Avrupa’da Eğitim Almak Ve Çalışmak

Avrupa’da çalışmak ve iş bulmak ile ilgili çok soru alıyoruz. Ben de bu konuda kendi tecrübemden yola çıkarak bir yazı yazmaya karar verdim.

Avrupa’da Çalışmaya Nasıl Başlanır?

Öncelikle çalıştığınız ya da çalışacağınız şirket tarafından yurtdışına transfer edilme imkanınız olabilir. Bunun için önemli olan yurtdışında da merkez ofisi, mağazası ya da iş ortakları olan bir markada çalışma imkanı yakalamak. Moda sektörü için bu fırsatlar Türkiye’de biraz kısıtlı fakat öncelikle yurtdışına açılma sürecinde olan markalardaki fırsatları araştırmanızı tavsiye ederim. Yurtdışında çalışmasanız bile, yurtdışı ile çalışmanız orada işlerin nasıl yürüdüğü ile ilgili fikir edinmenizi sağlar ve en önemlisi networking imkanı verir. Moda sektöründe özellikle perakende direktörlüğü, kreatif direktörlük veya satın alma pozisyonlarında farklı ülkelerle iletişim içinde olursunuz.  Bu ilişkiler sayesinde iş teklifi alan kişi sayısı az değil!

Genelde şirket sizi yurtdışına gönderiyorsa oturma izni isteme sürecini sizin için yönetiyor ve gidişiniz nispeten daha kolay oluyor. Bir şirketin sizi yurtdışına göndermesi için genellikle ya ayırtedici bir özelliğiniz olmalı (yabancı dil gibi) ya da tecrübeniz. Eğer transfer imkanı yoksa eğitim yurtdışına açılmanın bir diğer yolu.

Eğitim İçin Yurtdışına Gitmek

Eğer iş imkanı ile değil de eğitim için yurtdışına çıkacaksanız önceden araştırmanızı tavsiye ettiğim şeyler var:

1. Okulunuzu seçeceğiniz ülkede göçmen yasalarını inceleyin:

Göçmen yasaları ülkeye göre değişir. Bazı ülkeler öğrencilerine mezuniyet ardından sınırlı bir süre çalışma izni verirken bazı ülkeler mezuniyet ardından, neredeyse günü gününe, oturma iznini sonlandırır. Bazen eğitimin süresi veya çeşidi bu izni etkiler. Mesela İtalya’da lisans mezunları çalışma iznine başvurma hakkına direk sahip olurken, yüksek lisansta bu haklar bazı şartlarla sınırlı. Bu nedenle önceden araştırmanız çok önemli. Birçok durumda eğitim amaçlı oturma izni ile ülkeye girenler, bu izni çalışma iznine çevirmekte zorlanabilir. Bunun başlıca nedeni iş bulmaktaki zorluktur. Okulun hemen ardından staj bulduğunuzda, o ülkenin vatandaşlarından farklı olarak sizin kısa süre içinde bir kontrata sahip olmanız gerekir. Oysa ki şirketlerin işe alım süreçleri her zaman hızlı olmayabilir. Bunun dışında, çalışma izni olmayanları tercih etmeyen şirketler de var ki, bu noktada yapacak birşey yok. En doğrusu size kapıyı en çabuk açacak şirket, deneyim veya kişileri aramak.

Kendim çalışma izni aldığım İtalya’dan örnek vermem gerekirse, İtalya’da öğrencilerin çalışması mümkün. Polimoda’da eğitimim ardından staj iznim vardı fakat stajım altı aylık, kalan oturma iznim 4 aylıktı. Bu durumda öğrenci vizesini çalışma iznine dönüştürebilmek için her sene açılan kotalara başvurdum ve girmeyi başardım. Bu şekilde öğrenci vizem çalışma iznine çevrildi. O noktadan sonra iş bulmam ve kontratımın yenilenmesi, iş iznimin devam etmesi için yeterli oldu. Bu prosedür hala uygulanıyor fakat bir nevi çekiliş olduğu için işiniz tamamen şansa kalıyor.
Eğer öğrenci vizemi dönüştüremeseydim çalışmam mümkün olmayacak, muhtemelen geri dönecektim. Kısacası gideceğiniz okulu seçerken, okulun iyi bir okul olmasının dışında size sağlayacağı imkanları da değerlendirmelisiniz. Avrupa Topluluğundan çıkmaya hazırlanan İngiltere yavaş yavaş öğrenci sayısını da azaltmaya başladı. İngiltere’de okumayı seçecekseniz ve yurtdışında çalışma hayaliniz varsa, okuldan sonra orada kalıp kalamayacağınızı iyi araştırmanızı tavsiye ederim. Zira yurtdışında çalışmak istiyorsanız, okula yaptığınız yatırımı aynı zamanda iş hayatınıza da yapıyorsunuz.

2. Seçeceğiniz okulun sunduğu kariyer hizmetlerini öğrenin:

Okulların çoğu kariyer servisimiz var ve size iş bulmanızda yardım ediyoruz diye beyan eder. Fakat yıllardır şahit olduğum durumlar gösteriyor ki okullara bu konuda tüm umutları bağlamak doğru değil. Okullar CV’nizi şirketlerle paylaşabilir ya da sizi okul ortamında şirketlerle tanıştırabilir ama aslında çok daha fazlasına ihtiyacınız var. Türkiye’de de olsa yurtdışında da, öncelikle okulunuzun sektörde aranan rollere yönelik özelliklerinizi geliştirmeniz için size destek olacağından, ve herşeyden önce okulun sektördeki gelişmelerden haberdar olduğundan (Business Of Fashion sitesi 2015 yılında “Moda eğitimi sahte bir hayal mi satıyor?” başlıklı bir yazı yazdı) emin olun. Ayrıca sektörle ve diğer moda okulları ile ilişkisini araştırın. Bunun için okulla önceden konuşmayı ve mezunları ile iletişime geçmeyi unutmayın.

Ayrıca Business of Fashion’ın iki senedir yayınladığı en iyi moda okulları sıralaması bu konuda çok değerli bir kaynak, çünkü öğrencilerin, sektör profesyonellerinin ve İK çalışanlarının geri bildirimi üzerine yayınlanıyor. Birçok kişinin değerlendirmesi ile oluşturulan bu listede en çok bilinen bazı okulların alt sıralarda yer alması başta şaşırtıcı gelebilir, fakat bu liste okul değerlendirme kriterlerinizi gözden geçirmenize neden olacaktır.

2017’nin en iyi moda okulları listesi

3. Gideceğiniz ülkede moda sektöründe aranan yetenekleri araştırın:

Eğer amacınız yurtdışında iş bulmak ise, mezun olduktan sonra iş imkanlarının size uymasını ummaktansa, siz kendiniz iş imkanlarına göre eğitiminizi ve staj deneyiminizi tasarlayabilirsiniz. Bunu yapmak için gitmeyi planladığınız ülke veya şehirde yer alan markaların iş ilanlarını önceden araştırabilir, moda sektörüne yönelik kariyer sitelerini daha gitmeden takip etmeye başlayabilirsiniz. Bunlara örnek olarak Drapers JobsFashion Jobs ve Business Of Fashion gibi siteleri verebilirim. Ayrıca her ülkenin yerel iş arama siteleri de ilginç veriler sağlayacaktır.

Moda sektöründe en çok çalışılmak istenen 25 şirket

4. Networkünüzü araştırın ve hazırlayın:

Yurtdışına giderken bazen kahraman gibi hissedebiliriz. “Ben yaparım”, “Kendi kendime yeterim”, “Orada arkadaş bulurum , zaten burdaki herkesten sıkıldım” gibi iç hesaplaşmalar mümkündür. Öncelikle evet yalnız kalacaksınız, en azından bir süre. Hayatınız yurtdışında da geçse, gelen ve kısa sürede giden birçok arkadaşınız olacak. Bu nedenle gitmeden önce networkünüzü araştırmak, arkadaşlarınızın arkadaşlarını soruşturmak, Facebook, Linkedin kontaklarınıza göz atmak çok faydalı. Sizden önce orada olanlar birçok şeyi deneyimlediler ve hatalar yaptılar. Size bazı konularda yardım edebilirler. Benim iş iznimi almamda en büyük etken arkadaşlarımın bana verdiği tavsiyeler olmuştu. Aile dostlarınızı ve onların tanıdıklarını da soruşturun, yani çemberi genişleterek geniş bir arama yapmayı unutmayın. Aileniz “Mehmet Amcanın yeğeni orda okuyordu” dediğinde duymazdan gelmeyin.

5. Gittiğiniz yere yabancı kalmayın:

Yıllar içinde sıklıkla gördüğüm birşey, özellikle İtalya’da, “Ben İngilizce okuyorum üstelik çok dersim var zamanım yok” diyerek, bulunduğu yerin dilini öğrenmeden, yerel dostluklar edinmeden, geri dönen kişiler. Bu kişiler genellikle iş bulamamaktan da yakınırlar ama bu durumda yakınmak anlamsızdır. Eğer ana dili İngilizce olmayan bir ülkede eğitim alma planınız varsa (özellikle İtalya, Fransa, İspanya…) bu ülkelerin kültürüne adapte olmak ve iş bulabilmek için dillerini öğrenmeniz çok önemli. “Herkes İngilizce konuşuyordu” ilk iş görüşmenizde bir mazeret olarak işe yaramaz.

Gözlemlediğim kadarıyla Avrupa’da, özellikle moda sektöründe, okul seçimi herkesin gittiği okula gitmeyi seçerek yapılıyor. Oysa ki profesyonel kariyere yönelik eğitim  seçimlerinde sürüyü takip etmektense kendi yolunu tasarlamak/yaratmak daha verimli olabilir.

Aslı Özbek

Aslı 2004 yılından beri moda sektöründe çalışıyor. Milano ve Paris'te başlayan kariyerinin büyük bölümü lüks perakende sektöründe geçti.

Henüz Yorum Yok

Cevap Bırak

E-Posta adresiniz yayımlanmayacak.