Mutlaka Okumanız Gereken Moda Dergileri
Sosyal medyanın hayatımızı ele geçirdiği bu dönemde belki siz de düzenli olarak dergi takip etmeyi bırakanlardan olabilirsiniz. Fakat dergi okumanın, notlar almanın, yeri geldiğinde size ilham veren sayfayı yanınızda taşımanın yaşattığı hazzı kolay kolay başka bir şeyle değişemezsiniz.İşte bu yüzden sadece fotoğraflarını karıştırıp geçmemenizi tavsiye ettiğimiz, moda sektörüyle ilgilenenlerinlerin okuması gereken 10 dergiyi sıraladık.
Vogue
Moda dergilerinin kutsal kitabı kabul edilen Vogue, kuşkusuz dünyanın en çok bilinen ve en etkili dergisi. Dünyada 22 ülkede çıkarılan Vogue, gerek tarih boyunca moda dünyasına etkisi, gerekse günümüzdeki konumuyla yolu modayla kesişen veya kesişmesini isteyen herkesin okuması gereken dergilerin başında geliyor. Tüm dünyadaki Vogue'lar içinde en etkilileri Amerikan, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Japon Vogue'u gösterilirken, Vogue Türkiye'nin yanında diğer ülkelerin Vogue'larına da göz atmanızı öneririz.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Dazed
Eski adıyla Dazed& Confused olarak bilinen Dazed, 1991 yılında Jefferson Hack tarafından kurulmuş bir İngiliz moda, müzik, film ve sanat dergisi. İnternet sitesindeki birbirinden ilginç makalelere her gün bakmadan yapamadığımız Dazed, birbirinden özgün editorial'ları ve asi ruhuyla moda ekosistemine eleştirel bir açıdan yaklaşan ender dergilerden. Yaz başında İst Festival 2016 kapsamında konusmacı olan Jefferson Hack, moda ve dergicilik ile ilgili ilginç görüşlerde bulunmuştu. Bu Festivali okumak için tıklayınız.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Nylon
1999 yılında kurulan Amerikan dergisi Nylon'un yer verdiği tek konu moda olmasa da, ağırlıklı olarak modayla bağlantılı içerik oluşturan dergilerden. Dergide müzik, popüler kültür, feminizm gibi konulara da ağırlık veren Nylon her zaman daha alternatif, daha isyankar ve sorgulayan bir bakış açısı izliyor. Nylon dergisi daha çok genç bir kitleye hitap ediyor gibi görünebilir ancak sokak modası, modanın dinamik yüzü ve sınırsızlık üzerine bilgi edinmek isteyen herkes için kapağı kaldırıp okunası bir kaynak.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Vestoj
Yılda bir çıkan Vestoj, moda dünyasının en entellektüel dergisidir desek yalan olmaz. Vestoj analitik ve teorik bakış açısıyla moda dünyasında bir konuyu irdelediği sayılarıyla neredeyse bir koleksiyon parçası tadında. Modaya sosyolojik ve felsefi yönden bakan bu dergi London School of Fashion sponsorluğunda çıkıyor. Şu ana kadarki sayıları arasında Moda ve Güç, Yavaşlık, Başarısızlık, Özgünlük gibi konu başlıkları yer alıyor. Vestoj'un 9 numaralı son sayısının başlığı ise "Sermaye".
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
The Gentlewoman
Dergilerin her ne kadar kapakları tarafından yargılanmasını sevmesek de, The Gentlewoman'ı görür görmez eminim hepimizin aklına ne kadar da güzel bir coffee table book olacağı gelir. The Gentlewoman bir coffeetable book'dan çok daha öteye gidiyor; Tilda Swinton, Yoko Ono, Adele gibi isimlerin kapak olduğu dergi, modayı kadınlar perspektifinden ve entellektüel bir açıdan ele alan nadir dergilerden. Kapağındaki güzel görselden çok daha fazlasını sunuyor The Gentlewoman.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Love Magazine
Bağımlısı olacağınız bir dergi Love Magazine. İngiltere çıkışlı olan bu dergi moda ve popüler kültüre alternatif ve eğlenceli bir şekilde yaklaşmasıyla dikkatimizi çekiyor. Hafif Nylon magazin etkisi hissettiğiniz dergi eğlenceli, bol renkli ve kaliteli içerikleriyle mutlaka elinizin altında bulundurmanız gerekenlerden.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
Another Magazine
2001 yılında kurulan Another Magazine sadece yılda 2 kere çıkan bir moda ve kültür dergisi. Another Magazine moda, tasarım ve popüler kültür hakkında derinlemesine yazılmış makaleler bulabileceğiniz bir internet sitesine de sahip. Bu dergiyi sevmemizdeki başlıca sebeplerden biri de hem gündem konularına alternatif bir bakış açısı getirmesi, hem de moda dünyasında çok bahsedilmeyenleri cesur bir şekilde kaleme alması.
Dergiyi online olarak keşfetmek için tıklayın.
i-D Magazine
1980'lerde Londra sokak modasına odaklanan bir fanzine olarak doğan i-D dergisi 30 yıldır sadece modanın değil, müzik, sanat, film dünyasının ve tüm yaratıcı sektörlerin nabzını tutuyor. Kendine has özgür duruşu ve genç yetenekleri keşfetmesiyle ünlü bir dergi i-D. Juergen Teller ve Craig McDean kariyerlerine i-D ile başlamış başarılı isimlerden sadece ikisi. Madonna, Kanye West, Raf Simons, Grace Coddington, Karl Lagerfeld, Kate Moss, Naomi Campbell, Selena Gomez, Victoria Beckham gibi isimler de i-D'nin kapağına çıkan bazı ünlüler.Dergiyi keşfetmek için tıklayın.
Self Service
25. yılını 2019'da kutlayan ve 51. sayısını çıkaran Self Service dergisi Paris'te kuruldu. Derginin kurucularından Ezra Petronio o yıllardan bahsederken "Sevdiğim bir dergiyi satın almak için Paris'in en uzak ucuna gitmem gerekirdi. Bilgi hep emek gerektirirdi." diyor. Paolo Roversi ve David Sims gibi isimlerle çalışan, kapağında sayısız ünlü isme yer veren, moda ve popüler kültürü cesur seçimlerle yansıtan bu dergi yılda iki kere çıkıyor. Sitesindeki "Daily obsessions" bölümü ise favorimiz.Dergiyi keşfetmek için tıkla.
Hero
Listeye bir erkek dergisi eklemeden olmaz. Hero Nisan ve Ekim aylarında çıkan bir stil dergisi. Editoryal yanı çok kuvvetli olan Hero, tam bir görsel hikaye anlatıcısı diyebiliriz. İngilizce, Japonca ve Çince basılan Hero, toplam 300 sayfasıyla erkek modasını sevenler için arşivlik bir değer taşıyor.Dergiyi keşfetmek için tıkla. [instagram-feed]
Moda Severlere Ilham Kaynağı Olan Filmler
Moda filmleri festivali başlamak üzere...peki moda ikonları yaratan filmleri hatırlıyor musunuz?
Hazır hafta sonu İstanbul Moda Filmleri Festivali varken; biz de moda ve film ilişkisini inceleyelim dedik.İşte modaya damgasını vurmuş,hatta kendi modasını yaratmış, tasarımcıların hala ilham aldığı ikonik filmler ve karakterler:
1. Breakfast at Tiffany’s – Audrey Hepburn
O kadar ikonik ki kendine ait Wikipedia sayfası bile var! Audrey’nin sarı taksiden inip ; Givenchy’si içindeTiffany’nin vitrinine hayran hayran bakmaya başladığı andan itibaren küçük siyah elbise ile aşk yaşamaya başladık. Audrey ve Givenchy 1954’te Sabrina’nın setinde tanışıp işbirliği yapmaya başladılar; ta ki ölüm onları ayırana kadar. Givenchy daha sonralarda Telegraph’a yaptığı açıklamada “bizimki bir tür evlilik gibi” diye bahsedecekti. Bu arada küçük siyah elbisenin “küçük” hiçbirşeyi yok; Hollywood’da Dior’un New Look’undan sonra bambaşka bir modern ikon doğmuş oldu.
2. The Misfits – Marilyn Monroe
Monroe ekranda jeanle boy gösteren ilk Hollywood starlarından biriydi- ama öyle sıradan bir jean değil; Levi’s. Mom jeans tekrar moda oldu olmasına ama; ilk olarak onu klasik bir gömlekle kombinleyen kişi Marilyn’den başkası değildi. O her zaman bir jean ikonu olarak kalacak.
3. Annie Hall – Diane Keaton
Ismarlama dikimin sportif stille birlikteliği ilk olarak 1977 yapımı bu klasikte görüldü ve androjen giyimde büyük bir trendin kıvılcımı oldu. Nerdeyse 40 yıl sonra hala Annie’nin stilini kopyalıyoruz. Yelekler, yüksek bel pantolonlar, gösterişli kravatlar ve melon şapkalar. Diane’in başarılı stilinin bir diğer sırrı da gerçek hayatta da böyle giyinmesiydi. “Then Again” isimli kitabında şöyle yazdı: “ Giyindiğim herşeyi Soho’da sokaktaki havalı ve tarz giyinen kadınlardan esinlendim. Annie’nin haki pantolonu, yeleği ve kravatı tamamen onlardan esinlenildi”
4. The Great Gatsby – Mia Farrow
Bu filmde Mia Farrow’un tarsi F.Scott Fitzgerald’ın romanındaki tarifsiz ruhla birebir örtüştü. Kostüm Tasarımcısı Theoni V. Aldredge’ın çizdiği stil, Ralph Lauren’in de yardımıyla, her parçayı zamansızlaştırdı. Herkes hem fikir olmalı ki film En iyi Kostüm Tasarımı ödülü aldı.
5. Atonement – Keira Knightley
Keira’nın bu zümrüt yeşili efsane ilk elbisesi 1930’ların rüyasından yapılmaydı. Jacqueline Durran tarafından tasarlanan elbise, film gösterildiğinden beri tüm zamanların en iyi film kostümü olarak oylanıyor. Nedenini anlamak zor değil. Muhteşem kumaş, kusursuz kesim ve unutulmaz kütüphane sahnesi elbiseyi herkesin favorisi yapmak için yeterli.
6. Gone With The Wind – Vivien Leigh
Vivien’in giydiği bu inanılmaz derecede süslü, yere kadar uzun, kasnak etekli kostüm 1939 yapımı filmde hem Vivien hem de canlandırdığı karakter Scarlett’la birlikte ikonikleşti. Filmin kostüm tasarımcısı olan Walter Plunkett; aynı zamanda“Singin’ in the Rain” ve “An American in Paris” filmlerinin de kostümlerini yaptı. Plunkett kariyeri boyunca 50’den fazla ana karakter ve 100 yan rol için, 5000’den fazla parça tasarladı.
7. Gilda – Rita Hayworth
Jessica Rabbit’in Gilda’dan sonra kendi stilini yaratmasının bir nedeni var. Rita’nın striptiz performansında giydiği siyah elbise onu tüm zamanların en gösterişli film yıldızlarından biri yaptı.Rita bunu , Marilyn Monroe’nun John F.Kennedy’nin 1962 yılındaki doğum gününde şarkı söylerken giydiği elbise de dahil olmak üzere bir sürü ikonik elbise tasarlayan kostüm tasarımcısı Jean Louis’e borçlu.
8. Rear Window – Grace Kelly
Grace’in eteği ve incileri kraliyet zerafetinin kanıtı. Kostüm tasarımcısı Edith Head ve Grace söylentilere gore film için kostümleri beraber tasarladı. Siyah kadife ve beyaz tül elbise Edith’in en mükemmel kreasyonlarına örnek gösterilebilir.
9. Desperately Seeking Susan – Madonna
Madonna’nın tuhaf ; ikinci el dükkanına ait gibi görünen stili filmin çıkışından sonra 80’lerin modasına damgasını vurdu. Söylentiye gore, Madonna’nın rolü almasında, oyunculuk yeteneğinden çok kişisel stili etkiliydi. Filmdeki stili Madonna’nın “Like a Virgin” videosundaki stilinin devamı gibi: kat kat giyilmiş üst, dini takılar, parmakları kesik eldiven, kahkül, deri ceket ve yırtık tayt.
10. Basic Instinct – Sharon Stone
Sharon’ın vücudunu saran beyaz elbisesi, onu donuk,sarışın kötü kadına çevirdi. Kostüm tasarımcısı Ellen Mirojnick, bu tasarımla modern femme fatale’i yarattı.
11. Bonnie and Clyde – Faye Dunaway
Faye Dunaway’in bere, kemerli palto ve trikolardan oluşan depresyon dönemi gardrobu , seksapeli yansıttı. Kostüm tasarımcısı Theadora Van Runkle, bu görünüşü şahesere döndürdü.30’ları çağrıştıran ruhun, 60’ların temiz çizgileriyle birleşimi sonrası, Dunaway’in harika boyun bağları ve midi etekleri hala podyumlara ilham veriyor.
12. Almost Famous – Kate Hudson
Penny Lane’in 70ler esintili gardrobu , tüm groupie kızların taklit ettiği bir tarza dönüştü. Filmin kostümleriyle ilgili ne olağanüstü değil ki? Gözlükleri, Meksika tarsi bluzleri, süet, ispanyol paça denim ve kimonolar. Filmdeki içi kürklü suet kabana hala arzu nesnesi.
13. The Royal Tenenbaums – Gwyneth Paltrow
Cadılar Bayramı’nda Margot olmayan kaldı mı? Gwyneth, Margot Tenenbaum olarak 2001’deki dönüşünden sonra, kürk kabanı ve bob modeli saçlarıyla ikonlaştı. Wes Anderson’ın vizyonu hala herkesin favorisi. Filmin kostüm tasarımcısı, Karen Patch’e gore Margot’nun stili Peter Sellers’in “The World of Henry Orient” filminden esinlenildi. Karen, vizon bir palto çizip Fendi’ye gönderdi. Bass loaferlar ve Hermes çanta görüntüyü tamamladı.Kaynak: www.marieclaire.co.uk
İzlemeniz Gereken 10 Moda Belgeseli
Havalar soğumaya başladı, tam film zamanı. Biz de sizlere keyifli bir haftasonu için moda dünyasının en başarılı insanlarının hayatına göz atabileceğiniz bir belgesel listesi hazırladık.
Moda ile ilgilenen herkesin mutlaka izlemesi gereken 10 moda belgeselini bu yazıda derledik. Eğer moda belgeseli izlemeyi seviyorsanız bunlara da bir göz atın:
10. Bill Cunningham New York
Bill Cunningham’ı anlatmak için fotoğrafçı demek yetersiz. O bir mükemmelliyetçi, vizyoner, başına buyruk ve onca kalabalığa rağmen yalnız. Sokak stilini yaratan, mavi önlüğüyle binlerce kareyi sonsuzluğa bir doktor edasıyla kavuşturan bir sanatçı. Belgeselde, Bill Cunningham’ın bisikletinin tepesinde Manhattan sokaklarındaki bir gününün nasıl geçtiğini, Carnegie Hall’deki dairesini ,moda dünyasıyla ilgili görüşlerini ve ünlülerin onu anlatımını izleyebilirsiniz. Kaçırılmaması gereken, eğlenceli bir belgesel.
9. IRIS
O bir moda ikonu. O moda dünyasının görüp görebileceği en renkli karakterlerden biri. Moda,sanat ve insanlarla ilgili görüşlerinin yer aldığı film yaratıcılık ve tabi ki renk dolu.
8. SCATTER MY ASHES AT BERGDORF’S
Herman Bergdorf ve Edwin Goodman 32.Cadde’de ilk mağazalarını açarken bu kadar ileriyi görmüşler miydi bilinmez ama Bergdorf Goodman bugün en güçlü moda otoritelerinden biri. Her tasarımcının hayali. Şahane vitrinleriyle adeta bir şölene dönüşen filmde kimler yok ki .. Christian Loubutin, Karl Lagerfeld, Manolo Blahnik ve daha niceleri..
7. ANNIE LEIBOVITZ: LIFE THROUGH A LENS
John Lennon’un ölmeden once Yoko Ono ile çekilen son karesi, Woopi Goldberg’ün süt banyosu, Leonardo’nun kuğuya sarılmış hali, Demi Moore’un hamileliği ve daha niceleri. Bundan Annie Leibovitz’in lensinden bizlere kazandırılan karelerden sadece birkaçı. Fotoğrafçılık dehası Annie’nin hayatını daha yakından görmek ister misiniz? Annie Leibovitz
6.MADEMOISELLE C
Mademoiselle C - Carine RoitfeldVogue Paris’in efsane editorü, moda otoritesi Carine Roitfeld’in 10 yılın ardından Paris ve Vogue’u bırakarak, New York’a kendi dergisini kurmaya gidişininetrafında şekillenen belgesel, bize onun taşınması, yeni işini kurması ve büyükanne olma macerasını yakından izleme fırsatı sunuyor.
5.VALENTINO: THE LAST EMPEROR
Dünyanın en yetenekli, en özel modacılarından biri olan Valentino’nun hayatı , işleri ve iş-hayat partneri Giancarlo Giametti ile ilişkisini konu alan belgesel bir başyapıt tadında.
4.THE SEPTEMBER ISSUE
Anna WintourModa takviminde yılbaşı, hiç kuşkusuz Eylül ayı. Eylül sayısı her derginin kutsal sayısı. Peki Vogue’un ve moda dünyasının en efsane kadını Anna Wintour’un eylül sayısının çıkışında neler yaşadığını görmek ister misiniz? Ders gibi bir belgesel. Kaçırılmamalı.
3.DIOR&I
Nisan,2012. Raf Simons Dior’un yeni Kreatif Direktörü ilan edilir. Önünde ilk koleksiyona 8 hafta vardır. Peki minimalizmle bağdaştırılmış bir adam couture yapabilir miydi?Kuşkulu gözler, zaman yarışı ve bitmek bilmeyen stres. Bu belgeseli izlerken Raf Simons’u daha yakın tanıyıp, onun bu mücadelesine ortak olacaksınız.
2. LAGERFELD CONFIDENTIAL
Karl Lagerfeld’le ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki. Çekimi 3 yıl süren bu filmde onu evinde, çizim yaparken, seyahatte , kendisi ve parçası olduğu dünya ile ilgili konuşurken görebilirsiniz. Bilim adamlarının –normal olmadığı düşüncesiyle(!)- DNA’larını incelemek istediği bugünlerde izlemek için daha doğru bir zaman olamaz.
1.L’AMOUR FOU
Yves Saint Laurent ve Pierre Berge.. 50 yıl süren bir aşk. Belgesel Yves ile yıllarca biriktirdikleri sanat eserlerinin müzayedesine hazırlanan Pierre’in gözünden anı ve geçmişi aktarıyor. İlk tanıştıkları andan ölüme kadar olan sürede yaşadıkları, Pierre Berge’nin anlatımıyla ve Yves ile yapılmış röportajlardan kesitlerle hayat buluyor. Aşk, sanat ve tabi ki moda dolu bir yapıt.