makinalarının çalışma prensipleri, iplik ve örgü teknikleri; Baskı için ise baskı teknikleri, renk ve metraj bilgisi gibi dersler içermektedir.Bunların yanı sıra da tasarım kısımları. İş yükü biraz fazla olduğu için motivasyon çok önemli. Bu noktada isim yapmış bir üniversitede bulunmanın benim için artısı oldu. Öğretim kadrosunun öğrencilerine inancı ve beklentisi çok fazla. Dolayısıyla özgüvenli ve istikrarlı çalışmalar yürüten bir ekibe dönüşüyorsun. Çevremdeki insanların başarılı olması da beni sürekli dinç tutuyor fakat tabiki bu kişiden kişiye göre değişebilir. Moda ve Tekstil çok kapsamlı ve fonksiyonel bir bölüm. Her yerde tekstile ve modaya dair bir şeyler görmek mümkün. Siz de ilgi ve yatkınlığınız doğrultusunda belki bir trend analizcisi ya da marka yöneticisi veyahut baskı desen tasarımcısı olarak bu dev ekibin bir parçası olabilirsiniz.
Moda Tasarımına Giriş Yetenek Sınavı Hakkında Merak Ettikleriniz
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Üniversitede moda tasarımı okumak isteyen bir öğrencinin hazırlık aşamasında en çok kafasına takılan konudur yetenek sınavı. Nasıl başvurulur, neleri kapsar gibi hem çok yanıtlanmayan hem de kişiyi tedirgin eden soruları tüm adaylar hazırlanma sürecinde mutlaka kendilerine sormuşlardır.Türkiye'de birçok üniversitenin moda tasarım bölümü öğrencilerini YGS sınavının sonrası yetenek sınavı ile kabul ediyor. Üniversite giriş sınavı sonrası başlayan bu süreçte her üniversite kendi sınavını uygulasa ve bunlar farklılıklar gösterse de yetenek sınavlarının işleyişi büyük ölçüde benzerlik göstermekte. Yetenek sınavı hazırlık kılavuzu örneği için tıklayın.Başvuru sürecinizden, sınavın farklı aşamalarına kadar moda tasarımı yetenek sınavıyla ilgili bu çok merak edilen süreci şöyle özetleyebiliriz.
Başvuru Süreci
Yetenek sınavlarına girmek isteyen adayların ilk yapması gereken üniversite giriş sınavı sonrasında okulların internet sitelerini düzenli takip ederek ve okullara telefon ederek sınavların günlerini öğrenmek. Yetenek sınavlarına kayıt yaptırabilmek için okulların ön koşulu YGS sonuç belgeniz ve vesikalık fotoğrafları hazır bulundurmak.Bazı okullar sınava kayıt için cüzzi bir miktarda ön kayıt ücreti de alıyorlar. Birçok okulun ön kaydı internet üzerinden yapılmakta ama yine de başvurmak istediğiniz her okulu araştırmanız gerekiyor.Her üniversitenin kendi sınavı olduğu için, farklı okulların sınavları da kendi içlerinde farklılık gösteriyor; o yüzden tüm sınavları bir saymak mümkün değil. Moda tasarım bölümü için yetenek sınavı genelde iki ve bazı okullarda da üç aşamadan oluşuyor.
İlk Aşama Çizim
Yetenek sınavının ilk aşaması olan çizim kısmında amaç öğrencinin algısı, görsel yeteneği ve yaratıcılığını test etmektir. Bazı üniversitelerde çizim kısmı iki aşamalı olarak yapılır. Örneğin ilk kısımda sizden karakalem bir model veya objeyi resmetmenizi isterken ikinci kısmında ise hayalinizden bir çizim yapmanızı isteyebilirler. Bazı okullarda ise sadece bir aşamalı olarak yapılır. İstenilen kompozisyonlar ve tekniklerin okuldan okula farklılık göstermesi çok normaldir.Çizim sınavında bazı okullar malzemeleri öğrencilere temin ederken, bazıları ise öğrencilerin getirmesini ister. Sınava gireceğiniz okulda hangisi olduğunu mutlaka önceden araştırın. Çizim sınavında öğrenciler teknik, estetik, yaratıcılık, kompozisyon, perspektif ve oran-orantı gibi kriterler üzerinden puanlanırlar.
Mülakat
Birçok okulda çizim sınavının ertesinde bir sözlü mülakat olur. Mülakat öğrencinin kendini bölümdeki hocalara tanıttığı, neden bu bölümü okumak istediği, tasarım ve sanata olan ilgisini anlattığı, ilham kaynaklarından bahsettiği ve kendi sanatsal geçmişi ve bu bölüme neler katabileceği gibi konulardan bahsettiği bir süreçtir.Mülakatta bölüm başkanı, okuldaki bir kaç hoca ve bazı durumlarda dekan bile girebilir. Bu aşamadaki asıl amaç öğrenciyi tanıyıp, okumak istediği branşa ne kadar ilgisi olup olmadığını anlamaktır. Mülakat aşamasındaki en önemli ipucu açık sözlü olmak ve kendinizi iyi ifade etmektir, kafanızda sorular varsa karşınızdakine sormaktan çekinmeyin.
Portfolyo
Bazı okullar mülakat sırasında öğrencilerden daha önceden hazırlamış oldukları bir portfolyo da görmek isterler. Kimi okullarda ise portfolyo mülakat sırasında değil ama öncesi veya sonrasında başka bir eleme kriteri olarak okula teslim edilir. Portfolyoda öğrencinin sadece modaya değil aynı zamanda sanat ve tasarıma bakış açısına bakılır. Öğrencinin çizim kabiliyetinin yanı sıra yaratıcılığı, bir fikri alıp geliştirebildiğini görmek, farklı malzemeleri ve teknikleri bir arada kullanabildiğini görmek aranılan özellikler arasındadır.Tıpkı çizim sınavında olduğu gibi portfolyoda da aranılan kriterler okuldan okula farklılık gösteriyor. Okullara başvurunuzu yapmadan önce tek tek ilgilendiğiniz tüm okulları arayarak portfolyoda özellikle istedikleri bir çalışma var mı ve yaklaşık kaç parça istediklerini öğrenmeniz gerekiyor. Portfolyo kısmı çoğu zaman mülakkatla birlikte olsa da bazı okullar mülakat sonrası portfolyonuzu bir portfolyo dosyası içinde toplamanızı ister. Her parçanızın tek tek etiketlenmiş ve adınıza imzalanmış olduğunu kontrol ettikten sonra okula değerlendirmeleri için bırakmanız gerekebilir. Portfolyo değerlendirme süreçlerinde genelde işlerinizi bıraktığınız günün akşamı geri alırsınız. Tıpkı portfolyodaki işlerinizin kalitesi kadar sunumunuz da önemli. Düzenli ve özenilmiş bir sunum sizi bir sıfır önde başlatacaktır.Yetenek sınavlarına hazırlanmak için birçok şehirde kurslar ve atölyeler bulunmakta. Sınava hazırlanırken pek çok adayın yaptığı en büyük yanlış kendini sadece çizim ve moda alanında geliştirmenin yeterli olacağını sanmak. Belki kısa vadede bu geçerli olabilir ama okul yıllarınızda kendinizi sanat ve tasarımın farklı branşlarında geliştirmek hem çalışmalarınızda hem de ilerki iş hayatınızda sizi öne çıkaracaktır.
- Türkiye'de moda tasarım bölümü olan üniversiteleri okumak için tıklayınız.
- Türkiye'deki moda tasarım kurslarına bakmak için tıklayınız.
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]
İl İl Türkiye'nin Moda Tasarım Kursları
Türkiye'de bulunan moda tasarımı kurslarını modakariyeri.com'da listeledik
[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Tasarımcı olmak isteyenler ya da üniversite eğitimini tasarım alanında yapmak isteyenler genellikle moda tasarım kurslarından eğitimlerine başlarlar. Biz de Türkiye'de moda tasarım kursları olan şehirleri bir listede derledik.
İstanbul'daki Moda Kursları
ABC Birleşim EğitimBilgi Üniversitesi- Moda Tasarımı Hazırlık KursuDeğişim Sanat AkademisiDünya Grafik Eğitim MerkeziFaruk Saraç Tasarım Meslek Yüksek OkuluInfo Akademi Mesleki Kurslarıİsmek Çolpan İlhan Moda Okuluİstanbul Moda Akademisiİstituto di Moda BurgoKariyer Eğitim KurumlarıLasalle College İstanbulLCC- Lisans ve Kültür MerkeziÖz Akademi Teknik Eğitim ve Bilişim MerkeziPera Güzel Sanatlar Kültür ve Sanat MerkeziTasarı Eğitim Kurumları Vakko Esmod
Ankara'daki Moda Kursları
Aytuglu Moda Eğitim MerkeziDama- Moda
Bursa'daki Moda Kursları
BUTGEM- Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Eğitim VakfıNia Tasarım
İzmir'deki Moda Kursları
Atölye İzmirİzmir Tasarım AkademisiÜçel Moda Akademisi [instagram-feed]
Doğru moda okulunu seçmek için öneriler
Temsilcisi olduğumuz Polimoda'nın stratejik danışmanı Linda Loppa'dan moda okulu seçimizi kolaylaştırıcak öneriler...
Moda sektöründe kariyere açılan kapının anahtarı tasarım ruhu ile yönetimsel becerileri aynı oranda geliştirebilmek. Business of Fashion sitesinin 2016 yılı en iyi moda okulları listesinde ilk 10'a girmeyi başaran tek İtalyan okulu olan Polimoda'nın da sırrı bunu başarmasında.
Bu sıralama belirlenirken, okulların reputasyonu, sektördeki etkisi, eğitimin kalitesi, öğrencilerin memnuniyeti, mezunların global arenadaki başarısı ve işe girme oranları göz önüne alınıyor. Bu sonuncusu en önemlisi, çünkü eğitim almanın başlıca amacı sektöre girebilmek.
Polimoda'nın stratejik danışmanı Linda Loppa'nın da dediği gibi, sektörün tasarım ve yönetim arasındaki bariyerleri aşmaya ihtiyacı var. Ancak bu şekilde öğrenciler de vizyoner bir düşünce şekliyle sektöre atılıp endüstrinin içinde kendilerine yer bulabilirler. Özetle, hayal dünyası bir yana, önemli olan sektörün bugünü ve yarınını anlayabilen ve kendini buna göre konumlayabilen profesyoneller yetiştirmek.
İşte bu nedenle, İtalya'dan sıralamada ilk 10'a giren tek okul Polimoda'nın Direktörü Danilo Venturi'ye sorduk: Okul seçiminde önem verilmesi gereken kriterler nelerdir? İşte Venturi'nin cevapları.
1. Sektör ilişkileri
İyi bir eğitim sektörden bağımsız olamaz. Okul seçmeden önce aşağıdaki sorulara cevap arayın:
- Bu okulun sektörle ilişkisi nasıl?
- Eğitim programları sektördeki gelişmelere ayak uyduruyor mu?
- Okul moda sektörünün etkili kişileri ile ilişki içinde mi?
- Okul öğrencilerine sektöre yönelik projeler yapma ve iş hayatından kişilerle tanışma fırsatı veriyor mu?
2. Global sıralamalardaki yeri
Her yıl Business of Fashion gibi birçok saygın yayın organı en iyi moda okullarını seçiyor. Bu listeleri mutlaka incelemek fakat kriterlerin şeffaf, sonuçların da güvenilir olduğundan emin olmak gerekli. (Business of fashion listesi için tıklayın)
3. Eğitmenlerinin sektördeki tecrübesi
Bir okulun en büyük değeri eğitmen kadrosu. Özellikle moda sektöründe eğitmenlerin sektörde tecrübe kazanmış insanlar olması ve sektöre özel konularda özgün içerik yaratmaları çok önemli. Bu okul için büyük bir katma değer ve de eğitmenin profesyonel geçmişi ile direk olarak alakalı.
4. Okulun etkinliklerine katılmak
Neredeyse tüm okullar herkese açık olan "Open day" dediğimiz etkinlikler yapıyor. Bir okulda okumaya karar vermeden önce bu etkinliklere katılmak, hem okulun atmosferini, hem eğitmenlerini hem de öğrencilerini tanımak çok önemli. Ayrıca, okulların yaptıkları etkinlikler okulun ruhunu anlamak için oldukça yararlı.
5. Uzmanlarla buluşmalar
Başvurmayı planladığınız okul sektör uzmanları ile etkinlikler yapıyor mu? Onları konuk hoca olarak davet ediyor mu? Eğitimler kurumlarda ya da fuarlarda tecrübe edinme fırsatı veriyor mu? Moda dünyasında çalışmak için sektörel bilgi ve deneyim olmazsa olmazdır. Bu nedenle okulların aktif tecrübe fırsatı sunması çok önemli.
6. Mezunların global yarışmalardaki varlığı
Bir okulun mezunları okulun verdiği eğitim ve imkanların en önemli kanıtlarıdır. Bu nedenle global yarışmaları izlemek ve birincilerinin hangi okullardan mezun olduğunu arastırmak çok yararlı olur. Okulunuzu çoktan seçtiğinizi düşünseniz bile , mezunlarının başarılarını arastırmadan son kararı vermeyin.
7. Tavsiyeleri dinlemek
Her ne kadar kişisel kararları sağlıklı verdiğinizden emin olsanız da, konusunda uzman, sektörde tecrübeli, insan ilişkilerinde başarılı ve sizi dinlemeye istekli kişilerden görüş almanız tavsiye edilir. Bu tür destek programları karar sürecinde göz önünde bulundurulmalı.
8. İş imkanları
Git gide daha zor ve seçici olan bir sektörde eğitim almaya karar vermeden önce gelecek vaadeden profesyonel alanları araştırmak çok gereklidir. Moda sektöründe kariyer planları yapmadan önce yükselen meslekler ve aranan profiller ile ilgili bilgi edinin. Moda dünyası sadece stilist veya yönetici aramıyor, sunduğu imkanlar oldukça geniş, özellikle yeni figürler, Kreatif Direktör gibi, yaratıcılık ve business arasında bir dengede duruyor.
9. Mezunlardan oluşan global bir ağ
Artık hayatlarımız globalleşti ve moda dünyası git gide daha uluslararası hale geliyor. Sadece markalar değil aynı zamanda ekipler de farklı kültürlerden gelen kişilerden olusuyor. Bu durumda, farklı ülkelerden gelen gençlerden oluşan ve çok kültürlü bir ortam sunan okulların önemi artıyor. Ayrıca okulların global şirketlerde önemli pozisyonlarda çalışan bir mezun ağı olması değer biçilemez bir şey.
10. Güçlü bir kimlik
Son olarak, bir okulun seçiminde okulun kimliğinin, etiğinin, stil ve imajının önemi büyük. Okulun sitesinin incelenmesi, yöneticileri ile röportajların dikkatlice okunması, sosyal medya kanallarının takip edilmesi okulun dili ve kimliğinin anlaşılması için çok önemli. Ancak bu şekilde okulun kimliği ile kendi kimliğinizin örtüştüğünden emin olabilirsiniz.
Bu yazı Vanity Fair Italya'da yayınlanan yazının tercümesidir. Orjinali için tıklayın.
Londra'da Moda Okumak: London College of Fashion
İngiltere'nin en önemli moda okullarından olan London College of Fashion'ı mezunlarından Eda Binark tarafından daha yakından tanımaya ne dersiniz?
London College of Fashion-Lcf-, İngiltere'de Central Saint Martins ve Royal College of Art'la birlikte ülke içindeki en söz sahibi moda bölümlerine sahip okullardan. 2008 yılında Foundation okumakla başladığım London College of Fashion'da, daha sonra sırayla Fashion Design& Development lisans programı, Fashion Management Graduate Diploma programı ve son olarak da Strategic Fashion Management yüksek lisans programını tamamladım. Lcf ve moda okumakla ilgili kendi deneyimlerimi aşağıdaki gibi özetleyebilirim.
Kampüs
Lcf, Londranın tam merkezinde 5 farklı yere konumlanmış bir üniversitedir. Lcf’te kampüs hayatı beklemeyin, okul şehrin 5 farklı yerine konumlanmış binalardan oluşmaktadır, okulun yurtları da şehrin 7 farklı noktasına dağılmış şekilde; yani Amerikan üniversitelerinde olduğu gibi hayatınızı okulun kampüsü içinde geçirmiyorsunuz. Londra’da çok eğlenceli ve büyük bir şehir olduğu için okuldaki herkes ders bitince kendi hayatına dönüyor.
Foundation öğrencileri başka bir binada, tasarım öğrencileri başka, business ve kozmetik öğrencileri için 2 ayrı bina ve son olarak da medya ve gazetecilik öğrencileri içinse ayrı bir bina bulunmakta.
London College of Fashion, diğer 5 okul ile birlikte University of the Arts London’ın parçası. University of the Arts London’a dahil olan diğer okullar ise Central Saint Martins, London College of Communication, Wimbledon College of Art&Design, Camberwell College of Art & Design ve Chelsea College of Art& Design. Bu okulların hepsi birbiriyle kardeş okul gibi yönetiliyor. Tek bir kimlik kartıyla hepsinin kampüsü ve kütüphanesinden faydalanabiliyorsunuz.
İngiliz Eğitim Sistemi
-İngiltere’de üniversiteler 3 sömestr, Eylül- Aralık kış dönemi; Ocak-Mart bahar dönemi; Nisan-Temmuz yaz dönemi. Her dönem farklı dersler alıp, dönem sonunda her dersle ilgili geçmek için proje yapmanız şart. London College of Fashion’da sınav sistemi yoktur. Her bölüm/ders bir çok farklı proje odaklıdır- projelerinizle dersleri geçersiniz.
-İngiltere’de üniversiteler 3 senelik ama çoğu okul 3 seneye girmeden önce bir Foundation yani bir çeşit hazırlık yılı okumanızı istiyorlar. London College of Fashion için ise tüm lisans bölümlerine kabul almadan önce Foundation Diploma in Art& Design adlı bölümü iyi bir not ortalamasıyla bitirmek şart.
-Foundation denilen sene 1 senelik bir çeşit tasarıma giriş, sanata giriş gibi temel resim ve sanat eğitimi aldığınız bir sene. Türkiye ve yurtdışındaki üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültelerinde 1. sınıfta aldığınız dersleri, İngiltere’de Foundation’da alıyorsunuz. Bu seneyi başarılı bir şekilde bitirmeniz Lcf’te bir lisans programında yerinizin garanti olduğu anlamına gelmiyor. Okulda okurken yeniden bir portfolyo hazırlayıp, referanslarınızı toplayıp istediğiniz bölüme başvurmanız gerekiyor.
Foundation biraz lise sistemi gibidir, haftanın 5 günü sabah 9’da başlamak üzere akşam 4:30’a kadar derslere girer, haftasonu da tatil yaparsınız.Foundation çok rekabetli bir sene, herkes bir lisans programına girmeye çalışıp bir nevi birbirinin rakibi olduğu için yakın dostluklar beklemeyin; bol rekabet, kıskançlık dolu stresli bir sene.
Tüm Lcf deneyimim de söyleyebilirim ki resim ve çizim yeteneğinin en önemli olduğu ve ön plana çıktığı yıl Foundation’dı.
İngiliz eğitim sistemi öğrencinin kendi araştırıp, deneyip yanılarak öğrenmesini hedefler yani tüm bilgileri ders sırasında hoca tarafından öğreneceğinizi sanmayın.
Lcf’te okurken ister business, ister tasarım sınıf arkadaşlarımın hepsi açık görüşlü, araştırmayı ve sanat/modayı takip eden insanlardı. Her hangi bir sanat galerisine gitme fikri hepsine keyif verirken, kitap okuma, müze gezme gibi eylemler gündelik hayatlarının bir parçasıydılar. Lcf özellikle moda dışında da ne okuyorsanız okuyun sanat, mimari gibi alanlarda kendinizi geliştirmenize çok önem verir. Foundation öğrencisiyken her hafta şehirdeki bir sergi/galeri/ müze gezmemiz ve gezdikten sonra sergi hakkındaki fikirlerimizi Reflective Journal diye bir deftere yazmamız zorunluydu. Bu defterler her ay toplanır tutor diye adlandırılan hocalarımız tarafından kontrol edilirdi.
Okulda Hayat
Lcf'de öğrenci olacaksanız öncelikle topluluk önünde rahatça konuşabilmeniz gerekiyor. Yaptıklarınız, fikirleriniz ve düşüncelerinizi topluluk içinde anlatmaktan çekinmemeniz lazım çünkü sürekli sayısı 20 ile 150 kişi arası değişen grupların önüne çıkıp sıklıkla sunum yapmanız gerekiyor. Foundation yılında bir hocamın söylediği gibi " Eğer fikirlerin/ isin hakkında rahat konusamıyorsanız branş değiştirin. Modada utangaç insanlara yer yok"
Eleştirileri kişisel olarak algılamamanız çok önemli. Özellikle tasarım okurken hepimiz ağır bir şekilde tüm sınıfın önünde hocalarımız tarafından eleştirildik. Bu yaptıkların rezalet, çöp diyip atan hocanın tepkisine ağlamamanız gerektiğini, kendinizi geliştirmeniz gerektiğini zaman içinde öğreniyorsunuz.
Lcf derse devamlılık konusunda çok katıdır. Devam oranınız yüzde 80’inaltına düşerse evinize kağıt gönderiyorlar, 3. kağıtta vizeniz iptal olup, okuldan atılıyorsunuz. Derslerin hepsinde yoklama var ve yoklamalar öğrenciler birbirinin adına imza atmasın diye yazılı değil hoca tarafından sesli yapılıyor. Hocalar tüm öğrencileri tanıyor.
Hocalar aslında yardımseverler. Eğer siz derslere eksiksiz katılan, ödevleri yapan, soru soran, derse katılımcı bir öğrenciyseniz size boş zamanlarında fikir vermek, yardım etmekten mutluluk duyarlar ama katılımınız düşük, istenilen görevleri yapmayan biriyseniz hocaya atıcağınız bir soru e-postasında ‘Eğer bunu merak ediyorsan, o derse katılsaydın, senin sorunun’ adlı bir cevapla karşılaşmanız olası.
Lcf’te hocalara ismiyle sesleniyorsunuz. Sizden yaşça büyük rektöre bile Mr veya Professor derseniz size garip garip bakarlar.
Her derste mutlaka en az 3 öğrenci sunum yapar.
Lcf’te gerçekten de dünyanın dört bir yanından insan var. Master sınıfımda Çinli, Rus, Amerikalı, Fransız, Senegalli, Yunanlı, Hintli gibi dünyanın dört bir yanından insanlar vardı.
Lcf’te bir projeden geçer not alamazsanız Referral diye adlandırılan yani o projeyi tekrardan yapmanız gereken bir uyarı alıyorsunuz. Size yaklaşık 1.5-2 ay sunuluyor yeniden yapmanız için; eğer 2. tesliminizde yine geçer not alamazsanız, o seneyi tekrarlamak durumundasınız veya Master öğrencisiyseniz mezun olamayıp, tekrardan tüm Master derslerini vermek zorunda kalıyorsunuz
Lcf’te nerdeyse her hafta bir konuk konuşmacı geliyor. Jimmy Choo’dan, editörlere, üst düzey satın almacılara ve moda fotoğrafcılarına kadar tüm öğrencilerin bu konuşmalara katılması tavsiye ediliyor.
Lcf bir moda okulu olduğu için modanın her alanıyla ilgili bir lisans/ yüksek lisans bölümü mevcut. Ben lisansta Fashion Design&Development okudum. Daha çok hazır giyim sektörüne yönelik moda tasarım ama sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir hazır giyim markalarıyla ilgili bir çok proje de yapıldı. Yaratıcılık ile ilgili derslerin yanı sıra oldukça teknik dersler de alıyorsunuz: Kalıp çıkarma, dikiş, drapaj, farklı makinaları kullanma, ütü bol bol karşınıza çıkanlardan.
Tasarım Okumak
-Tasarım okuyacaksanız sketchbook’a alışsanız iyi ederseniz. Yaklaşık 4 yıl boyunca sayısız kere sketchbook hazırlayacak ve her gün bu kelimeyi duyacaksınız.
Tasarım okumanın ekstradan bir çok maliyeti oluyor. Sketchbooklar, kumaşlar, resim malzemeleri - özellikle de final koleksiyonunuzu hazırlarken kumaşa verdiğiniz paraya şaşırabilirsiniz.
Lcf’te bir çok bölüme bağlı olarak bir çok farklı tipten öğrenci var. Modaya tutku duyup dikiş dikmekten keyif alan ama tasarıma, yeni şeyler üretmek konusu benlik değil diyenler Lisans Bespoke Tailoring bölümüne yönlenirken, Çizim yapmak istiyorum ama dikiş dikmek istemiyorum diyenler ise Fashion İllustration bölümüne yönlendiriliyor.
Türkiye’de sanılanın aksine, London College of Fashion Moda Tasarımı okurken çizimin çok da önemli olmadığını düşünür. Lcf’e göre bir tasarımcının harika resim yapmasının, çok güzel portre çizmesinin bir anlamı yok. Hem modaya ilgi duyan hem de harika çizim yapanları ise zaten Fashion İllustration adlı bölüme yönlendirir. Lcf bir tasarımcının çizim yapmasının sadece fikirlerini kağıda geçirebilmek açısından önem taşıdığı düşünür. Lcf e göre önemli olan çizimin ne kadar güzel olup olmadığı değil, kişinin ne kadar yaratıcı olduğudur ve bir şeyden ilham alıp ona farklı şeyler katıp fikirleri geliştirip geliştiremediğidir.
Tasarım okurken bol bol “design critic” adlı derse girersiniz. Bir masada sınıf arkadaşlarınız ve hocalarınızın oturduğu bir yerde herkes tek tek kendi projesini, ilham kaynaklarını ve çizimlerini gösterir. Saçmalamaktan korkmayın ama eleştiriye de açık olun.
Moda Yönetimi/ Moda Pazarlaması Okumak
Yüksek lisansa girmeden önce iş deneyimim yeteri kadar uzun olmadığından ve lisansta tasarım okuduğumdan bir sene Graduate Diploma in Fashion Management- GD- diye yüksek lisansa hazırlayan bir sene okudum. GD sınıfımda, arkadaşlarımın hepsi lisansta tasarım, hukuk, mühendislik gibi branşlar okumuş ama moda sektörünün business kısmında çalışmak isteyen insanlardı. Graduate Diploma size marketing nedir, moda endüstrisi nedirden başlayarak modanın business kısmına giriş kısmını yogun bir programla bir senede veriyor.
Graduate Diplomadan sonra yüksek lisans daha farklı bir sistemle işliyor ve süresi daha uzun. Graduate Diplomada Visual Merchandisingden, Marketing’e kadar daha genel ama daha basit seviyede bir eğitim alıyorsunuz. Masterlar ise daha konusunda uzman ve daha detaycı gelişmiş bir eğitim veriyor. Örnek vermem gerekirse GD marketingin tanımını yapmaktan başlatırken, yüksek lisans ise bazı teorileri ve temel bilgileri bildiğinizi varsayarak yenilerine odaklanıyor.
Moda yönetimi/pazarlama okurken, hoca size önümüzdeki derste konunun ne olacağını söyler, okunması gereken case study’i, cevaplanacak önemli soruları e-posta atar, kitaplarda okumanız gereken bölümleri belirtip, bir sonraki derste kimlerin o konuyla ilgili sunum yapacağını söyler. Derse istenilenleri yapmadan gelirseniz konuyu anlamanız çok zor olacaktır.
Moda tasarımı okurken bitirmek için bir koleksiyon hazırlamanız gerekiyor. Graduate Diploma'da bir yarı tez yazıyorsunuz, yüksek lisans da ise ister pratik odaklı bir tez istersenizse teorik odaklı bir tez yazmanız gerekiyor. Graduate Diploma'da benim tez konum duyulara dayalı marketingdi- özellikle de perakendede koku duyusuna odaklanmıştım. Yüksek Lisans tezimde ise hazır giyim markaları ve Youtube arasındaki ilişkiyi araştırmıştım.
Benim Lcf deneyimlerim kısaca böyleyken, hazır üniversite tercih döneminde University of the Arts London'ın son sınıf öğrencilerine sorarak çektiği " Üniversiteye yeniden başlayacak olsanız kendinize ne önerisi verirsiniz?" videosunu aşağıda sizlere ekliyoruz.
Polimoda Tasarım ve Business Bölümlerini Birleştirerek Gittikçe Büyüyor
Polimoda son günlerde atakta. yenilenen yönetim kadrosunun da etkisiyle Floransa’nın ünlü moda okulu Polimoda, moda sektöründe daha da etkili olmayı planlıyor.
Temsilcisi olduğumuz Polimoda son günlerde atakta. yenilenen yönetim kadrosunun da etkisiyle Floransa’nın ünlü moda okulu Polimoda, moda sektöründe daha da etkili olmayı planlıyor. Ocak ayından beri okulun Rektörlüğünü üstlenen Danilo Venturi, moda’nın hem business hem de tasarım bölümlerini birleştirdiklerini söylüyor. Venturi’ye göre artık bu sektörde çalışmak için eklektik olmak gerektiğini söylüyor; yani artık bir sanat yönetmeninin sadece yaratıcı olması yeterli değil, bir koleksiyonu nasıl pazarlamak gerektiğini de bilmesi şart.
Bu sebeple Polimoda, lisans programlarına 4. bir sene ekledi . 4. Yılı tamamlayan öğrenciler aynı zamanda da yüksek lisans diploması alabilecek. Polimoda’nın diger planları arasındaysa modayla ilgili daha spesifik bölümler açmak ve moda haftalarında mini defileler sunabilmek var.
Geçen hafta Floransa’da gerçekleşen Pitti Uomo’nun da en çok konuşulan kısımlarından biri Polimoda’nın son sınıf öğrencilerinin düzenlediği defile oldu. Tasarımlarını sergileyen 20 öğrenci arasındaniki kişi birinciliği paylaşmaya laik görüldü bunlar: Mirco Arena ve Federico Cina’ydı. Jüride ise eski Polimoda Rektörü Linda Loppa, Venturi, Cannon yönetim kurulu başkanı Brendan Cannon, Riccardo Vannetti, Rus Moda Haftası Başkanı Alexander Shumsky, Pucci’nin direktörlerinden Laudomia Pucci gibi sektörde söz sahibi, vizyoner isimler yer aldı.
1.’ler arasındaki Mirco Arena, Kuzey ülkelerinin masalları ilhamlı ‘Sami’lerden esinlendiği erkek koleksiyonuyla herkesin beğenisini topladı. Arena, futuristik hasır parçalar, uzun transparan kostümler ve 3 boyutlu zırhımsı parçaların bir araya geldiği bir koleksiyon hazırlamıştı. Diğer 1. Federico Cina ise abartılı silüetler, kat kat kumaşlar, ağır bomber ceketler, oversize tulumlarla kombinlediği saten asker pantolonları ve combat botlarıyla ödülü hakettiğini ıspatlayanlardandı.
Federico Gina
Türkiye'de Moda Tasarım Bölümü Olan Üniversiteler
Türkiye'de Moda Tasarımı bölümü olan üniversiteleri sizin için listeledik.
Türkiye'de moda tasarım bölümü olan tüm üniversitelerin listesini derledik.
İstanbul
- Beykent Üniversitesi
- Gedik Üniversitesi
- Haliç Üniversitesi
- Işık Üniversitesi
- İstanbul Arel Üniversitesi
- İstanbul Aydın Üniversitesi
- İstanbul Bilgi Üniversitesi
- İstanbul Esenyurt Üniversitesi
- İstanbul Gelişim Üniversitesi
- İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi
- İstanbul Kültür Üniversitesi
- İstanbul Teknik Üniversitesi
- İstanbul Ticaret Üniversitesi
- Maltepe Üniversitesi
- Marmara Üniversitesi
Ünlü Mezunlar: Özgür Masur, Özlem Süer, Burçe Bekrek
Ünlü mezunlar: Hatice Gökçe, Tuvana Büyükçınar, Özlem Kaya
Ünlü mezunlar: Nazlı Bozdağ, Nihan Peker, Giray Serpin
Ankara
İzmir
Diğer İller
- Akdeniz Üniversitesi
- Anadolu Üniversitesi
- Celal Bayar Üniversitesi
- Çukurova Üniversitesi
- Dumlupınar Üniversitesi
- Gaziantep Üniversitesi
- Giresun Üniversitesi
- İnönü Üniversitesi
- Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
- Mersin Üniversitesi
- Niğde Üniversitesi
- Sakarya Üniversitesi
- Selçuk Üniversitesi
- Süleyman Demirel Üniversitesi
- Uşak Üniversitesi
- Pamukkale Üniversitesi
- Ordu Üniversitesi
- Çanakkale 18 Mart Üniversitesi
Listede eksik olan bir okul biliyorsanız lütfen moda@modakariyeri.com'a bildirin.
Bir moda markasının kimliğini yaratma yolunda 5 kolay [olmayan] adım
Polimoda'nın dekanı Danilo Venturi'den bir moda markasının kimliğini yaratma yolunda yürüyenler için önemli beş ipucu.
Polimoda'nın dekanı Danilo Venturi Rus be-in.ru moda platformuna verdiği röportajda bir moda markasının kimliğini yaratma yolunda olanlara önemli beş ipucu verdi.
#1
Hiçbir zaman segmentasyon ve hedeflerden başlamayın, daha çok tasarımcının vizyonu, etik değerleri ve estetik anlayışından başlayın. Tasarımcılar bir futbol takımının direktörü gibi kolay değişir sanmayın.
#2
Ürünlerdeki farklılaştırıcı unsurları göz önüne alarak ve uzun vadede sosyal trendleri gözlemleyerek, iş modelinizi tasarımcının kimliğine uydurun. Armani'nin 70'lerde yaptığı gibi...dekonstrükte ceketi yaratarak o dönem erkeğinin yeni beklentilerini çok iyi sezmişti.
#3
Rakiplerinizin hedef kitlenizin zihninde kapladığı yeri iyi analiz edin ve marka değerlerinizi en boş olan alana yerleştirin. Amacınız kazanmak ve bugünün doygun pazarında kötü versiyonlar için yer yok.
#4
Hiçbir zaman değişmemesi gereken görsel elementlerinizi ve değişebilecek olanları belirleyin. Bu şekilde zamansız, aynı zamanda da güncel olmayı başarabilirsiniz. Chanel'in yaptığı gibi.
#5
Marka hikayenizi derin metaforlara ve evrensel hikayelere dayandırın ki müşterilerinizin bilinçaltına hitap edebilesiniz. Unutmayın ki kişiler rasyonel düşünürler ama kararlarının %90'ı duygusaldır.
Polimoda ile ilgili bilgi için tıklayın:
Tasarım, pazarlama ve iletişim gibi alanlarda sektör deneyimli eğitmenlerden alınacak sağlam eğitimin dışında İtalyan mükemmelliğini de vaad eden Polimoda, Floransa’da konumlanmış. BOF tarafından yapılan “En İyi Moda Okulları 2015” araştırmasında lisans programları 6.; master programları 9. Sırada yer alan okulun ünlü mezunları arasında ayakkabılarına bayıldığımız Aquazzura’nın tasarımcısı Edgardo Osorio da var.
Moda Kariyeri Polimoda'nın Türkiye temsilcisidir. Başvuru için bize moda@modakariyeri.com adresinden yazabilirsiniz.