Modada Sürdürülebilirlik: Moda Praksisi
Otto von Busch’un Moda Praksisi kitabı Dilara Kılıç’ın çevirisiyle Yeni İnsan Yayınevi ekoloji serisinden çıktı.
Moda Praksisi, Hannah Arendt’in görüşlerinin moda üzerine düşünülmesidir. Arendt bize, üzerinde hiç kafa yormadığımız kötülüklerin işbirlikçisi olabileceğimiz gibi rahatsız edici bir gerçekle yüzleşmemiz gerektiğini söyler. Aynı zamanda dünyayı olduğu gibi yani kötülük ve acılardan rahat yüzü görmemiş haliyle sevmemizi ister. Etik moda anlayışı da Arendt’in bu görüşleri üzerinden, politika ve modanın temel bazı güçlerini ve ortak yanlarını anlamamız için çalışmaktadır.
Dünyamızın sonu, ona yalnızca tek bir açıdan bakıldığında ve kendisine sadece tek bir perspektiften bakmaya kapı açtığımızda gelmiş demektir. Hannah Arendt
İnsanların tek tip giyinmesine ve eskimeyen giysileri çöpe atmasına sebep olan; görünmeyen yüzünde mültecileri, çocukları ve negatif ayrımcılığa uğrayanları izbe mekanlarda, sosyal güvenceden yoksun bir şekilde aşırı saatler çalıştıran moda tiranlığı, pekala şiddet üretir. Buna karşın endüstriyel modaya küresel düzeyde alternatifler üretebiliriz. Kreatif bir geri çekiliş, reddetme, cesaret, kendi dağıtım ağlarını kurma, paralel üretim, ileri dönüşüm, yeni tüketim modelleri oluşturmak, yavaş moda ve benzeri yollarla neler yapılabileceğine dair küçük ama dönüştürücü bir perspektif yaratabiliriz.
Korkutucu derecede şiddet içeren eylemleri daha derin düşünmek, bize çözümlerin anahtarını da verebilir. İşte bu kitabı çok özel yapan şey, moda üzerine çalışan bir dizi düşünürün, “günlük alışkanlıklarımızın karmaşası içinde görünmez olanın” üzerindeki sıvayı kazımalarıdır.
Endüstriyel moda, kadınların hiç bir zaman yeterli olmadığını ve endüstri tarafından oluşturulan standartlara göre her zaman kendini geliştirmesi gerektiğini dikte eder.
Jennifer Nelson
Moda Praksisi, Yeni İnsan Yayınevi'nin sürdürülebilir moda serisinin 3 kitabından biri. Bu kitabı 31 Aralık tarihine kadar yeniinsanyayınevi.com üzerinden modakariyeri2021 indirim kodunu kullanarak, size özel bir indirimle alabilirsiniz.
Bu yazı yayınevi tarafından yazılmış ve paylaşılmıştır.
Akademisyen ve Editör Şölen Kipöz'den Modada Yavaşlık Üzerine
2- Koronavirüsün ardından büyük giyim markaları sürdürülebilir ürünler koleksiyonlarına ekledi ve reklamlarını yapıyor. Sizce sürdürülebilirlik kirleniyor mu? Yoksa memnun edici bir gelişme mi?Moda endüstrisi bir yerde tıkandı. Giderek artan sayıda sezonlar ve giysi modelleri ile niceliğe odaklanan moda, tasarımı da yok etti. Küresel ve büyük zincirlerde sürdürülebilirlik söylemi gerek temiz üretime odaklı bazı standartlar gerekse katma değer yaratmak için kullanılmaya başlandı. Koronavirüs pandemisi adeta barutu ateşledi bu anlamda. Özellikle Z kuşağı ile başlayan iklim aktivistlerinin de etkisiyle tüketiciler markaları etik bir filtreden geçirmeye başladılar ve almama tavrına karşı güçlü markalar bu konuya daha fazla tanıtım ve reklam bütçesi ayırmaya başladılar. Sürdürülebilirliğin bir avuç idealistin değil de moda endüstrisinin temel aktörleri tarafından benimsenmesi memnun edici bir gelişme elbette, bunun tasarım eğitiminin de yapısını olumlu ve bilinçli dönüştürebilen bir gelişim olduğunu gözlemliyoruz. Ancak bir konunun popüler olması gerçekten anlaşıldığı ve doğru uygulandığı anlamına gelmiyor. Ortada çok ciddi bir bilgi kirliliği var ama merak eden ve öğrenmek isteyenler için kaynaklar çoğalıyor.3- Yavaş moda akımının moda haline gelmesi ve içinin boşalması sizi korkutmuyor mu?İçinden geçtiğimiz dönem yeni bir farkındalık oluşumuna işaret ediyor. Şu sıralar sektörde ve basında sıklıkla kullanılan modanın yavaşlaması ile yavaş moda aynı anlama gelmiyor. Ana akım modanın yavaşlaması küresel ve bir kısmı hızlı moda faaliyetlerinde bulunan zincir markaların sezonları azalması, daha düşük stoklarla üretim yapması, yerel ve yakın ağlara yönelmeleri ve sürdürülebilirlik yolunda çevresel etkilerin izlenebilmesi anlamına gelirken, yavaş moda zaten yerel ağlarda hareket eden, küçük ölçekte adil üretim yapan, ürünün tüm yaşam döngüsünü döngüsel bir anlayışla kontrol altına alan, zanaat ve tasarım değeri yüksek bir pazara işaret ediyor. Bu yaklaşımın popüler olması ekonomik açıdan pek mümkün değil ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi yeni kavramlar büyük bir açlıkla tüketilerek, yeşil aklamanın malzemesi olabiliyor ve farkı kılıflara sokulabiliyor. Kitabımızın bu konuya merak ve ilgi duyulan bir döneme denk gelmesi bir açıdan olumlu, bu açıdan Türkiye’de bir fikir liderliği yaptığımı düşünüyorum ve güvenilir referanslardan sürekli bilgimi tazeliyor, içi boş söylemlere de pek aldırış etmiyorum açıkçası.4- Kapitalizm ile yavaş moda bir arada düşünülebilir mi? İstesek de istemesek de moda ile ilgili bütün faaliyetler kapitalist bir düzenin içinde gelişiyor. Moda ekonomik bir faaliyet ve onun için Marks’ın söylediği gibi değişmeyen tek şey değişim. Ancak bu değişim uzun zamandır yaşamlarımızda gerçek bir dönüşüme neden olmuyor ve modanın iktisadi mantığına hizmet etmek için sürekli yeniliği önceliyor. Bugün kapitalizm kendi kendini de yutan aç gözlü bir noktaya geldi küresel neoliberal ekonomilerin de etkisiyle. Bu ekonomi modeli büyüme odaklı ve çizgisel bir anlayışta gelişen yap –tüket-at modeline üzerine kurulu. Kapitalizmin yavaş moda ile barışabilmesi için küçülme ekonomisi, dağınık (yerel ve esnek) ekonomiler, döngüsel ve paylaşım ekonomisi modellerine alan açabilmesi gerekiyor.5- Çevre dostu moda da kendi pazarını yaratıyor. Vegan giyimden yamalı giysilere kadar sadece bu konseptte satış yapan dükkanlar var. Sizce bu dönüşüm mü yoksa serbest piyasanın sürdürülebilir modayı yutma şekli mi?Bunun bir dönüşüm olup olmadığı süreçlerin ve eylemlerin şeffaf olarak izlenebilir ve paylaşılabilir olması ile ilgili. Etik bir niyet ilgiyi ve takdiri her zaman hak ediyor. Eylemlerin ve üretimlerin bu niyetin içini doldurup doldurmadığına bakmak gerekiyor. Sürdürülebilirlik çok geniş ve ulaşılması zor bir çerçeve. Bu yüzden modanın ekosistemine katkı koyan her inovasyon, etik ve sorumlu girişim bence bir yol açacaktır. Gerçek anlamda bu dönüşüm tüketici bilinci ve talebiyle gerçekleşecektir. O yüzden sürdürülebilirliğin ya da yavaşlığın modanın gerçekliği içinde ve serbest piyasa ekonomisinin yarattığı pazarda yer bulabilmesi önemli. Modanın etik sorgulanması modayı dışlayarak ya da karşısında durarak bizi bir yere getirmeyecek, tam aksine modanın içinden onun yönünü değiştirmeye iyileştirmeye ve onarmaya çalışarak bu çaba yerini bulacaktır. Yeni İnsan Yayınevi 31 Aralık tarihine kadar sitemiz okurlarına özel bir indirim hediye ediyor. Yayınevinin kitaplarını incelemek ve indirimli satın almak için yeniinsanyayinevi.com adresine girip ödeme ekranında modakariyeri2021 kodunu kullanabilirsiniz.Editörlüğünü Şölen Kipöz’ün yaptığı Sürdürülebilir Moda kitabını incelemek için burayı tıklayın.Modada Yavaşlık kitabını incelemek için burayı tıklayın.