Eğitim Eğitim

Instagramda Moda Öğrencilerinin Mutlaka Takip Etmesi Gereken 13 İllüstratör

1. @ahvero

Özellikle dijital çizim konusunda bir çok farklı çalışmayla iyi örnek olabilecek hesaplardan biri ile başlıyoruz.  

2. @studiofantasma

Tarzını ve ifade ediş biçimini çok sevdiğim bir hesap. Çizimde özgün bir üslubu olanlardan. İlham almak için takip edilmeli. 

3. @oxanagoralczyk

Karakalem, scrapbook, kolaj çalışması, renkli çalışmalar. Bir moda tasarım öğrencisinin ne ararsa bulabileceği bir hesap. Fikir vermesi açısından oldukça faydalı. 

4. @birdyandme

Ağarlıklı olarak floral desen çalışmaları içeriyor. Tekniği ve kompozisyon yeteneği oldukça başarılı. Baskı desen için olmazsa olmazımız!

 

5. @_connielim_

Kendine has üslubu ile, karalamasından bitmiş işine kadar ilham veren bir hesap. Farklı malzeme tekniklerinin uygulamasını görmek mümkün. 

6. @karenm.illustration

Suluboyanın böylesine güçlü bir ifade aracı olduğunun farkında mıydık? Gördüğünüz işler karşısında “bunu mutlaka denemeliyim” demeniz muhtemel. Malzemeyi kullanış ve yorumlama biçimi çok cezbedici. Ayrıca çektiği videolarla da aşamaları görmek mümkün. 

7. @sonia_shao

Öğretici hesaplardan bir tanesi daha. Model illüstrasyonlarının yanı sıra çizimlerde işinizi kolaylaştıracak anatomik ögelerin de inceleme ve aşamalarını görmek mümkün. Oldukça güçlü bir bilek. 

8. @kellymariebeeman

Alışık olduğumuz tarzların dışında bir tavıra sahip. İllüstrasyonlara fikir vermesinin yanı sıra baskı desen uyarlamalarına ilham olması da mümkün. 

9. @nam.felixchen

Marker severler buraya! Temiz ve detaylı çizimlerle dolu bir hesap. Titiz çalışanların ilgisini çekecektir. 

10. @yidrawing_

İmza niteliğinde çizimler. Özgün ve yapaylıktan uzak. Dokuların ifade ediliş biçimleri de incelemeye değer. 

11. @jeanettegetrost

Aşırı detay vermeden derdini anlatan çizimlerin etkisi bir başka. Sağlam bir ilham kaynağı. 

12. @katerinamurysina

Baskı desen mantığında çalışan bir hesap. Dijital ve karakalem hallerini görmek mümkü 

13. @mengjiedi

Birçok farklı tekniği birden görebileceğimiz çalışmalarla dolu bir hesap. Herkesin kendine yakın bir tavır bulması mümkün.
Read More
Eğitim Eğitim

Moda Eğitimi Üzerine 5 Madde

 Modaya ve moda tasarıma olan ilgili gün geçtikçe artıyor. Bunu bir meslek olarak yapmak isteyenler için ise birden fazla yol var fakat en önce geleni üniversitede Moda Tasarım eğitimi almak.Günümüzde artık bir çok üniversitede Moda Tasarım Bölümü var. Ayrıca sadece bu alana yoğunlaşmış kurslar da mevcut fakat bir tercih yapmadan önce nasıl bir eğitim almak istediğinizi bilmek çok önemli. Çünkü teoride Moda Tasarım tek gibi gözükse de her kurumun eğitim şekli farklı olabiliyor. Bunun için de hedeflediğiniz kurumun/üniversitenin ders içeriklerini, eğitim sistemini, nasıl öğrenci aldıklarını araştırmanız ve bilmeniz doğru bir tercih yapmanız açısından çok önemli. Her kurumun öğrencisinden beklentisi farklı olabiliyor ve bu doğrultuda sınav/eleme yapıyorlar. İşte size bir kaç ipucu: 1. Bu sektörde sadece kadın giysi tasarımı olmadığına, aslında bir çok farklı kulvarı bulunduğuna 'Ne Tasarımı Yapmak İstediğinize Nasıl Karar Verirsiniz' yazısında değinmiştik. Alanları öğrenerek ilgi ve yatkınlığınızı keşfetmeniz elbette sizin için yararlı olacaktır fakat işin içine girip deneyimledikten sonra fikirlerin değişebileceğini unutmamak gerekir. Giysi tasarımı yapmak için başladığınız bu yolda kendinizi döşemelik kumaş tasarımcısı olarak bulabilirsiniz. Bu noktada eğitmenlerin etkisi çok önemli. Sektörde aktif olarak çalışan veya çalışmış hocalarımın tecrübe ve paylaşımları sayesinde bir çok farklı alana ve ticari hayata dair fikir edinip karar değiştirdiğim olmuştur. 2. Genellikle “Tekstil ve Moda Tasarımı” bölümleri Dokuma, Baskı ve Giysi olmak üzere üç temel alana ayrılır. Bunun yanında üniversiteye göre farklılık gösterebilecek seçmeli derslerler de vardır örneğin: Moda Editörlüğü, Aksesuar Tasarımı, Bilgisayar programları, İç mekan tekstili, Trend Analizi, Moda Marka Yönetimi vs. Üniversitelerin internet sitelerinden ders programlarını ve ders içeriklerini öğrenebilirsiniz. Böylelikle alacağınız eğitimin isteklerinizle veyahut beklentinizle ne derece doğru orantıda olduğunu az çok anlayabilirsiniz. Örneğin bölüm başkanımızın kendine özgü bir teknikle oluşturduğu Çevrede Lif Sanatı adlı bir seçmeli dersimiz var. Tekstili sanat yönüyle ele alıp doğayla ilişkilendiren bu dersin asıl amaçlarından biri yaratıcılığı artırmak ve tetiklemek. Bu gibi farklı derslerle ufkunuzu genişletebilirsiniz. 3. En başta da dediğimiz gibi her kurumun işleyişi farklılık gösterebiliyor. Örneğin çoğu 4 yıllık üniversite 2. yıldan sonra baskı, dokuma ve giysi alanlarından birini seçtirerek son 2 yıl o alana ağırlık veren bir eğitim sistemi benimserken bazısı ise alan seçtirmeden 4 yıl boyu 3 alanı da eşit şekilde işliyor. Hangi alana yöneleceğinize karar veremiyorsanız böyle bir sistemde eğitim görmek sizin için daha iyi olabilir. 4. Teoriye göre pratiğin daha baskın olduğu bu bölümde kendinizi geliştirmek ve ayrıştırmak açısından katılacağınız projeler, atölyeler, yarışmalar ve ekinlikler oldukça önemli bu sebeple gideceğiniz okulun sosyal ve interaktif yönünü, gerçekleştirdiği projeleri ve iş birliklerini araştırmanızı öneririz.  Girişkenlik her ne kadar kişinin kendinde bitse de buna olanak sağlayan ve önünüzü açan kurumlarda bulunmak size ekstra artı sağlayacaktır. Kendi okulumda bunun çok artısını gördüm. Yapılan sergiler ve ortak projeler sayesinde sektörün ileri gelen isimleriyle bir arada bulunma, iletişim kurma ve kendinizi gösterme imkanı buluyorsunuz. Örneğin geçtiğimiz yıl bir ders kapsamında meşhur bir çocuk hazır giyim firmasıyla yaptığımız ortak proje sonucu seçilen projelerimiz üretime geçiriliyor. Böylelikle daha mezun olmadan sektörde işlerin nasıl yürüdüğüne dair tecrübe edinebiliyoruz.  5. Moda ve Tekstil Tasarımı çizim yönü olduğu kadar teknik yönü de ağır basan bir bölüm. Yani çok güzel çizemiyorum diye gerilmeyin ve tabiki sadece uzun bacaklı kızlar çizeceğinizi düşünüp gevşemeyin. Giysi için drapaj, kalıp, dikiş teknikleri; Dokuma için kumaş yapı bilgisi, dokuma makinalarının çalışma prensipleri, iplik ve örgü teknikleri; Baskı için ise baskı teknikleri, renk ve metraj bilgisi gibi dersler içermektedir.Bunların yanı sıra da tasarım kısımları. İş yükü biraz fazla olduğu için motivasyon çok önemli. Bu noktada isim yapmış bir üniversitede bulunmanın benim için artısı oldu. Öğretim kadrosunun öğrencilerine inancı ve beklentisi çok fazla. Dolayısıyla özgüvenli ve istikrarlı çalışmalar yürüten bir ekibe dönüşüyorsun. Çevremdeki insanların başarılı olması da beni sürekli dinç tutuyor fakat tabiki bu kişiden kişiye göre değişebilir. Moda ve Tekstil çok kapsamlı ve fonksiyonel bir bölüm. Her yerde tekstile ve modaya dair bir şeyler görmek mümkün. Siz de ilgi ve yatkınlığınız doğrultusunda belki bir trend analizcisi ya da marka yöneticisi veyahut baskı desen tasarımcısı olarak bu dev ekibin bir parçası olabilirsiniz.  

Read More

İTÜ Tekstil Teknolojileri Ve Tasarımı Fakültesi

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]SUNY  Moda Tasarımı program koordinatörü, Prof. Dr. Cevza Candan, İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı fakültesi hakkındaki sorularımızı yanıtladı. 1955'te kurulan fakülte, ülkemizin ekonomik gelişimi için çok önemli olan tekstil ve hazır giyim endüstrisinde kariyer yapacak tekstil mühendisleri ve tasarımcıları yetiştiriyor. Detaylar aşağıda.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]

İTÜ Tekstil Teknolojileri ve  Tasarımı fakültesinin tarihini sizden dinleyebilir miyiz?

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Tekstil Mühendisliği Bölümü, ilk olarak 1955 yılında Makine Mühendisliği içinde tekstil kürsüsü adı altında kurulduktan sonra günümüzdeki adını ve bağımsız statüsünü 1983 yılında almıştır. 2004 yılı Aralık ayında ise Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesinin kurulmasıyla, Tekstil Mühendisliği Bölümü bu fakültenin altında işlevini sürdürmektedir.  Tekstil işi ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu zamanından bu yana yıllar boyunca geleneksel bir meslek olmuştur.İTÜ1930’larda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından başlatılan ancak gelişimi bilhassa özel sektör tarafından gerçekleştirilen endüstrileşme ile 1970’lerden sonra, tekstil ve hazır giyim endüstrisi, endüstriyel gelişime, iş imkânları ve Türkiye ticaretine önemli katkısı ile teknik bilgi birikimi ve deneyimi nedeniyle ülkemizin en gelişmiş ve modern endüstri sektörü haline gelmiştir.  Günümüzde sektör, açık yapısı nedeniyle yabancı endüstri ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Türk tekstil ve hazır giyim endüstrisi küresel dünyada lider endüstrilerden birisidir. Türkiye’de bu şekilde lider bir endüstri olması nedeniyle, endüstrinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, Türkiye’nin farklı bölgelerinde Tekstil Mühendisliği Bölümleri yer almaktadır.

Kaç öğrenciniz ve her sene kaç mezununuz var? Öğrencileriniz mezuniyetleri ardından en çok hangi alanlarda çalışmaya başlıyorlar?

Moda Tasarımı Programımıza her yıl 30 öğrenci alınıyor. Programa başlama şartları arasında TOEFL yabancı dil sınavından (IBT) en az 80 almış olma şartı bulunduğundan genelde öğrencilerimizin yarısı İTÜ Yabancı Diller Okulu’na devam etmektedir. Dolayısıyla, her sene ortalama 15 öğrenci ile program başlamaktadır. 2008 yılında ilk mezunlarını veren programımız, o yıldan bugüne toplam 110 mezun vermiştir. Mezunlarımız ağırlıklı olarak Beymen, Yargıcı, Mudo, Trendyol, Mavi, Koton gibi hazırgiyim perakende firmalarında çalışmaktadırlar. Bu süreçte kendi markalarını kurarak Türkiye ve/veya New York’da faaliyet gösteren mezunlarımız da bulunmaktadır.Tekstil Mühendisliği Programımızdan ise her sene ortalama 45 mezun verilmektedir; toplamda 1500’ün üzerinde mezunumuz bulunmaktadır.

Mezunlarınız hangi pozisyonlarda çalışıyorlar?

Mezunlarımız, tekstil ve hazırgiyim sanayiimizin farklı alt alanlarında (üretim, perakende, pazarlama vb) mesleki faaliyetlerini sürdürmektedir. İTÜ’den mezun tekstil mühendisleri gerek özel sektörde, gerekse kamuda birçok kuruluş tarafından başarılı bir şekilde işe alınmaktadır.Tekstil mühendisliği bölümünden mezun olan mühendisler tekstil malzemelerinin davranışları ve tekstil ve hazır giyim teknolojilerindeki makinelerin fonksiyonları konusunda bilgi ile donatılmaktadır. Ayrıca güçlü temel mühendislik bilgisine, analitik düşünme ve problem çözme kabiliyetlerine, profesyonel ve etik sorumluluk anlayışına, yüksek seviyede iletişim yeteneğine sahiptirler ve araştırmacı karakterleri ile kendilerini geliştirebilirler. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yoğunlaşmış küçükten büyüğe değişen firmaların ve tekstil işletmelerinin farklı bölümlerinde, örneğin üretim, planlama, kalite kontrol, satış veya pazarlama, ya da tekstil ürünleri ve tekstil makineleri ile ilgili yerli ve yabancı şirketlerin acenteliklerinde işe alınmaktadırlar.Eğitimini devam ettirmek isteyen mezunlarımız da ulusal ve uluslararası okullar tarafından başarılı bir şekilde kabul edilmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki girişimlere paralel olarak, Tekstil Mühendisliği Bölümü de tekstil ve hazır giyim endüstrisinin ihtiyaçlarında ve uluslararası denkliğe göre programlarını güncellemektedir. Bu bağlamda, Tekstil Mühendisliği Bölümü Haziran 2012'den bu yana ABET tarafından tam olarak akredite edilmiş olup; Türkiye'de ABET Akreditasyonu olan tek Tekstil Mühendisliği Bölümü olma özelliğini devam ettirmektedir.

Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi hakkında biraz daha bilgi alabilir miyiz?  Öğrencilerinize ne gibi eğitim seçenekleri sunuyorsunuz?

Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi ise 04 Aralık 2004 günlü ve 25660 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak kurulmuştur. Keza Türkiye’deki tek Tekstil Fakültesi olma özelliğini halen korumaktadır. Fakültemiz,

  • Türk Tekstil ve Konfeksiyon İmalat Teknolojilerini geliştirmek,
  • Yeni ürünler tasarlayarak uluslararası pazarlarda yeni olanaklar sağlamak ve moda-marka oluşumuna katkıda bulunmak,
  • İhracatta, tekstil teknolojisine vakıf, pazarlama işlemini yürütecek vasıflı insan gücü yetiştirmek hedeflerine ulaşmak üzere

Tekstil Mühendisliği, Moda Tasarımı, Tekstil Geliştirme ve Pazarlama olmak üzere üç programdan oluşmaktadır.

Moda Tasarımı Programı

İTÜ-FIT Fashion Design (Moda Tasarımı) Programı; İstanbul Teknik Üniversitesi ve New York Devlet Üniversitesi’ne bağlı “Fashion Institute of Technology” (FIT) gibi iki köklü kurum arasında 2004 yılında yapılan işbirliği sonucunda hayat bulmuştur. Dünyanın en iyi üç moda okulu arasında yer alan FIT, moda alanında eğitim veren pek çok eğitim kurumuna akademik destek vermektedir; ancak dünyada iş birliği içinde bulunduğu tüm üniversite ve enstitüler arasında 4 senelik lisans programı için ortak diploma verdiği tek program İTÜ-FIT Moda Tasarımı Programıdır.Bölüme kabul edilen öğrenciler,  eğitimlerinin 5 yarı yılını (1.yıl güz-bahar, 2. yıl güz dönemi ile 3. yıl güz-bahar) İTÜ-İstanbul'da, 4 yarı yılını (2. yıl bahar ve yaz dönemleri ile 4. yıl güz ve bahar dönemleri) ise FIT- New York'da gerçekleştirmektedirler. Mezun olduklarında her iki kurumdan da diplomalarını almaktadırlar. Bölüme her sene 30 öğrenci alınmakta olup, öğretim dili İngilizce'dir. Programa kabul edilen; fakat internet tabanlı TOEFL sınavından en az 80 puan veya PET sınavından en az 53 alamayan öğrenciler İngilizce Hazırlık Okulu’nda yoğun İngilizce eğitimi alacaklardır. Öğrenciler dil koşulunu sağlamadıkları sürece lisans programına başlayamazlar. Öğrencilere dil koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl verilir. Ayrıca mezun olan öğrencilerin bir yıl A.B.D.’de çalışma izni bulunmaktadır.Moda Tasarımı Programında; drapaj, dikiş teknikleri, kalıp hazırlama, bilgisayar destekli kalıp hazırlama gibi giysi tasarımı ile doğrudan ilgili konular yanında;  bilgisayar destekli çizim programları (photoshop, illustrator gibi), koleksiyon maliyetlendirme ve sanat içerikli dersler de yer almaktadır. Bu şekilde, herhangi bir amaca yönelik olarak giysi tasarımında göz önünde bulundurulması gereken tüm unsurlar öğrenciye aktarılmaktadır.Moda Tasarımı Programı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci kabul edilmektedir. Mezunlar, hazırgiyim firmalarının ve/veya markaların (Yargıcı, Beymen, Mavi gibi) tasarım bölümlerinde, Li&Fung vb. gibi satın alım ofislerinde veya “serbest” tasarımcı” olarak çalışabilmektedirler. (Daha fazla bilgi için www.uolp.itu.edu.tr)

Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı

İstanbul Teknik Üniversitesi ile New York Eyalet Üniversitesi Sistemi'ne (SUNY) dahil Fashion Institute of Technology tarafından ortak olarak yürütülen lisans programıdır. Programı başarıyla tamamlayan bir öğrenci, her üniversiteden bir tane olmak üzere iki ayrı diploma alır. Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı 4 yıl süreli olup öğrenciler birinci ve ikinci yıl öğrenimlerini İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesinde, üçüncü ve dördüncü yıl öğrenimlerini Fashion Institute of Technology (FIT)'de gerçekleştirmektedirler. Eğitim dili İngilizcedir. Bu programa da kabul edilen; fakat internet tabanlı TOEFL sınavından en az 80 puan veya PET sınavından en az 53 alamayan öğrenciler İngilizce Hazırlık Okulu’nda yoğun İngilizce eğitimi alacaklardır. Öğrenciler dil koşulunu sağlamadıkları sürece lisans programına başlayamazlar ve öğrencilere dil koşulunu sağlamaları için en fazla iki yıl verilir. Mezun olan öğrencilerin bir yıl A.B.D.’de çalışma izni bulunmaktadır. Mezunlar, tekstil ve hazırgiyim firmalarının pazarlama bölümlerinde çalışabilmektedirler. Tekstil Geliştirme ve Pazarlama Programı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci kabul edilmektedir. Daha fazla bilgi için:  www.uolp.itu.edu.tr.  

Prof. Dr. Cevza CANDAN kimdir?

Cevza Candan 1967 yılında Erzurum-Aşkale'de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamladı. 1988 yılında İ.T.Ü Makina Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nden birinci olarak mezun oldu ve aynı Bölümde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1990 yılında İ.T.Ü Fen Bilimleri Enistitüsü’nden Tekstil Yüksek Mühendisi ünvanını aldı. Ocak 1991'de Y.Ö.K bursuyla doktora yapmak üzere İngiltere'ye gitti. Leeds Üniversitesi Tekstil Endüstrileri Bölümü'nden Nisan 1995 yılında doktor ünvanını alarak yurda döndü ve İ.T.Ü Tekstil Mühendisliği Bölümü'nde çalışmalarına devam etti. Ekim 1995 yılında Y.Doç., Kasım 1997 yılında Doçent ve Nisan 2003 yılında Profesör ünvanlarını alan Cevza Candan halen bu Bölümde öğretim üyesi olarak çalışmakta ve örme teknolojileri ile moda yönetimi üzerine dersler vermektedir. İTÜ-FIT Moda Tasarımı Programı’nın da koordinatörlüğünü de sürdüren Cevza Candan, sanayii odaklı eğitim ve araştırma projelerinde de aktif görev almaktadır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Read More
Eğitim Eğitim

Marker Kalem İle Çizim Yapma Kılavuzu

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Marker kalem günümüzde birçok illüstrasyon sanatçısının ve tasarımcının başucunda bulundurduğu bir çizim malzemesi oldu.Kolay uygulama tekniklerine sahip olması ve renklendirmeyi diğer malzemelerden daha çabuk tamamlamaya olanak sağlaması markerların bu kadar çok tercih edilmesinin nedenlerinden.Marker tekniği birçok boyanın uygulama tekniğinden daha basit olsa da bu konuda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var.Bu yazıda kendi tecrübemden yola çıkarak, kısaca size marker kullanırken nelere dikkat etmeniz gerektiğinden ve bu teknikte nasıl uzmanlaşabileceğinizden bahsedeceğim.

Öncelikle Doğru Malzeme

Marker kalemler size çok canlı bir çizim yapma olanağı sağlar, ancak bu yalnızca doğru malzemeyi seçmekle mümkün olabilir. Bu kalemler çok yoğun boya verme kapasitesine sahiptir. Normal hamur resim kâğıtlarının emiciliği yüksek olduğundan boyayı çok hızlı emmeye başlarlar, bu yüzden siz daha çiziminizde istediğiniz ışık gölge için tek katı vurmayı bitirmeden çiziminizde katmanlı ve dalgalı bir görünüm oluşur. Aynı zamanda klasik resim kâğıtlarının pürüzlü dokusu ışığın yansımasını dağıttığından istenen parlak ve canlı görünüm marker kullanılmasına rağmen elde edilemez. Sorunumuzun çözümü ise oldukça basit: Marker kâğıdı kullanmak! Marker kâğıtları pürüzsüz ve kaygan bir yüzeye sahiptir, bu sayede boya katmanları birbiri içinde homojen dağılabilir. Sonuç ise harika bir ışık gölge dağılımıyla daha gerçekçi bir çizim…Piyasada çok çeşitli marker kalemler bulabilirsiniz. Ancak temelde markerlar uçlarına göre iki çeşide ayrılırlar: Kesik uçlu marker ve fırça uçlu marker. İki ucun da hem avantajı hem dezavantajı olabiliyor çizime göre. Kesik uçlu marker kalemler haliyle daha keskin hatlı geometrik çizimler için kullanım kolaylığı sağlarken, fırça uçlu olanlar ise genel ışık dağılımını daha homojen verebilmekte.  Uzmanlaştığınız takdirde bu iki kalemi de istediğiniz her türlü çizimde rahatça kullanabileceğinizin altını çizmek istiyoruz. Deneme yanılma ile hangisinin size daha uygun olduğunu keşfedebilirsiniz. Kalem ucundan bağımsız olarak markerlardaki en önemli ayrıntı boyanın kuruma veya kat yeme süresi.

Marker Çeşitleri İçin Ayrı Teknikler

Aslında bu tamamen çiziminizin mükemmel olmasındaki en önemli kriter. Burada iş hem size hem de markera düşüyor. Kimi markerlar siz bir sonraki kata geçmeye başlamadan kurumaya başlar, bu yüzden de olur da yanlışlıkla aynı yeri tekrar boyarsanız istemsiz yeni bir gölge oluşturmuş olursunuz. Bir diğer türde de siz kalemi kaldırmadan boyamaya devam ettiğiniz sürece boya homojen olarak dağılmaya devam eder, bu sayede siz istemeden yeni bir kat boyamış olmazsınız.

Markerla Nasıl Çizim Yapacağız

Üstte de yazdığımız gibi: Marker kullanımı aslında oldukça kolay ve çabuk. Bu sayede eğlenerek çok tekrar yapma olanağınız da fazla olacak...Markerla boyama tekniği sulu boya tekniğine çok benzer. İkisi arasındaki temel fark ise marker kullanırken su gerekmez J Sulu boya tekniğine benzemesinin sebebi tıpkı o teknikte olduğu gibi ışıktan gölgeye geçerken katman katman boya geçilmesi. Yani çiziminizdeki ışık ve gölgeyi belirlerken ışık alan bölgeleri belirledikten sonra gölge olacak kısımlar için gölge koyuluğuna göre tekrar kat geçersiniz. Bunu aynı Photoshopta boyama yaparken katman kullanmak gibi düşünebilirsiniz. Gölge istemediğiniz yerden tekrar markerla geçmemeye özen gösterin.Tam ışık ve tam gölge kısımların arasında mutlaka ara ışık ve gölge geçişleri için katman boyayın. Yani tam ışık için 1 kat marker geçtiyseniz ve tam gölge kısım için de 3 kat marker geçtiyseniz ikisinin arasındaki bölgeye de mutlaka 2 kat geçmiş olmalısınız, bu sayede daha gerçekçi bir geçiş ve boyama elde edersiniz.Katmanlar birbirine geçip kuruduktan sonra istediğiniz görüntüyü elde etmiş olacaksınız.  Genel olarak dikkat etmeniz gereken detaylar ise şunlar:

  • Yeni başlıyorsanız çizimdeki ışık-gölge kısımlarının sınırlarını çok hafif bir şekilde normal kalemle belirtin. Ancak çizginin üstünden hamur silgiyle geçerek çizginin görünürlüğünü seyreltmeyi unutmayın. Açık renklerin kapatıcılığı çok fazla olmadığından, sınır belirlemeyi açık renk uygulamalarında kullanmayın; kalem çizimi alttan görünecektir.
  • Yeni markerlarınızı mutlaka esas çizimde kullanmadan önce herhangi başka bir çizimde deneyin ve kuruma-dağılma karakterini inceleyin.
  • Ne çok yavaş ne çok hızlı boyamayın. Yavaş boyarsanız boyamada dalgalanma oluşur, hızlı boyarsanız eliniz alışık olmadığından taşırırsınız ve maalesef markerlar taşınca silinmiyor…
  • Çiziminizi renklendirmeden önce mutlaka üstüne hamur silgiyi hafifçe bastırıp çekerek (tüm çizime bunu uygulayın) üstteki kalem tozunu alın. Resim kalemleri dağılma özelliğine sahiptir, marker üstlerinden geçtiğinde hem markerınızın ucu kirlenir hem de çiziminizde istemeyeceğiniz renk dağılımları oluşur.
  • Marker kullanımında uzmanlaşana kadar yapacağınız boyamanın aslını gerçekleştirmeden önce fotokopisini alıp kopyalarının üstünde ışık gölge denemeleri yapın, bu sayede esas boyamada tereddüt yaşamazsınız.
  • Her bir renk için en az 2-3 ton almanız boyamayı daha verimli gerçekleştirmemizi sağlar.

  [instagram-feed] 

Read More

Ne Tasarımı Yapmak İstediğinize Nasıl Karar Verirsiniz?

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Okumak istediğiniz bölümün moda tasarımı olduğuna karar verdiniz veya sektöre atılmak istiyorsunuz. Moda tasarımı denilince aklımızda hep kadın kıyafetleri canlanıyor fakat moda tasarımının içinde birçok farklı dal var. Böyle olunca bir tasarımcı adayı için moda tasarımının hangi dalına yönelmek istediğini seçmek zor olabiliyor.Türkiye'deki üniversitelerde moda tasarım eğitimi genellikle Moda ve Tekstil Tasarımı adı altında genel bir eğitim olarak veriliyor. Fakat yurtdışındaki birçok okul artık genel bir tasarım eğitimi vermektense öğrencilerin ilgileri ve yeteneklerinin olduğu alan üzerine daha detaycı ama uzmanlaşmış bir eğitimi tercih ediyor. O zaman ister öğrenci , isterseniz de sektöre giriş yapmaya hazırlanan bir tasarımcı olun, modanın hangi alanında uzmanlaşmak istediğinizi ana hatlarıyla şöyle özetleyebiliriz.

Erkek Giyim Tasarımı

Son yıllarda erkek giyim tasarımı üzerine daha fazla tasarımcı yönelmeye başladı. Kadın giyimden farklı olarak daha kısıtlı bir alan erkek giyimi; istediğinizi tasarlamakta kadın giyimdeki kadar özgür değilsiniz. Kısıtlı bir alanda hem giyilebilir hem de özgün kıyafetler üretmek erkek giyimin en büyük zorluklarından. Erkek giyim tasarımı yapmak isteyenlerin ayrıca işin teknik kısmını da unutmaması gerekiyor. Özellikle daha klasik parçalar tasarlayacaksanız kalıp çıkarma ve dikiş konularından iyi anlamanız ve vaktinizin büyük bir kısmının bu gibi konularda uzmanlaşarak geçirmeniz gerekiyor. 

İç Giyim Tasarımı

Son 10 yılda iç giyim tasarımına yönelik ilgide büyük bir artış var. Birçok tüketici artık hazır giyim markalarından iç çamaşırı almak yerine daha özel, spesifik markalara yöneliyor.  İç giyim sektörü modanın hızlı temposunun nispeten biraz daha yavaş ilerlediği bir alan. İç çamaşırı yapacaksanız materyalleri iyi tanımanız gerekiyor ve iç giyim tasarımı markaları çoğu zaman mayo/bikini alanına da giriş yapıyor. İç çamaşırı tasarımının en büyük zorluğu ürünlerin kalıbının müşterilere tam oturmasını sağlamak. Ne de olsa kimse üzerine oturmayan bir sütyen almak istemez. Dış görünüş olduğu kadar konfor ve inovasyon da dikkat etmeniz gerekenlerden. Zira iç giyimde inovatif kumaşlar git gide önem kazanmaya başlıyorlar. 

Ayakkabı Tasarımı

Ayakkabı tasarımı, moda tasarımının içinde en ilgi çekenlerinden biri gibi görünebilir. Aslında bu hem yaratıcılığın hem de teknik bilgilerin buluştuğu bir alan. Ayakkabı tasarımı okuyacaksanız, diğer tasarım öğrencilerinin kullanmadığı birçok yeni makinayı kullanacaksınız demektir. Deri, bez, süet gibi malzemerle çalışmaya alışkın olmanız ve ergonomik açıdan da tasarımınızı yorumlayabiliyor olmanız gerekiyor. 

Çanta Tasarımı

Çanta tasarımına yönelecekseniz bol bol deriyle vakit geçirecekseniz demektir. Türkiye'deki yerel çanta markalarının çoğu nispeten küçük ölçekli atölyeler ile çalışıyor. Çanta tasarımında en önemli noktalardan birinin işçilik ve materyal olduğunu düşünürsek, bu alana yönelmek istiyorsanız stüdyolarda bolca vakit geçireceksiniz demektir. Ürünün özgün olması ve aynı zamanda da kullanım açısından pratik olması iyi çanta tasarımının kilit noktalarından. Bu konuya ilgiliyseniz bu yazımızı da mutlaka okuyun. Ayrıca bu konuda bir eğitim örneği incelemek isterseniz Polimoda'nın master programını buradan inceleyebilirsiniz.

Tekstil Tasarımı

Türkiye'deki üniversitelerde "Moda ve Tekstil Tasarımı" bölümlerinde öğrenciler moda tasarımı olduğu kadar tekstil tasarımı da görüyorlar. Aslında kumaş tasarımı olarak tanımlayabileceğimiz tekstil tasarımı, moda tasarımının temelini oluşturuyor. Tekstil tasarımında dokular, kumaşlar ve iplikler gibi kumaşı oluşturan yüzeyleri çok iyi tanımanız gerekiyor. Tekstil tasarımı okuyan birçok kişi zaman içinde moda tasarımına da geçiş yapabiliyor. Ne de olsa kumaş bir kıyafetin temelini oluşturuyor ve tekstil tasarımcıları kumaşa hakim oldukları için sektörde birçok avantaja sahip oluyorlar. 

Kostüm Tasarımı

moda tasarımıBölüm seçerken birçok öğrenci için kostüm tasarımı seçmek moda tasarımcısı olmaya giden yol gibi görünür. İki bölümün benzer birçok yanları olsa da farklılıkları da var. Kostüm tasarımcıları tiyatro, film, eğlence ve müzik sektörlerinde çalışırlar. Kostüm tasarımcıları bazı tiyatro, televizyon topluluklarına bağlı çalışsalar da freelance çalışanları da çoktur. Kostüm tasarımcısı olarak çalışacaksanız, tasarımınız tasarlayacağınız konsept ile sınırlı olduğunu bilmeniz gerekiyor. Moda tasarımcıları, kostüm tasarımcılarına göre çoğu zaman tasarım anlamında daha özgürlerdir ama kostüm tasarımını da bir nevi sanat olarak nitelemek mümkündür.Kısacası tasarım eğitimi alacaksanız hem bu alandaki farklı eğitim seçeneklerine hem de bu sektörlerdeki iş olanaklarına bakmanızı ve kendi tutkularınızı da göz önünde bulundurarak en severek çalışacağınız branşı belirlemenizi öneririz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Read More

Moda Tasarımına Giriş Yetenek Sınavı Hakkında Merak Ettikleriniz

[vc_row][vc_column][thb_gap height="20"][vc_column_text]Üniversitede moda tasarımı okumak isteyen bir öğrencinin hazırlık aşamasında en çok kafasına takılan konudur yetenek sınavı. Nasıl başvurulur, neleri kapsar gibi hem çok yanıtlanmayan hem de kişiyi tedirgin eden soruları tüm adaylar hazırlanma sürecinde mutlaka kendilerine sormuşlardır.Türkiye'de birçok üniversitenin moda tasarım bölümü öğrencilerini YGS sınavının sonrası yetenek sınavı ile kabul ediyor. Üniversite giriş sınavı sonrası başlayan bu süreçte her üniversite kendi sınavını uygulasa ve bunlar farklılıklar gösterse de yetenek sınavlarının işleyişi büyük ölçüde benzerlik göstermekte. Yetenek sınavı hazırlık kılavuzu örneği için tıklayın.Başvuru sürecinizden, sınavın farklı aşamalarına kadar moda tasarımı yetenek sınavıyla ilgili bu çok merak edilen süreci şöyle özetleyebiliriz.

Başvuru Süreci

Yetenek sınavlarına girmek isteyen adayların ilk yapması gereken üniversite giriş sınavı sonrasında okulların internet sitelerini düzenli takip ederek ve okullara telefon ederek sınavların günlerini öğrenmek. Yetenek sınavlarına kayıt yaptırabilmek için okulların ön koşulu YGS sonuç belgeniz ve vesikalık fotoğrafları hazır bulundurmak.Bazı okullar sınava kayıt için cüzzi bir miktarda ön kayıt ücreti de alıyorlar. Birçok okulun ön kaydı internet üzerinden yapılmakta ama yine de başvurmak istediğiniz her okulu araştırmanız gerekiyor.Her üniversitenin kendi sınavı olduğu için, farklı okulların sınavları da kendi içlerinde farklılık gösteriyor; o yüzden tüm sınavları bir saymak mümkün değil. Moda tasarım bölümü için yetenek sınavı genelde iki ve bazı okullarda da üç aşamadan oluşuyor. 

İlk Aşama Çizim

Yetenek sınavının ilk aşaması olan çizim kısmında amaç öğrencinin algısı, görsel yeteneği ve yaratıcılığını test etmektir.  Bazı üniversitelerde çizim kısmı iki aşamalı olarak yapılır. Örneğin ilk kısımda sizden karakalem bir model veya objeyi resmetmenizi isterken ikinci kısmında ise hayalinizden bir çizim yapmanızı isteyebilirler. Bazı okullarda ise sadece bir aşamalı olarak yapılır. İstenilen kompozisyonlar ve tekniklerin okuldan okula farklılık göstermesi çok normaldir.Çizim sınavında bazı okullar malzemeleri öğrencilere temin ederken, bazıları ise öğrencilerin getirmesini ister. Sınava gireceğiniz okulda hangisi olduğunu mutlaka önceden araştırın. Çizim sınavında öğrenciler teknik, estetik, yaratıcılık, kompozisyon, perspektif ve oran-orantı gibi kriterler üzerinden puanlanırlar. 

Mülakat

Birçok okulda çizim sınavının ertesinde bir sözlü mülakat olur. Mülakat öğrencinin kendini bölümdeki hocalara tanıttığı, neden bu bölümü okumak istediği, tasarım ve sanata olan ilgisini anlattığı, ilham kaynaklarından bahsettiği ve kendi sanatsal geçmişi ve bu bölüme neler katabileceği gibi konulardan bahsettiği bir süreçtir.Mülakatta bölüm başkanı, okuldaki bir kaç hoca ve bazı durumlarda dekan bile girebilir. Bu aşamadaki asıl amaç öğrenciyi tanıyıp, okumak istediği branşa ne kadar ilgisi olup olmadığını anlamaktır.  Mülakat aşamasındaki en önemli ipucu açık sözlü olmak ve kendinizi iyi ifade etmektir, kafanızda sorular varsa karşınızdakine sormaktan çekinmeyin.

Portfolyo

Portfolyo süreciBazı okullar mülakat sırasında öğrencilerden daha önceden hazırlamış oldukları bir portfolyo da görmek isterler. Kimi okullarda ise portfolyo mülakat sırasında değil ama öncesi veya sonrasında başka bir eleme kriteri olarak okula teslim edilir.  Portfolyoda öğrencinin sadece modaya değil aynı zamanda sanat ve tasarıma bakış açısına bakılır. Öğrencinin çizim kabiliyetinin yanı sıra yaratıcılığı, bir fikri alıp geliştirebildiğini görmek, farklı malzemeleri ve teknikleri bir arada kullanabildiğini görmek aranılan özellikler arasındadır.yetenek sınavıTıpkı çizim sınavında olduğu gibi portfolyoda da aranılan kriterler  okuldan okula farklılık gösteriyor. Okullara başvurunuzu yapmadan önce tek tek ilgilendiğiniz tüm okulları arayarak portfolyoda özellikle istedikleri bir çalışma var mı ve yaklaşık kaç parça istediklerini öğrenmeniz gerekiyor.  Portfolyo kısmı çoğu zaman mülakkatla birlikte olsa da bazı okullar mülakat sonrası portfolyonuzu bir portfolyo dosyası içinde toplamanızı ister. Her parçanızın tek tek etiketlenmiş ve adınıza imzalanmış olduğunu kontrol ettikten sonra okula değerlendirmeleri için bırakmanız gerekebilir. Portfolyo değerlendirme süreçlerinde genelde işlerinizi bıraktığınız günün akşamı geri alırsınız. Tıpkı portfolyodaki işlerinizin kalitesi kadar sunumunuz da önemli. Düzenli ve özenilmiş bir sunum sizi bir sıfır önde başlatacaktır.Yetenek sınavlarına hazırlanmak için birçok şehirde kurslar ve atölyeler bulunmakta.  Sınava hazırlanırken pek çok adayın yaptığı en büyük yanlış kendini sadece çizim ve moda alanında geliştirmenin yeterli olacağını sanmak. Belki kısa vadede bu geçerli olabilir ama okul yıllarınızda kendinizi sanat ve tasarımın farklı branşlarında geliştirmek hem çalışmalarınızda hem de ilerki iş hayatınızda sizi öne çıkaracaktır.

  •  Türkiye'de moda tasarım bölümü olan üniversiteleri okumak için tıklayınız. 
  • Türkiye'deki moda tasarım kurslarına bakmak için tıklayınız.

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

Read More

İl İl Türkiye'nin Moda Tasarım Kursları

Türkiye'de bulunan moda tasarımı kurslarını modakariyeri.com'da listeledik

Read More
moda eğitimi Guest User moda eğitimi Guest User

Londra'da Moda Okumak: London College of Fashion

İngiltere'nin en önemli moda okullarından olan London College of Fashion'ı mezunlarından Eda Binark tarafından daha yakından tanımaya ne dersiniz?

London College of Fashion-Lcf-, İngiltere'de Central Saint Martins ve Royal College of Art'la birlikte ülke içindeki en söz sahibi moda bölümlerine sahip okullardan.  2008 yılında Foundation okumakla başladığım London College of Fashion'da, daha sonra sırayla Fashion Design& Development lisans programı, Fashion Management Graduate Diploma programı ve son olarak da Strategic Fashion Management yüksek lisans programını tamamladım. Lcf ve moda okumakla ilgili kendi deneyimlerimi aşağıdaki gibi özetleyebilirim.

 

Kampüs

Lcf, Londranın tam merkezinde 5 farklı yere konumlanmış bir üniversitedir. Lcf’te kampüs hayatı beklemeyin, okul şehrin 5 farklı yerine konumlanmış binalardan oluşmaktadır, okulun yurtları da şehrin 7 farklı noktasına dağılmış şekilde; yani Amerikan üniversitelerinde olduğu gibi hayatınızı okulun kampüsü içinde geçirmiyorsunuz. Londra’da çok eğlenceli ve büyük bir şehir olduğu için okuldaki herkes ders bitince kendi hayatına dönüyor. 

Foundation öğrencileri başka bir binada, tasarım öğrencileri başka, business ve kozmetik öğrencileri için 2 ayrı bina ve son olarak da medya ve gazetecilik öğrencileri içinse ayrı bir bina bulunmakta.

 

London College of Fashion, diğer 5 okul ile birlikte University of the Arts London’ın parçası. University of the Arts London’a dahil olan diğer okullar ise Central Saint Martins, London College of Communication, Wimbledon College of Art&Design, Camberwell College of Art & Design ve Chelsea College of Art& Design. Bu okulların hepsi birbiriyle kardeş okul gibi yönetiliyor. Tek bir kimlik kartıyla hepsinin kampüsü ve kütüphanesinden faydalanabiliyorsunuz. 

                                                Lcf Oxford Street Kampüsü Terası

İngiliz Eğitim Sistemi

-İngiltere’de üniversiteler 3 sömestr, Eylül- Aralık kış dönemi; Ocak-Mart bahar dönemi; Nisan-Temmuz yaz dönemi. Her dönem farklı dersler alıp, dönem sonunda her dersle ilgili geçmek için proje yapmanız şart. London College of Fashion’da sınav sistemi yoktur. Her bölüm/ders bir çok farklı proje odaklıdır- projelerinizle dersleri geçersiniz.

-İngiltere’de üniversiteler 3 senelik ama çoğu okul 3 seneye girmeden önce bir Foundation yani bir çeşit hazırlık yılı okumanızı istiyorlar. London College of Fashion için ise tüm lisans bölümlerine kabul almadan önce Foundation Diploma in Art& Design adlı bölümü iyi bir not ortalamasıyla bitirmek şart. 

-Foundation denilen sene 1 senelik bir çeşit tasarıma giriş, sanata giriş gibi temel resim ve sanat eğitimi aldığınız bir sene. Türkiye ve yurtdışındaki üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültelerinde 1. sınıfta aldığınız dersleri, İngiltere’de Foundation’da alıyorsunuz. Bu seneyi başarılı bir şekilde bitirmeniz Lcf’te bir lisans programında yerinizin garanti olduğu anlamına gelmiyor. Okulda okurken yeniden bir portfolyo hazırlayıp, referanslarınızı toplayıp istediğiniz bölüme başvurmanız gerekiyor.

Foundation biraz lise sistemi gibidir, haftanın 5 günü sabah 9’da başlamak üzere akşam 4:30’a kadar derslere girer, haftasonu da tatil yaparsınız.Foundation çok rekabetli bir sene, herkes bir lisans programına girmeye çalışıp bir nevi birbirinin rakibi olduğu için yakın dostluklar beklemeyin; bol rekabet, kıskançlık dolu stresli bir sene.

Tüm Lcf deneyimim de söyleyebilirim ki resim ve çizim yeteneğinin en önemli olduğu ve ön plana çıktığı yıl Foundation’dı. 

İngiliz eğitim sistemi öğrencinin kendi araştırıp, deneyip yanılarak öğrenmesini hedefler yani tüm bilgileri ders sırasında hoca tarafından öğreneceğinizi sanmayın. 

Lcf’te okurken ister business, ister tasarım sınıf arkadaşlarımın hepsi açık görüşlü, araştırmayı ve sanat/modayı takip eden insanlardı. Her hangi bir sanat galerisine gitme fikri hepsine keyif verirken, kitap okuma, müze gezme gibi eylemler gündelik hayatlarının bir parçasıydılar. Lcf özellikle moda dışında da ne okuyorsanız okuyun sanat, mimari gibi alanlarda kendinizi geliştirmenize çok önem verir. Foundation öğrencisiyken her hafta şehirdeki bir sergi/galeri/ müze gezmemiz ve gezdikten sonra sergi hakkındaki fikirlerimizi Reflective Journal diye bir deftere yazmamız zorunluydu. Bu defterler her ay toplanır tutor diye adlandırılan hocalarımız tarafından kontrol edilirdi. 

Okulda Hayat

 

Lcf'de öğrenci olacaksanız öncelikle topluluk önünde rahatça konuşabilmeniz gerekiyor. Yaptıklarınız, fikirleriniz ve düşüncelerinizi topluluk içinde anlatmaktan çekinmemeniz lazım  çünkü sürekli sayısı 20 ile 150 kişi arası değişen grupların önüne çıkıp sıklıkla sunum yapmanız gerekiyor. Foundation yılında bir hocamın söylediği gibi " Eğer fikirlerin/ isin hakkında rahat konusamıyorsanız branş değiştirin. Modada utangaç insanlara yer yok"

 

Eleştirileri kişisel olarak algılamamanız çok önemli. Özellikle tasarım okurken hepimiz  ağır bir şekilde tüm sınıfın önünde hocalarımız tarafından eleştirildik. Bu yaptıkların rezalet, çöp diyip atan hocanın tepkisine ağlamamanız gerektiğini, kendinizi geliştirmeniz gerektiğini zaman içinde öğreniyorsunuz. 

 

Lcf derse devamlılık konusunda çok katıdır. Devam oranınız yüzde 80’inaltına düşerse evinize kağıt gönderiyorlar, 3. kağıtta vizeniz iptal olup, okuldan atılıyorsunuz. Derslerin hepsinde yoklama var ve yoklamalar öğrenciler birbirinin adına imza atmasın diye yazılı değil hoca tarafından sesli yapılıyor. Hocalar tüm öğrencileri tanıyor. 

Hocalar aslında yardımseverler. Eğer siz derslere eksiksiz katılan, ödevleri yapan, soru soran, derse katılımcı bir öğrenciyseniz size boş zamanlarında fikir vermek, yardım etmekten mutluluk duyarlar ama katılımınız düşük, istenilen görevleri yapmayan biriyseniz hocaya atıcağınız bir soru e-postasında ‘Eğer bunu merak ediyorsan, o derse katılsaydın, senin sorunun’ adlı bir cevapla karşılaşmanız olası. 

 Lcf’te hocalara ismiyle sesleniyorsunuz. Sizden yaşça büyük rektöre bile Mr veya Professor derseniz size garip garip bakarlar. 

Her derste mutlaka en az 3 öğrenci sunum yapar.

Lcf’te gerçekten de dünyanın dört bir yanından insan var. Master sınıfımda Çinli, Rus, Amerikalı, Fransız, Senegalli, Yunanlı, Hintli gibi dünyanın dört bir yanından insanlar vardı. 

Lcf’te bir projeden geçer not alamazsanız Referral diye adlandırılan yani o projeyi tekrardan yapmanız gereken bir uyarı alıyorsunuz. Size yaklaşık 1.5-2 ay sunuluyor yeniden yapmanız için; eğer 2. tesliminizde yine geçer not alamazsanız, o seneyi tekrarlamak durumundasınız veya Master öğrencisiyseniz mezun olamayıp, tekrardan tüm Master derslerini vermek zorunda kalıyorsunuz

 Lcf’te nerdeyse her hafta bir konuk konuşmacı geliyor. Jimmy Choo’dan, editörlere, üst düzey satın almacılara ve moda fotoğrafcılarına  kadar tüm öğrencilerin bu konuşmalara katılması tavsiye ediliyor. 

 

Lcf bir moda okulu olduğu için modanın her alanıyla ilgili bir lisans/ yüksek lisans bölümü mevcut.  Ben lisansta Fashion Design&Development okudum. Daha çok hazır giyim sektörüne yönelik moda tasarım ama sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir hazır giyim markalarıyla ilgili bir çok proje de yapıldı. Yaratıcılık ile ilgili derslerin yanı sıra oldukça teknik dersler de alıyorsunuz: Kalıp çıkarma, dikiş, drapaj, farklı makinaları kullanma, ütü bol bol karşınıza çıkanlardan. 

 

      Tasarım Okumak

-Tasarım okuyacaksanız sketchbook’a alışsanız iyi ederseniz. Yaklaşık 4 yıl boyunca sayısız kere sketchbook hazırlayacak ve her gün bu kelimeyi duyacaksınız. 

Tasarım okumanın ekstradan bir çok maliyeti oluyor. Sketchbooklar, kumaşlar, resim malzemeleri - özellikle de final koleksiyonunuzu hazırlarken kumaşa verdiğiniz paraya şaşırabilirsiniz.

Lcf’te bir çok bölüme bağlı olarak bir çok farklı tipten öğrenci var. Modaya tutku duyup dikiş dikmekten keyif alan ama tasarıma, yeni şeyler üretmek konusu benlik değil diyenler Lisans Bespoke Tailoring bölümüne yönlenirken, Çizim yapmak istiyorum ama dikiş dikmek istemiyorum diyenler ise Fashion İllustration bölümüne yönlendiriliyor.

Türkiye’de sanılanın aksine, London College of Fashion Moda Tasarımı okurken çizimin çok da önemli olmadığını düşünür. Lcf’e göre bir tasarımcının harika resim yapmasının, çok güzel portre çizmesinin bir anlamı yok. Hem modaya ilgi duyan hem de harika çizim yapanları ise zaten Fashion İllustration adlı bölüme yönlendirir. Lcf bir tasarımcının çizim yapmasının sadece fikirlerini kağıda geçirebilmek açısından önem taşıdığı düşünür. Lcf e göre önemli olan çizimin ne kadar güzel olup olmadığı değil, kişinin ne kadar yaratıcı olduğudur ve bir şeyden ilham alıp ona farklı şeyler katıp fikirleri geliştirip geliştiremediğidir. 

Tasarım okurken bol bol “design critic” adlı derse girersiniz. Bir masada sınıf arkadaşlarınız ve hocalarınızın oturduğu bir yerde herkes tek tek kendi projesini, ilham kaynaklarını ve çizimlerini gösterir. Saçmalamaktan korkmayın ama eleştiriye de açık olun. 

Moda Yönetimi/ Moda Pazarlaması Okumak

Yüksek lisansa girmeden önce iş deneyimim yeteri kadar uzun olmadığından ve lisansta tasarım okuduğumdan bir sene Graduate Diploma in Fashion Management- GD- diye yüksek lisansa hazırlayan bir sene okudum.  GD sınıfımda, arkadaşlarımın hepsi lisansta tasarım, hukuk, mühendislik gibi branşlar okumuş ama moda sektörünün business kısmında çalışmak isteyen insanlardı. Graduate Diploma size marketing nedir, moda endüstrisi nedirden başlayarak modanın business kısmına giriş kısmını yogun bir programla bir senede veriyor. 

Graduate Diplomadan sonra yüksek lisans daha farklı bir sistemle işliyor ve süresi daha uzun. Graduate Diplomada Visual Merchandisingden, Marketing’e kadar daha genel ama daha basit seviyede bir eğitim alıyorsunuz. Masterlar ise daha konusunda uzman ve daha detaycı gelişmiş bir eğitim veriyor. Örnek vermem gerekirse GD marketingin tanımını yapmaktan başlatırken, yüksek lisans ise  bazı teorileri ve temel bilgileri bildiğinizi varsayarak yenilerine odaklanıyor. 

Moda yönetimi/pazarlama okurken, hoca size önümüzdeki derste konunun ne olacağını söyler, okunması gereken case study’i, cevaplanacak önemli soruları e-posta atar, kitaplarda okumanız gereken bölümleri belirtip, bir sonraki derste kimlerin o konuyla ilgili sunum yapacağını söyler. Derse istenilenleri yapmadan gelirseniz konuyu anlamanız çok zor olacaktır. 

Moda tasarımı okurken bitirmek için bir koleksiyon hazırlamanız gerekiyor. Graduate Diploma'da bir yarı tez yazıyorsunuz, yüksek lisans da ise ister pratik odaklı bir tez istersenizse teorik odaklı bir tez yazmanız gerekiyor. Graduate Diploma'da benim tez konum duyulara dayalı marketingdi- özellikle de perakendede koku duyusuna odaklanmıştım. Yüksek Lisans tezimde ise hazır giyim markaları ve Youtube arasındaki ilişkiyi araştırmıştım. 

Benim Lcf deneyimlerim kısaca böyleyken, hazır üniversite tercih döneminde University of the Arts London'ın son sınıf öğrencilerine sorarak çektiği " Üniversiteye yeniden başlayacak olsanız kendinize ne önerisi verirsiniz?" videosunu aşağıda sizlere ekliyoruz.

 

 

Read More